İoannes I Tzimiskes (d. 925 – ö. 10 Ocak 976, Konstantinopolis [İstanbul]), 969-976 arasında Bizans imparatorudur. Balkanlar ve Suriye’yi egemenliği altına alarak imparatorlukta düzeni sağlamıştır.
Soylu bir Ermeni ailesinden gelen İoannes, sonradan II. Nikephoros Phokas unvanıyla imparator olan ünlü komutan Nikephoros’ un anne tarafından yakınıydı. İmparatorluk ordusunda Nikephoros’la birlikte Kilikya ve Suriye’de Araplara karşı savaştı. Nikephoros’un tahta çıkmasına katkısından dolayı, doğudaki Bizans kuvvetlerinin başkomutanlığına getirilerek ödüllendirildi. Ama tahtı ele geçirebilmek için, metresi olan Nikephoros’un karısı Theophano’yla birlikte bir komplo düzenledi. Nikephoros Aralık 969’da öldürüldü. İoannes tahta çıkabilmek için, Konstantinopolis patriği Polyeuktos’un zorlamasıyla nedamet getirdi ve Theophano’yu bir manastıra kapattı, Nikephoros’un katillerini de cezalandırdı.
I. İoannes, diplomasi alanındaki becerisiyle askeri gücü birleştirerek imparatorluğu güçlendirdi. Ülke içinde iktidarına yönelik tehditleri ortadan kaldırmak amacıyla 970’te tahtın meşru vârisi VII. Konstantinos Porphyrogennetos’un kız kardeşi Theodora ile evlendi. 971’de Bizans’a saldıran Bulgarları püskürttü, ordusuyla Bulgar başkentine girerek çarı tutsak aldı, Bulgarları Bizans’ın vasalı olmaya zorladı. Temmuz 971’de Rus prensi Svyatoslav’ı yenilgiye uğratarak Bizans’a kuzeyden yönelen tehdide son verdi. Bizans’ın batıdaki konumunu korumak amacıyla, bir akrabasının sonradan Kutsal Roma-Germen imparatoru olan Otto’yla evlenmesini sağladı. Ardından doğuya yöneldi. 974-975’te Antiokheia (Antakya), Damaskos (Şam) ve Suriye’deki öteki kentleri ele geçirerek Antiokheia çevresindeki Fatımi etkinliğini kırdı. Kudüs’ü de geri almaya çalışan İoannes’in tifodan öldüğü sanılmaktadır.
Ioannes II Komnenos (d. 1088 – ö. 8. Nisan 1143), 1118-43 arasında Bizans imparatorudur.
Arapların, Selçukluların ve Haçlıların ele geçirdiği tüm önemli Bizans topraklarını geri almak için mücadele etmiştir.
İmparator I. Aleksios Komnenos ile Eirene Dukas’ın oğluydu. Gösterişsiz bir saray yaşamını yeğleyerek, hükümdarlık döneminin büyük bölümünde askerlerinin başında bulundu. İmparatorluk topraklarında Venediklilere tanınmış ticari ayrıcalıklara son vererek Bizans maliyesini güçlendirmeye çalıştı. Ama 1126’da uğradığı bir yenilginin ardından bu ayrıcalıkları yeniden tanımak zorunda kaldı. 1120’ler boyunca Peçenek, Macar ve Sırp saldırılarına karşı koydu. 1130’da Sicilya’nın Norman kralı Iİ. Ruggiero’ya karşı Germen imparatoru II. (III.) Lothar’la ittifak yaptı.
Hükümdarlığının bundan sonraki döneminde gözünü doğuya çevirdi. 1135’te Meli-tene’deki (bugün Malatya) Danişmendli Beyliği’ni yenilgiye uğrattı. İki yıl sonra Kilikya’nın tamamını fethetti ve ardından Antiokheia (Antakya) hükümdarı Poitiers’li Raimond’u Bizans’ın vaşak olmaya zorladı. II. İoannes ile Raimond Suriye’deki Selçuklu atabeglerine karşı birleştilerse de büyük bir başarı kazanamadılar. II. İoannes Antiokheia’yı ele geçirmek üzere 1143’te Suriye’den döndü. Dördüncü oğlu Manuel’i tahtın vârisi ilan ettikten sonra bir av kazasında yaralandı ve öldü.
Ioannes III Dukas Vatatzes (d. 1193, Didymoteikhos [Dimetoka], Bizans İmparatorluğu – ö. 3 Kasım 1254), 1222-54 arasında Nikaia (İznik) imparatorudur. Konstantinopolis’in (İstanbul) Latin imparatorlarından geri alınarak Bizans İmparatorluğu’nun yeniden kurulmasına giden yolu hazırlamıştır.
Bizanslı soylu bir aileden geliyordu. Nikaia imparatoru I. Theodoros Laskaris’in kızı Eirene’yle evlenerek Theodoros’un ölümünden sonra imparator oldu. Ama Theodoros’un kardeşleri Aleksios ve İsaakios’un İoannes’in hükümdarlığına karşı çıkmaları üzerine iç savaş patlak verdi. Bu savaştan galip çıkan İoannes, Aleksios ile İsaakios’u hapse attırarak gözlerini kör ettirdi (1223). 1225’te de rakiplerini destekleyen Latin kuvvetlerini yenilgiye uğratarak Anadolu’ya egemen oldu. Ardından Epeiros (Epir) despotu Theodoros Dukas’la savaştı ve Thessalonike’yi (Selanik) aldıktan sonra kendini Bizans imparatoru ilan etti (1225). Aynı yıl, Hadrianopolis’i de (Edirne) almaya çalıştı, ama bu kez Theodoros’un birlikleri karşısında ağır bir yenilgiye uğradı. Bunun üzerine Bulgar kralı II. İvan Asen’le anlaştı ve 1230’daki çarpışmada Theodoros’u yenilgiye uğrattı, 1235’te de Konstantinopolis’i kuşattı. Ama Nikaia’nın gitgide bir tehdit kaynağı durumuna geldiğini gören II. İvan Asen, III. İoannes’e savaş açtı. 1237’de bir barış yapıldıysa da 1241’de Asen’in ölümünden sonra III. İoannes Bulgaristan’da bazı toprakları ilhak etti ve Epeiros Despotluğu’ na yeniden savaş açtı. 1242’ye gelindiğinde, Epeiros topraklarından önemli bir bölümünü fethetmiş ve Epeiros Despotluğu’na süzerenliğini kabul ettirmişti. III. İoannes, Avrupa’daki öteki hükümdarlarla anlaşmalar yaparak Latinlerin elindeki Konstantinopolis’i gitgide daha çok yalnızlığa itti. Yaklaşık 1250’de, Konstantinopolis’in yeniden fethine yardım etmesi karşılığında Kutsal Roma-Germen imparatoru II. Friedrich’in vasalı olmayı kabul etti. Anlaşma, İoannes’in imparatorun kızıyla evlenmesiyle pekiştirildiyse de sonuç vermedi. İoannes, Latinlerin Konstantinopolis’ ten ayrılmaları karşılığında Doğu ve Batı kiliselerinin birliğini sağlamaya söz vererek papalıkla da anlaşmaya çalıştı ama başarılı olamadı.
III. İoannes, Nikaia İmparatorluğu’nu ekonomik açıdan kendine yeterli kılmaya çalıştı. Tarım ve hayvancılığın gelişmesini sağladı, hastaneler ve yoksul evleri yaptırdı, ayrıca Nikaia’nın kültür yaşamının gelişmesi için çalıştı. Halkın sevdiği bir hükümdar olması ve iyiliğiyle ünlenmesi, ölümünden yarım yüzyıl sonra Doğu Kilisesi’nin azizleri arasına alınmasını sağladı.
İoannes IV Laskaris (d. 1250 – ö. 1261 ?), Nikaia (İznik) imparatorudur. Çocuk yaşta kısa bir süre tahtta kalmıştır. Nikaia imparatoru II. Theodoros Laskaris’ le (hd 1254-58) Bulgar çan II. İvan Asen’in kızı Helene’nin oğluydu. Babası öldüğünde sekiz yaşında olduğu için naipliği Theodoros’ un güvenilir dostu Georgios Muzalon üstlendi. Ama Muzalon, Theodoros’un ölümünden dokuz gün sonra Mikhail Palaiologos’un yandaşlarınca öldürüldü. Naipliği ele geçiren Mikhail kendisini imparator ilan etti ve Aralık 1258’de İoannes’le birlikte tahta çıktı. Ağustos 1261’de, kendisine bağlı birliklerin Konstantinopolis’i (İstanbul) Latinlerden kurtarmasından sonra Ayasofya’da tek başına Bizans imparatoru olarak taç giydi. 1258’den beri geriye itilmiş olan IV. İoannes Bitinya’da bir kaleye tutsak olarak kondu ve gözleri kör edildi.
İoannes V Palaiologos (d. 1332 – ö. 16 Şubat 1391), 1341-91 arasında Bizans imparatorudur. İmparatorluğu kurtarma çabalarına karşın iç savaşları ve Osmanlı egemenliğinin giderek yaygınlaşmasını engelleyememiştir. Babası III. Andronikos öldüğünde henüz dokuz yaşında olan İoannes’in naipliği konusunda ana imparatoriçe Savoialı Anna’yla VI. İoannes Kantakuzenos arasında anlaşmazlık çıktı. Bunun yol açtığı iç savaş sonucunda Kantakuzenos 1347’de Konstan-tinopolis’te V. İoannes’le birlikte taç giydi. Kantakuzenos’un kızı Helene’yle evlendiği halde ona karşı Venediklilerle ittifak kuran İoannes, Kantakuzenos’u 1354’te tahttan çekilmeye zorladı. Osmanlılar Mart 1354’te Gelibolu’yu işgal ederek Konstantinopolis’i (İstanbul) tehdit etmeye başlayınca İoannes Batı’dan yardım istedi; bunun karşılığında Bizans ile Roma kiliseleri arasındaki bölünmeyi sona erdirmeye söz verdi. Papaların, İoannes’in Roma’nın üstünlüğünü tanıması durumunda bir haçlı seferi düzenlemeye söz vermelerine karşın bu sefer hiçbir zaman gerçekleşmedi. Bu arada Sırplar ve Osmanlılarla yürütülen savaşların Bizans hazinesini boşaltması nedeniyle İoannes Venediklilerden borç almak zorunda kalmıştı. 1369’da Venedik’i ziyaret ettiği sırada borçlarını ödemediği için tutuklandı.
1371’de Osmanlılar Makedonya’nın büyük bölümünü ele geçirince İoannes Osmanlıların süzerenliğini kabul etmek zorunda kaldı. Oğlu IV. Andronikos 1376’da Konstantinopolis’e egemen olarak babasını tutsak aldı. İoannes 1379’da Osmanlıların yardımıyla tahtı yeniden ele geçirdi. Ama Konstantinopolis’i çevreleyen surlan tahkim etmesine izin vermeyen Sultan I. Murad, İoannes’i, o sırada Osmanlı sarayında yaşayan oğlu ve ardılı II. Manuel Palaiologos’u kör etmekle tehdit etti. İoannes, Manuel’e, Osmanlı süzerenliği altında küçülmüş ve güçsüz imparatorlukla korkudan bezmiş bir halk bıraktı.
İoannes VI Kantakuzenos (d. 1292 – ö. 15 Haziran 1383, Mistra, Bizans İmparatorluğu), Bizans imparatoru ve tarihçidir. V. İoannes Palaiologos’a karşı giriştiği taht kavgasında Osmanlıların yardımına başvurması, imparatorluk topraklarının Osmanlı denetimine girmesini hızlandırmıştır.
III. Andronikos’un başdanışmanı olan Kantakuzenos, imparatora 1328’de dedesi II. Andronikos’u tahttan uzaklaştırması için yardım etmişti. 1328-41 arasında ülkenin iç ve dış politikasını imparator adına Kantakuzenos yönetti. III. Andronikos’un bir yargı reformu yapması için çaba harcadı ve imparatorluk donanmasının yeniden kurulmasını sağlayarak Cenevizler ile Venediklilerden bağımsız bir ticaret filosu oluşturmaya çalıştı. Sırplara karşı savaşta büyük başarı elde etti ve 1337’de Yunanistan’ın batısındaki Epeiros (Epir) Despotluğu’nun imparatorluk topraklarına katılmasını sağladı.
III. Andronikos 15 Haziran 1341’de ölünce, Kantakuzenos çocuk yaştaki V. İoannes’in naipliğini elde etmeye çalıştı. Ama Trakya’da Sırplarla savaşmak üzere Konstantinopolis’ten (İstajibul) ayrıldığında, V. İoannes’in annesi Savoialı Anna önderliğindeki düşmanları tarafından hain ilan edildi ve yandaşlan hapse atıldı.
Buna karşın Kantakuzenos 26 Ekim 1341’de Didymoteikhos’ta kendisini imparator ilan etti. 1343-45 arasında Osmanlılarla ittifaklar kurdu ve kızını Orhan Bey’le evlendirdi. Şubat 1347’de Osmanlıların yardımıyla Konstantinopolis’te iktidarı ele geçirdi ve mayısta V. İoannes’le birlikte taç giydi.
Kantakuzenos, VI. İoannes adıyla 10 yıl hüküm sürdükten sonra tahttan çekilip iktidarı tek başına V. İoannes’e bırakmayı kabul etmişti. Bu anlaşmayı pekiştirmek için kızı Helene’yi V. İoannes’le evlendirdi. Ama 1354’e doğru hükümdarlığını sürdürme hevesine kapılan Kantakuzenos oğlu Matheos’a taç giydirerek onu iktidarına ortak etti. Bunun üzerine V. İoannes Venediklilerden yardım istedi ve 1354’te Konstantinopolis’i geri aldı. Tahttan çekilmek zorunda kalan Kantakuzenos bir manastıra kapandı. Burada, 1320-57 arasındaki döneme ilişkin çok değerli tarihi bilgiler içeren anılarını yazdı.
İoannes VIII Palaiologos (d. 1390 – ö. 31 Ekim 1448, Konstantinopolis [İstanbul]), 1421-48 arasında Bizans imparatorudur. İmparatorluğun son topraklarını da tümüyle ele geçirmek üzere olan Osmanlılara karşı Batı’ nın yardımına başvurmuştur.
II. Manuel Palaiologos’un oğluydu. 1421’de tahtı babasıyla paylaşmak üzere taç giydi. İoannes, Konstantinopolis ile yakın çevresindeki bir bölgeyi yönetirken, kardeşleri parçalanmış imparatorluktan geriye kalan Peloponnesos’la Karadeniz kıyısındaki bazı bölgelerin başında bulunuyordu. Temmuz 1425’te babasının ölümünden sonra İoannes tek başına imparator oldu.
Osmanlı sultanı II. Murad Haziran 1422’de Konstantinopolis’i kuşatmıştı. Mart 1430’da Thessalonike (Selanik) de Osmanlıların eline geçince İoannes Batı’dan yardım istedi. 1437’de İtalya’ya giderek Ferrara-Floransa Konsili’nde Bizans ve Roma kiliseleri arasında bir birlik sağladı (1439). Ama bu arada Batılıların Osmanlı ilerlemesini durdurma çabaları sonuçsuz kaldı; kilise birliği de papalığın egemenliği altına girmek istemeyen Bizanslı din adamları arasında kargaşaya yol açtı. Taht kavgaları ve Ekim 1448’de Osmanlıların II. Kosova Savaşı’nda Macarları yenmesi çöküntü içindeki imparatorun ölümünü hızlandırdı.
İoannes XI Bekkos (d. y. 1235, Nikaia [bugün İznik], Nikaia İmparatorluğu – ö. Mart 1297, Nikomedeia [bugün İzmit], Bizans İmparatorluğu), 1275-82 arasında Konstantinopolis (İstanbul) patriğidir. Katolik ve Ortodoks kiliselerinin birleşmesini savunan Bizanslıların önde gelen sözcüsüdür.
Ortodoks ve Katolik kiliselerinin birliğine karşı çıkan Patrik Arsenios’un (1255-65) arşivcisi ve yardımcısıydı. Önceleri Katolik Kilisesi’yle birleşmeye karşı çıkarak birlik yanlısı İmparator VIII. Mikhail Palaiologos’a karşı patrikle aynı tutumu benimsedi. Ama imparator sonunda İoannes’i ikna etti ve ona birliğin zeminini hazırlamak üzere bazı diplomatik görevler verdi. Papa X.Gregorius’un Doğu-Batı birliğinin koşullarını araştırmak amacıyla topladığı konsiller sırasında Bekkos bir kez daha birliğe karşı çıkınca İmparator Mikhail tarafından hapse atıldı. Hapiste geçirdiği dönemde kilisedeki bölünmenin kaynaklannı, ayrıca Doğu ve Batı ilahiyatını inceleyen İoannes, bundan sonra birleşmeyi ateşli biçimde savunmaya başladı. 1274’teki II. Lyon Konsili’nde birlikle ilgili ilk görüşmeler yapıldı.
Birliğe karşı çıkan Patrik I. İosephos’un görevden çekilmesi üzerine Mayıs 1275’te bu göreve Bekkos getirildi. Ama gerek Ortodoks, gerek Katolik kiliselerinde birlikle ilgili tereddütler doğunca, Bekkos’un birlik yanlısı kararlı tutumu, Ortodoks manastırların ve imparatorun şiddetli tepkisiyle karşılaştı. Bekkos bunun üzerine 1279’da patriklikten çekildi. Ama imparator bu kez siyasal nedenlerle birliği desteklemeye başlayınca Bekkos yeniden göreve getirildi. VIII. Mikhail’in 1282’de ölmesi ve birliğe karşı çıkan II. Andronikos Palaiologos’un tahta çıkması üzerine, Roma’yla ilişkiler koptu ve Bekkos bir daha dönmemek üzere görevden ayrıldı.
Sürgünde kaldığı sürece, onun yerine patriklik görevine getirilen II. Gregorios başta olmak üzere Katolik düşmanı Ortodoks ilahiyatçılara karşı şiddetli polemikler kaleme aldı. Bu nedenle Nikomedeia’ya sürülerek başkentten daha da uzaklaştırıldı; buna karşın uzlaşmaya yanaşmaması 1289’da Gregorios’un görevinden uzaklaştırılmasına yol açan etkenlerden biri oldu.
Bekkos’un başlıca yapıtları arasında, Kilise Babalarının Kutsal Ruh ilahiyatıyla ilgili yazılarından bir derleme olan Epigraphai (Toplu Metinler), eski ve yeni Roma kiliselerinin birliği üzerine bir kitapçık ile papalığın üstünlüğünün tanınmasını öneren çeşitli polemikler yer alır.
kaynak:nkfu