Büyük İskender Hayatı ve Savaşları Hakkında Bilgi

Büyük İskender Hayatı ve Savaşları Hakkında Bilgi

Büyük İskenderBüyük İskender; (M. Ö. 356-323)

Makedonya kralı ve tarihin en ünlü komutanlarından biridir. İlk defa dünyayı fethetmeye çalışan hükümdar olarak da tarihte ad bırakmış, aldığı geniş ülkelerden dolayı «Büyük» lakabıyla tanınmıştır.

İskender’in babası Makedonya Kralı Phillip de iyi bir komutandı. Yalnız genç prens birçok konularda babasından çok daha ihtiras sahibi olduğunu küçük yaşta belli etmişti. Kral Philip ordusu ile geniş bir istila hareketine giriştiği zaman İskender: «Babam bu gidişle, bana fethedilecek ülke bırakmayacak» diye sızlanmıştı. İskender’in annesi de oğluna büyük kahraman Akhilleus’un sülalesinden geldiğini söylemiş, oğlunu çeşitli kahramanlık hikayeleriyle büyütmüştü.

İskender, 14 yaşındayken, ünlü Yunan filozofu Aristoteles’ten ders almaya başlamıştı. Edebiyata olan merakının yanı sıra spora da önem veriyordu. Aristoteles aynı zamanda İskender’e yabancı ülkelere gidip, başka milletlerin kültürünü, medeniyetini öğrenme fikrini de aşılamıştı.

İskender, 20 yaşındayken, Makedonya kiralı oldu. O sırada, devletin idaresi altındaki eyaletlerde huzursuzluk başlamıştı. İskender kuzeyde Barbar kabilelerle savaşırken, genç hükümdarın öldüğüne dair bir haber yayıldı. Thebes şehri halkı hemen Makedonya’ ya karşı ayaklandı, Atinalılar’dan yardım istedi. İskender durumu haber alır almaz ordusu ile birlikte Thebes’e yürüdü. Şehri yerle bir etti, şair Pindar’ın eviyle tapınakların dışında, bütün binaları yaktı yıktı. Şehrin 30.000’i bulan ahalisini de köle olarak esir pazarlarına sattı. İskender’in bu hareketi öteki Yunan eyaletlerini susturmaya yetmişti. Atina hükümeti de İskender’in egemenliğini kabul etmek zorunda kaldı.

İskender’in Savaşları

Muhteris genç hükümdar memleketinde sükûneti sağladıktan sonra gözünü dünyanın en zengin ülkelerine çevirmişti. İlk olarak İran’ı ele geçirmek istiyordu. Daha önce babası Phillip de İran’ı istilâ etmek istemiş, plânları hazırlamıştı. M.Ö. 334 yılında İskender, 35.000 kişilik bir orduyla, İran seferine çıktı.

Marmara’ya akan Granikos nehrinde (bugünkü Kocaçay’da) Makedonya ordusu İran ordusunu yendi. Artık İskender’e Asya’nın bütün yolları açılmış sayılırdı. İskenderun yakınlarında İssos vadisinde Pers Kralı III. Dârâ’nın 66.000 kişilik ordusunu yok etti.

Bu zaferden sonra İskender, Fenike’yi istilâ etmeyi aklına koydu Thyrra (Tire) şehri halkı 7 ay İskender’in ordularına karşı koydular. Makedonyalılar şehri alabilmek için başka yandan yeni bir yol yapmak zorunda kaldılar, şehri aldıktan sonra 8.000 kişiyi kılıçtan geçirdiler, 30.000 kişiyi de esir pazarlarında sattılar.

İskender bundan sonra Filistin’e yürüdü. Bütün şehirler İskender’e kapılarını açtılar. Yalnız Gaza şehri bir -süre İskender’e karşı koydu. Gazalılar da Tirelilerin akıbetine uğradılar.

Bundan sonra İskender Mısır’a geçti. Mısırlılar, yıllarca Pers’lerin egemenliği altında yaşadıkları için İskender’e âdeta bir kurtarıcı diye baktılar. İskender, Nil’in ağzında yepyeni bir şehir kurdu. Bu şehre İskenderiye adı verildi.

İskender, Mısır’dan sonra yeniden İran’a döndü. Pers hükümdarı Dârâ’nın ona karşı koymak için yeniden ordu kurmaya çalıştığını duymuştu. İki ordu Ninova şehri yakınında Arbela düzlüğünde karşılaştı. İskender, Persliler’i kısa zamanda geri püskürttü. Arbela Savaşı dünya tarihinin en önemli savaşlarından biri sayılır. Bu savaştan sonra Babil’ in iki şehri de İskender’e teslim oldu. İskender yeni aldığı her şehirden birçok ganimet ele geçiriyordu. Dünyanın en zengin hükümdarlarından biri haline gelmişti.

Dârâ, Arbela Savaşı’ndan sağ kurtulmuştu ama, daha sonra Persli generallerden biri onu öldürdü. Dârâ’nın ölümü üzerine İskender Pers İmparatoru oldu. Zafer, genç hükümdarın gözlerini kamaştırmadı. Artık bütün dünyayı ele geçirmesi için ortada hiçbir engel kalmamıştı. Hindistan Seferi için hazırlığa başladı. M.Ö.329’da Sogdiana (Buhara) yı aldı. M. O. 327 yılında Makedonya orduları Hindistan’ın zengin topraklarına ayak bastı. İskender Hindistan’ı ele geçirdikten sonra meçhullerle dolu bu esrarengiz ülkenin bilinmeyen taraflarını keşfetmek hevesine de kapıldı. İndus nehrinin Arap Denizi’ne döküldüğünü buldu.

İskender devrinde Makedonya’nın sınırları Ege Denizi’nden Hindistan’ın kuzeyine kadar uzanıyordu. İskender Asya ile Avrupa’yı birleştirip bir tek ülke haline getirmek istiyordu. Çeşitli memleketlerden aldığı bitkileri başka başka yerlerde yetiştirmeyi denemişti. Adamlarını da aldıkları ülkelerden kadınlarla evlenmeye teşvik ediyordu. Kendisi de Asyalı bir kadınla evlenmişti.

İskender büyük bir Arabistan seferine hazırlandığı sırada tehlikeli bir hastalığa tutuldu. Günden güne kuvvetten düştü. Son günlerinde sarayının kapıları herkese açık tutuldu. Büyük komutanı son defa görmek isteyen binlerce kişi sarayı doldurdu. İskender’in ölüsü altın bir tabut içinde Mısır’a götürüldü, büyük bir törenle İskenderiye’ye gömüldü. İskender’in ölümünden sonra Makedonya İmparatorluğu parçalandı.

kaynak:nkfu

Sen de Yorum yazmalısın bence.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir