David Herbert Lawrence; İngiliz şair ve yazarıdır (Nottinghamshire/Eastwood 1885-Fransa/Vence 1930).
Nottingham Üniversitesi’ne girdi, iki yıl sonunda orta öğretim yetkisi veren sertifikasını elde etti (1908), ertesi yıl ilk edebiyat ürünleri tanınmış bazı dergilerde yer aldı, ilk romanını yayımlatma olanağına kavuştu: The White Peacock (Beyaz Tavus) 1911. Edebiyata bağlanmak kararma bu dönemde ulaştı, ürünlerini kitaplaştırdı: Günahkâr Ruhlar (The Trespasser) 1912, Oğullar ve Sevgililer (Sons and Lovers) 1913, Love Poems and Others (Aşk Şiirleri ve Ötekiler) 1913, The Prussian Officer (Prusyalı Subay) öyküler, 1913. Öğretmenliği bırakarak değişik ülkelere gitti (Almanya, İtalya). Tüm varlığını edebiyata adadıysa da çağdaş düşünceleriyle modern romanının toplum yasaklarıyla engellenişini gördü, Yağmur Kuşağı romanı (The Rainbow) on beş gün içinde toplatıldı (1915). Bir iki yan ürünle yetinmek zorunda kaldı: Amores (Aşklar, şiir) 1916, Twilight in Italy (İtalya’da Alaca Karanlık) gezi notları, 1916, Look-We Have Come Through (Bak! İşte Başardık) şiirler, 1917, Bay: A Book of Poems (Körfez: Bir Şiir Kitabı) 1919. Savaş içinde (1917) casuslukla suçlanınca üç kısa dönüş dışında hep başka yerlerde yaşamak kararıyla İngiltere’den ayrıldı (1919). Değişik ülkelerde kaldı. Resim alanında da dikkate değer ürünler verirken yazmayı hiç aksatmadı: Aşık Kadınlar (Women in Love) roman, 1920; Sea and Sardinia (Deniz ve Sardunya) gezi notları, Kayıp Kız (Lost Girl) roman, 1920; (Tait Memorial Edebiyat Ödülü), England, My England (İngiltere, Benim İngilterem) öyküler, 1922; Aa-ron’s Rod (A’un Kavalı) roman, 1922; Fantasia of the Unconscious (Bilinç-dışı Fantesizi) denemeler 1922; Studies in Classic American Literatüre (Klasik Amerikan Edebiyatı İncelemeleri) 1923; Kangaroo (Kanguru) roman 1923; The Boy in the Bush 1924, St. Maour (1925). Meksika’ya yerleşmeyi denediği yıllarda Kanatlı Yılan romanını yazdı (The Plumed Serpent) 1926, son gezi kitabı : Mornings in Mexico (Meksika Sabahları) 1927. Bu arada bir de öykü derlemesi: The Woman Who Rode Away (Kaçan Kadın) 1928. Sağlığında Floransa’da özel olarak basılan (İngiltere’de ancak 1960’da yayımına izin verildi) son romanı da bu yılların ürünü oldu: Lady Chatterley’in Sevgilisi (Lady Chatterleys’s Lover) 1928. Bu eser, cinselliğin insan yaşamındaki önemini vurgulayan öteki romanlarını hepsinden daha çok etki yarattı: Adını ölümsüzlüğe ulaştırdı. Birkaç kez filme alındı, tüm dünya dillerine çevrildi. Veremden ölünce ardından yayımlanmayı bekleyen birçok ciltlik edebiyat birikimi bıraktı: Mr. Moon (roman, öl.s. 1984), Nettles (Isırganlar) şiir, 1930, Apocalypse (Mahşer), denemeler, 1931.
Lady Chatterley’in Sevgilisi, yazar, hemen bütün eserlerinde savunduğu tezi (insan mutluluğu, ancak bedensel ve ruhsal gereksinimlerin eşitçe karşılanabildiği uyumda doğar) bu romanında daha da atak bir anlatımla ileri sürer. Savaştan sakat dönen eşine özveri ve özenle bakan Lady Chartterley, ahlak ve erdemce hiçbir zayıflığı bulunmayan soylu bir kadın olarak bütün görevlerini yerine getirir. Yurtluğun bahçe ve korusundaki gezintileri sırasındaysa şirret ve geçimsiz karısından ayrı yaşayan orman bekçisinin ilgisine konu olur. Doğa, hayvanlar, bitkiler, kır özgürlüğü gibi etkenlerle bedeninin duyduğu cinsel istek kendiliğinden paylaşılan bir zevke dönüşür ve hiçbir önyargı taşımayan Lady Chatterley, bütünlenmesi olanaksız görünen mutluluk isteğine bu ilişkiyle kavuşur. Bundan sonrası topluma da aykırı olmamak koşuluyla doğaya en uygun bu birleşmenin dirliğini getirecektir. Eşinden ayrılırken soyluluk unvanım da bırakan kadın, yaşamının hakkı olan yeni bir yuvanın mutlu dengesine kavuşur.
kaynak:nkfu