15 Şubat 1564‘te İtalya‘nın Toskana bölgesindeki Pisa şehrinde, döneminin tanınmış müzisyenlerinden, Vincenzo Galilei‘nin altı çocuğundan biri olarak dünyaya gelen Galileo, ilk öğrenimini Floransa‘da tamamlamasının ardından 1581 senesinde Pisa Üniversitesinde tıp tahsiline başladı. Mali durumu yüzünden okulu bırakmak zorunda kalan Galileo, 1583 senesinden itibaren matematiğe yöneldi ve bu konudaki çalışmalarıyla 1589‘da Pisa’da profesör oldu.
Sarkacı, yüzen cisimleri ve kinetiği Aristo fiziğinden farklı bir düşünceyle matematiksel olarak ele alınması gerektiğine inanan Galileo, Pisa Kulesi‘nden ağırlık atarak, düşen bütün cisimlerin aynı ivmeye sahip olduğunu gösterdi ve Aristo mantığının yanlış olduğunu kanıtladı. Serbest düşmenin sabit ivmeli bir hareket olduğunu saptayan Galileo, serbest düşüş sırasında katedilen yolun, zamanın karesiyle orantılı olduğunu gösterdi. Bu deneyi neticesinde yaşlı profesörlerle karşı karşıya gelen Galileo, 1592 senesinde Pisa’yı terk ederek, Padova Üniversitesi matematik kürsüsüne geldi.
1597‘de askeri amaçla da kullanılabilen pusulayı ticari olarak piyasaya sunan Gelileo, 1600 senesinden hemen sonra ilkel bir termometre ve insanların kalp atışının ölçümünde kullanılmak üzere bir sarkaç icat etti.
1609‘da Hollanda‘da teleskopun icat edildiğini öğrenmesinin ardından kendisi daha gelişmiş bir teleskop üreten Galileo, bunu astronomi gözlemlerinde kullandı. Teleskopu astronomik amaçla kullanan ilk bilim adamı olan Galilei Galileo, kendi ürettiği teleskopla önemli gözlemler yaptı ve bu gözlemleri, 1610‘ da, Yıldız Habercisi (Siderius Nuntius) adlı kitabında kaleme aldı.
Ay yüzeyi, yıldız kümeleri ve Samanyolu üzerine ilk tespitlerini yayınladığı ve Jupiter‘in dört uydusunun varlığından bahsettiği kitabı çok ilgi uyandırdı ve Floransa’da saray matematikçisi olmasını sağladı. Venüs gezegeninin evreleri ve Satürn’ün şekli hakkında bilgi verirken, astronomideki Batlamyus sistemini tartıştı. Güneş’i de gözlemleyen ve Güneş üzerinde bulunan gölgelerin leke olduğunu kanıtlayan Galileo, bunların ne Merkür‘ün Güneş’in önünden geçerken oluşan gölgesi ne de Güneş ve Dünya arasında bulunan küçük gökcisimlerine ait olmadığını ortaya koydu.
1611‘de Roma‘ya giden ve oradaki Bilim Akademisi’ne üye olan Galileo, Floransa’ya dönüşünde hidrostatik üzerine birçok profesörün itirazına sebep olan kitabını ve 1613 yılında da, güneş lekeleri üzerine yazdığı eserini yayınladı. Kopernik sistemini açık bir şekilde savunduğu bu eser yüzünden papazların ağır baskısına maruz kalan Galileo, 1615‘te iddiasını müdafaa etmek amacıyla Roma’ya gitti. 1616‘da Papa V. Paul tarafından kitaplarını tetkik amacıyla kurulan komisyon, Galileo’nun kitaplarını yasaklamadıysa da, dünyanın döndüğü iddiasından vazgeçmesini istedi.
Bir süre bilimin pratik yönüne dönerek, mikroskobu geliştiren Galileo, 1618 senesinde üç kuyruklu yıldızın keşfedilmesiyle kiliseyle karşı karşıya kaldı. Bir arkadaşının VIII. Urban olarak Papa seçilmesinin ardından cesaret alarak yazdığı “İki Kainat Sistemi Üzerine Konuşmalar” adlı eseri 1632‘de yayınlanan Galileo, Roma’ya çağrıldı ve Engizisyon mahkemesine çıkarıldı. Bunun ardından, 1633‘te kitabı yasaklanan Galileo, müebbet hapse mahkum edildi.
Yetmiş yaşında hapsedilen ve 1636‘da, hapisteyken gözleri kör olan Galilei Galileo, 8 Ocak 1642 tarihinde Arcetri‘de öldü.
Kaynak:Biyografi.info
Kaynak: biyografi info