Eserleri bütün dünyada ün kazanan İtalyan opera bestecisidir. Giuseppe Verdi XIX. yüzyıl opera sanatının Wagner’den sonra en büyük temsilcisi sayılır.
Kuzey İtalya’da Le Roncole kasabasında doğan Giuseppe Verdi’nin babası küçük bir otelin sahibiydi. Küçük Verdi ilk müzik eğitimini doğduğu şehirde aldı. 11 yaşındayken buradaki kilisede orgcu oldu. Daha sonra doğduğu kasabanın yanındaki Busetto’ya giderek orkestraya girdi ve müzik eğitimine devam etti. Genç yaşta iyi bir orkestra şefi olduğunu ispat eden Verdi Milano Konservatuvarı’na giremedi fakat Scala Operası’nın orkestrasını bir süre idare etti.
1836 yılı iki bakımdan Verdi’nin hayatında bir dönüm noktası oldu. O tarihte Giuseppe Verdi, Milano’lu bir piyanist olan Margherita ile evlendi ve ilk operası olan Oberto’yu yazdı. 1839’da oynanan bu opera Giuseppe Verdi’ye ün sağlamadı ama ona takip edeceği yolu çizdi. Arka arkaya birkaç opera besteledi. Bu operaları bugün unutulmuş gibidir.
1851’den sonra Verdi’nin verimli ve büyük eser verme devri başladı. “Rigoletto“, “Il Travatore” ile “La Travita” gibi dev eserlerini bu devrede verdi.
1860’dan sonra dinlenmek için bir çiftliğe çekilen besteci tam 10 yıl burada eserlerinin uyandırdığı ilgi ve hayranlıktan uzak kendi sesini dinleyerek tarımla uğraştı. 1871’de Mısır Hidivi İsmail Paşa için yazdığı “Aida” operası Kahire’de oynandı. 1874’te bestelediği “Requim Mass” adlı korolu eseri büyük ilgi topladı.
Giuseppe Verdi yaşlandıkça gücünden kaybedeceğine bir çığ gibi çağını kaplıyordu. Yetmiş yaşındayken yazdığı “Otello” bu çağın unutulmaz büyük operalarındandır. 1893’de 80 yaşında “Falstaf“ı oynattı. Büyük bir yaratma gücü içinde “Ave Maria” ve “Te Deum” gibi dini konuları da ele aldı. Milano’da hayata gözlerini kapadığı zaman hem çağının en yaşlı bestecisi ve hem de operanın en büyük temsilcisiydi.
kaynak:nkfu