Hammurabi; Birinci Babil Hanedanı’nın altıncı hükümdarıdır (İÖ 1728-1686).
Yaptığı yasalarla ünlüdür ve kurduğu hanedana adını vermiştir. İÖ 1950’den başlayarak gerilemeye başlayan ve bazı bölümlere uğrayan Babil Krallığı’nı yeniden birleştirmek için yoğun çaba harcadı. Aşağı Babil’de Larsa Kralı Rimsini ile komşuları olan bazı küçük kent krallıklarını yenilgiye uğratarak, onları Babil egemenliğine aldı. Daha sonra Mari Hanedanı’nı da yıkan Hammurabi, bütün Mezopotamya, Suriye ve Elam bölgesini devletine kattı (İÖ 1700). Asurlular üzerine yaptığı seferle de Ninova Kenti’ni ele geçirdi. Böylece, Birinci Babil Devleti, Akkat Devleti’nin eriştiği sınırlara kadar yayıldı.
Hammurabi, ilkçağ tarihinde yasalarıyla ünlü bir hükümdardır. O, Babil hukukunu ortaya koymakla, Mezopotamya’da Babilliler, Asurlular, Sümerler ve Amurruları, bir yönetim altında tek bir ulus olarak yaşatmayı amaçladı. Öte yandan yasaların yanı sıra devletçiliği ile de dikkati çeken Hammurabi, ele geçirdiği kentlere, güvendiği kişileri vali atadı, düzenli bir haberleşme örgütü oluşturdu. Bu düzenlemeler, Babil Devleti’nin uzun süre yaşamasını sağladı.
Hammurabi Yasaları: 1901’de Sus Kenti’nde bulunan ve günümüzde Louvre Müzesi’nde sergilenen 2.25 m yüksekliğinde, dioritten bir sütuna kazılmış yasalar derlemesi. Taşm üst bölümünde Kral Hammurabi’yi Güneş Tanrı’sı Şamaş’ın önünde saygı duruşundayken gösteren bir kabartma yer alır. Yasalar, kabartmanın altında, taşın ön ve arka yüzüne olmak üzere yukarıdan aşağı okunan çivi yazısıyla 292 madde olarak Akkatça yazılmıştır. Hammurabi Yasaları, kendinden yaklaşık 300 yıl önce Sümer (Ur) Kralı Urnammu’nun çıkardığı ve ancak parçaları günümüze gelen yasalar derlemesiyle birlikte dünyanın en eski yasalarından biridir. Kısa ve özlü biçimde kaleme alınmış olan Hammurabi Yasaları, Mezopotamya’nın toplumsal koşulları, aile, ordu, yönetim üzerine dolaylı yoldan da olsa, bilgi verir. Yasaların büyük çoğunluğu olası tüm suçları tanımlar ve bunlara uygulanacak acımasız cezaları belirtir. Örneğin “Bir adamın karısı, başka bir adamla yatarken görülürse, ikisi birbirine bağlanıp suya atılmalı. Koca karısını bağışlamak isterse, kral da uyruğunu bağışlamalıdır.”
Başka bir yasaya göre de, “Eğer bir mimar (yapıcı) bir evi sağlam yapmaz da ev yıkılarak sahibinin ölümüne neden olursa, mimar bunu yaşamıyla öder.” Bu ve bunun gibi acımasız hükümlerine karşın Hammurabi’nin yasalar derlemesi, yasa ve hukukun egemen olduğu ve en aşağılık bireyin bile belirli bir yasal korunma altına alındığı, genelde sağlam ve iyi örgütlenmiş bir toplumu yansıtır.
kaynak:nkfu