Hüseyin Rahmi Gürpınar; yazardır (İstanbul 1864 – ay. y. 1944).
Mülkiye öğrenimi (1880) yarım kaldı. Ahmet Mithat Efendi‘nin desteğiyle 1883’te yazarlığa geçti, milletvekilliği yaptığı yıllar (1936-1943) dışında yaşamını kalemiyle kazandı. Akranı olduğu Servetifünunculara katılmadan bir gazete tefrikacısı olmayı, halk yazarı kalmayı yeğledi; sonuna kadar aynı tutumu sürdürdü. İlk eseri Şık (1889), Tanzimatla başlayan alafrangalık züppeliğinin, yanlış batılılaşmanın keskin bir eleştisi oldu. Buradaki Şatırzade Şöhret tipini, Şıpsevdi romanındaki (1911) Meftun, Ben Delimiyim’de (1925) Şadan, Utanmaz Adam’daki (1934) Avnüssâlah örnekleriyle sürdürdü. Mutallaka’ da (Boşanmış Kadın, 1898) aile geçimsizliklerini, Mürebbiye’de (1899) alafranga yakıntılıklar içindeki ev sarsıntılarını işledi. Güldürerek düşündürmek, eleştirirken öğretmek yöntemiyle Gürpınar, hep İstanbul konak, köşk çevrelerinden Muadele-i Sevda Metres (1899), Tesadüfi 1900), Nimetşinas (1901). Bir gazete tefrikası izinsiz ve karşılıksız olarak başka gazetede de yayımlanınca eser çıkarmaya İkinci Meşrutiyete kadar ara verdi. Her zaman gerçekçi, ara sıra doğalcı yöntemle gözlem gücünü kullanarak bütün çevreleriyle İstanbul yaşamını romanlarında işledi, çevirileri dışında öykü ve oyuna da biraz ilgi göstererek, 54 eser yazdı.
Başlıca eserleri: Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç (1912), Gulyabani (1912), Cadı (1912), Hakka Sığındık (1919), Toraman (1919), Son Arzu (1922), Cehennemlik (1924), Meyhanede Hanımlar (1924), Billur Kalb (1926), Şeytan İşi (1933), Kesik Baş (1924), Gönül Bir Yeldeğirmenidir, Sevda Öğütür (1943). Ayrıca 7 öykü kitabı, iki oyunu vardır. Ölümünden sonra altı romanı daha basıldı.
kaynak:nkfu