Hz. Hud; İslam inanışında, Nuh tufanından kurtulanların soyundan gelen Âd kavmine gönderilen peygamberdir.
Kuran’a göre Yemen ile Umman arasında Ahkâf adlı bölgede yaşayan (Ahkâf: 21) Âd kavmi gelişkin bir uygarlık kurmuştu (Şuara: 133-134). Ama bu halk zamanla Tanrı’yı ve Tanrı yasalarını yadsımaya başlayınca (Fussilet: 25) Tanrı onlar arasından Hud’u peygamberlikle görevlendirdi (Şuara: 123-126). Hz. Hud, Tanrı’nın tek olduğunu (Araf: 65), ona ortak koşulamayacağını (Hud: 50), kendisinin de Tanrı’nın peygamberi olduğunu bildirdiyse de etkili olamadı (Araf: 67-69). Âd kavmi eski geleneklerini izlemeyi sürdürdü (Şuara: 136-137).
Bunun üzerine Hz. Hud, halkını uyararak Tanrı’nın azabını ve onları tümden yok edebileceğini hatırlattı (Hud: 54-57). Halk, Hz. Hud’dan önce mucizeler isterken, sonradan eğer doğru söylüyorsa sözünü ettiği azabı başlarına getirmesini söyledi (Araf: 70). Çok geçmeden korkunç bir kuraklık sonucunda pınarlar kurudu, yeşillikler soldu, Ahkâf ülkesinin ünlü bağları yok oldu. Hud, halkını son kez uyardı, tövbe etmelerini istedi(Hud: 54). Bu çağrı da sonuç vermeyince Âd kavminin üzerine uğultulu bir kasırga indi, insanlar köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibi devrildi (Kamer: 19-20). Yalnızca Hz. Hud ve kendisine inanan birkaç kişi Tanrı’nın rahmetiyle kurtuldu (Araf: 72).
kaynak:nkfu