I. Konstantin, 27 Şubat 272 tarihinde günümüzde Sırbistan Cumhuriyeti toprakları içinde kalan İlirya, Naissus (Niş)’de doğmuştur. Tam adı Flavius Valerius Aurelius Constantinus Augustus’dur. Babası o zaman bir Romalı general olan Konstantius Chlorus, annesi Helena idi.
I. Konstantin, 291’de 19 yaşında iken o zaman imparator Diocletianus’un yaşadığı Roma İmparatorluğu’nun (Bizans İmparatorluğu) idari merkezi olan Nikomedia’da imparatorun hizmetine girdi. Babası Konstatinus Cholorus bu sırada Roma’da Praetorian Prefect (Roma’da imparatorluk muhafızlarının lideri) idi. 293 yılında babası Kontantinus Cholorus, Batı Roma imparatorluğunu yöneten Augustus Maximinus’a daha yakın olmak için eşi Helena’yı boşayarak, Maximinus’un kızı Flavia Maximiana Theodora ile evlilik yaptı.
293 yılında İmparator Diocletianus imparatorluğun idaresinde gayet büyük bir reform yaparak Roma İmparatorluğu’nu Batı ve Doğu parçaları olarak ikiye bölerek Tetrarşi sistemini oluşturdu. Her parça bir “Augustus” tarafından yönetilecekti ve onun tayin edeceği bir “Sezar” tarafından desteklenecekti. I. Konstantin’in babası Konstantius Chlorus bu sistem içinde hemen en yüksek mevkilere erişmeye başladı.
293-305 yılları arasında babası Batı Roma’da Maximianus ile Sezar olarak; 305 – 306’da Batı’da Augustus olarak ve Doğu Roma’da Augustus olarak Galerius imparatorluk yaptı.
Bu arada I. Konstantin de tetrarşi sisteminde yüksek mevkilere geçmeye başladı. I. Konstantin, Batı Roma imparatoru olan babasının İngiltere’ye yaptığı bir sefer sırasında 25 Temmuz 306 tarihindeki vefatından ardından askerler tarafından onun yerine geçirildi. 307-310 arası imparator olmak için mücadele eden altı kişinin çarpışmalarıyla geçti. 310’da Maksimianus, 311’de Galerius öldü. Roma’yı ele geçirmiş olan Maksentius üzerine yürüyen Konstantin 312’de onu öldürerek İtalya’nın tümünü ele geçirdi. Ama I. Konstantin’in tüm Roma İmparatorluğu’nun tek hâkimi olması için tam 18 yıl geçmesi gerekecekti.
Böylece imparatorluğun batısı Konstantin’e, doğusu da Licinus’a kaldı. Bu arada Konstantin kız kardeşi Constantia ile Licinus’u evlendirerek ilişkilerini sağlama aldı. Konstantin’in 313’te yayınladığı ve din özgürlüğünü içeren “Milano Fermanı”, Licinus ile aralarının açılmasına neden oldu. Hıristiyanlığa yakınlık duyan Konstantin’e karşılık Licinus çok tanrılı dinden yanaydı. Aralarındaki gerginlik 314’te Balkanlar’da yapılan bir dizi savaşla su üstüne çıktı. Savaşı Konstantin kazanmasına karşın Licinus ile anlaşmayı yeğledi. Batı topraklarından yalnız Trakya’yı Licinus’a verdi ve barbar akınları dışında birbirlerinin topraklarına girmemeyi kararlaştırdılar.
323’e kadar anlaşmış görünen iki imparator, sezarların seçiminde anlaşmazlığa düştüler.
I. Konstantin, 18 Eylül 324 tarihinde yapılan (Üsküdar) Hrisopolis Muharebesi’ni de Doğu Roma imparatorunun ordusunu yenerek Roma İmparatorluğu‘nun mutlak hâkimi olma yolu da açıldı. Doğu Roma imparatoru Licinius‘un yenilmesiyle birlikte, I. Konstantin İskoçya’dan Kızıldeniz’e, Fas’tan Dicle Irmağı’na kadar uzanan büyük bir imparatorluğun tek hâkimi oldu. Ancak Licinus; eşi Constantia’nın ricasıyla yaşamı bağışlandıysa da 325’te devlete ihanetle suçlanarak öldürüldü.
Megaralı Byzas tarafından MÖ 667 yılında kurulan Byzantium‘un eşsiz konumu, I. Konstantin‘in dikkatinden kaçmadı. Burası, Pontus Euxinus (Karadeniz) ve Asya’dan geçen ticaret yollarının büyük kısmını kontrol edebilecek bir noktaydı.
İmparatorluğun köhneleşmiş kurumları ve alışkanlıklarıyla Roma‘dan yönetilmeye devam edemeyeceğini gören I. Konstantin, Byzantion‘u 13 Mayıs 330 tarihinde imparatorluğun yeni başkenti olarak ilan etti. Kente “Yeni Roma” anlamına gelen Nova Roma adını veren I. Konstantin, Senato ve diğer tüm kurumları buraya taşıttı.
Byzantium kentine Roma İmparatorluğu’nun başkentini taşıttıktan sonra I. Konstantin, tarihin en büyük kentsel gelişim planlarından birini hazırladı. MS 330 yılından 337’ye kadar olan yedi yıllık süreç içinde tam bir şantiye alanına dönen kentte; çok sayıda dini bina, yeni yol ve su kemeri inşa edildi. İmparator Konstantin yeni şehri için bütün imkanları seferber etti. Karadeniz’den kereste, Marmara adasından mermer getirtti. Binlerce usta, işçi, kalfa ve mimar şehrin yapımı için çalıştı. Hatta İmparatorun 40.000 Got askerini işçi olarak getirtip çalıştırdığı rivayet edilir.
Sultanahmet’te bugün “At Meydanı” olarak yerde bulunan Hippodromos, I. Konstantin döneminde genişletilerek bugünkü boyutlarına ulaştı. 100.000 kişinin oturabileceği boyutlarda inşa edilen Hippodromos’un tribünlerine ait parçalar İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde korunuyor olup, Spina’sında yer alan sütunlardan üçü (Tutmosis Sütunu, Yılanlı Sütun ve Örme Dikilitaş) hâlâ ayaktadır.
Roma’yı dahi geride bırakabilmek adına yeni başkentine imparatorluğunun 4 bir yanından eserler getirtti. Bunların arasında bugünkü Sultanahmet meydanında bulunan ve o dönem hipodromun içine yerleştirilen Mısır Dikilitaşı, Örme Dikilitaş ve Yılanlı Sütun da yer alır. Kendi adını taşıyan Forum Konstantin ve bu forumun tam ortasında yer alan Çemberlitaş ile sıfır noktası olarak kabul edilen Milyon Taşı da I. Konstantin’in eserleri arasında bulunmaktadır.
Kenti çevreleyen Septimius Severus surlarını yıktırarak kendi adıyla anılacak yeni bir sur ve kuleler sistemini inşa ettiren I. Konstantin, yeni başkentin planını bizzat çizdi. Bugün bile İstanbul kentinin Suriçi’nde kalan kısmı, büyük ölçüde bu plana sadık bir şekilde şekillenmiş durumdadır.
I. Konstantin’in 22 Mayıs 337 tarihindeki ölümünden sonra “ikinci kurucusunun” adıyla anılmaya başlanan ve “Konstantinopolis” adını alan kent; Roma, Bizans ve Osmanlı imparatorluğu‘nun yaklaşık 16 asır boyunca başkenti olma işlevini aralıksız sürdürdü.
I. Konstantin‘in zamanında çok tanrılı olan halkına Hıristiyanlara din özgürlüğü tanıması ve tüm imparatorluğun pagan inanç sistemini bu tek tanrılı yeni dine geçirmeye başlamasıyla tanınır. Bu tavrı nedeniyle Ortodoks kiliseleri tarafından “azizlik” mertebesine yükseltilerek kutsanmıştır.
Evlilikleri :
1.eşi: Minervina (e. MS 303–MS 307)
2.eşi: Fausta (e. MS 307–MS 326)
I. Konstantin, 22 Mayıs 337 tarihinde İzmit Körfezi’nin ucundaki Nikomedia kentinde 65 yaşında ölmüştür. İstanbul‘da Havariyyun Kilisesine defnedildi.
Kaynak:Biyografi.info
Kaynak: biyografi info