İbrahim Müteferrika Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

İbrahim Müteferrika Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

İbrahim Müteferrika; (d. y. 1670, Kolozsvâr [bugün Cluj, Romanya] – ö. 1745, İstanbul), Osmanlı Devleti’nde ilk basımevini kuran ve 18. yüzyılda başlatılan öteki yenilikçi girişimlere katkılarıyla tanınan Macar asıllı Osmanlı yayımcı ve devlet adamıdır.

Gençliği Erdel Prensliği’nde geçti. Kalvenci Kilise’ye bağlı olarak din öğrenimi gördü. Bir söylentiye göre, Habsburgların Erdel’e saldırısı sırasında, Erdel prensi Imre Thököly ile birlikte Osmanlılara sığındı. Bir başka söylentiye göreyse, Erdel’de Osmanlı akıncılarınca tutsak edilerek İstanbul’da satıldı. Daha sonra Müslümanlığı kabul ederek kölelikten kurtuldu. Devlet hizmetine girerek müteferrikalığa yükseldi. 1710’da kaleme aldığı Risale-i İslamiye (1982) adlı yapıtıyla saray çevresinde tanındı. Hâcegân rütbesine yükseltildi ve çeşitli görevlerle 1715’te Viyana’ya, 1716’da Belgrad’a gönderildi. Avrupa’da bulunduğu sırada yayımcılık ve yeni baskı teknikleri konusunda gözlemlerde bulunan İbrahim, 1726’da Said Mehmed Efendi ile birlikte, İstanbul’da bir basımevi kurmak için başvurdu. Basımevinin yararlarını, sağlayacağı kolaylıkları anlatan ve sonradan “Vesiletü’t-Tıbaa” adıyla anılan bir rapor hazırladı. 1727’de konağında ilk basımevini açtı. İlk olarak Ocak 1729’da Vankulu Lügati’nın basımı gerçekleştirildi. Daha sonra aralarında Kâtip Çelebi’nin Cihannüma’sının da (1732) bulunduğu 17 kitap yayımlandı. Basılan yapıtların birçoğunun çevirilerini, eklerini, önsözlerini ya da çizimlerini İbrahim Müteferrika kendisi hazırladı. Bir iyileştirme programı olarak I. Mahmud’a sunduğu Usulü’l-Hikem fi Nizami’l-Ümem (1732) adlı yapıtında Avrupa ülkelerindeki yönetim biçimlerini, yeni savaş ve askerlik yöntemlerini anlattı; Osmanlı ordusundaki düzeni ve bazı uygulamaları eleştirerek reform önerilerinde bulundu.

Said Mehmed Efendi’nin ayrılmasından sonra İbrahim Müteferrika basımevinin yönetimini tek başına üstlendi. Bu arada bazı diplomatik ve askeri görevler de yürüttü. 1737-39 arasında Avusturya’ya ve Rusya’ya karşı Osmanlı-Fransız ittifakının geliştirilmesinde önemli rol oynadı. 1734’te de Humbaracı Ahmed Paşa ile birlikte Osmanlılarla İsveç arasındaki görüşmelere katıldı. Oradan döndükten sonra Yalova’da bir kâğıt fabrikası kurdu. Uzun süren bir hastalık sonunda öldü ve Kasımpaşa’da Aynalı-kavak’ta gömüldü. Mezarı 1942’de Galata Mevlevihanesi’ne taşındı.

kaynak:nkfu

Sen de Yorum yazmalısın bence.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir