İsmail Safevi (Şah İsmail) Hayatı

İsmail Safevi (Şah İsmail) Hayatı

İSMAİL SAFEVİ [Şah İsmail]

(1487-1524) İran’da Safevi İmparatorluğu’nun kurucusu olan büyük Türk hükümdarı ve şairidir. 1 yaşındayken babası Şeyh Haydar öldürüldü. Şeyh Haydar, dayısı Uzun Hasan’ın kızı Halime Beğim’le evliydi. Onun için, Şah İsmail, ana tarafından Akkoyunlu İmparatoru Uzun Şah İsmail Safevi Hasan’ın torunudur. Bu bakımdan, Safevî ailesi ırk ve dil bakımından Türk’tür.

İsmail, 13 yaşında, Gürcüler’e karşı ilk başarısını, kurduğu Türkmen Derviş-Gazi Ordusu ile kazandı. Dağıstan’ı aldı, ailesinin amansız düşmanı olan Şirvan-Şahlar’ın saltanatına son verdi. Sonra Akkoyunlu Türk imparatorluğunu yıktı; İran’a, Irak’a, Doğu Anadolu’ya hâkim oldu. 13. ve sonuncu Akkoyunlu imparatoru Sultan Murat Bey (Uzun Hasan’ın torunu), 1508’de Şah İsmail’den Tebriz, Bağdat ve Diyarıbakır’da üst üste üç darbe yedi, bütün ülkesinden koğuldu; İstanbul’a gelip II. Bayezit’e sığındı.

İslâm tarihinin en önemli simalarından biri olan Şah İsmail, Şii mezhebini resmi din ilân etti, imparatorluğundaki Sünniler’i baskı altına aldı. Bu tarihte İran’da çoğunluk olan Sünniler, bu baskı altında azınlık haline geldiler. Şeyhlikle şahlığı birleştiren bu genç imparatorun emelleri pek genişti. Bir yandan Osmanlı’yı, öte yandan Mısır’ı, Türkistan’da da Özbek Türk İmparatorluğunu ortadan kaldırmak, büyük bir Şii Türk devleti yaratmak istiyordu. Bu tasarıyı vaktiyle Fatımîler başaramamışlardı.

Safevi imparatorluğunda Şah İsmail, vicdan hürriyeti tanımadı; kan ve ateşle Şii’liği yaymaya çalıştı. Onun için, sevgiden fazla korku aşıladı. Türkçe ve çok sade bir dille yazdığı ateşli manzumeler, Türk köylüsü arasında derin akisler uyandırdı. Bu manzumeleri bugün bile anlamayacak Anadolulu yoktur. Binlerce propagandacısı, Osmanlı’ya dalarak, Şah’a taraftar kazanmaya başladı.

Trabzon valisi olan Şehzade Selim, Şah’ın hareketlerini adım adım izliyor, tedbirler alıyordu. Şah İsmail, Şehzade’nin dayısı olan Dulkadir Bey’in oğlu ile iki torununu öldürttü. Maraş çevresine hâkim olan bu beyliğin altını üstüne getirdi.

Bu sırada Batı Anadolu’da, Şah’ın lehine birçok ayaklanma olmuştu. Osmanlı hükümdarlarının birkaçının, bu arada, ileride Yavuz olarak tanınacak Şehzade Selim’in annesi Dulkadirli Türkmen prenseslerinin, Dulkadiroğulları’nın imdadına koşmamaları, Türkiye’de padişaha karşı büyük bir memnuniyetsizlik uyandırdı. Bu hal Şah’ı çok şımarttı, yıllarca Yakın Doğu’nun hâkimi sıfatıyla Türkiye ve Mısır üzerinde teşebbüsü elinde bulundurdu. Tebriz başkent olmak üzere kurulan Safevi İmparatorluğu, dünya devletleri arasında güç bakımından Türkiye’den sonra ikinci geliyor, Mısır’ı geçiyordu. Ordu ve saray tamamen Türk’tü, resmi dil de Türkçe’ydi. ‘

Yavuz’u iktidara getiren en önemli sebep, bu Safevi meselesinin Türkiye’de doğurduğu havadır. Gerçekten Yavuz, 23 ağustos 1514′ te Çaldıran’da, Şah İsmail’in yenilmemiş ordusunu yok etti, başkenti milyonluk Tebriz’i aldı. Böylece, Osmanlı, Timur’dan sonra kendisini tehdit eden en büyük tehlikeden kurtuldu.

Şah İsmail’in en büyük başarılarından biri 2 aralık 1510 Tâhirâbâd Meydan Savaşı’dır. Merv yakınlarında Türk-Özbek imparatoru ve Babur Şah’ın büyük rakibi Şaybak Han’ı karşılayan Şah, Özbek ordusunu yok etti. Ölenler arasında Şaybak Han da bulunuyordu. Bir ara Babur bile Şah İsmail’i kendisine egemen tanıdı.

Çaldıran’dan sonra bütün gururu ve emelleri yere serilen Şah İsmail, tam 10 yıl hareketsiz yaşadı. 1524’te, 22 yıllık imparatorluktan sonra, 37 yaşında öldü. Erdebil’de gömülüdür. Yerine büyük oğlu Şah Tahmasb geçti.

XVI. yüzyılın en büyük Türk şairlerinden olan Şah İsmail «Hatâî» mahlâsı (takma adı) ile yazardı. Hem klâsik şiirleri, hem de halk diliyle söylediği nefesleri pek değerlidir. Buna karşılık, gene büyük bir şair olan Yavuz, çok az Türkçe şiir söylemiş, fakat büyükçe bir Farsça divan bırakmıştır.

kaynak:nkfu

Sen de Yorum yazmalısın bence.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir