Paris’e taşınınca salonlarında döneminin en değerli sanatçılarını ağırlamak, onlarla düşünsel ve sanatsal beğenileri paylaşmak fırsatlarını buldu (özellikle La Rochefoucauld 1613-1680). Kadınların yazarlık kişiliğinin toplumca kabul edilmediği bir dönemde ürün verdiği için bazı eserleri imzasız yayımlandı, iki de Segrais’in adıyla çıktı.
Baş eseri, klasisizmin roman türündeki en başarılı örneği olan, ruh çözümlemeleriyle dikkat çekici, insancıl değeriyle akla ve sağduyuya dayalı Princesse de Cleves’dir (Türkçeye çevrildi). Eşine ruh yüceliğiyle bağlıyken tutkuyla, duyarlıkla aşık olmaya başladığı bir başka erkeğe yenilmemek için Cleves prensesinin kendi kendisiyle giriştiği irade ve nefis çatışması, çağın en olgun psikoloji örneğini oluşturur. Bütün mektupları, yazışmaları ancak 1942’de bir araya getirilip yayımlandı. Princesse de Cleves, J. Cocteau’nun senaryosuyla 1961’de filme alındı.
kaynak:nkfu