Pargalı İbrahim Paşa kimdir aslen nereli kaç yaşında hayatı biyografisi

Pargalı İbrahim Paşa kimdir aslen nereli kaç yaşında hayatı biyografisi

Pargalı İbrahim Paşa, Kanuni Sultan Süleyman saltanatı döneminde 27 Haziran 1523 – 15 Mart 1536 tarihleri arasında sadrazamlık yapmıştır.

Pargalı İbrahim Paşa, 1495 yılında Yunanistan‘ın Preveze bölgesinde küçük bir şehir olan Parga’da doğmuştur. Kesin memleketi bilinmemekle birlikte, çeşitli kaynaklarda Rum, İtalyan ya da Hırvat asıllı olduğu söylenmektedir. Babasının Parga’yı yurt edinen Cenevizli ya da Cenovalı bir İtalyan balıkçı olduğu tahmin edilmektedir. II. Bayezid devrinde korsanlarca ya da askerî bir baskında esir edilerek 6 yaşında iken devşirme yolu ile Manisa‘ya getirildi ve o tarihte Kefe sancak beyi olan Kanuni Sultan Süleyman (I. Süleyman) şehzadenin maiyetine alındı ve ölümüne kadar onun yanından ayrılmadı. 1521 yılında Belgrad ve 1522 yılında Rodos seferlerinde yer aldı.

Pargalı İbrahim Paşa, Kanuni Sultan Süleyman’ın 19 Nisan 1512 tarihinde saltanatının başlamasıyla Kanuni Sultan Süleyman ile birlikte İstanbul‘a geldi. İlk olarak Enderûn Mektebi’nde eğitim gördü. Çocukluğundan itibaren müzik konusunda iyi bir eğitim alan İbrahim iyi bir kemancı idi.

Kanuni Sultan Süleyman’ın şehzadelik yıllarında iç oğlan olarak görev yapan Pargalı İbrahim, Süleyman’ın padişah olması ile birlikte ilk olarak hademe-i hassa reisi ve doğancıbaşı makamlarına getirildi. Daha sonra has odabaşılık ve iç şahincilerbaşı görevine atandı. Bu makamlarda yaklaşık 2 yıl 8 ay görev yaptı. Padişah, İbrahim’i daha büyük rütbelere getirmeden önce çeşitli muharebelere götürerek tecrübe kazanmasını sağladı. 1521’de Belgrad‘ın Fethi’nde kapı ağası rütbesiyle görev aldı.

Belgrad seferi öncesinde masrafları Kanuni Sultan Süleyman tarafından karşılanan At Meydanı’ndaki İbrahim Paşa Sarayı’nın inşası başladı. Padişahın bir saray inşa ettirmesi, İbrahim’in nüfuz ve gücünün artmasını sağladı.

Bilim, cesaret ve düşünce alanlarında kendini geliştirmeyi başaran İbrahim, padişahla düşünce alışverişinde bulunup seferlere katıldı ve devlet yönetiminde de söz sahibi olmaya başladı. Aynı zamanda da, kişisel servetini de arttırdı. Alçak gönüllü kişiliği sayesinde, diğer vezirler İbrahim’e karşı kin beslemeyerek, onu padişahın bir eğlence arkadaşı olarak gördüler.

Pargalı İbrahim Paşa, has odabaşılık görevinde iken 27 Haziran 1523 tarihinde Pîrî Mehmed Paşa‘nın yerine sadrazam olarak atandı. Aynı zamanda Rumeli Beylerbeyi makamının da yeni sahibi oldu. Bu makamda hiç tecrübesinin olmaması nedeniyle, divan kurallarını öğretmesi amacıyla Celâlzâde Mustafa Çelebi, İbrahim Paşa’nın danışmanı olarak görevlendirildi.

1527 yılında Pargalı İbrahim Paşa’nın babası onu ziyaret etmek için İstanbul’a geldi. Ve daha sonra annesi ve iki erkek kardeşi sarayda kaldı. Babası Müslümanlığı kabul ederek Yunus adını aldı ve İbrahim ona bir sancak veya valilik verdi. Bu sayede babası 2.000 altınlık bir yıllık gelir elde etti. Devşirilmeden önce Hıristiyan olan İbrahim de Müslümanlığı benimsedi. O dönemde bir Hıristiyan‘ın Osmanlı İmparatorluğu‘nda bu şekilde bir kariyer yapması olanaksızdı.

Pargalı İbrahim Paşa daha yeni evli iken; 1524 yılında Mısır’da Hain Ahmed Paşa’nın çıkardığı isyan bastırıldıktan sonra Mısır‘a düzeni sağlaması için gönderildi. Mısır‘a kara yolu üzerinden giderken, birçok noktada halkın şikâyetlerini dinleyerek çözüme kavuşturdu. Mısır’da üç ay kalarak birçok problemi çözüme kavuşturdu. Mısır‘da birçok yenilik yaptı. 14 Haziran 1525 tarihinde İstanbul’a dönmek için Mısır’dan ayrıldı. İstanbul’a döndüğünde İbrahim Paşa’nın Mısır Seferi yaklaşık 11 ay 6 gün sürmüş oldu.

Pargalı İbrahim Paşa Mohaç seferi için ordunun başına görevlendirildi. Macaristan‘da 29 Ağustos 1526’da gerçekleşen Mohaç Muharebesi’nin kazanılmasında büyük rol oynadı. I. Viyana Kuşatması’na katıldı, 1533 yılında Avusturya ile imzalanan ve Avusturya arşidükünü Osmanlı sadrazamına eşit sayan, İstanbul Antlaşması’nın görüşmelerini yürüttü.

1527 yılının Mart ayında Sadrazam İbrahim Paşa’ya bir divan toplantısında Kanuni Sultan Süleyman tarafından serasker rütbesi verildi.

Mohaç seferi sırasında Anadolu’da çıkan isyanları seferden döndükten sonra 1 Haziran 1527 ayında ordusuyla gidip bastırdı. 11 Ağustos 1527 tarihinde İstanbul’a geri döndü.

Farsça, Rumca, Sırpça ve İtalyanca dillerini bilen Pargalı İbrahim Paşa, sanata oldukça meraklıydı. Müzik alanında çocukluğundan itibaren yoğun bir eğitim gördü.

Pargalı İbrahim Paşa, Mayıs 1524 ayında Kanuni Sultan Süleyman‘ın kız kardeşi Hatice Sultan ile At Meydanı’nda iki hafta boyunca devam eden bir düğünde evlendi. Mehmed Şah adında oğlu vardı.

İbrahim Paşa 12 sene 8 ay sadrazamlık yaptı, bunun 6 sene 11 aylık süresini seraskerlik göreviyle birlikte yürüttü. Ayrıca bu iki görevin yanında Rumeli Beylerbeyliği’ni de idare etti.[ İbrahim Paşa’nın, sadrazamlık görevi için 100.000 ve Rumeli Beylerbeyliği görevi içinse 50.000 altın olmak üzere toplamda 150.000 altın yıllık geliri vardı.

13 yıllık sadrazamlık görevi süresince birçok cami, medrese, hamam ve çeşme gibi eserler yaptırdı.

İbrahim Paşa, elde ettiği güç sayesinde daha da yükselme hırsına kapıldı ve padişaha ait olan unvanları bile kullanmaktan çekinmedi. Bu tavrını, elçilerle yaptığı konuşmalardaki sözleriyle açıkça ortaya koydu. İlk dönemlerde padişahın gücü ve zenginliği hakkında övünürken, daha sonrasında ise elçilere sıklıkla kendini övdü. Avusturya‘yla 1533 yılında yapılan barış görüşmeleri sırasında elçilere devletin kudretinden bahsettikten sonra kendi gücünü şöyle vurguladı:

Bu büyük devleti idare eden benim; her ne yaparsam, yapılmış olarak kalır, zira bütün kudret benim elimdedir; memuriyetleri ben veririm, eyaletleri ben tevzi ederim; verdiğim verilmiş, reddettiğim reddedilmiştir. Büyük padişah bir şey ihsan etmek istediği yahut ihsan ettiği zaman bile eğer ben onun kararını tasdik etmeyecek olursam, gayr-i vaki gibi kalır; çünkü her şey; harb, sulh, servet, kuvvet benim elimdedir.

Yine aynı elçilere, Efendimiz padişah, kendileri ile benim aramda fark kalmamasını istediklerinden biri onda, biri de bende iki adet mühür bulunmasını buyurmuşlardır. Eğer kendileri için giysi ısmarlayacak olsalar, bir eşini de benim için yaptırırlar. dedi. Aynı konuşmanın devamında: …Ben kesin güce sahibim ve istediğim her şeyi padişah da istiyor demektir. sözlerini kullandı.

Elçilerle yaptığı konuşmanın devamında: Hayvanların en korkuncu aslana kuvvet ve alışkanlığın etkisiyle hükmedilir. Bir başkası ona yiyecek vermek için yaklaşamaz. Aslan hükümdar, bakıcıları da danışmanları ve vezirleridir. Bakıcının uysallaştırmak için tuttuğu sopa, hükümdarları güdecek olan gerçek ve adalettir. Ben de efendim olan yüce sultanı, gerçeğin ve adaletin sopasıyla yönetiyorum. dedi.

Elçilerin anlattıklarına göre İbrahim Paşa daha sonra kendi gücünü şu sözlerle anlattı: Yaptığım her şey yerine getirilir. İstersem bir at uşağını paşa yaparım. Hoşuma giden herhangi bir kişiye, padişahımın araştırmasına bile gerek kalmadan ülkeler ve krallıklar verebilirim. Benim kabul etmediğim bir şeyi isterse, buyruğu yerine getirilmez. Tersine padişahın kabul etmeyip, benim istediğim şey hemen uygulanır. Barış ve savaş hep benim bileceğim şeylerdir. İmparatorluk hazinesi benim kontrolümdedir. Hünkâr benden daha şatafatlı giyinemez. Bütün harcamalarımı padişah karşıladığı için, servetim olduğu gibi durmaktadır. Krallıkları, ülkeleri, hazineleri bana bıraktığı için her istediğimi yapabilirim… Bu sözlerle İbrahim Paşa’nın iktidar hırsının hangi boyutlara ulaştığı anlaşılmaktadır.

İbrahim Paşa’nın idamı hakkında kesin bir sebep bulunmamaktadır. Ancak onun saltanat hırsına kapılarak gücünü ve zenginliğini bu yolda harcadığı, çocukluğundan beri yetişmesinde katkısı olan Şehzade Mustafa’yı desteklemesi sebebiyle, padişahın üzerinde oldukça büyük bir etkiye sahip Hürrem Sultan‘ın onu padişahın gözünden düşürmesi, Irakeyn Seferi’nde kişilik olarak değiştiği ve sert bir tutum sergilediği, Irakeyn Seferi esnasında Serasker unvanına Sultan ünvanını eklemesi, kimsenin sözünü dikkate almadığı ve maddi olarak savurganca harcamalar yaptığı gibi sebeplerin idamında etkisi olduğu düşünülmektedir.

İbrahim Paşa Irakeyn Seferi’nden döndükten 67 gün sonra 14-15 Mart 1536 gecesi iftar için saraya davet edilen Pargalı İbrahim Paşa, padişahın emriyle gece saraydaki odasında dört dilsiz cellat tarafından boğularak idam edildi.

Pargalı İbrahim Paşa, 15 Mart 1536 tarihinde İstanbul’da idam edilerek 41 yaşında ölmüştür.

İbrahim Paşa öldükten sonra Kanuni Sultan Süleyman bütün işlerini bir tek kişiye emanet etmedi. Kanuni Sultan Süleyman‘ın damadı ve sadrazamı olan Rüstem Paşa ise hiçbir zaman padişaha İbrahim Paşa kadar yakın olamadı, kendi başına hareket edemedi ve padişahın izni olmadan saraya girip çıkamadı.

Anadolu ve Rumeli kazaskerleri Fenarîzade Muhyiddin Çelebi ve Kadri Efendi, 1537 yılındaki Korfu Kuşatması’nın dönüş yolunda Kanuni Sultan Süleyman‘a İbrahim Paşa’nın idam edilmesinin sebebini sormaları üzerine görevlerinden alındı ve yerlerine İstanbul Kadısı Ebussuud Efendi ile Mısır Kadısı Çivizade Muhiddin Mehmed Efendi getirildi.

Muhteşem Yüzyıl adlı Türk tarihî televizyon dizisinde Pargalı İbrahim Paşa, aktör Okan Yalabık tarafından canlandırıldı.
Kaynak:Biyografi.info

Sen de Yorum yazmalısın bence.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir