Raphael Lemkin, 24 Haziran 1900 tarihinde Beyaz Rusya, Vawkavysk’de doğmuştur. Joseph ve Bella (Pomerantz) Lemkin çiftinin üç çocuğundan biridir.
Yerel bir ticaret okulu bitirdikten sonra Ukrayna’da (Lviv Üniversitesi) Jan Kazimierz Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okudu. Daha sonra da Almanya’da Heidelberg Üniversitesi‘nde felsefe okudu. 1926 yılında mezun olduktan sonra Varşova Bölge Mahkemesi savcı yardımcısı olarak görev yapmaya başladı. 1929 – 1934 yılları arasında Varşova bölge mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı görevi yaptı.
1933 yılında Madrid’te yapılan uluslararası ceza hukuku konferansında uluslararası hukuka aykırı olarak insanlığa karşı işlenen suçlardan bahsetmiş ve daha sonra bu fikrini soykırım fikrine dönüşmüştür. Bu toplantıdan sonra gelen baskılar sonucu görevinden istifa ederek Varşova’da özel bir avukatlık yapmaya başladı.
Raphael Lemkin’in, hukukçuluğu; Nobel ödüllü Henryk Sienkiewicz’in Roma İmparatoru Neron’un Hıristiyanlara yönelik zulmünü konu alan ‘Quo Vadis?’ romanını okumasıyla başladı. Gençliğinde kitlesel suçlar üzerine düşünen Lemkin’i sarsan ikinci olay ise, 15 Mart 1921’de Soghomon Tehlirian’ın Berlin’de Talat Paşa’yı öldürmesi oldu. Lvov Üniversitesi’nde öğrenciyken Tehlirian’ın davasını takip eden Lemkin, hukukçu olmaya karar verir. Ermeni Soykırımı suçlularının Malta Yargılamaları’ndan beraat etmeleriyle oluşan cezasızlık durumu, Lemkin’i “soykırımları engellemek için uluslararası bağlayıcılığı olan bir anlaşma” planlamaya yönlendirir. Lemkin’e göre, devletlerin anayasasında azınlıkları korumaya yönelik maddeler bulunması, kitlesel suçların önüne geçememektedir ve bu yüzden, özellikle savaş durumlarında, azınlık toplumlara mensup kadın ve çocuklara yönelik suçları cezalandıracak bir mekanizmaya ihtiyaç vardır. Bu kapsamda, 1933’te Madrid’de düzenlenen V. Uluslararası Ceza Hukukunu Birleştirme Konferansı’nda ‘soykırım’ teriminin öncülü olarak ‘barbarlık eylemleri’ terimini ortaya atar ve ceza hukukunda bu terime yer verilmesini önerir; fakat bu önerisi kabul görmez.
1 Eylül 1939 tarihinde başladığı kabul edilen 2. Dünya savaşı sırasında Alman ordusunun saldırdığı Polonya ordusunda savaşa katıldı. Varşova kuşatması sırasında 28 Eylül 1939 tarihinde Almanlara yakalandı, kaçarken kalçasından yaralandı. 1940 yılında Litvanya üzerinden İsveç’e geçti. Stockholm Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalıştı. 1941 yılında da Amerika Birleşik Devletlerine gitti. O kurtulmuştu ama anne ve babası da dahil olmak üzere ailesinin 49 üyesi, Polonyalı Yahudiler ve Litvanyalı Yahudiler Alman işgali sırasında öldürüldü.
Amerika Birleşik Devletleri’nde geldikten sonra 1941 yılında prof. McDermott’ın daveti ile Kuzey Carolina’da Duke Üniversitesi‘nde hukuk alanında öğretim görevlisi oldu. 1942 yılında da Virginia Üniversitesinde yaz aylarında ders verdi. Raphael Lemkin, 1943 yılında Washington DC taşındı ve ABD Başkanı Franklin Roosevelt’in Savaş Bakanlığı bünyesinde ABD, Ekonomik Harp Kurulu ve Dış Ekonomik İdaresi başkanlığında Dışişleri Savaş Bölümü, Uluslararası Hukuk özel danışmanı oldu.
1945-1946 yılında, Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkemesi danışmanı oldu.
2.Dünya savaşından sonra da Amerika Birleşik Devletlerinde kalmaya devam etti. 1948 yılından sonra da Yale Üniversitesi‘nde ceza hukuku dersleri verdi. 1955 yılında, Hukuk Profesörü oldu.
Raphael Lemkin, tarafından hazırlanarak Amerika Birleşik Devletleri desteğiyle 9 Aralık 1948 tarihinde BM’ye sunulan Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi 55 ülkenin evet oyuyla, yani oybirliğiyle resmen kabul edildi. 20 ülkenin parlamentolarında onaylanmasıyla Ocak 1951’de yürürlüğe giren bu sözleşmede, Türkiye de 31 Temmuz 1950’de aldığı kararla, ‘imzasız taraf’ olarak yer aldı.
Yaklaşık 6 milyon insanın hayatını kaybettiği Holokost’un ardından, “soykırımları etkin ve sürdürülebilir şekilde engelleme” amacıyla ortaya konan bu sözleşmenin yazılabilmesi, II. Dünya Savaşı’nın tüm yıkıcılığına rağmen kolay olmamıştı. Bu sözleşmenin ortaya çıkışını, avukat Raphael Lemkin’in uzun soluklu mücadelesine borçluyuz.
Raphael Lemkin, sadece BM Soykırım Sözleşmesinin yazarı değil, genocide (Soykırım) kavramını yaratan Polonyalı bir hukuk insanıdır. 1921 yılında Berlin‘deki Talat Paşa Suikastı davası, Lemkin’i üniversite öğrenimi sırasında uluslararası hukuk ve insanlığa karşı işlenen suçlar alanına yöneltti. Lemkin, Nürnberg duruşmaları sırasında danışman olarak görev yaparken, bütün ailesini Nazi toplama kamplarında yitirdiğini öğrendi.
Raphael Lemkin, ‘genocide’ (soykırım) terimini ilk kez 1944’te, ‘Axis Rule in Occupied Europe: Laws of Occupation – Analysis of Government-Proposals for Redress’ adlı eserinde kullandı. Bu suçun örnekleri olarak Ermeni Soykırımı ve Holokost’un yanı sıra, Batılı güçlerin kolonyal dönemdeki uygulamalarını da gösterdi. Lemkin’e göre, bir grubun hedef alınması ve imhasının amaçlanması, soykırım suçunu oluşturmakta yeterlidir.
Raphael Lemkin, 28 Ağustos 1959 tarihinde 59 yaşında ABD, New York’da bir halkla ilişkiler ofisinde kalp krizinden ölmüştür.
Soykırım Sözleşmesi’nde, suç teşkil eden fiiller şöyle sıralanır:
a) Grup üyelerini öldürmek,
b) Grup üyelerine ciddi bedensel ve zihinsel zarar vermek,
c) Grubu, fiziksel varlığını kısmen veya tamamen yok olmasına yol açacak hayat şartlarına tabi tutmak,
d) Grup içinde doğumları önlemek amacıyla önlemler almak,
e) Grubun çocuklarını bir başka gruba zorla nakletmektir.
Kaynak:Biyografi.info