1868 – 1949 yılları arasında yaşamış ünlü bir Türk şairidir. Hoca Mehmet Tevfik adında bir kaymakamın oğludur. Şimdi Bulgaristan’da kalan Cisr-i Mustafa Paşa kasabasında doğdu. İstanbul’da Musevi Alliance Okulu’nda bir ara da Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) nde okudu. Rüştiyeyi Gelibolu’da bitirdi. Bundan sonra Mekteb-i Mülkiye’ye (Siyasal Bilgiler Okulu’na) girdi. Edebiyatla uğraşmaya başlaması bu devreye rastlar. Hürriyet fikrini yaymak için yaptığı faaliyetlerden dolayı Mülkiye’den çıkarıldıktan sonra Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye’ye giren Rıza Tevfik Bölükbaşı’nın oradaki hayatı da olaylı geçmiş birkaç defa okuldan çıkarılmışsa da sonunda doktorluk diplomasını alabilmiştir.
Rıza Tevfik 1908 Meşrutiyetinde ilk Meclis-i Mebusan’a Edirne’den mebus seçildi. Daha sonra Damat Ferit kabinesinde Maarif nazırı oldu. 1921’de de Osmanlı İmparatorluğu murahhası olarak Sèvr Antlaşmasını imzaladı. Bundan sonra Darülfünun ve Robert Kolej’de öğretmenlik yaptı. Kurtuluş Savaşına aykırı bir siyaset tuttuğundan 1921’de öğrencilerin harekete geçmesi üzerine Darülfünundan ayrılmak zorunda kaldı. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra da memleketten kaçtı. Adı”150’likler” listesine geçti. 1938’de 150’liklerin affedilmesi üzerine, 1943’te yurda döndü. Altı yıl sonra da İstanbul’da öldü.
Rıza Tevfik Bölükbaşı Edebiyat-ı Cedide topluluğuna katılmış, “Servet-i Fünun” da şiir ve makaleler yayınlamıştı. Önceleri aruz vezniyle yazıyordu, 1908’den sonra ise hece vezni taraftarları arasına geçti. Bundan sonraki eserlerinde halk ve tekke edebiyatının etkileri görülür. Halk edebiyatı yolunda koşmalar, tekke edebiyatı yolunda nefesler yazıyordu. Koşmalarında Dertli, Karacaoğlan gibi halk şairlerinin etkilerini görmek mümkündür. Nefeslerinde de Yunus Emre ve Kaygusuz Abdal’ın açık etkileri vardır. Rıza Tevfik hece veznini büyük bir ustalıkla kullanmış kendinden sonra yetişen Hececilere de öncü olmuştur. Hece vezninin Türk şiirinde yerleşmesinde önemli bir yeri vardır.
Rıza Tevfik Bölükbaşı’nın başlıca eserleri şunlardır: «Serâb-ı Ömrüm» 1934; «Abdülhak Hâmit ve Mülâhazat-ı Felsefiyesi» (1913); «Felsefe Dersleri» (1914); «Mufassal’ Kamus-ı Felsefe, I. (1914), «Ru-baiyyat-ı Ömer Hayyam» çevirisi (1922, Hüseyin Daniş’le beraber).
Rıza Tevfik Bölükbaşının iki şiir örneği
KOŞMA
Seni ilk gördüğüm o günden beri
Gamla geçirdiğim, demlen saydım.
Diyar diyar gezip ben şim’den geri
Coşkun sular gibi hep çağladaydım
Devletli başında ey yosma dilber
Sırma kâküllerin bir taca benzer
N’olurdu alnından öpüp her seher
Saçım ben çözüp ben bağlasaydım!
AKŞAM GARİPLİKLERİ
Sevdalar demiydi bülbül çilerdi
Servistan içinde bir ses gülerdi
Çiçekler kuşlardan buse dilerdi
Kâinat aşk ile mecnundur sandım
Mağribi yakmıştı firkat ateşi
Yuvaya dönmüştü her kuşun eşi
Dağlara yaslanıp batan güneşi
Yaralı, hastadır, yorgundur sandım.
Sıradağlar mordu, suıar kırmızı
Suları beklerdi bir peri kızı
Alnından öperken akşam yıldızı
Yeşil gözlerine meftundur sandım.
kaynak:nkfu