Sabahattin Ali Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Sabahattin Ali Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Sabahattin Alişair, yazardır (Yunanistan / Gümülcüne / Eğridere 1907-Kırklareli/Bulgaristan sınırı 1948).

Balıkesir ve İstanbul muallim mekteplerinde okudu (1926). Bir yıl Yozgat’ta öğretmenlik yaptıktan sonra sınav kazanarak Maarif Vekaleti hesabına öğrenim için Almanya’ya gönderildi (1928), belli bir uzmanlık aşaması kazanmadan yurda döndü (1930), Almanca öğretmenliğiyle lise dengi kurumlarda görevler aldı. Aydın’da öğrencilerinin jurnalıyla tutuklanıp aklanması, Konya’da ‘şefe hakaret’ suçlamasıyla hüküm giymesi (26 Aralık 1932-29 Ekim 1933). Konya ve Sinop cezaevlerinde yatıp genel aftan yararlanması, Varlık’ta yayımlattığı Benim Aşkım adlı şiiriyle (13, 15 Ocak 1934) özür dileyerek yeniden eski işine dönebilecek biçimde bağışlanması bu dönemin iz bırakan olaylarıdır. MEB Yayın Müdürlüğü’nde çalıştı (1935), Devlet Konservatuvarı’nda öğretim işi aldı (1938), politik kargaşa arasında bakanlık buyruğuna alınınca (1945) yayın yaşamına geçti. Aziz Nesin ile birlikte Marko Paşa, Merhum Paşa gibi politik mizah dergilerinin çıkarılmasında etkin oldu, her baskı karşısında ad değiştirerek gücünü sürdüren bu yayın organlarının varlığı zamanın politik yetkilerine karşıt göründü, yazarı da sürekli izlediği inancı ve korku kuruntularıyla yurt dışına çıkmak isterken kendisine kılavuzluk eden kişice sınırda öldürüldü (2 Nisan); idam isteğiyle yargılanan suçlu, dört yıl cezaya çarptırıldı. Pek çok edebiyat yeteneği gibi sanat yaşamına şiirle başladı: Dağlar ve Rüzgar (1934). Öykülerinin ilk örnekleri de romantik konularının duygusal iletimine dayanıyordu: Değirmen (1935). Hapishane yaşamı, Türk yazarlarına genellikle hem halkla ilişki kurma, hem rahat yazma, hem gerçekle yüzyüze gelme fırsatları hazırlamıştır. Bu açıdan Sabahattin Ali’nin öykücülük ömründe de, düşsel masa başı ürünlerinden sonra halk gerçeğine yönelen dikkatler, mahpusluk yaşamından sonra ulaştığı toplumsal yazarlık sorumluluğu görünür: Kağnı (1936) Kuyucaklı Yusuf (roman 1967), Ses (Öyküler 1937). Sanatın amacını yaşamı anlatarak toplumu düzeltmek çabasında gören, yazarlık sorumluluğuyla değerini kabul ettiren anlatı ürünleri ona bu dönemde birinci planda yer kazandırdı. Özyaşamsal doğrular taşıyan ruh çözümlemelerine dayalı romanı İçimizdeki Şeytan (1940), en olgun öykü ürünlerini bir araya getiren Yeni Dünya (1943). Aynı yılda yine özyaşamsal çizgide bir büyük öykü: Kürk Mantolu Madonna (1943). Son öyküleri 1945 sonrasında girdiğimiz demokrasi başlangıcının alegorili yergilerini taşır: Sırça Köşk (1947). Sabahattin Ali, gerçekleri söylemenin zor olduğu dönemlerin gerçekçisi, köy-kasaba yaşamı doğrularının sözcüsü oldu.

kaynak:nkfu

Sen de Yorum yazmalısın bence.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir