Sophokles Hayatı ve Eserleri

Sophokles Hayatı ve Eserleri

SophoklesSophokles; Antik Çağ Yunan tragedya şairidir (Atina/Kolonos İÖ 496-494 ?-Atina İÖ 406).

Varlıklı bir ailenin olanakları içinde yetişti, eksiksiz bir eğitimden geçti, ilgi duyduğu her alanda özel dersler alma yolunu kullandı; sağlıklı sporculuğu, yakışıklı vücudu, müzik bilgisi ve kendine özgü nitelikleriyle en genç yaşında bile öne geçtiği görüldü (Salamis yıldönümü şenliklerinde dinsel tören önderliği, İÖ 480). 28 yaşındaki ilk tragedya birinciliğiyle kendinden önceki usta Aiskhylos’u yenmiş sayıldı (468), bu törensel yarışlara her yıl üçü tragedya biri safir olmak üzere dörder eserle katıldı, yirmiye yakın birincilik kazandı, hiçbir zaman ikincilikten geriye düşmedi. Edebiyat başarıları yanı sıra önemli kamu görevlerini de yürüttü. Eşi Nikostrate’den doğan oğlu İophon’un da başarılı bir tragedya şairi olduğu belirtilir; yasa dışı oğlu Ariston ise, çok sevdiği torunu Genç Sophokles’in (on iki kez ödül kazanmış, kırk tragedya yazan) babasıdır. Perikles ve Herodotos ile yakın ilişki içinde yaşadığı bilinen Sophokles, her anlamda mutlu, verimli, başarılı, etkili bir yaşamın sahibi kabul edilir; yazık ki yazdığı ve adlarıyla konuları bilinen 123 eserinden günümüze yalnızca yedisi ulaşabilmiştir: Aias (450 ?), Antigone (442 ?), Kral Oidipus (Oidipus Tyrannos, 430 ?), Elektra (245?), Trakhiniai (Trakhis Kadınları, 420-410), Philoktetes (409), Oidipus Kolonos’da (Oidipus Epi Kolono, öl.s. torununun ilgisi ile temsil edildi, 401).

Eldeki ürünlerinin tümü 48 yaşından sonra yazdığı olgunluk eserleridir. Yazgıya (kader) karşı direnen, direndiği halde yenilen insanın sorunsalı, Oidipus’da ve Antigone’de izlenebilir. Tragedyada koroyu 15 kişilik kamuoyu birikimine çıkaran, oyuna üçüncü kişiyi katarak diyalog olanağını artırdığı kabul edilen Sophokles, kaynak olarak eski mitosları, lânetlenmiş aileler soyunu, üç birlik kuralına uygunlukla işler. Zamanının tragedya örneklerine göre Poetika adlı eserinde Aristoteles, en son Sophokles’in eserlerinden yola çıkmık görünmektedir.

Başlıca eserlerinin özetleri

Aias, Troya Savaşı’na katılan ve Ak-hilleus’tan sonra Akha Ordusu’nun en yiğit savaşçısı olan Telamon oğlu Sa-lamisli Aias ülkücü bir kahraman olarak ünlüdür, hiçbir çıkar gözetmeden savaşmada önde gelir, Hektor’u bile alt eder. Akhilleus’un ölümünden soma onun tanrısal silahlarını ödül diye alma yarışmasında Agamemnon ile Menelaos’un yan tutan yargılarıyla Odysse-us’un parlak konuşmasına yenilmiş sayılır. Bu haksızlığı bir aşağılanma sayan Aias, geçirdiği bunalım sırasında düşmanlarıyla çarpıştığını sanarak bir sığır sürüsünü haklar. Gerçeğin farkına varınca kendini kılıcının üstüne atarak canına kıyar. Tragedya, ününü ve değerini sonuna kadar koruyamamış olan bir ölümlünün dramım dile getirir.

Antigone, babaları Oidipus’un ayrılışından sonra taht kavgası yüzünden Thebai’ye karşı düzenlenen sefer sırasında kenti savunan Eteokles ile saldıranlar arasında bulunan kardeşi Polyneikes birbirlerini öldürmüşlerdir. Tahta çıkan dayıları Kreon, Eteokles’in törenle gömülmesini, ruhunun sonsuza kadar azap çekmesi için ötekinin açıkta bırakılmasını buyurur. Sözünü dinlemeyenin cezası ölümdür. Kız kardeşi İsmene’nin sessiz kabulüne karşılık Antigone bu yargıyı haksız bulur; ağabeyine duyduğu sevgi ve aile görevi gibi duygularla Polyneikes’in cesedini örter; kendisini yazılı olmayan yasalara uymuş olmak sorumluluğuyla savunur ve diri diri gömülecekken kendini asarak ölümünü çabuklaştırır. Ardından sevgilisi Haimon (Kreon’un oğlu) canına kıydığı gibi Eurydike de (Kreon’un karısı) aynı yolu seçer. Böylece değiştirilmez bir gurur yargısı nice mutsuzluğa yol açmış ve ele hiçbir şey geçmemiştir.

Elektra, babası Agamemnon’a duyduğu büyük sevgiyle (sonraki yıllarda “Elektra Kompleksi” diye adlandırılacaktır) öcünü almayı amaçlayan, anası Klytaimnestra ile onun sevgilisi Aigisthos’a sonsuz bir hmç ve kin duyan Elektra, bir yandan içinde bulunduğu yalnızlık durumunda koro ile birlikte yakınır; bir yandan erkek kardeşi Orestes’i görevi olduğuna inandırdığı öç eylemine kışkırtır, bu arada kız kardeşi Khrysothemis’in edilgin zayıflıklarını kınar. Önüne geçilmez ve vazgeçilmez yasa ve ilkeleri savunduğu için Antigone’ye, öcünü yerde bırakmama ısrarıyla Hamlet’e benzetilen Elektra, bu eserin sürekli sahne kişisidir; Ores-tes, anasıyla onun âşığını öldürünce Erinyslerin elinden kurtulmaya çalışırken Elektra’nın rolü bu noktada biter. Kan davasının simgesi olan Elektra daha pek çok esere konu olan bir yazgı özelliğindedir.

Kral Oidipus, Thebai kral sarayının önünde başlayan oyun (yer birliği), kenti bir canavardan kurtararak kral olmuş Oidipus çevresinde döner (konu birliği), eski kral Laios’u öldürenlerin bulunmasıyla kurtulunacak veba salgınının nedeninin Oidipus’un katilliği olduğunun anlaşılmasıyla 24 saat içinde bitmiş görünür (zaman birliği). Yazgısı için bakıcıların (kâhinler) kötü şeyler söylediği çocuk, ölsün diye ayaklarına şiş batırılarak dağa bırakılmışsa da, yazgının yerine gelmesi için yok olmayıp kurtarılmıştır (Oidipus: Şiş ayaklı demektir). Başka bir kentin kralının oğlu olduğunu sandığı için “babasını öldürüp anasıyla evleneceği” konusundaki yazgıdan kurtulmak için oradan ayrılır; ama yolda asıl babası Laios’u öldürüp asıl kentine kral olurken öz anası îokaste ile de evlenir. Bu gerçeğin (arayan Oidipus’un kendisidir en önce) çeşitli tanıklar ve bakıcıların (kâhinlerin) sözleriyle ortaya çıkışıyla İokaste kendini asarak canına kıyar, daha çok acı çeksin diye Oidipus onun saç iğneleriyle gözlerini kör eder, Thebai’den kovulur.

kaynak:nkfu

Sen de Yorum yazmalısın bence.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir