Stefan Zweig (Viyana 1881-Brezilya/Rio de Janeiro/ Petropolis 1942)
Avusturyalı yazardır. Varlıklı bir Yahudi ailesinden gelmenin olanaklarını iyi kullandı; Berlin ve Viyana’da merak duyduğu her dalın öğrenimini izledi. (Alman edebiyatı, felsefe, Roman dilleri ve edebiyatları), renkli geziler yapma fırsatlarını da buldu (Avrupa, Hindistan, Kuzey Afrika, Kuzey ve Orta Amerika, SSCB…). 1919-1934 arasını da Nazizmin gelişimini, yayılmasını Salzburg’dan izleyerek İngiltere’ye geçti (1934). Savaşın ikinci yılında olabildiğince uzağa kaçabilme güdüsüyle Brezilya’ya kadar uzaklaştıysada Hitler’in uzun süren zaferleri moralini bozduğu için sarılacak umut kalmadığını sandı, ikinci eşiyle birlikte canına kıyarak yaşamına son verdi (21 Şubat).
Şiir ve oyun denemelerinden romana geçti: Acımak (Ungeduld des Herzens dilimize ilkin Merhamet adıyla çevrilmişti) 1938. Asıl ustalığını anlatı (tahkiye) türünde gösterdi (yaşamöykülerini de aynı ustalıkla gerçekleştirecektir): Amok (1922), (Dağınık Duygular) , Satranç Oyuncusu 1942. Sonunda kendine özgü anlatı türünü buldu. Drei Master (Üç Büyük Adam), Dostoyevski, Balzac, Dickens (1920); İnsanlık Tarihinde Yıldızın Parladığı Anlar (Sternstunden der Menschheit) 1927, Vertaine (1905), Verhaeren (1910), Romain Rolland (1920), Fransız İhtilâlinde Bir Politikacının Portresi; Fouche(1929), Marie Stuart (1935), Marie Antionette (1932), Hölderlin, Kleist, Nietsche (dilimize Demon’la Muharabe diye çevrildi) 1925. Avrupa kültürüne kökünden yakın olma şansına erişmiş bir yazı ustalığı ve çağdaş psikolojik (Freud) yöntemlerin ışığıyla canlandırdığı her kişinin iç dünyasını aydınlattı; bilinç derinliklerine, kişilik ipliklerine yaklaşmayı başardı. Die Welt der Gestern (Dünün Dünyası) adlı özyaşamsal anlatısı, anılara dönük özlemleri ölümünden sonra yayımlanınca dünyanın bütün dillerine çevrildi (1943).
kaynak:nkfu