Etiket: besteleri

Dmitri Şostakoviç (Shostakovich) Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Dmitri Şostakoviç (Shostakovich)

25 Eylül 1906, Petersburg — 9 Ağustos 1975, Moskova

Eğitimini Leningrad Konservatuvarında Nikolayef, Steinberg ve Glazunof’un öğrencisi olarak yapmıştır. On dokuz yaşında bestelediği ilk senfonisiyle dünya çapında ün kazanmış, daha sonraki yapıtlarıyla Sovyetler Birliği’nln baş bestecisi durumuna yükselmiştir. Bu arada «Mzensk’li Lady Macbeth» operası Sovyet makamlarınca bayağılıkla suçlanmış, Beşinci senfonisiyle yeniden göze girmiş, piyanolu kentetiyle Stalin Ödülü’nü kazanmış, 1948 yılında «Batı’nın çökmekte olan biçimciliğine taviz vermekle» suçlanmış, af dilemek zorunda kalmış, yeniden göze girmiştir. İlk yapıtlarında Orta Avrupa anlatımcı okulunun etkileri ve atonalité eğilimleri sezilmekle birlikte sonraki yapıtlarında Beethoven, Qaykovski, Mahler ve Prokofiyef etkileri görülür. Başlıca yapıtları arasında 15 senfoni, (en tanınmışları, «Şimşek» ve «Leningrad») piyano konçertosu, «Altın Çağı» bale müziği.

İlk yorumu: 1937 Leningrad.
Bestecinin senfoni biçiminde ilk geniş yankılar yapan, ona büyük başarı sağlayarak adını yurdu dışındaki meraklı kitlelere ileten yapıttır. Senfoni pek çok kimsede programlı olduğu izlenimini bırakmış, Şostakoviç’in «otobiyografi»si olarak yorumlanmıştır. Genel inanç «kişiliğin oluşumu»nu belirtmek amacıyla yazıldığı yolundadır.

İlk bölüm (Moderato) zengin düşün ve duygu malzemesiyle işlenmiştir. Kahramanca ve acılı bir karakteri vardır. İkinci bölüm (Allegretto) tam bir «scherzo»dur. Neşeli, canlı, zarif, törensel ses bileşimleri geçen yüzyılı hatırlatır. Üçüncü bölüm (largo) ilâhiye, duaya benzer melodi ve akorlarla gerçekten duygulu bir tablo çizer. Senfoninin dördüncü bölümü (Allegro) geniş ölçülerle kükreyen, haykıran tınısı, Mahler ve Skriyabin’i hatırlatan orkestra düzeni ve tekniğiyle gerçekten güçlü bir etki bırakır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,

Duke Ellington Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Duke Ellington; ABD’li Zenci piyanist, besteci ve cazcıdır (Washington 1899-New York 1974).
Asıl adı: Edward Kennedy Ellington.

Piyano eğitimine yedi yaşında başladı, kendini tümüyle müziğe adadı. 1923’de New York’ta Kentucky Club’da yönettiği küçük caz toplluğu daha sonraki orkestrasının çekirdeğini oluşturdu. 1927-1932 arasında Harlem’de Cotton Club’ da çalıştı, ün kazandı. 1933’te Avrupa turnesine çıktı. Orkestrası 1939-1942 arasında en parlak dönemini yaşadı. Ko-Ko, Blue Serge, Concerto for Cootie ve Bojangles bu dönemin en tanınmış parçalarındandır. 1940’larda caz müziğinin sınırlarını genişletmeye çalışarak yardımcısı düzenlemeci Billy Strayhorn (1915-1967) ile birlikte uzun konser parçaları bestledi: Black, Brown and Beige, Deep South Süite, Shakespeare’den esinlenerek Such Sweet Thunder, Parfüme Süite, Liberian Süite, 1950’lerde sık sık Avrupa ve dünya turnelerine çıktı, film ve tiyatro müziğine yöneldi. Otto Preminger’in Anatomy of a Murder (Bir Cinayetin Anatomisi) filminin müziğini besteledi. Geç dönem çalışmaları arasında “dinsel caz” besteleri önemli bir yer tutar. Orkestra solo çalgılar, iki koro ve dansçılar için In the Beginning, God adlı bestesi New York’ta, İngiltere ve Almanya’nın çeşitli kiliselerinde seslendirildi (1966). Ölümünden sonra orkestranın yönetimini oğlu Mercer üstlendi.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,

Hacı Sadullah Ağa Hayatı

Hacı Sadullah Ağa; Osmanlı bestecisidir (İstanbul 1760-ay.y. 1825).

Küçük yaştan alındığı sarayda tarih, edebiyat ve müzik öğrenimi gördü. Sesinin güzelliği ve büyük müzik yeteneğiyle sivrilerek, saray fasıl heyetinde başhanedenliğine yükseldi. Muhasip ve başmuhasip oldu. Ayrıca Enderun’da müzik dersleri verdi. III. Selim tahta çıktığı zaman (1889) tanınmış bir besteci ve hanende olup padişahça korundu. II. Mahmut döneminde de saraydan ayrılmadı. Sadullah Ağa klasik üslubun kurallarına sıkı sıkıya bağlı kaldıysa da Türk müziğinde lirizm öğesini geliştirerek yeni-klâsik dönemin en büyük bestecisi oldu. Ayrıca okuyucu olarak da ün kazandı.

Başlıca eserleri: Uşşak Kâr, Araz Barbuselik Takım, Bayatiaraban Takım, Hüseyniaşiran Takım, Şedd-i Araban Takım (Tanburi İzak ile), Hicazhümayun Yörük Şemsi, Muhayyer Ağır Semai, Muhayyer Yörük Semai, Suzidil Ağır Semai, Tahirbuselik Yörük Semai, Muhayyersünbüle Yörük Semai.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Edvard Grieg Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Edvard GriegEdvard Hagerup Grieg; Norveçli bestecidir (Bergen 1843-ay.y. 1907).

Leipzig Konservatuvarı’nda müzik eğitimi gördü (1858-1862). Ülkesine döndükten sonra Norveç ulusal marşının bestecisi Richard Nordraak’tan etkilenerek Kuzey halk ezgilerine ilgi duydu. İbsen ile tanıştı, Björnson ile yaşam boyu sürecek bir dostluk kurdu. 1867’de Oslo da Norveç ulusal müziğini dünyaya tanıtmak amacıyla “Müzik Birliği’ini kurdu ve yönetti. 1864’ten başlayarak on yıl süreyle en başarılı eserlerini verdi. Önce piyanist, sonraları orkestra yöneticisi olarak Avrupa’nın birçok ülkesinde alkış topladı. Kendi ülkesinde ancak bir halk kahramanına yakışır saygınlık kazandı; 1887’de hükümetin bağladığı bir gelirle kendini tümüyle besteciliğe verdi. Öldüğünde ulusal yas tutuldu. Esin kaynağının halk müziği oluşu, müziğin duygusallığı ve eserlerindeki ayrıntı incelikleri nedeniyle “Kuzey’in Chopin’i” olarak adlandırıldı.

Başlıca eserleri: Piyano eserleri: 68 Lirik Parça (1867-1901); Piyano Sonatı (Op.7, 1865); Holberg Çağında, Suit (Op.40, 1884); Slatter, Norveç halk dansları düzenlemesi (Op.72, 1903); Orkestra eserleri: Peer Gynt Orkestra Süitleri (Op. 46, ve 55, 1888, 1891), Sigurd Jorsalfar’dan üç orkestra süiti (Op. 56, 1892), Piyano Konçertosu (La Minör, Op.16, 1869). Ayrıca oda müziği, koro eserleri, liedler de besteledi.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,

Hafız Post Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

hafiz postHafız Post; Osmanlı bestecisidir (İstanbul 1630? – ay. y. 1694).

Asıl adı: Mehmet Çelebi. Genç yaşta hafız oldu; Halvetiliği benimsedi. Edebiyat, hat, müzik dersleri aldı; tamburi, hanende ve besteci olarak döneminde büyük ün kazandı. Divan-ı Hümayun’da kâtiplik yaptı. Sultan IV. Mehmet‘ ten ve Kırım Hanı İÜ. Selim Giray’dan destek gördü. Mevlana‘dan başlayarak birçok şairden bestelediği şiirler İslâm dünyasına yayıldı. Dinsel ve dindışı 1.000’i aşkın eser besteledi. Öğrencisi Itrî’den sonra 17. yüzyılın en büyük Türk bestecisi sayılır.

Günümüze ulaşabilen 10 eserinden l’i tevşih, l’i burak, 5’i beste, l’i ağır semai ve 2 yürük semaidir. Gelse o şuh meclise, maz ü tagafül eylese güfteli rast yürük semaisi en tanınmış eseridir. Ayrıca yazma bir güfte mecmuası da vardır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Franz Joseph Haydn Hayatı

Franz Joseph HaydnFranz Joseph Haydn; Avusturyalı bestecidir (Rohran 1732 – Viyana 1809).

Sekiz yaşında Viyana St. Stephan Katedrali korosuna alındı. 1759’da bir Bohemyalı kontun yanına müzik öğretmeni olarak girdi. 1761’de Macar soylularından Prens Paul Anton Esterhazy’nin hizmetine girerek 1790’a kadar bu ailenin çeşitli üyelerinin yanında çalıştı. 1791-1792 arasında 18 ay kadar İngiltere’de kalıp büyük başarı kazandı. Bunca ünlenmesine karşın, 1795’te Esterhazy ailesinin yeni başkanı için yeni çalışmaya karar verdi. En verimli olduğu bu döneminde 6 ayin müziği ve 2 büyük oratorya besteledi. 1809’da Fransız Ordusu kenti topa tutarken, geçirdiği ani bir şok sonucu öldü.

Başlıca eserleri: Oda Müziği: Kurbağa, Tarlakuşu, İmparator (tümü de 1771-1772 arası); Senfoniler ve konçertolar: “Senfoninin Babası” olarak günün bölümlerine ilişkin Le Matin, Le Midi ve Le Soir (Sabah, Öğle ve Akşam) 1761, The Farewell (Elveda) 1773, 17801i yıllarda Paris Kenti için yazdığı L’Ours (Ayı; No.82), La Poule (Tavuk; 83) ve La Reine (Kraliçe; No.85). İngiltere’de kendi yönetiminde yorumlanan The Surprise (Sürpriz), The Military Symphony (Asker Senfonisi), The Clock (Saat) ve The Durmroll (Davul Tokmağı); piyano konçertosu, çello konçertosu, borazan konçertosu, keman, çello, obua ve çifte kamışlı soluklu saz için Symphonie Concentrante (Konser Senfonisi); Vokal Müzik: Le Cantarina (Şarkıcı Kız) 1766, İl Mondo Della Luna (Ay’ın Dünyası) 1777, La Fedalta Premiata (Ödüllendirilen Bağlılık) 1780, Orlando Paladino (Şövalye Orlando) 1782, adlı İtalyan operetleri; Armida (1784), L’Anima del Filo sofa (Düşünen Hayvan) 1791 gibi operalar; Misa in Tempore Belli (Savaş Süreci Ayini) 1796, Nelson Mass ve Creation Mass (Yaratılış Ayini) 1801 adlı Aşai Rabbani ayinleri, Mesih’in Çarmıhtaki Yedi Kelamı (1796), İncil ve Milton’un Kayıp Cennet’ine dayalı The Creation (Yaratılış) 1798 ve James Thomson’un şiirlerine dayalı The Seasons (Mevsimler) 1801 gibi oratoryalar.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Giacomo Puccini Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

Giacomo Puccini Giacomo Puccini; İtalyan bestecisidir (Lucca 1858-Brüksel 1924).

Milano Konservatuvarı’nda öğrenim gördü. 1883’te Capriccio Sinfonico adlı eseriyle konservatuvardan mezun oldu. İlk iki operası Le Villi (1884) ve Edgar (1889) Milano’da sahnelendi ve sınırlı bir başarı kazandı. Buna karşın üçüncü operası olan Manon Lesçaut (1893), kendisini dünya çapında bir üne kavuşturdu. Bundan sonra çalışmalarını opera besteciliğine yöneltti, opera repertuvarının seçkin eserleri arasında yer alan La Boheme (1896), Tosça (1900), Madam Butterfly (1904) ve F. Alfano tarafından tamamlanan Turandot’u (1926) besteledi. Verdi’den ve Wagner’den etkilendi. Bunların ilkine melodikdramatik gücünü, ikincisine leitmotif tekniğini ve çalgılama anlayışını borçlu sayılır. İtalyan gerçekçi (verismo) akımının önde gelen temsilcilerindendir.

Öteki operaları: Altın Batı’nın Kızı (1910), La Rondine (Kırlangıç) 1917, İl Trittico (Üçlü Eser): İl Tabarro, Suor Angelica, Gianni Schicchi (1918). Ayrıca büyük missa, orkestra için iki menuetto ve oda müziği bestelemiştir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Nikolay Rimski-Korsakov Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Nikolay Rimski-Korsakov

Nikolay Rimski-Korsakov; Rus bestecisidir (Tşvin / Novgorod 1844) – Liyubensk / Petersburg 1908).

Müzik yeteneği küçük yaşta ortaya çıkmasına karşın askerlik mesleğini seçmek zorunda kaldı, özel müzik dersleri aldı. 1961’de Balakirev ve Mussorgski ile tanıştı. Deniz teğmeni olarak çıktığı dünya gezisinde (1862-1865) ilk gerçek Rus senfonisini besteledi (1865). Aynı yıl Balakirev, Mussorgski ve iki arkadaşının oluşturduğu besteciler topluluğuna katıldı. Bu topluluk, “Rus Beşleri” adıyla anılacaktır. 1871’de subaylık görevinin yanı sıra Petersburg Konservatuvarı’na beste ve çalgılama profesörü oldu. Öğrencileri arasında Stravinski, Prokofyev ve Repsighi bulunuyordu. 1874’te Rus Deniz Kuvvetleri’ nin Müzik müfettişliğine getirildi. 1886-1900 arasında Petersburg’ta Rus Senfoni Konserleri’ni yönetti. 1905’te devrimci öğrencilere karşı beslediği sempati yüzünden konservatuvardaki görevinden uzaklaştırıldıysa da iki yıl sonra saygınlığı yeniden tanındı.

Rimski-Korsakov, Rus Beşleri’nin en etkili, çok yönlü ve verimli üyesiydi. Dostları için büyük bir özveriyle çalıştı, onların eserlerini düzenledi, tamamladı ve çalgıladı. Ulusal Rus müziğinin önderlerinden biri olan sanatçı Rus geleneğine, Rus halk müziği ve masallarına sıkı sıkıya bağlıydı. Çalgı müziğinde kendine özgü renkli bir orkestralaması, sahne eserlerinde teatral etkiler oluşturma yeteneğiyle seçkinleşen sanatçının başlıca eserleri:

Orkestra eserleri: 3 senfoni, senfonik şiir: Sadko (1891); senfonik süitler: Antar (1897), Şehrazat (1888); Büyük Rus Paskalyası (1888), Rus Temaları Üzerine Uvertür (1880), Masal Süiti (1888), İspanyol Capricciosu (1887), Piyano Konçertosu (1883); oda müziği: Yaylılar dörtlüsü op. 12 (1975) çello ve piyano için Serenat (1903) vb. Operalar: Korkunç Ivan (1873-1895), Mayıs Gecesi (1880), Miada (1892), Noel Gecesi (1895), Vera Seloga (1898), Çarın Nişanlısı (1899), Çar Saltan Masalı (1900), Ölümsüz Kaşçey (1902), Görünmez Kent Kiteş Söylencesi (1907), Altın Horoz (1909); ses müziği: Piyano eşliğinde yaklaşık 65 lied ve 4 düet, düzenlenmiş 140 Rus halk şarkısı 30’dan fazla a-capella korolar vb. Kitapları arasında Orkestralama İlkeleri (öl. s. 19913) ve Müzik Yaşamından Anılar (öl. s. 1909) anılmaya değerdir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Joaquín Rodrigo Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Joaquín RodrigoJoaquín Rodrigo; İspanyol bestecisidir (Sagunto/Valencia 1902 – 6 Temmuz 1999 Madrid).

Üç yaşında kör oldu. 1925’te orkestra için bestelediği Beş Çocuk Parçası ile İspanya Ulusal Ödülü’nü kazanınca Paris’te eğitimini sürdürmesi için burs verildi. 1927-1932 arasında Paris’te Ducas ile çalıştı. Burada tanıştığı İspanyol bestecisi Manuel de Falla’nın yeni klasikçilik doğrultusundaki son eserlerinden etkilendi. 1935’te Paris Konservatuvarı ve Sarbonne’da müzik tarihi derslerini izledi. 1939’da Madrid’e yerleşen sanatçı, aynı yıl bestelediği Concierto de Aranjuez adlı gitar konçertosuyla dünya çapında üne kavuştu. Adını, Madrid’in güneyindeki İspanyol krallarının yazlık sarayının bulunduğu Aranjuez Kenti’nden alan eser, günümüze kadar en çok dinlenen gitar konçertolarından biri oldu, hafif müziğe de uyarlandı. 1946’dan başlayarak Madrid Üniversitesi’nde müzik tarihi dersleri vermeye başladı. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok ülkede piyanist ve konferansçı olarak turnelere çıktı. Öteki eserleri arasında gitar ve orkestra için Bir Centilmen İçin Fantezi, piyano, çello, arp konçertoları ve şarkılar sayılabilir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Modest Musorgksi Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Modest-Petrovic-MusorgskiModest Petroviç Musorgski; Rus bestecisidir (Karevo 1839-St. Petersburg 1881).

Askerlik eğitimi gördüğü sırada ilk müzik derslerini de aldı. 1858’de kendini tümüyle müziğe adamak için askerlikten ayrıldı. Maddi sıkıntıları nedeniyle 1863’te küçük bir memurluk bulmak zorunda kaldı. Balakirev, Borodin, Kjui ve Rimski-Korsakov ile birlikte Rus Beşleri olarak anılan topluluğu kurdu. Ulusal Rus müziğini gerçekleştirmek isteyen topluluğun en kararlı ve yetenekli bestecisiydi. “Uygar-Batı” müziğine, onun sanat araçlarına karşı çıkan Mussorgski, bu yüzden düzenli müzik dersleri almaya da yaşanmadı. Onun amacı, “dramatik gerçekliği” Rus diliyle seslendirmekti. Teknik bilgi alanındaki yetersizliği, müzik sanatını en büyük yaratıcılarından biri olmasını engelledi. Eserlerinden birçoğu Rimski-Korsakov tarafından düzeltildi ve yeniden orkestralandı. Derbeder bir yaşam sonunda 42 yaşında öldürüldüğünde, aralarında Rusya opera tarihinin başeserlerinden Boris Godunov (1847) ve piyano edebiyatının standart yaratılarından Bir Sergiden Tablolar (1874) gibi seçkin eserler bıraktı. Öteki eserleri arasında bitmemiş operaları Hovanşçina (1833’te Rimski-Korsakov tarafından tamamlandı) ve Soroçinski Panayırı, orkestra için Çıplak Dağda Bir Gece (1867) ve Ölüm Şarkıları ve Dansları (1874) sayılabilir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,

Luigi Cherubini Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Luigi CherubiniLuigi Cherubini; İtalyan bestecisidir (Floransa 1760 – Paris 1842),

Venedik’ te, G. Sarti’nin (1729-1802) öğrencisi oldu ve çok sesli (polifonik) türü ondan öğrendi. Önceleri kilise müziği, daha sonra Londra ve Paris’e çağrılmasını sağlayan bir dizi opera besteledi. 1786’da Paris’e yerleşti. 1816’da Paris Konservatuarında kompozisyon öğretmeni oldu. 1821’den ölümüne kadar bu okulun yöneticiliğini yaptı. Önceleri İtalyanlara özgü hafif ve kolay anlaşılır eserlerle başladığı opera besteciliğini ağır ve ciddi konulu ürünlerle sürdürdü. 15 İtalyan, 14 Fransız operası besteledi. Romantik opera sanatının ilk öncüsü sayılır. Günümüzde çoğu unutulmuş olan operalarının en tanınmışı 1800’de bestelediği Les Deux Journées’ dir (O İki Gün). Bu eser yaygın Almanca adıyla Wassertraeger (Saka) olarak da bilinir. Son yıllarda yeniden keşfedilen operaları Maria Callas’ın sesiyle büyük ün kazanmış olan Medea (1797) ve Anakreoridur (1803). Öteki operaları: Lodoiska (1791), Faniska (1806) ve Ali Baba (1833). Kilise müziği alanında da başarılı eserler vermiştir. Önemlileri; Fa Majör Missa ve Re Minör Reqiuerriâk. Cherubini, Cours de Contrepoint (Kontrapunto Dersleri) adlı çok okunan bir ders kitabının da yazarıdır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

César Franck Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

César FranckCésar Franck; Fransız bestecisidir (Belçika/Liege 1822 – Paris 1890).

Müzik eğitimine doğduğu kentteki Krallık Konservatuvarı’nda başladı. 1835’te Paris’e giderek, A. Reicha’dan kompozisyon, kontrapunto ve füg dersleri aldı. 1837’de Zimmermann’ın piyano, Benoist’in org, Leborne’un piyano öğrencisi olarak Paris Konservatuvarı’na girdi. 1838’de piyano, 1840′ ta füg ve 1841’de org ödülleri kazandı. 1843’te Paris’e yerleşti ve piyano öğretmenliği yaptı. İlk bestelerinden biri olan Ruth oratoryosunu 1845’te konservatuvarda çaldırdı. Ancak bestecinin erken dönem eserleri fazla ilgi görmedi. 1851’de St. Jean-St. François ve 1858’de St. Clotilde kiliselerinde orgçuluk yaptı. Daha sonra St. Clotilde’in müzik yöneticisi oldu. 1872’de konservatuvarın org öğretmenliğine getirildi.

Bestecilik yaşamındaki önemli aşamayı 50 yaşından sonraki eserleriyle gerçekleştirdi. Klasik biçim duruluğunu geç romantizmin duygu sıcaklığıyla birleştirdiği eserleriyle Fransız izlenimci çalgı müziğinin önde gelen bestecilerinden biri sayıldı. Üslubunun temelinde Bach’ın kontrapunto tekniğiyle Wagner’in Tristan operasındaki kromatik armoni yatar. Eserin özünü oluşturan temanın, eserin tüm bölümlerinde birbirinden bağımsız çeşitli biçimlerde yinelendiği ve son bölümde vurgulandığı bu teknikle çarpıcı ürünler verdi: Piyano ve yaylı çalgılar için Beşli, 1879; piyano için Prelude, choral et fugue 1884; Variatios Symphoiques (Senfonik Çeşitlemeler) 1885; piyano ve keman için Sonat (1886), Re Major Yaylı Çalgılar Dörtlüsü 1889

Öteki önemli eserleri: Redemptio (Kurtuluş) 1871-1874 ve Les Beatitudes (Mutluluklar) 1879 oratoryoları: Hulda 1894 ve Ghiselle, 1896 operaları; Re Minör Senfoni, 1898, Le Chasseur Maudit (Lanetlenmiş Avcı) 1882 ve Les Djinns (Cinler) 1884, Senfonik Şiirleri, org için Six Pieces (Altı Parça) 1862, Trois Pieces (Üç Parça) 1878, Trois horals (Üç Koral) 1890.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Refik Fersan Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Refik FersanRefik Fersan;besteci, tambur sanatçısıdır (İstanbul 1893 – ay. y. 1965).

Küçük yaşta Tamburi Cemil Bey’den ders aldı. Robert Kolej’de okudu, Galatasaray Sultanisi’ni bitirdi. İsviçre’de kimya öğrenimi gördü ve 1917’de Darülelhan’a tambur öğretmeni oldu; besteci Levon Hancıyan’dan müzik kuramı ve usûl dersleri aldı. Hamparsum notası öğrendi; 1919’da Muzika-yı Hümayun’a girdi; 1924’te Riyaset-Cumhur Musiki Heyeti’ne İncesaz Fasıl Heyeti şefi oldu. 1927’de İstanbul Radyosu’nda çalışmaya başladı. 1938’de Ankara Radyosu Türk Musikisi Yayınları’nın başına geçti. 1948’de kemençeci eşiyle Şam Konservatuvarı’nda uzman olarak görev aldı. İstanbul Radyosu’nda ve Belediye konservatuvarı İcra Heyeti’nde çalıştı, 1950’de Konservatuvar Tasnif Heyeti’ne başkan seçildi, klasik eserlerin notalarını yayımladı, müzik kuramıyla uğraştı, Selmek makamını canlandırmak amacıyla bir Mevlevi ayiniyle bir fasıl besteledi; sultanibuselik adını verdiği yeni bir makam düzenledi. Tambur ve lavta çalmakta usta sanatçının 150 bestesinden başlıcaları: Cihanda biricik sevdiğim sensin (hicaz), Asker oldum piyade (hicaz fantezi), Dün yine günümüz geçti beraber (mahur), Bekliyorum günlerdir gelmiyorsun sen a güzel (uşşak), Herkes gitti yalnız kaldım meyhanede (segâh), Düştü enginlere bir ince hüzün (segâh) vb.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Gustav Mahler Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Gustav MahlerGustav Mahler; Avusturyalı bestecidir. (Bohemya/Kalischt 1860-Viyana 1911).

Viyana Konservatuvarı’nda öğretim gördü. 1880’de Bad Hall’da başladığı orkestra yöneticiliğini Laibach (günümüzde Ljubljana), Olmütz, Kassel, Prag, Leipzig, Budapeşte ve Hamburg gibi kentlerde sürdürdü. 1897-1907 arasında Viyana Hofoper’in (Saray Operası) önce orkestra yöneticiliğini, daha sonra müzik yöneticiliğini yaptı. Bu görevinin yanı sıra 1898-1901 arasında Filarmoni Konserleri’ni yönetti. 1907’de Amerika’ya gitti. New York Metropolitan Opera’nın müzik yöneticiliğini üstlendi. 1909’da Toscani’nin yanı sıra New York Filarmoni Orkestrası’nın konserlerini yönetti. Tedavi için gittiği Viyana’da kalp krizinden öldü.

Mahler, çağının en büyük orkestra yöneticisi sayıldı. Besteci olarak özellikle 10 senfonisiyle (10.’sunu tamamlayamadı) seçkinleşti. Günümüz müzik eleştirmenlerinin bir bölümü bu eserlerini dönem değişikliğinin ürünleri, bir başka bölümü de klasik-romantik senfoni sanatının son dorukları sayarlar; başkaları ise Yeni Müzik’in hiç de önemsiz sayılmayacak filizlerini verdiğinde birleşirler. Uzunluklar tanınan senfonilerinden 2. (Diriliş) 3. 4. ve 8. (Binler Senfonisi) yer verdi (solo şarkıcılar ve korolar).

Öteki tanınmış eserleri: Senfonik boyutlarda, orkestra eşliğinde bir şarkı çevrimi olan Das Lied von der Erde (Toprağın Şarkısı) 1907/1908; orkestra ya da piyano eşlikli şarkı çevrimleri: Lieder eines fahrenden Gesellen (Gezginin Şarkıları) 1885, Kindertoltenlieder (Çocuk Ölümü Şarkıları) 1902; Das klagende Lied (İnleyen Şarkı) kantatı (1880).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Hector Berlioz Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Hector BerliozHector Berlioz; Fransız bestecisidir (la Côte-Saint Andre 1803 – Paris 1869).

Tıp öğrenimi için Paris’e gönderildiyse de üniversiteyi bırakıp Paris Konservatuvarı’na girdi (1826). Burada Lesueur’ün ve Reicha’nın öğrencisi oldu. 1830’da konservatuvarın Roma Ödülü’nü kazandı. Aynı yıl bestecinin ünlü eseri Symphonie Fantastique (Fantastik Senfoni) tamamlandı. Özyaşamsal özellikler taşıyan eserinde romantik “programlı müzik” türünün ilk örneğini gerçekleştirdi. Bir sanatçının ulaşılmaz sevgilisine olan delice tutkusunu konu alan senfonide “idée fixé’ (sabit fikir) adını verdiği bir melodi her bölümde yinelenmekte ve sevgiliyi anlatmak istemektedir. Sayısı artırılmış çalgılar ve yeni renklerle başarılı bir orkestralama ürünü olan eser, bu alanda çığır açtı. Düşüncelerini ve eserlerini İtalya, Almanya, Rusya ve Avusturya gezilerinde başarıyla tanıtmasına karşın sanatçının değeri Fransa’da uzun süre anlaşılamadı. 1839-1869 arasında Paris Konservatuvarı’nda kütüphaneci olarak çalıştı. Ancak ölümünden sonra üne kavuştu. Etkileri Liszt, Çaykovski ve Strauss üzerinden Şostakoviç’e kadar uzanır.

Öteki ünlü eserleri: Senfoniler: Harold en Italie (Harold İtalya’da) 1834; Romeo et Juliette (Rome ve Jülyet) orkestra, koro ve solo için “dramatik” senfoni, 1839; Ruquiem (Cenaze Duası) 1837; la Damnation de Faust (Fa-ust’un Lanetlenmesi) 1846; l’Enfance du Christ (İsa’nan Çocukluğu) oratoryo trilojisi, 1854.

Operaları: Benvenuto Cellini, 1838 (aynı eserde Roma Karnavalı üvertürü), les Troy ens (Troy alılar) 1863; Béatrice et Bén diet (Béatrice ve Bénédict) 1862. Traite d’Instrumentation (Orkestralama Yöntemi) 1844 adlı bir de kitabı vardır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

İlhan Usmanbaş Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

İlhan Usmanbaşİlhan Usmanbaş; bestecidir (İstanbul 1921).

Küçük yaşta viyolonsel çalmaya başladı, 1941 ‘de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ile birlikte Belediye Konservatuvarı’nın derslerini izlemeye başladı. 1945’te Altı Prelüd, 1946’da yaylı çalgılar orkestrası için Küçük Gece Müziği’ni besteleyerek neo-klasik bir deneme ortaya koydu. 1947’de, sonradan 1955’te ABD’de FROMM müzik ödülünü kazanacak Yaylı Dördül’ü yazdı. 1948’de solfej öğretmenliğine başladı. 1951’de ABD’ de bulundu. Rockefeller bursuyla ikinci kez ABD’ye gitme fırsatını buldu.

Başlıca eserleri: Solo için: Ölümsüz Deniz Taşlarıydı (Piyano için, 1965); Soruşturma (piyano için 1965); Ki-Yalnızdılar (keman için, 1966); Mavi Üçgen (obua için, 1967); Biçisizler (piyano için 1968); Dört 12-ton Parçası (piyano için, 1970); FL-75 (flüt için, 1975); Bas Klarinet x Bas Klarinet (1977); Aly-Cosa-Gi (çembalo için, 1983); Partita (keman için. 1985); Partita (viyolonsel için, 1985), Saxmarim (saksafon ve maribafon için, 1982-1985), Gilgameş (O.Asena’ nın oyunu için tiyatro müziği, 1983), Partita (1985).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Sergey Sergeviç Prokofyev Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Sergey Sergeviç ProkofyevSergey Sergeviç Prokofyev; Rus bestecisidir (Yekaterinoslav Bölgesi/ Sonzovka 1891-Moskova 1953).

İlk müzik derslerini iyi piyano çalan annesinden aldı. Moskova ve Petersburg konservatuvarlarmda öğrenim gördü. 1908’den başlayarak piyanistlik yaptı, 1917 Devrimi’nden sonra ülkesine dönmedi, 1933’e kadar Fransa, Almanya ve ABD’de yaşadı. 1933’te SSCB’ye döndü, beste çalışmalarına ve onları yorumlamaya ağırlık verdi. İkinci Dünya Savaşı sırasında ulusal ve kahramanlık yönü ağır basan eserleriyle öne çıktı. Prokofyev, en önemli Sovyet opera bestecisi ve aynı zamanda seçkin bir senfonik müzikçidir. Yeni klasikçi anlayışta bir bestecidir, müziği özellikle melodi zenginliği ile seçkinleşir.

Başlıca operaları: Üç Portakala Aşk (1921), Semyon Kotko (1940), Manastırda Nişanlanma (1946), Savaş ve Barış (1941-1942). Baleler: Pan Schut (1920), Müsrif Oğul (1928), Romeo ve Jülyet (1936), Kül Kedisi (1944), Taştan Çiçek (1950). Ayrıca 7 senfoni, 5 piyano konçertosu, 2 keman konçertosu, 2 viyolonsel konçertosu, senfonik süitler (İskit Süiti, 1941), 11 piyano sonatı, Aleksandr Nevski kantatı, film (Teğmen Kije, 1934, Pique Dame, 1936) ve sahne Pyotr ve Kurt (anlatıcı ve orkestra için) gibi eserler besteledi.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Muammer Sun Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Muammer SunMuammer Sun; Türk bestecisidir (Ankara, 1932).

Müziğe Askeri Mızıka Okulu’nda öğrenciyken, on beş yaşında başlayan Muammer Sun ilk şarkısını Cemal Reşid Rey ve Hulusi Öktem’in Solfej kitabını örnek alarak aynı dönemde yazdı. Beş buçuk yıl bu okula devam ettikten sonra,1953’te Ankara Devlet Konservatuvarı’nın Kompozisyon Bö-lümü’ne girdi. Piyano için süit olan Yurt Renkleri’ni konservatuvardaki ilk yıllarında besteledi. Burada Andan Saygun’un öğrencisi oldu. Muzaffer Sarısözen’den Türk halk müziği, Ruşen Ferit Kam’dan klasik Türk müziği dersleri aldı. Özel olarak da Kemal İlerici’yle Türk müziği makamlar sistemi ve armonisi konusunda çalıştı. 1960’ta Ankara Devlet Konservatuvarı’nın İleri Yüksek Dönemi’ni bitirdi. Aynı yıl bu kuruluşa öğretmen oldu (Muammer Sun konservatuvardaki öğrenciliği süresinde Yurt Renkleri’nin yanı sıra, keman ve piyano için parçalar, yaylı çalgılar dördülü, Demet başlıklı yaylı çalgılar süiti ve koro parçaları besteledi).

1967-1970 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı Kültür Müsteşarlığında müsteşarlık görevinde bulunan besteci, 1967 ve 1969’da T.R.T. ve O.D.T.Ü. için düzenlenen folklor araştırmalarına derlemeci olarak katıldı. 1970’te yeniden Ankara Devlet Kon-servatuvarı’ndaki öğretmenliğine döndü. 1969-1972 yıllan arasında T.R.T. Yönetim Kurulu üyeliği yapan sanatçı 1975’te İzmir Devlet Konservatuvarı’nda göreve başladı, 1980’de İstanbul Devlet Konservatuvarı’nda öğretmenliğe atandı ve 1981’de bu kuruluştan emekli oldu.

BESTECİLİĞİ VE MÜZİK EĞİTİMCİLİĞİ

Eğitim müziği, okul şarkısı ve halkın kolay anlayacağı çok sesli müzik yazmaya özen göstermiş olan Muammer Sun yeni ve değişik yöntemler denemektense, kendi içinde duyduğu müziği, Türk makamları ve halk oyunlarının renkleri içinde işlemeyi yeğlemiştir. Bu konuda kendisi şöyle der: “Çok sesi halka götürecek köprü, çağdaş Türk bestecisinin kolay anlaşılır, halka çabuk seslenebilecek yapıtlarıdır.”

Ayrıca, müzikte evrenselliğin değil, ulusallığın önem taşıdığına inanır. Türk bestecisi, Muammer Sun’a göre, Türk müziği kaynaklarını en yalın biçimiyle temel alıp, bir soyutlamaya gitmelidir. Bestelerinde teknik olarak modal yapıya önem veren sanatçı, Kemal İlerici’nin dörtlülüğe dayanan çoksesli düzeninden esinlenmiş ve klasik Türk müziğinin makamlarından, halk oyunlarının ritmik canlılığından yararlanmıştır.

Muammer Sun müzik eğitiminde koroların önemini de şöyle belirtmiştir: “Bütün yurt çapında bir müzik eğitimi düşünülürse, her çocuğun eline bir çalgı vermek olanaksız. Oysa çocuklara kendi seslerini kullanmasını öğreterek, şarkıyla müziğe daha kolay girebilmeleri sağlanır.” Bu görüşten hareket ederek 1968’de her ilde bir çocuk ve gençlik korosu kurma çalışmaları yapan Muammer Sun, Gazi Eğitim Enstitüsü’nde koro öğretmenliği kursları da düzenlemiştir. Muammer Sun’un besteleri, marşları, Müzikli Çocuk Oyunları (1965-1968) dışında yayımlamış olduğu kitaplar arasında şunlar sayılabilir: Şarkı Demeti (1965-1967); Türkiye’nin Kültür, Müzik,Tiyatro Sorunları (1969); Çoksesli Türküler (1970-1980); Solfej. Birinci Kitap (1971-1973); Kır Çiçekleri (1973-1977); Türk Kalarak Çağdaşlaşmak (1974); Okul Öncesi Eğitiminde Müzik (1981).

BAŞLICA YAPITLARI

Solo için: Yurt Renkleri (piyano için süit, 1953-1954); Yurt Renkleri. İkinci Defter (piyano için süit, 1956); Yurt Renkleri. Üçüncü Defter (piyano için süit, 1959-1977); Söyleşi (keman için, 1980),

İkili: Keman ve Piyano İçin Üç Parça (1955); Viyolonsel ve Piyano İçin Üç Parça (1966-1967); İki Şarkı (ses ve piyano için, 1966-1967); Bozlak ve Türkü (tenor ve piyano için, 1971-1972).

Dörtlü: Yaylı Çalgılar İçin Dördül (1958).

Beşli: Serpintiler (üfleme çalgılar için on altı parça, 1965-1967). Oda orkestrası için: Elektra (üfleme ve vurma çalgılar için sahne müziği, 1958); Demet (yaylı çalgılar için süit, 1959-1961).

Koro için: Bozlak ve Türkü (tenor solo ve koro için, 1959); Beş Halk Türküsü (karma koro için, 1963-1964); İki Sesli On Dört Türkü (1966-1967); Gençler İçin Altı Koro Parçası (1970-1972); On Türkü (1976-1977; Macaristan Radyo Senfoni Orkestrası Hikmet Şimşek yönetiminde, Remziye Alper solosuyla plak yapmıştır). Solo ve orkestra için: Dört Parça (keman ve orkestra için, 1955-1972); Sultan Gelin (soprano, koro ve orkestra için süit, 1964).

Orkestra için: Yurt Renkleri (süit, 1963-1965; 1966 T.R.T. Ödülü); Atlıkarınca (süit, 1965-1966); Saygın Sevi (bale müziği, 1973-1974); Sezginin Bedeli (bale, 1985).

Film Müziği: Kurtuluş, Cumhuriyet filmleri

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , , ,

Şakir Ağa (Besteci) Hayatı ve Eserleri

Şakir AğaŞakir Ağa; Türk bestecisidir (İstanbul,1777 – İstanbul, 1840).

Ahmet I döneminde Kırım’dan göç eden Tatar Osmanoğlu ailesinden ve Hayriyye tüccarından (devletçe tanınmış büyük tüccar sınıfı) Ahmet Emin Ağa’nın oğlu olan Şakir Ağa küçük yaşta annesini yitirince, teyzesi tarafından büyütüldü. Müziğe çocuk yaşlarında ilgi duyunca, teyzesi kendisine bir keman hocası tuttu. Küçük Şakir, kısa sürede büyük bir ilerleme gösterdi. Ancak ailesinin, özellikle babasının müzikle uğraşmasını istememesi nedeniyle müziği bıraktı. Ama bu durum çocuk çağında Şakir Ağa’nın üstünde büyük ve ters bir tepki yarattı, ruhsal bir bunalım geçirmesine neden oldu. Hekimlerin ve aile dostlarının araya girmesi, ayrıca bir aile yakınının aracılığıyla Enderun’a çırak girmesi ve bu yolla müziğe yeniden kavuşması, hastalığının geçmesini sağladı. Enderun‘da Selim III‘ün hazine kethüdası Salih Bey’in dairesinde yetişti, ilk müzik derslerini de Hanende Başçavuş Mustafa Ağa’dan aldı. Buradaki öğrenimini başarıyla tamamlayan Şakir Ağa, çağdaşı Hammamizade İsmail Dede’den de Enderun’ da meşk etti. Sesi çok parlak ve okuyuş üslubu olağanüstü olan Şakir Ağa ile İsmail Dede Efendi arasında kısa zamanda büyük bir rekabet başladı; bu durum padişah huzurunda bile sürdü. Selim III tahttan indirüince, İsmail Dede Efendi saraydan ayrıldı ama Şakir Ağa kaldı. 1808’de Mahmut II padişah olduğunda Şakir Ağa, yetkin bir müzikçi olarak yetişmiş durumdaydı, keman ve tanbur çaldığı gibi, olağanüstü bir hanende olarak da ün yapmıştı. Bu sırada Hazine Odası’ nm üyesi ve çavuş rütbesinde bulunuyordu. Mustafa IV‘ün kısa saltanatı sırasında evine çekilen Şakir Ağa, Mahmut II‘nin tahta çıkmasıyla yeniden saraya döndü. Padişahın tahta çıkışından birkaç yıl sonra musahip-i şehryâri (padişah nedimi) oldu. 1821’de sarayda müezzinbaşılığa (ser müezzin-i şehryâri) atandı. Bu görevini sekiz yıl sürdüren Şakir Ağa 1829’da imâm-ı sultanilik unvanı kendisine verilmediği için üzülüp saraydan ayrıldı ve hâcegânlık payesi aldı. Saraya arada sırada gidiyordu. Saltanatının ilk yılında yaşadığı Abdülmecid I’den büyük ilgi gördü. Hat sanatında da başarılı olduğunu öğrendiğimiz Şakir Ağa 63 yaşında öldü ve Eyüp Camisi mihrabı önüne gömüldü.

Şakir Ağa’nın kardeşi Mustafa Ağa kemanidir ve Mahmut II döneminde saray küme faslında çalmıştır, aynı zamanda da bestecidir. Şakir Ağa’nın torunuysa oyun yazarı Musahipzade Celal’dir.

BESTECİLİĞİ

Olağanüstü anlatım yeteneği ve yüksek sanat gücüyle klasik Türk müziğinin en büyük bestecileri arasında yer alan Şakir Ağa’nın günümüzde elde bulunan yapıtlarının sayısı 70 kadardır; bu yapıtların çoğunluğunu şarkılar oluşturmaktadır. Bu durum göz önünde bulundurulursa, Türk müziğinde şarkı formunun gelişmesinde ve yaygınlaşmasında en büyük rolü oynayan Hacı Arif Bey’den önce gelen en büyük şarkı bestecisi olarak Şakir Ağa’nın anılması gerekir. Büyük formda (beste, ağır ve yürük semai, vb.) bestelediği bazı yapıtlarının kaybolduğu sanılmaktadır.

BAŞLICA YAPITLARI

Ferahnak kâr (hafif): Saki be-nûr-i bâde, ber-efrûz-i câm-ı mâ (tamamlanmamıştır).
Ferahnak beste (ağır çenber): Meyi eder bu hüsn ile kim görse ey gülfem seni.
Ferahnak (yürük semai): Bir dilbere dil düşdü ki mahbûb-ı dilimdir.
Ferahnak şarkı (ağır aksak semai): Ey şâh-ı melek-hûy, kadd-i bâlâyı ferah-nâk.
Evcârâ şarkı (ağır aksak semai): Efsûn okur uşşâkına ol gamze-i câdû.
Müstear şarkı (aksak): Evvel benim nazh yârim, severim kimseler bilmez.
Dügâh şarkı (aksak): Ne yamandır dil-i bîçâreye olsa müşteri.
Rast şarkı (aksak): Hiç bulunmaz böyle dil-bâz, neler etdi bana bu yaz.
Rast şarkı (düyek): Her dilden ol meh çalmıyor.
Rast şarkı (ağır aksak): Mûy-i julidem olupdur serde anka lânesi (söz: Has-bî).
Buselik şarkı (Türk aksağı): Dün gece sende ben dertmende.
Acemaşiran şarkı (sofyan): Bakma sakın benden yanâ.

Şakir Ağa ayrıca, arabankürdi, şedaraban, bayatiaraban, bestenigâr, mahur, saba, zemzeme, eviç, hüseynia-şiran, hüzzam, ısfahan, şevkefza, tahir, acemaşiran, acemkürdi, bayati, buselik aşiran, büzürg, bayatiaraban, buselik, hisarbuselik, maye, neva, si-pihr, nühüft, şevk-u tarab, şevkâver, zirgüleli suzinak, nişaburek, hicazkâr ve hicaz makamlarından çeşitli usullerde şarkılar da bestelemiştir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , ,

Tanburi Ali Efendi Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Tanburi Ali Efendi; Türk bestecisidir (Midilli, 1836-İzmir, 1902).

Midilli’nin tanınmış ailelerinden olan Tanburi Ali Efendi, çocukluk yıllarında sesinin güzelliği nedeniyle hafız olarak ün kazandı. Genç yaşında İstanbul’a gelerek medresede öğrenim gördü, Enderunlu bestecilerden Latif Ağa’dan, Sütlüceli Asım ve Kanuni Rıza Efendilerden şarkı meşk etti. Tanburi Küçük Osman Bey’den de tanbur çalmasını öğrendi. Bu çalgıyı çok iyi çaldığından Tanburi lakabıyla anıldı. Abdülaziz’in tahta geçmesinden sonra Mabeyn-i Hümayun’a alman Tanburi Ali Efendi, sesinin güzelliği ve dinsel müzikteki bilgisinden dolayı görevinde yükselerek “kudüs” payesiyle padişah imamlığına atandı. Abdülhamit II döneminde, 1885’te saraydan ayrılarak İzmir’e yerleşti, birçok öğrenci yetiştirdi, yapıtlarının çoğunu da bu kentte besteledi.

Müziğin klasik gelenekleri içinde yetişen Tanburi Ali Efendinin besteleri içten bir lirizmin coşkulu ve seçkin örnekleridir. Oğlu Tanburi Aziz Bey ve Manisalı Hafız Sâlis Efendi’nin notaya aldıkları yapıtlarından ancak yüz kadarı günümüze gelebilmiştir. Şarkı formundaki bestelerinden başka çeşitli makamlarda peşrevleri, saz semaileri, vb. vardır.

BAŞLICA ŞARKILARI

Bestenigâr şarkı (aksak): Sevdim seni gâyetle ben ey bî-misl ü menendim. Evcârâ şarkı (sengin semai): Bir şuha gönül âşık olup derbeder oldu. Muhayyer şarkı (sengin semai): Feryada ne hâcet yürü bend eyle dehânın.

Isfahan şarkı (devr-i revan): Bezm-i aşkın her ne dem etsem tahattur ey civan.

Saba şarkı (devr-i hindi): Sabâ ahvâlim arz et sûy-i yâre. Şehnaz şarkı (aksak): Bir tarafdan âşıkı der u gam-ı yâr ağlatır. Hicaz şarkı (ağır aksak semai): Hasret odı yakdı ciğerim, ey ruh-ı âlim. Hicaz şarkı (curcuna): Sevdâ-yı aşk ile dâim yanarım.

Hicazkâr şarkı (aksak) Menendin yok gülüm bir mehlikâsm.
Hüseyni şarkı (ağır aksak semai): Şemşîr-i nigâhınla vuruldum ciğerimden.
Hüseyni şarkı (devr-i hindi): Sen sunup bâdeyi ben nûş edeyim.
Hüzzam şarkı (aksak): Sevdim yine bir âfet gibi yâr.
Hüzzam şarkı (düyek): Bir dil düştü sana yârim âh bu dem.
Karcığar şarkı (ağır aksak): Şivene söz yok güzelsin.
Nihavent şarkı (ağır aksak semai): Bilmem anı ben gelmedi misli bu diyâre.
Nihavent şarkı (curcuna): Ben âşık oldum bir güle.
Suzinak şarkı (düyek): Revâ mı ey peri gülmek.
Uşşak şarkı (ağır aksak): Güzeldir vechine kimler kul olmaz.
Uşşak şarkı (müsemmen): Va’d-i visâlinle alt etdin beni.
Uşşak şarkı (Türk aksağı): Oldu yine bîçâre gönül mübtelâ-yı aşk.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Cengiz Tanç Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Cengiz TançCengiz Tanç; Türk bestecisidir (İstanbul, 1933-1937).

Eğitiminin bir bölümünü Anadolu’da tamamladıktan sonra, Ankara Atatürk Lisesi’nde okurken keman derslerine başlayan Cengiz Tanç, 1952’de Ankara Devlet Konservatuvarı’na girerek Ahmet Adnan Saygun’un öğrencisi oldu. Babasının görevi nedeniyle 1953’te İngiltere’ye gitti. Londra Guildhall Müzik Okulu’nda Sidney Compton’un yönetiminde armoni, kontra-punto (kontrpuan) ve XX. yy. müziği konularında eğitim gördü. 1956’da yurda dönerek Ankara Devlet Konservatuvarı’ndaki Kompozisyon Bölümü öğrenciliğini sürdürdü. 1960’ta bu kuruluşun ileri Devre Kompozisyon Bölümü’nü bitirdi. Aynı yıl, Ankara Devlet Konservatuvarı’na solfej ve teori öğretmeni olarak atandı. Bu arada Ankara Radyosu’nda tonmeister olarak görev aldı.

1958’de başlayan ilk besteleme çalışmaları öğrencilik yılları ürünüdür. Bunlar çok seslendirilmiş türküler olarak Türk halk müziği motiflerinden esinlenen yapıtlardır.

Cengiz Tanç, 1968’de Ankara Radyosu’nda Batı Müziği Şube müdürü, ardından İkinci Program Şube müdürü ve Çoksesli Müzik Şube müdürü oldu. 1973’te Devlet Opera ve Balesi’nde dramaturg olarak görev aldı. Aynı yıl Çağrışımlar başlıklı senfonik bölümü besteledi. 1976’dan bu yana Mimar Sinan Üniversitesi, İstanbul Devlet Konservatuvarı’nda Kompozisyon Ana Sanat Dalı öğretim üyesi ve başkanıdır. 1984-1985 öğretim yılında A.B.D’ne giderek juilliard Müzik Okulu ve Columbia Üniversitesi’nde Vincent Persichetti ve Milton Babbitt’in yanında ileri çağdaş müzik teknikleri konusunda araştırmalar yaptı. S.A.C.E.M. (Müzik Yazarları, Bestecileri ve Yayımcıları Derneği) üyesi olan Cengiz Tanç’ın yapıtları dünyanın çeşitli ülkelerinde radyo ve konser programlarında seslendirilmektedir.

SANAT ANLAYIŞI VE YAPITLARININ ÖZELLİKLERİ

Cengiz Tanç, bir sanat yapıtında biçimin öz tarafından yönlendirildiği görüşündedir. Ona göre çağlar boyu değerini koruyabilmiş yapıtlarda değişik gereçler kullanılarak anlatım teknikleri denenmiş, ancak bunlar birer araç olarak kalmıştır. Önemli olan, bu gerecin ardında yatan özdür. Besteci, kullandığı gerecin türüne göre değerlendirilemez. Öz, bestecinin içinde yaşadığı çağı, geleceğe olan sorumluluğunu, çevresini, koşullarını ve derin düşüncesinin yorumunu yansıtır. Ciddi bir sanat yapıtı, etkilerden kurtulduktan sonra yeni bireşimlere varma ve çağına sorumlu olma kaygısı ve çabası içinde olmalıdır. Ülkemizde Cumhuriyet’ten bu yana besteciler, zümresel Divan edebiyatına dayanan Osmanlı müziği ile bugünün çağdaş Türk düşüncesinin evrensel ses mimarisi arasındaki büyük boşluğu doldurmak için uğraş vermektedirler. Cengiz Tanç, ulusal bireşimimizi evrensel çizgiye ulaştırma gereğinin önemine ve bunun Batı kültürü ile Doğu kültürü arasındaki üçüncü kültür dünyası ülkelerinin ortak sorunu olduğuna inanmaktadır.

Cengiz Tanç, müzik öğrenimine, dolayısıyla bestecilikteki verimlilik çağma, öbür bestecilere göre daha geç başladığından, ilk bestelerinde bir birikimden yola çıkmıştır. İlk çalışmaları üslup olarak halk müziğinin ezgisel kişiliğini duyurduğu halde, giderek geleneksel kavramları soyutlamıştır. İlk yapıtlarında görülen, izlenimcilerin kullandığı anlamdaki öznel renkçilik, giderek tetrakortlara dayalı, dizisel bir sistemi geliştirmiştir.

Cengiz Tanç’ın hemen bütün yapıtlarında biçim, sürekli gelişim anlayışı içinde, gerek yatay gerekse dikey olarak, bir düşüncenin başlayıp gelişmesi ve sonuçlanmasını çizer. Gereç olarak kendine özgü bir kontrapunto yazısı seçmiştir. Yalnız bu yazı içinde öz, majör, minör tonlara bağımlılıkta olduğu gibi belli modlara ya da ezgisel kuruluşlara bağımlılık yerine, içinde mod renklerinin araştırıldığı geniş bir “panmodal” çerçeve oluşturur.

Cengiz Tanç’ın “senfonik bölüm” biçimi içinde dört yapıtı vardır: Soyutlama; Çağrışımlar; Sentez; Yankılar. Bunlardan Sentez 1976’da tamamlanmıştır. Uzun seslerin egemen olduğu büyük bir pedal kavramıyla başlar. Bu giriş, bir zemin olarak sürerken, küçük çekirdek motifler uzun sesler arasında yer alır. Motifler giderek genişler ve çalgı grupları arasında karşılıklı bir söyleşi oluşturur. Pedal bir-ses üzerinde duyulan ezgiler, halk müziği motiflerinin soyutlamasıdır. Motiflerin ısrarla yinelenmesi, bir “takınak”ı yansıtır. Yapıt, doruğa ulaştıktan sonra içe dönük bir kişilikte sona erer. Dede Korkut efsanesinin kahramanlarından Deli Dumrul’u konu alan operada librettoyu da Cengiz Tanç yazmıştır. Üç perdelik operada müzik, tek bir çizgi içinde gelişir Geleneksel arya-koro-orkestra diyalogunun içinde eridiği bir bütün oluşur. Operanın tümü bir senfonik bütünlüğü andırır. Tonsuzluğa karşı bir eksen kavramı, konuyla ilgili olarak yer yer ortaya çıkar. Müzikteki bu ezgisel betimleme, Deli Dumrul’un sonradan boyun eğen kişiliğinin yansımasıdır.

BAŞLICA YAPITLARI

Solo için: On Küçük Parça (piyano için, 1959); İmge I (piyano için, 1962); İmge II (piyano için, 1965); Doğaçlama (piyano için, 1972); Üç Meditas-yon (piyano için, 1975); İmge III (piyano için, 1982); Monofon (trombon için, 1986).

İkili: Türk Halk Şarkıları (tenor ve piyano için, 1958); Altı Şarkı (soprano ve piyano için, 1961).

Beşli: Üfleme Çalgılar Beşlisi İçin Müzik (1968).

Oda orkestrası için: Süit (yaylı çalgılar için, 1960); Halk Türküleri Süiti (yaylı çalgılar için, 1974); Doğaçlama (1979); Yükseliş (yaylı çalgılar için sinfonia, 1981); Lirik Konçerto (flüt, obua ve yaylılar için, 1983).

Koro için: Sekiz Halk Türküsü (eşliksiz, 1958).

Solo ve orkestra için: Viyola Konçertosu (1986).

Orkestra için: Soyutlama (senfonik bölüm, 1961); Divertimento (1964); Çağrışımlar (Senfonik bölüm, 1973); Sentez (senfonik bölüm, 1976); Yankılar (senfonik bölüm, 1978); Yaratılış (bale müziği, 1980); Yaratılış (prelüd, 1981); Karakoyun Efsanesi (anlatıcı ve orkestra için konulu müzik, 1984); Çanakkale Şehitlerine Ağıt (Mehmet Akif Ersoy’un dizeleri üstüne, soprano, koro ve orkestra için ağıt, 1985).

Bale müziği için uygulama (orkestra): Çoğul Balesi (Divertimento’dan uygulama; koreografi: Duygu Aykal, 1972); Yoz Döngü (bağlama için düzenlenen otantik halk türkülerinin çoksesli uygulaması; koreografi: Oytun Turfanda, 1974); Çağrışımlar (bale müziği uygulaması; koreografi: Şebnem Aksan, 1980); Yankılar (bale müziği uygulaması; koreografi: Şebnem Aksan, 1981). Opera; Deli Dumrul (üç perde, 1974-1975).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Jules Massenet Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Jules MassenetJules Massenet; (1842 – 1912)

Ünlü bir Fransız opera bestecisidir. Operalar İçinde en tanınmışları “Manon” ile “Thais”tir. Massenet, bilhassa içli, romantik melodiler bestelemekle ün kazanmıştır. 25 operasından başka 200’e yakın şarkısı da vardır.

Jules Massenet, sekiz çocuklu bir subay ailesinin en küçük çocuğu idi. Annesinin Massenet’ye piyano dersi vermeye başladığı gün 1848 ihtilâli kopmuştu. Mali durumları bozuldu. Jules’un annesi başkalarına da piyano dersleri vererek’aileyi geçindirmeye çalışıyordu. Jules Massenet 10 yaşında Paris konservatuvarına girdi. Geceleri tiyatroların orkestralarında timpani çalarak kendi masraflarını karşılıyordu. 21 yaşında Roma Müzik Mükâfatı’nı kazandı, üç yıl İtalya’da müzik çalıştı İtalya’dan döndükten sonra eserler bestelemeye başladı 1873’te “Les Erynnies” piyesi için bestelediği müzikle adını ilk defa müzik dünyasına duyurdu. 1883’te “Manon” operasını, 1885’te “Le Cid”, 1892’de “Werther” 1894′ te “Thais”, 1897’de “Sappho” operalarını besteledi. Yaşadığı devrin en sevilen Fransız bestecisi olmuştu. Hayatının son günlerine kadar bir yandan eser beslerken, bir yandan da çeşitli eğitim müesseselerinde müzik dersleri verdi.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , , ,

Louis Horst Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Louis HorstLouis Horst; (d. 12 Ocak 1884, Kansas kenti, Missouri – ö. 23 Ocak 1964, New York kenti, ABD), ABD’li piyanist, besteci ve koreografiyi ilk kez bağımsız bir disiplin olarak ele alan dans öğretmenidir. Özellikle Denishawn topluluğuyla ve Martha Graham’la müzik yönetmeni olarak sürdürdüğü uzun işbirliğiyle tanınmıştır.

San Francisco’da piyano ve keman eğitimi gördükten sonra, Denirhawn topluluğunun müzik yönetmeni oldu (1915-25). Burada, Martha Graham, Doris Humprey ve Charles Weidman’ın da aralarında bulunduğu topluluk üyelerinin kendilerine özgü bir dans üslubu geliştirmesinde rol oynadı. 1926’da Graham’a, New York kentindeki ilk solo sahne gösterisinde eşlik etti ve 1948’e değin müzik yönetmeni olarak onun yanında kaldı; bu arada ilk yapıdan Primitive Mysteries (1931; İlkel Ayinler), Frontier (1935; Sınır) ve El Penitente’yi (Tövbekâr) besteledi. New York kenti Neighborhood Playhouse Tiyatro Okulu (1928-64); Bennington College Yaz Kursu (1934-45); Connecticut College Yaz Okulu (1948-63) ve Juilliard Müzik Okulu (1951-64) gibi ABD’ nin en önemli modem dans okullarında çalıştı. Modern dansın temellerinin bilinmeden gelişemeyeceğini düşünüyordu; bu nedenle de öğrencilerine temel bilgi olarak pavane ve galliard gibi 16. ve 17. yüzyıl dans biçimlerini öğretti. Modern Amerikan dansının gelişmesini saptamak amacıyla Dance Observer (1933-64) gazetesini kurdu ve yayın yönetmenliğini yaptı. Pre-Classic Dance Forms (1937; Klasik Öncesi Dans Biçimleri) ve Modern Dance Forms (1961; Modern Dans Biçimleri) adlı iki de kitap yazmıştır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , , , ,

Eduard Lalo Hayatı

Eduard LaloLALO Edouard, Fransız bestecisi (Lille 1823-Paris 1892).

İspanyol kökenli bir ailenin oğluydu. Paris Konservatuvarı’nda F.A. Habeneck’in öğrencisi olarak eğitim gördü. Paris’te bir süre kemancı olarak çalıştıktan sonra bağımsız besteciliği yeğledi. Orkestra eserlerinin çalınmaya başladığı 1872’ye kadar pek fazla tanınmadı.

İspanyol Senfonisi adı verilen keman konçertosunun (1874) ilk kez ünlü İspanyol kemancısı Pablo de Sarasate tarafından 1875’te alınması üzerine adı müzik çevrelerinde duyuldu ve dikkati çekti. Geç romantik bir besteci olan Lalo’nun eserleri erken izlenimci özellikler de gösterir. Ses eserleri, oda müziği, piyano parçaları, orkestra eserleri, bir piyano korçertosu, bir viyolonsel konçertosu, dört keman konçertosu, Namouna balesini (1882) ve le Roi d’Ys (Ys Kralı) operasını (1888) besteledi.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,

Eugen d’Albert Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Eugen d'AlbertEugen d’Albert; 10 Nisan 1864, Glasgow — 3 Mart 1932, Riga

Dans müziği bestecilerinden Charles d’Albert’in oğludur. Müzik öğrenimine Londra’da Ernst Pauer’in öğrencisi olarak başlamış, 1880’den itibaren Liszt’in yanında sürdürmüştür. d’Albert piyano alanında kısa zamanda ün yapmış, beste alanında ise bazı konser parçaları vermiştir. Sahne müziğinde ilk denemeleri “Der Rubin” ve “Ghismonda” adlı iki operayla başlar. Fakat kendisini bütün dünyaya tanıtan metni “Der Abreise”yi 1889’da bulmuş, bunu en iyi operası olarak kabul edilen “Tiefland” izlemiştir.

Günümüzde özellikle Alman opera sahnelerinde yer alan diğer iki eseri “Die toten Augen” ve “Flauto Solo”dur. d’Albert bir aralık Weimar’da saray orkestrası yöneticiliği, Berlin Yüksek Müzik Okulu öğretmenliği yapmış, yaşamının büyük kısmını İtalya’da Lugano’da geçirmiş, piyanist olarak turneler yapmıştır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , , ,

Eugen d’Albert Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Eugen d'AlbertEugen d’Albert; 10 Nisan 1864, Glasgow — 3 Mart 1932, Riga

Dans müziği bestecilerinden Charles d’Albert’in oğludur. Müzik öğrenimine Londra’da Ernst Pauer’in öğrencisi olarak başlamış, 1880’den itibaren Liszt’in yanında sürdürmüştür. d’Albert piyano alanında kısa zamanda ün yapmış, beste alanında ise bazı konser parçaları vermiştir. Sahne müziğinde ilk denemeleri “Der Rubin” ve “Ghismonda” adlı iki operayla başlar. Fakat kendisini bütün dünyaya tanıtan metni “Der Abreise”yi 1889’da bulmuş, bunu en iyi operası olarak kabul edilen “Tiefland” izlemiştir.

Günümüzde özellikle Alman opera sahnelerinde yer alan diğer iki eseri “Die toten Augen” ve “Flauto Solo”dur. d’Albert bir aralık Weimar’da saray orkestrası yöneticiliği, Berlin Yüksek Müzik Okulu öğretmenliği yapmış, yaşamının büyük kısmını İtalya’da Lugano’da geçirmiş, piyanist olarak turneler yapmıştır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , , ,

Ernest Bloch Hayatı ve Eserleri

Ernest BlochErnest Bloch; 24 Temmuz 1880, Cenevre — 15 Temmuz 1959, Portland

İsviçreli – Amerikalı bestecidir. Brüksel ve Münih’de eğitim görmüş, 1916 yılında Amerika’ya gitmiş, dört yıl sonra Cleveland Müzik Enstitüsü yönetmenliğine getirilmiştir. 1931’den sonra, bir süre Avrupa’da kalmış, Amerika’ya dönmüş, yaşamının geri kalan yıllarını Cleveland ve Oregon’da geçirmiştir. Bloch, daha çok ırk endişesi içinde yazmış, Yahudi müziğinin yüzyılımızda en önemli kişisi olarak ün yapmıştır.

Başlıca yapıtları arasında “İsrail Senfonisi”, viyolonsel ve orkestra için “Schelomo” adlı rapsodi, keman konçertosu, iki konçerto grosso vardır.

SCHELOMO “Solomon” (Viyolonsel ve orkestra için İbrani rapsodisi) —

İlk yorumu: 1917 New York.
1816 yılında İsviçre’de Cenevre kentinde bestelenip İbrani karakteriyle seçkinleşen yapıtın esin kaynağı Catherine Barjansky adlı yontucunun “Schelomo” yani “Solomon” veya Süleyman adlı küçük yontusu olmuştur. Kadın, bestecinin Amerika’ya gitmeden kısa süre önce tanıyıp Schelomo’yu adadığı viyolonselci Alexander Barjansky’nin eşiydi. Heykel, yaşam, varlık ve güç yansıtıyordu her kıvrıntısından, rapsodide viyolonsel Schelomo’nun sesiydi. Bu ses lirik tümceleri, ışıklı ve gölgeli anlatışıyla peygamberin görkemini yansıtıyordu.

Schelomo özgür bir yapı düzeniyle işlenmiştir. Başlıca iki ana ezgi temel öğesini oluşturur. Bu öğeler viyolonselin yalnız konuşmalarında, ya da toplulukla olan beraberlik ve diyaloglarda ustaca işlenmiştir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,

Luigi Boccherini Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Luigi BoccheriniLuigi Boccherini; 19 Şubat 1743, Lucca — 28 Mayıs 1805, Madrid

İtalyan bestecisi ve viyolonselcisidir. On dört yaşına kadar kontrabasçı olan babasından ve Abbate Vanucci’den ders almış, sonra Roma’da viyolonsel ve bestecilik öğrenimi yapmıştır. İtalya ve Fransa’da konser gezileriyle ün kazanmış, 1785 yılında Madrid saray orkestrası yöneticisi olmuştur. 1787’de Prusya Kralı Friedrich Wilhelm’in çağrısı üzerine Berlin’e giderek orada saray müziği yöneticiliği yapmıştır. Verimli bir besteciydi. 125 kadar yaylı çalgılar beşlisi, 91 yaylı çalgılar dörtlüsü, 54 yaylı çalgılar üçlüsü, yirmiden çok senfoni yazmıştır. Bugün özellikle viyolonsel konçertosu ve menuetto’suyla tanınır.

SENFONİ “La majör” — Boccherini’nin 1787 yılında Berlin’de Prusya saray bestecisi olarak bulunduğu çağda bestelenmiştir. Besteci senfoni ve konçertolarıyla Viyana klasiklerini özellikle üslup açısından etkilemiştir. Günümüzde pek az eseri yorumlanan sanatçının bu en tanınmış senfonisi dört bölüm üzerine kuruludur.

Birinci bölüm (Allegro assai), tüm orkestranın sunduğu bir “tema” ile başlar, kemanların işlediği bu düşünden sonra flütle ikinci bir “tema” verilir, zengin “modulation”lar bölümü götürür. İkinci bölüm (Menuetto Allegro), yaylı çalgılardan yansıyan tipik dans ezgisi tüm zerafetiyle sürerek tatlı bir «üçlü»ye oradan “menuetto”nun flütle tekrarına ulaşır. Üçüncü bölüm (Andante) obuanın ve solo viyolanın beraberce verdikleri bir tema üzerine işlenmiştir. Dördüncü bölüm (Finale. Allegro ma non troppo presto), rondo ritm ve kuruluşunda Boccherini’ye özgü zarif süslemelerle işlenmiş bir parçadır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , , ,

Luigi Boccherini Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Luigi BoccheriniLuigi Boccherini; 19 Şubat 1743, Lucca — 28 Mayıs 1805, Madrid

İtalyan bestecisi ve viyolonselcisidir. On dört yaşına kadar kontrabasçı olan babasından ve Abbate Vanucci’den ders almış, sonra Roma’da viyolonsel ve bestecilik öğrenimi yapmıştır. İtalya ve Fransa’da konser gezileriyle ün kazanmış, 1785 yılında Madrid saray orkestrası yöneticisi olmuştur. 1787’de Prusya Kralı Friedrich Wilhelm’in çağrısı üzerine Berlin’e giderek orada saray müziği yöneticiliği yapmıştır. Verimli bir besteciydi. 125 kadar yaylı çalgılar beşlisi, 91 yaylı çalgılar dörtlüsü, 54 yaylı çalgılar üçlüsü, yirmiden çok senfoni yazmıştır. Bugün özellikle viyolonsel konçertosu ve menuetto’suyla tanınır.

SENFONİ “La majör” — Boccherini’nin 1787 yılında Berlin’de Prusya saray bestecisi olarak bulunduğu çağda bestelenmiştir. Besteci senfoni ve konçertolarıyla Viyana klasiklerini özellikle üslup açısından etkilemiştir. Günümüzde pek az eseri yorumlanan sanatçının bu en tanınmış senfonisi dört bölüm üzerine kuruludur.

Birinci bölüm (Allegro assai), tüm orkestranın sunduğu bir “tema” ile başlar, kemanların işlediği bu düşünden sonra flütle ikinci bir “tema” verilir, zengin “modulation”lar bölümü götürür. İkinci bölüm (Menuetto Allegro), yaylı çalgılardan yansıyan tipik dans ezgisi tüm zerafetiyle sürerek tatlı bir «üçlü»ye oradan “menuetto”nun flütle tekrarına ulaşır. Üçüncü bölüm (Andante) obuanın ve solo viyolanın beraberce verdikleri bir tema üzerine işlenmiştir. Dördüncü bölüm (Finale. Allegro ma non troppo presto), rondo ritm ve kuruluşunda Boccherini’ye özgü zarif süslemelerle işlenmiş bir parçadır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , , ,

Anton Bruckner Hayatı ve Eserleri

Anton BrucknerAnton Bruckner; 4 Eylül 1824, Ansfelden — 11 Ekim 1896, Viyana

Avusturyalı bestecidir. Viyana’da Sechter’den ders almış, 1860 yılında “Frohsinn Derneği” koro yöneticisi olmuş, 1863 yılında Wagner’in “Tannhaeuser” adlı operasını görüp dinlemiş, Wagner etkisinde klasik biçimlerin çerçevesini aşma ve anlatım özgürlüğüne ulaşma çabasını göstermiştir. Müzik yaşamının son yıllarına varana dek küçümsenmiş, ancak 1880′ den sonra ilgi ve saygı görmeye başlamıştır. 1891 yılında Viyana Üniversitesi tarafından fahri doktorluk payesi verilmiştir.

Bugün Bruckner, önemi üzerindeki tartışmaların süregeldiği bir bestecidir. Sonuncusu bitmemiş, dokuz senfonisi en önemli verimleridir: “Do minör” birinci “Do minör” ikinci, “Re minör” üçüncü, “Mi bemol majör” dördüncü (Romantik), “Si majör” beşinci, “La majör” altıncı, “Mi majör” yedinci, “Do minör” sekizinci, “Re minör” dokuzuncu (Bitmemiş, yalnız üç bölüm.) Ayrıca bir “Te Deum”, iki missa, bir beşli yazmıştır. Senfonileri özel biçimleriyle seçkinleşir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , ,

Ferruccio Busoni Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Ferruccio BusoniFerruccio Busoni; 1 Nisan 1866, Empoli — 27 Temmuz 1924, Berlin

İtalyan bestecisi ve piyanisti. Graz ve Leipzig’de kısa süreler içinde aldığı bestecilik bilgilerinden ve çoğunlukla annesinin verdiği piyano derslerinden başka eğitim görmemiş, kendi kendini yetiştirmiştir. Yaşamı boyunca piyanist ve öğretici olarak tanınan Busoni’nin besteci olarak değeri ancak ölümünden sonra anlaşılmaya başlamıştır. Bununla birlikte, bütün sanatlar gibi, müziğin de “aristokrasi” olduğunu öne süren, müziğini filozofça düşünüşlerle ören Busoni’nin tanınması ve anlaşılması için uzun süre gerekecektir. Başka bestecilerin, özellikle Bach’ın yapıtları üzerinde yaptığı düzenlemelerle tanınan Buseni, opera, orkestra, oda müziği, tek piyano için çeşitli karakterde yapıt vermiştir. En önemlisi olarak, romantik bir duyguyla ördüğü yaşantı ve görgülerini özetlediği “Doktor Faust” operası gösterilebilir.

KIZILDERİLİ FANTEZİSİ Op. 44 —
İlk yorumu: 1916 Zürich.
1891’de Boston Konservatuarına öğretmenlik göreviyle giden besteci koşulların pek verimli olmaması nedeniyle ancak üç yıl kalabilmiş, tekrar Avrupa’ya dönmüştür. 1910 yılında gene Amerika’da bir konser turnesine çıkan büyük piyanist New York’da eski öğrencilerinden Natalie Curtis’in kızılderili folkloru üzerinde yaptığı incelemeleri görerek ilgilenmiş, bunlar arasında bazılarından yararlanmayı düşünmüştür. Ancak bu gerçekleri Dvorak gibi eski okul ve geleneklere uygun işlemekle gülünç olabileceğini sezmiş, ana çizgi ve programı “ana – oğul – gelin – savaş -barış” düşünlerine dayanan bir fantezi doğmuştur. Piyano ve orkestra için “Kızılderili Fantezisi” ilk defa bestecinin solocu olarak katıldığı bir konserde yorumlanmıştır. Yapıt, Busoni’nin en bilinen ve sevilen verimi arasındadır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , , ,

Emmanuel Chabrier Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Emmanuel ChabrierEmmanuel Chabrier; 18 Ocak 1841, Ambert — 13 Eylül 1894, Paris

Fransız bestecisidir. Hukuk öğrenimi yapmış, Fransız İçişleri Bakanlığındaki görevinde bulunduğu sıralarda müzikle ilgilenmeye başlamıştır. Kısa süreler içinde aldığı bestecilik ve piyano dersleri dışında, Wagner’in “Tristan und Isolde” adlı operasını dinlemiş her iki alanda da kendi kendini yetiştirmiştir. Operalarından birçoğunda belirli Wagner etkisinin ötesine uzanmış, Debussy ve Ravel gibi Fransız bestecilerinin üslubunu hazırlayıcılardan biri olmuştur. En ünlü yapıtı, orkestra için “Espana” adlı parçadır. “Gwendoline” operası uvertürü ve piyano için “Bourree fantasque” gene tanınmış verimi arasındadır.

ESPANA (İspanya) “Rapsodi”
İlk yorumu: 1883 Paris.
Bir ülkenin coşkun ve pırıltılı renklerle resimlendirilişidir “Espana — İspanya”… Bu ülkeye genellikle Rus ve Fransız bestecileri eğilmişler fakat sesini, aslına ve doğal karakterine bağlı bir anlayışla yansıtamamışlardır. Debussy ve Ravel ise “izlenimci” paletleriyle yüzeyden uzaklaşmışlar, aynı yüzeyin üzerindeki hareketin yabancısı kalmışlardır Chabrier halkın arasına girmiş, onlarla dans etmiş, “Manzanilla” içerek “ole!” diye bağırmış, bu arada en sıcak, en içten melodileri derleyerek kısa fakat etkili bir tablo vermiştir. “Espana” başlıca iki tipik ulusal ritmle, iki halk dansıyla dokunmuştur: “Jota” ve “Malaguena”. Rapsodinin özüne daha iyi varabilmek için bestecinin kendisi için söylediklerine göz atalım: “Hiç bir okula, akıma bağlı değilim. Yeteneğimden çok heyecan sahibiyim… Duyduğum gibi, teknikten çok coşkunluğumla yazarım, sözün kısası içten ve onurlu bir sanatçıyım…”

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , , ,

Camille Saint-Saëns Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Camille Saint-SaënsCamille Saint-Saëns (9 Ekim 1835, Paris, Fransa – 16 Aralık 1921, Cezayir, Cezayir)

Ünlü bir Fransız bestecisidir. Paris’te, Normandiyalı sanatçı bir ailenin çocuğu olarak doğdu, Cezayir’de 86 yaşında öldü. Annesi ressam olan Saint-Saens, küçük yaşta piyano çalmakta büyük bir başarı gösterdi. İlk konserini 6 yaşında verdi. 18 yaşında ilk senfonisini yazdı. Bu arada Paris Konservatuvarı’nda, Halevy ile Gounod’dan kompozisyon dersleri aldı. Çağının bestecilerini bu öğrenimi sırasında tanıdı. Bunların arasında, o sırada gençlerin öncüsü olan Liszt, onun üzerinde büyük etki yarattı.

Saint-Saens yalnız müzikle yetinmedi; edebiyata, felsefeye, çeşitli bilimlere, özellikle astronomiye de merak sarmıştı, güzel de resim yapardı. Çağının en iyi sulu boya resim yapanlarından biri olarak da tanınmıştır.

1870’te Fransa’nın savaştaki yenilgisi, bütün besteciler üzerinde olduğu gibi, Saint-Saens’ın hayatında da değişiklik yaptı. O tarihe kadar, yalnız senfonik müzikle piyano eserleri veren genç besteci, ondan sonra sahne eserleri de bestelemeye başladı, yeni kurulan Millî Müzik Kurumu’nun öncülerinden oldu. Liszt’in teşebbüsü ile Weimar’da ilk defa sahneye konan «Samson’la Dalila» operası Saint-Saens’a büyük bir ün sağladı.

Camille Saint-Saens, kişiliği çok belirli olan, üslûp sahibi bir sanatçıdır. Başlıca eserleri şunlardır: «Samson’la Dalila» operası, 3 senfoni, 5 piyano konçertosu, 3 keman konçertosu, «İskeletler Dansı», «Afrika», «Omphale’ın Çıkrığı», «Cezayir Süiti», «Hayvanlar Karnavalı» gibi orkestra eserleri şunlardır: «Samson’la Dalila» operası, 3 senfoni, 5 piyano konçertosu, 3 keman konçertosu, «İskeletler Dansı», «Afrika», «Omphale’ın Çıkrığı», «Cezayir Süiti», «Hayvanlar Karnavalı» gibi orkestra eserleri.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Jacques Ibert Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında Eserleri

15 Nisan 1890, Paris — 6 Şubat 1962, Paris

Fransız bestecisidir. Paris Konservatuarımda eğitim görmüş, 1919′ da Roma Ödülü’nü kazanmış, 1940’da Roma’daki Fransız Akademisi yönetmenliğine getirilmiş, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Paris Operası yönetmen yardımcısı olmuştur. İzlenimcilerin etkisinde. işçiliği sağlam, özellikle çalgı renklerini kullanıştaki ustalıkla seçkinleşen bir yazısı vardır. En ünlü yapıtı orkestra için «Les Escales – Uğrak Limanları», dır. «Le Roi d’Yvetot» adlı operası, bale süitleri, konçertolar, oda Inüziği yapıtları başka tanınmış verimi arasındadır.

ESCALES (UĞRAK LİMANLARI)

İlk yorumu: 1924 Paris.

Yapıt, bestecinin gençliğinde yaptığı bir Akdeniz gezisinden esintidir, üç limanı anlatır müzikle; Sicilya’da Palermo, Tunus’da Nefta ve İspanya’da Valencia. Özellikleri; Palermo (Sakin), Tunus-Nefta (orta kararlı), Valencia (canlı). Fransız müzik yazarı André Georges’un yapıt konusundaki yorumu şöyle: «Besteci, yol boyu uğradığı limanlardan elde ettiği izlenimleri, duyduğu halk ezgileriyle bağdaştırmış; Palermo’da duygulu bir İtalyan halk ezgisi flütün zarif tınısıyla yansır. İkinci liman Nefta Afrika kuzeyinde, karşı kıyıdadır. Yaylı çalgılar ve timpanilerin doğu ritmleri eşliğinde melankolik bir türkü obua’dan duyulur. Üçüncü bölüm Valencia’ya İspanyol-Arap tarzı bir geçişle ulaşılır. Aynı tema özgür gelişimlerle tipik bir «İspanyol Rapsodisi»ni tamamlar.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Vincent d’Indy Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında Eserleri

27 Mart 1851, Paris — 2 Aralık 1931, Paris

Fransız bestecisidir. Önce Lavignac’tan, sonra César Franck’dan ders aldı. Franck’la, amacı genç Fransız bestecilerinin eserlerini çaldırmak olan «Ulusal Müzik Derneği»ni, 1894 yılında da Charles Bordes ve Guilmant ile birlikte din müziği eğitimi yapan Schola Cantorum’u kurdu. 1900’den başlayarak Schola, her alanda öğretim yapan bir müzik okulu haline getirildi ve d’lndy, ölümüne kadar orada öğretmenlik yaptı. Franck etkisinde, düzenli, aydınlık, sığ bir müziği vardır.

Başlıca yapıtları arasında «Istar» adlı senfonik çeşitlemeleri, «Bir Fransız Dağ Havası Üzerine Senfoni» (piyano ve orkestra için), bazı oda müziği verimi «Yabancı» ve «Fervaal» adlı operaları özellikle tanınmıştır.

BİR FRANSIZ DAĞ ŞARKISI ÜZERİNE SENFONİ (Symphonie sur un chant montagnard Français)

İlk yorumu: 1887 Paris.
Besteci ilk senfoni denemesini 35 yaşında yapmış, ancak orkestra için diğer verimleri gibi bu eserde de senfonik şiir karakterinden kurtulamamış, büyük kadrolu «romantik çağ orkestrasına» piyanoyu da katmıştır.

Eserin ana «tema»sı, bestecinin pek sevdiği Vivarais eyaletinden derlenmiş bir dağlı ezgisidir. İngiliz kornosuyla sunulan bu melankolik melodiden sonra yapıtın ikinci temel taşı olan romantik bir «tema» daha yapıya katılır. «Allegro» bölüm etkili ses demetleri ve güçlü «kontrapunta» buluşlarıyla «Andante»ye ulaşır. Piyano ana «tema»yı uzaklaşmış, geçmişe bırakılmış anıların rüyalı bir tekrarı gibi işler bölüm boyunca. Senfoni son bölümde parlak bir görüntüye dönüşerek biter.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Leoš Janáček Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında Eserleri

3 Temmuz 1854, Hukvaldi — 12 Ağustos 1928, Ostrau

Çek bestecisidir. Öğrenimini Prag’ da org okulunda yapmış, 1878’den sonra Moravya müzik yaşamının en önemli kişisi olmuş, halk konserlerini yönetmiş, Brünn Öğretmen Okulu’nda org öğretim bölümünü, sonra Brünn Konservatuarı’nı kurmuş, Moravya halk müziği üzerinde incelemeler yapmıştır. Müziği, Moravya folkloruna dayanır. Özellikle, konuşma dilinin melodi ve ritimlerinin kaynak olarak kullanıldığı bir müziği vardır.

Başlıca yapıtları: «Jenufa», «Katya Kabancva», «Mikropulos Davası» ve «Ölüler Evinden» adlı operalar, «Kaybolan Kişinin Güncesi» adlı şarkı dizisi ve Sinfonletta».

Üç perdelik operadır.
Metin: Gabriella Preissova.
Bestecisi:Leoš Janáček
İlk oynanış: 1916 Prag.
Başlıca kişiler: Burya (Alto), Laka Klemen (Tenor), Steva (Tenor), Kilise hademesi kadın (Soprano), Jenufa (Soprano), Yargıç (Bas), Karolka (Soprano).
Konunun geçtiği çağ ve yer: 19’uncu yüzyıl sonlarında Moravya’da bir köy.

Konusu:
Yaşlı kadın Burya’nın torunu Steva, gene Burya’nın kilise hademesi olan dul gelini tarafından büyütülen güzel Jenufa’yı baştan çıkarmış, gebe bırakmıştır. Steva sarhoş, hırsız, huzursuz bir gençtir. Beri yanda gene Burya’nın üvey torunu Laka da kızı sevmekte, aşkını gizlemektedir. Laka karakter yönünden Steva’ nın karşıtıdır; iyi kalpli, dengeli ve huzurlu. Jenufa çocuğu olacağını anlayınca Steva’yı evlenmeye zorlar, sonuç alamaz, üstelik sarhoş delikanlı kızın yüzünü bıçakla yaralamaktan çekinmez. Çocuk doğmuş, gizlice büyütülmektedir. Steva ise yargıcın kızı Karolka’nın peşindedir, evlenmeleri kararlaşmıştır. Laka, sevgilisinin çektiği acıyı görmektedir, kilise hademesi açıklamıştır gerçeği, buna rağmen Jenufa ile evlenmek ister. Düğün törenlerinde Steva yargıcın kızı Karolka ile görünür. Nikâh kıyılırken bir çığlık duyulur, derede bir çocuk cesedi yüzmektedir. Kilise hademesi açıklar öyküyü, çocuğu evlâtlığının mutluluğunu engellememesi için dereye atmıştır. Kadın tutuklanırken Karolka yasa dışı çocuğun babası Steva’yı bırakarak uzaklaşmıştır. Laka ve Jenufa kalmışlardır en sonda; olaylarla ezik, fakat acıdan doğup gelişen güçlü bir aşkla mutlu.

Jenufa bestecinin en tanınmış yapıtları arasındadır. Almancaya Franz Kafka’nın arkadaşı Max Brod tarafından çevrilmiş, bu güçlü köy dramı inandırıcı konusuyla daima etkili olmuştur. Janacek’in müziği Mussorgski’nin derin etkisini yansıtır.

İlk yorumu: 1926 Prag.
Bestecisi:Leoš Janáček
Bestecinin orkestra müziği alanında en tanınmış yapıtlarından biridir. Beş kısa bölümden kuruludur. «Sinfonietta».

İlk bölüm (Allegretto) tüm yapıtın «ön müziği» karakterindedir Bas trompetler ve timpaninin yansıttığı giriş halk dansını anımsatan bir cümleye uzanır. İkinci bölüm (Andante) uzun bir klarnet tümcesiyle girer. Arada değişik obua, trombon ve korno süslemeleri görülür. Klarnet tümcesinin tekrarı, bölümü tamamlar. Üçüncü bölüm (Moderato) birincisi türkü karakterinde üç «tema» ile işlenmiştir. Dördüncü bölümü (Allegretto) üç trompetle sunulan bir dans ezgisi. Beşinci bölümü ise (Allegro) üç flütten yansıyan bir ana «tema»nın türlü renklerini kapsar.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , , , ,

Zoltán Kodály Hayatı ve Eserleri

16 Aralık 1882, Keşkemet — 6 Mart 1967, Budapeşte

Macar bestecisi. Budapeşte Konservatuarında Koessler’in öğrencisi olarak yetişmiştir. 1906 yılında Budapeşte Konservatuarına bestecilik öğretmenliğine getirilmiştir. Bela Bartok ile Macaristan’ da folklor araştırmaları yapmıştır. İlk yapıtı, Debussy ve Brahms etkisindedir. Macar halk müziğinin etkisi de, üslûbuna kişisel özellikler kazandırmıştır. «Hari Yanoş» adlı operası, solo, koro ve orkestra için «Psalmus Hungaricus», orkestra için «Galanta Dansları» ve tek viyolonsel için sonat, en tanınmış eserleridir.

İlk yorumu: 1927 New York.

Arkadaşı Bela Bartok’la gerçek Macar halk musikisine eğilen besteci, gene bu kaynaktan yararlanarak Macar halk hikâyelerinin «palavracı» kahramanı Hari – Yanoş’u ele almış, baştan aşağı fantezilerle örülü öykülerini aynı adlı gülünçlü halk operasında işlemiştir. Metni Bela Paulini ve Şolt Harşanyi tarafından yazılan «Hari Yanoş»un elde ettiği büyük başarı üzerine Kodaly sahne yapıtındaki mizah anlayışını büyük sadakatle yansıtan bir «süit» düzenlemiştir. Folklordan enine boyuna yararlanılarak bestelenmiş operadan doğan süit boyunca dinleyici Napoléon çağında yaşamış kahramanın bazı olağanüstü(!) serüvenlerini, savaşlardan başarıyla dönüşünü görür gibi olur.

Macar halk inancına göre bir öykü anlatıldıktan sonra bunu dinleyenlerden birinin aksırığı izlerse, aksırık, öykünün gerçekliğini onaylamış olarak yorumlanırmış. Altı bölümden kurulu «Hari-Yanoş» süitinin ilk bölümü «Masal Başlıyor» işte böyle bir aksırıkla girer ve sonra şu bölümler sıralanır: «Viyana’da Çalar Saat», «Şarkı», «Napoléon’un Savaşı ve Yenilgisi», «Intermezzo», «İmparator ve Maiyetinin Girişi».

İlk yorumu: 1934 Budapeşte.

Galanta, Viyana – Budapeşte yolu üzerinde küçük bir pazar kentidir. Besteci çocukluğunun yedi yılını burada geçirmiş, bu süre boyunca körpe kulaklarında kente yüzyıllar önce yerleşmiş çingenelerin müziği yansımıştır. Budapeşte Filarmoni Derneği’nin siparişi üzerine bestelenen «Galanta Dansları» birbirine bağlı olarak çalınan danslar dizisidir, zengin melodileri ve renkli orkestralamasıyla tanınır ve sevilir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,

Aleksandr Glazunov Hayatı ve Eserleri

10 Ağustos 1865, Petersburg — 21 Mart 1936, Paris

Rus bestecisidir. Rimski-Korsakof’ un öğrencisidir. 1882 yılında birinci senfonisini vermiş, birkaç yıl içinde ünü bütün Avrupa’ya yayılmış, 1900’de Petersburg Konservatuarı öğretmenliğine getirilmiş, Devrimden sonra Rusya’da kalmıştır. Deneyci yanı olmayan, geleneklerle yetinen bir bestecidir. Yapıtları arasında önemlileri şunlardır: «Mevsimler» bale müziği, keman konçertosu, «Stenka Razin» adlı senfonik şiiri.

KEMAN KONÇERTOSU «La minör» Op 82

İlk yorumu: 1905 Londra.
Yapıt 1904 yılında yazılmaya başlanmış, ilk çalmışta keman partisini Mischa Elman üstlenmiş, orkestrayı Henry Wood yönetmişti. Oysa «Konçerto» yakın çağların ünlü kemancısı Leopold Auer’e adanmıştı. 1845’de Macaristan’da doğan 1930 yılında 85 yaşında Dresden’de ölen bu sanatçı pek çok kemancının öğretmenliğini yapmış, keman tekniği üzerine kitaplar vermişti. Glazunof yapıtı Auer’e adarken ilk çalmışını da ondan istemiş, ancak Mischa Elman’ın partisyona yaklaşışına hayran olmuş, Auer’den eğer izin verirse ilk sunuşun Elman tarafından yapılmasını dilemişti.

Konçerto üç bölümden oluşur. Birinci bölüm kemanın lirik ezgisiyle başlar, klarnet ve fagot’un eşliğinde sürer. İkinci lirik temayı gene keman sunar İkinci bölüm «sol tel» üzerinde bir aryadır. Ortada hava birden değişir, hareketli bir geçiş belirir. Üçüncü bölüm bir geçiş kadansıyla başlar, bunu trompet ve keman arasındaki ikili izler, daha sonra başka ezgisel öğeler belirir ve coşkulu bitiş hazırlanır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,

Heitor Villa-Lobos Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

5 Mart 1887, Rio de Janeiro — 17 Kasım 1959, Rio de Janeiro

Brezilyalı bestecidir. Kısa bir süre Agnello Franca ve Francisco Braga’dan aldığı armoni dersleri dışında kendi kendini yetiştirmiştir. 1912’de Brezilya’nın içerilerinde ve bu arada Amazon ormanlarında araştırmalar yapan bir bilim kuruluna katılmış, ilkel boyların müziğini incelemiştir. Gerek bu müzik, gerekse zenci müziği, Villa-Lobos’un yapıtlarını etkilemiştir. Bu yapıtlarda Fransız empresyonizminin etkileri de görülür. Ülkesinin en önemli bestecisi ve 20. yüzyıl müziğinin ileri gelen yaratıcılarından biridir.

Başlıca eseri: Türlü çalgı toplulukları için 15 «Choros» (Serenade) ve Bach izlenimi ile Brezilya halk müziğinin bağdaştırılmasından doğan ve türlü ses bileşimleriyle bestelenen 9 «Bachianas Brasileiras» piyano konçertosu, keman konçertosu, birçok oda müziği yapıtı, piyano için «Rudepoema» ve «Saudades das Selvas Brasileiras».

BACHİANAS BRESİLEİRAS No. 5

İlk yorumu: 1939 New York.
Bestecinin en tanınmış, en yaygın yapıtı sekiz viyolonsel ve soprano için bestelenmiş olan «Beşinci» «Bachianas Bresileiras»dır. Genellikle Latin kötümserliğini yansıtan yaslı dizeler bir Brezilya halk ezgisiyle örülmüş, değişik düzenlemeyle işlenmiştir. Şiirin özeti şöyle: «Bir öğle sonrası… Pembe ve altın sarısı renkler deniz yüzeyine yayılırken, hüzün kaplar insanı, gözler nedensiz yaşarır… Ruhum acılıdır, kuşlar susmuş, böcekler susmuştur… Her dalganın bir dize olduğu deniz şiiridir bu… Gece sessizce yaklaşırken acı – tatlı karışımı bir duygu kapsar ruhumu… Bir öğle sonrası… Pembe ve altın sarısı renkler deniz yüzeyine yayılır».

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , , ,

Henryk Wieniawski Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

10 Temmuz 1835, Lublin — 12 Nisan 1880, Moskova

Polonyalı kemancı ve bestecidir. Eğitimini Paris Konservatuvarı’nda Clavel ve Massart’ın öğrencisi olarak görmüş, Avrupa’da konser gezilerine çıkmış, 1860 yılında Rusya’ya gitmiş, Çar’ın solo kemancılığını yapmıştır. 1832-69 yılları arasında St. Petersburg Konservatuvarına öğretmen olmuş, 1877 yılında Brüksel Konsefvatuvarı’na Vieuxtemps’in yerine keman öğretmenliğine getirilmiştir. «Kemanın Chopin’i» diye anılır. İkinci keman konçertosu en ünlü yapıtıdır. Keman için yazdığı öbür verimi arasında mazurkalar, «Souvenir de Moscou» ve «Légende» vardır.

KEMAN KONÇERTOSU «Re minör» No. 2 Op. 22

19. yüzyılın ikinci yarısında keman üzerindeki ustalığı ve kişisel niteliğiyle iki sanatçının seçkinleştiği görülür. Joseph Joachim ve Henryk Wieniawski. İkincisi aynı zamanda besteci olarak da tanınmış, çalgısı için bıraktığı yapıtlar daima ilgi görmüştür. Moskova’da yardımsız ve gelirsiz kalan, ağır bir hastalık sonucu genç yaşta ölen Wieniawski keman için iki konçerto bırakmıştır. Bunlardan özellikle Fransız okulu etkisinde yazılmış «ikinci» konçerto kemancıların gözde repertuarı arasında sayılır.

Birinci bölüm (Allegro moderato) orkestranın sunduğu ilk «tema» ile girer, kemanın devraldığı melodi çeşitli süslemelerle korno’nun verdiği ikinci «tema»ya ulaşır. Birinci ve ikinci bölümler arasındaki bağlantıyı klarnetin uzunca bir geçişi kurar, lirik bir şarkı karakterindeki ikinci bölüm (Romance: Andante non troppo) kemandan yansıyan bir «kadans»la üçüncü bölüme (Allegro moderato) bağlanır. Besteci «â la Zingara – Çingene tarzında» sözcüğüyle bölümün özelliğini belirtmiş, başlıca iki «tema»nın sunuluşunda kemanı görevlendirmiştir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Hugo Wolf Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

13 Mart 1860, Windischgraetz — 22 Şubat 1903, Viyana

Avusturyalı bestecidir. Viyana Konservatuvarı’nda başarı göstermeden iki yıl okumuş, sonra çıkarılmış, öğrenimini kendi kendine sürdürmüş, başka bestecilerin eserlerini incelemiş, kural kitaplarını ezberlemiş, 1884 yılında «Salonblatt» adlı derginin müzik tenkitçisi olmuştur. Yürekli görüşleriyle sevilmiş, bu arada «Lied»lerini bestelemeye başlamış, en verimli çağı 1888 yılı olmuş, 1897 yılında aklını yitirmiş, altı yıl sonra Viyana’da ölmüştür. Özellikle «Lied»leriyle tanınır. («Mörike Liederburch», «Goethe Liederburch», «Spanisches Lieder, burch», «Kellerlieder», v.b.) Bu türde Schubert, Schumann, Brehms çapında bir yaratıcıdır. Müziği Wagner etkisindedir. Tenkitçi olarak Brams’a karşıydı. Başka yapıtları arasında yaylı orkestra için «İtalyan Serenadı» ve «Corregidor» adlı operası vardır.

Dört perdelik operadır.
Metin: Rosa Mayreder-Obermayer.
Bestecisi:Hugo Wolf
İlk oynanış: 1896 Mannheim.
Başlıca kişiler: Tio Lukas (Bariton), Frasquito. (Soprano), Corregidor (Tenor), Repela (Bas), Juan López (Bas), Donna Mercedes (Mezzosoprano).
Konunun geçtiği çağ ve yer: 19. yüzyıl başlarında İspanya’da Endülüs çevreleri.

Konusu:
Değirmenci Tio Lukas’ın karısı Frasquita’nin güzelliği dillere destandır. Hayranları arasında bölgenin yargıcı da bulunmakta, yaşlı çapkın aşkını açıklamak için fırsat kaçırmamaktadır. Frasquita, yeğeninin bir işe atanması için yargıca yüz verirse de adamın öpmeye kalkmasıyla geri çekilir, düşmesine sebep olur. Yargıç öç almak için yemin eder, Lukas karısıyla yemek yerken onu resmi bir mektupla kente çağırtır, Frasquita yalnız kalınca değirmene girer, kadını tabancayla korkutmak ister, fakat bir tüfek namlusuyla karşılaşır, bayılır. Frasquita daha önce, dereye düşüp ıslanmış yargıcı soyup yatağa yatırır, kocasını, aramak amacıyla kente yönelir. Lukas aldığı mektup üzerine belediye sekreteri Juan Lopez’in evine gidip ne istediklerini sorar. Evde herkes içmektedir, kimsede cevap verecek hal yoktur. Lukas, değirmene döndüğünde yatakta yargıcı görür, karısının kendisini aldattığını sanarak öç almaya kalkar, adamın giysilerini giyip kente yollanır. Yargıç uyanmış, aklı başına gelmiştir. Giysilerini bulamayınca Lu-kas’m amacını kestirir, onun giysilerini alarak en kısa yoldan kenti boylar. Gece evine vardığında karısına seslenir, karısı onu Lukas sanarak selamlar, Lukas kılığındaki yargıç, kadının eşinin dönüp dönmediğini sorar, yargıç dönmüş bir saat önce yatağına girmiştir. Corregidor, kıskançlıktan deliye dönmüştür, kısa süre sonra yargıç kılığındaki Lukas belirir, evin önüne yapıtın tüm kişileri toplanmıştır. Gerçek ortaya çıkar; ne Frasquita kocasını, ne de Lukas karısını aldatmıştır. İkisi sevgiyle kucaklaşır, serüven tatlıya bağlanmıştır.

İspanyol müziğine daima ilgi ve eğilim gösteren Wolf, bu alanda rahat verim sağlayabilecek bir metne kavuşunca büyük bir kıvanç ve güçle çalışmaya koyulmuş, operayı kısa sürede bitirmiştir. İlk oynanışında gösterilerle selamlanan yapıtın konusu İspanyol yazarı Pedro Alarcon’un «Üç Köşeli Şapka» adlı oyunundan alınmış, Wagner etkisinde ve «Lied» anlayışında bir müzikle örülmüştür.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , , ,

Necip Kazım Akses Hayatı ve Eserleri

Türk bestecisidir. Önce İstanbul Konservatuarında, sonra Viyana ve Prag Konservatuarlarında Josef Marx, Josef Suk ve Alois Haba yanında eğitim görmüştür. Ankara Devlet Konservatuvarı Müdürlüğü, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü ve Ankara Devlet Operası Müdürlüğü görevlerinde bulunmuştur. Ankara Devlet Konservatuarında bestecilik öğretmenidir. Türk halk müziğini ve Türk sanat musikisini Batı tekniğiyle işleyen ve «Türk Beşleri» diye anılan grubun üyesidir. En tanınmış eserleri: «Ankara Kalesi» adlı senfonik şiir, viyolonsel ve orkestra için «Poem». piyano için «Minyatürler», «Keman Konçertosu», «Itri’nin Nevakâr’ı Üzerine Scherzo», «Orkestra Konçertosu», «Bir Divandan Gazel».

ORKESTRA İÇİN KONÇERTO

İlk yorumu: 1977 Ankara.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının 150 kuruluş yıl dönümü nedeniyle bestelenen yapıt iki ana bölümle her ikisinin başlarındaki küçük birer fanteziden oluşur: Fantasia breve – Modo seherzo -Fantasia breve – Fuga. Besteci «modal»a dayatılmamış yapıda «soyut makam» anlayışıyla çalıştığını belirtmiş, ayrıca «rastlamsal» tekniği kullanmıştır. Yapıt zil ve fanfar sesleriyle giren ve keman solosuyla süren ilk fanteziyle açılır, ritmik bir düzeyde küçük flütle basklarnet’in ikilisi başlar. Başka çalgı gruplarının katımı yapıyı bütünlerken küçük flütle basklarnet birinci bölümü bağlar ve «seherzo» benzeri şakacı öğeler girer partisyona. Uzun fagot solosu ve onu izleyen viyola «füga»yı hazırlar, ikinci kemanların «segah» makamındaki kontrapuntası üzerinde aynı makamdan obua solosunu trompet yanıtlar, ortalarda «rastlamsal» düzeyde divan müziği benzeri boyutlu ezgiler yansır ve «fu-ga» görkemli biçimde biter.

VİYOLA KONÇERTOSU

İlk yorumu: 1978 Ankara.
Besteci bu «konçerto»da makam düşününü gene soyut olarak ele almış, rastlamsal geçişler genel yapıya değişik renkler getirmiştir. Üç bölümlük yapıtın ilk bölümü (Allegro moderato) sonat biçimi üzerine kuruludur. Bölümün yapısında solo çalgı türlü çalgılarla, bu arada özellikle trompet ve silofonla ikililere girer, sonlara doğru uzun bir kadans sunar. İkinci bölüm (Larghetto ostinato) bir şarkıdır. Şarkı boyunca orkestranın solo çalgıya inatçı ve ısrarlı vurgularla eşlik ettiği gözlenir. Son bölüm (Allegro – Vivo) önce divan müziği karakterinde ilk düşün ve sonra sirto ritminde bir ikinci düşünle işlenmiştir. Bölüm bu iki düşüncenin solist ve orkestra arasında paylaşılıp geliştirilmesiyle sürer. Gelişme boyunca bir ara solo viyolanın ikinci temayı seslenen silofona eşlik ettiği de gözlenir.

ITRİ’NİN NEVA-KÂRI ÜZERİNE SCHERZO

İlk yorumu: 1969 Ankara.
Tek sesli klâsik Türk musikisinin en yüce yaratıcılarından biri, bazı uzmanlarca en büyüğü Mustafa Itri Efendidir. 17. yüzyılda yaşayan sanatçının (ölümü 1712) günümüze yalnızca kırk kadar yapıtı ulaşmış bulunuyor. Bu yapıtların en bilineni İranlı ozan Hafız’ın dizeleri üzerine bestelenmiş «Nevâ-Kâr»dır. Akses’ in «Scherzo»su> «Nevâ-Kâr»daki ezgisel ve ritmik öğeleri çok sesli anlayışı içinde işlemiştir. Yapıtta «nevâ» makamının armonize edilmesi bahis konusu değildir. Amaç, geçmişten kalanlarla çok sesli yöntemi bağdaştırmaktır.

BİR DİVANDAN GAZEL (Tenor solo ve orkestra için)

İlk yorumu: 1976, Ankara.
«Divan» yazınına öteden bu yana büyük eğilimi olan besteci 1966’da Kanuni Sultan Süleyman’ın «Muhibbi» takma ozan adıyla yazdığı bir gazeli bestelemeye karar vermiş, yapıt on yıl sonra bütünlenmiştir. Büyük Padişah «gazel»i eşi Rus aslından Hürrem Sultan’ı övmek için yazmış, bu arada kendi yüceliğini belirtmekten kaçınmamıştır. Besteci «Kanuni»nin görkemini, gururunu ve yiğitliğini belirtmeye çalışmış, lirik yüzünü de yansıtmayı amaçlamıştır. «Tek sesli klâsik musiki»deki «terennüm» (ya lelli lelli, terelelli) yapıta iki kez girer. Yapıtta ayrıca «rastlamsal» tekniğin ilk kez denendiği gözlenir; temel ritm ve çizgiler kendi ölçüleriyle sürerken başka çalgı gruplarında ayrı tempolarla rastlamsal gelişmeler duyulur. Kanuni Sultan Süleyman’ın dizeleri şöyle:

Cells-i halvetim, yârım, habîbim, mâh-ı tâbânım!
Enis-i mahremim, yârım, güzeller şâhı sultânım!

Hayâtım, hâsıl-ı ömrüm, şarâb-ı kevserim, adnim!
Bahârım, behçetim, rûzum, nigârım, vird’i handânım!

Neşâtım, işretim, bezmim, çerâğım, neyyirim, şem’im!
Turunc-u nâr-ü nârencim, benim şem’i şebistânım!

Nebâtım, sükkerim, gencim, cihân içinde birencim!
Azîzim, yûsufum, vârım, gönül mısraındaki hânım!

Sıtanbûlum, Karâmânım, diyâr-ı milket-î rûmum!
Bedahşânîm Kıpçâgım-ü Bağdadim, Horâsâmm!

Saçi mârım, kaşî yâyım, gözü pür fitne bimârım
Ölürsem boynuna kaanım, medet heey nâ müselmânım!

Kapundâ çünki meddâhım, senî metiderim dâim!
Yürek pür gam, gözüm pür nem Muhibbiyim hoş hâlim!

Dizelerin Orhan Şaik Gökyay tarafından çevrilmiş biçimi:

Baş—başa halvet olduğum, yârım, sevgilim, ayın-ondördüm,
Sırdaşım, vârım, güzeller şâhı sultânım,

Hayâtım, ömrümün vârı, Kevser şarâbım, cennetim,
Bahârım, sevincim, gündüzüm, güzelim, tomurcuk gülüm,

Şenliğim, cünbüşüm, bezmim, kandilim, güneşim, ışığım,
Turuncum, narım, portakalım, yatağımın aydım,

Tatlım, şekerim, hazinem, dünyâda öfke bilmeyenim,
Azizim, Yûsufum, yârım, gönül Mısr’ındaki sultânım,

İstanbulum, Karamânım, Anadolum,
Bedahşanım, Kıpçağım, Bağdadim, Horâsâmm,

Yılan-saçlım, yay kaşlım, fitne dolu mahmur gözlüm,
Ölürsem kanım boynunadır, ey dinsiz kâfirim,

Mâdemki ben kapında meddâhım, hep seni öğerim,
Yürek gam dolu, gözüm nem dolu, Muhibbiyim, mutluyum.

ANKARA KALESİ

İlk yorumu: 1942 Ankara.
Bu tanınmış senfonik şiir 1938-1939 yıllarında bestelenmiş, Ankara’daki ilk sunuluştan sonra ertesi yıl ilk kez yurt dışında Berlin’de yorumlanmıştır. Özgürlük ve bağımsızlık uğruna yaptığımız savaşı anlatan yapıt zengin bir orkestra diliyle seçkinleşir. «Ankara Kalesi» nin programı Behçet Kemal Çağlar’ın eserden esinlenerek yazdığı aynı adlı şiirdir. «Ankara Kalesi» şu dizelerle sona erer:

Bu, görgülü kalenin görmediği şahlanma…
Akıtmış da katı gök sıcak gözyaşlarını,
Bir kutsal sel yıkamış kirlenmiş taşlarını
Damlamış yüreğine Batı’nın kızıl kanı;
Diş diş gülmeye durmuş, yılların somurtkanı
O, çakmış şimşek şimşek; bu gülmüş çiçek çiçek
Sessizce söylenirmiş: «O mutlu gün gelecek»
«Üzerime doğacak, ne gün, ne Hilâl» diye,
«Mustafa Kemâl» diye, «Mustafa Kemâl» diye.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , ,

Béla Bartók Hayatı ve Eserleri

25 Mart 1881, Nagisent Mikloş — 26 Eylül 1945, New York

Macar “bestecisi ve piyanistidir. Yirminci yüzyıl müziğinin önemli temsilcilerindendir. Budapeşte Konservatuarında Thoman’dan piyano, Kössler’den bestecilik dersleri almış, 1907 yılında aynı okula öğretmen olmuştur. 1905 yılından başlayarak, arkadaşı Zoltan Kodaly ile Macar köylerinde halk müziği araştırmalarına başlamış, Macar köy müziğinin çingene müziğinden ayrı olduğunu kanıtlamıştır. Bartok folklor araştırmalarını çevre ülkelerde de sürdürmüş, Türkiye’ye gelerek Anadolu’da araştırmalar yapmıştır. İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasından kısa bir süre sonra, yurdunun Nazi boyunduruğu altında kalmasına dayanamayarak, Amerika’ya gitmiş, New York’a yerleşmiş, orada
Columbia Üniversitesi’nin folklor bölümünü kurmuştur. Verimi ömrü boyunca kazanamadığı ünü ve saygıyı, ancak ölümünden sonra elde etmiştir. İlk yapıtları Liszt ve Wagner etkisindedir. Daha sonra Fransız izlenimciliğinin, özellikle Debussy’nin etkisini yansıtan yapıtlar vermeye başlamış, sonraları Schönberg’in atonal düzenine, bir yandan da Strawinsky’nin simgesi olduğu yeni klasikcilik akımına yöneldiği olmuştur. Bütün bu etkileri Bartok, halk müziği dili üzerindeki egemenliğinin bir sonucu olarak gelişen kişiliğiyle birleştirmiştir. Verimi özellikle ritmik çarpıcılığıyla seçkinleşir. Kuartetleri, Bartok’un yaratıcılık evrimini yansıttığı gibi, Haydn’dan bu yana bu ortamda verilen yapıtların en başarıları arasında yer almıştır.

Başka yapıtları: Üç piyano konçertosu, «Orkestra Konçertosu», «Mavi Sakal’ın Şatosu» adlı opera, «Akılalmaz Mandarin» adlı bale müziği, «Yaylı Vurma Çalgılar ve Celesta İçin Müzik», keman ve piyano sonatları, keman ve viyola için birer konçerto, «Mikrokosmos» adlı piyano öğretimi yapıtı, doğrudan doğruya halk müziğine dayanan folklordan yararlanılarak yazılmış türlü parçalar.

MAVİ SAKALIN ŞATOSU

Bir perdelik operadır.
Metin: Bela Balaş.
Bestecisi:Béla Bartók
İlk oynanış: 1918 Budapeşte.
Başlıca kişiler: Mavi Sakal (Bariton), Judith (Soprano).
Konunun geçtiği çağ ve yer: Efsane çağlarında Fransa.

Mavi Sakal’ın şatosunda giriş holü. Adam yanında güzel Judith olduğu halde görünür. Şato ışıklı, neşeli, zevkli bir yer değildir. Ama Judith kalacak, her köşeyi neşelendirip ısıtacaktır. Birden koridorda sıralı yedi kapıya ilişir kızın gözü. Açmak ister. Mavi Sakal ancak beşinin anahtarını verir; birinci kapı kanlar içinde bir işkence odasına, ikincisi kanlı bir silâh deposuna, üçüncüsü kanlı mücevherlerle dolu bir hazineye, dördüncüsü yaprak ve çiçeklerden kan sızan bir bahçeye, beşincisi Mavi Sakal’ın sahibi olduğu, göğü kan rengi bulutlarla örtülü uçsuz bucaksız topraklara açılır. Judith diğer iki anahtarı ister. Altıncı anahtar Mavi Sakal’ın gözyaşı olduğunu söylediği bir su birikintisine, yedincisi üç güzel kadının oturduğu bir odaya açılır. Mavi Sakal açıklar; kadınlardan ilki sabah, ikincisi öğle, üçüncüsü akşamları gelmektedir. Şimdi geceleri için gerekli olanı, Judith’i bulmuştur. Işıklı varlığıyla gecelerini süsleyecektir Judith… Kız vazgeçer, gitmek ister, irade dışı bir güçle diğer kadınlara yaklaşırken kapı kapanır, içeride kalmıştır. Mavi Sakal; «Sonsuza dek gece kalsın, hep gece olsun, sonsuza dek kalsın…» derken sahne kararır, kaybolur gider.

Mavi Sakal, Fransız masal edebiyatının ünlü kahramanıdır. Karılarına işkence eden, öldüren, seven, sevilen kahraman… Bela Balaş lirik mısralarında onun Judith’le olan serüvenini anlatmış, Bartok izlenimci bir etkiyle işlemiştir.

YAYLI, VURMA ÇALGILAR VE CELASTA İÇİN MÜZİK

İlk yorumu: 1937 Basel.
Besteci türlü ses kaynaklarını beraber ve karşılıklı kullanışla eski «concerto grosso» biçiminde bir yapıt vermeyi uzun süre düşünmüş, sonuçta arkadaşı Paul Sacher’in dürtüsüyle çalışmaya koyularak kısa sürede bitirmiştir. Ses türleri ve renkleri bakımından zengin vurma çalgılar grubu, maden nefesli çalgılardan yoksun bir orkestra ve celesta büyük ustalıkla kullanılmış, yapıt bestecinin verim eğrisinde önemli bir aşamayı haberlemiştir.

Birinci bölüm (Andante tranquillo) esrarlı fakat zarif bir yükselişle zorlu bir «fuga»ya ulaşır, sonra tekrar esrarlı havasına dönerek biter. İkinci bölüm (Allegro) ilk bölümdeki «tema»nın da katılmasıyla ateşli, heyecanlı bir görüntü kazanarak biter. Üçüncü bölüm (Adagio) gene esrarlı, mistik bir atmosfere sahiptir. Dördüncü bölüm (Allegro molto) dinleyeni bunaltıcı ve ürkütücü havadan kurtarıp folklor kaynaklı «tema»larla neşeye, yaşam sevincine iletir.

ORKESTRA KONÇERTOSU

İlk yorumu: 1944 Boston.
Yapıt ünlü yönetici Serj Kussevitski tarafından ölen karısı Nathalie’nin anısına ısmarlanmış, ilk kez gene onun yönetiminde çalınmıştır. Genel karakteriyle iç açıcıdır. «Concerto grosso» düşünüyle yazılması «Konçerto» olarak tanımlanmasına yol açmış, besteci tempoları belirten terimler yanına İtalyanca başlıklar koymuştur.

Birinci bölüm («Andante non troppo», «İntroduzione – Başlangıç») karanlık bir görüntüyle başlar, «Allegro» temposunda iyimser bir «geçiş»e ulaşır. İkinci bölüm («Allegretto scherzando», «Guiocco delle coppie – Çiftlerin oyunu»). Bartok, orkestra çalgılarını çift çift kullanarak gülüşlü, kıkırdamalı seslerle gerçek bir «scherzo» vermiştir. Üçüncü bölüm (Elegia) bir ağıt havası içinde sürer. Obua’nın sunduğu melodi Macar folkloru kaynaklıdır. Dördüncü bölüm («intermezzo interrotto – Bölünmüş intermezzo») alabildiğine neşeli, eğlenceli bir diğer çaba. Beşinci bölüm («Finale – Presto»), Macaristan’daki tatlı, güzel anılan yansıtan iyimser, ışıklı bir parça.

KEMAN KONÇERTOSU

İlk yorumu: 1939 Amsterdam.
Bestecinin anayurdunda yazdığı son yapıtlardan biridir. Macar kemancısı Zoltan Szekely için bestelenmiş, ilk kez gene bu sanatçı tarafından yorumlanmıştır.

Birinci bölüm (Allegro non troppo) arp eşliğinde solo çalgının çizdiği bir melodiyle girer. Bölüm tüm özellikleriyle kemanı gözeten ve tutan bir yapıya sahiptir. Beri yanda orkestralaması, yer yer ustaca dokusuyla seçkinleşir. «Tutti» partileri aşırı yüklü değildir, ekonomik bir görüşle kullanılmıştır. İkinci bölüm (Andante tranquillo) köy karakterinde sakin ve uzun bir melodiyle işlenmiştir. Üçüncü bölüm (Allegro molto) eski çağlar anlayışıyla yazılmış, kadansıyla virtuoza geniş boşanma olanağı veren bir parçadır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Giovanni Battista Pergolesi Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

4 Ocak 1710, Jesi — 16 Mart 1736, Pozzuoli

İtalyan bestecisidir. Napoli’de Greco, Durante, Feo ve Mattei’nin öğrencisi <z<olarak eğitim görmüş, on beş yaşında Madonna di Loreto Konservatuarına öğretmen olmuş, 21 yaşındayken kilise için bestelediği «La Converslone di San Gugliemo» adlı kutsal oyunun intermezzo’su olarak hazırladığı «İl Maestro di Musica» adlı komik opera ile Stigliano Prensi’nin ilgisini çekmiş, Prens, besteciye operalar ısmarlamıştır. Birbiri ardına opera veren Pergolesi en ünlü yapıtı «La Serva Padrona»yı 1733 yılında yazmış, yapıt tanınmışlığa bestecinin ölümünden on beş yıl kadar sonra Paris’te oynandığında ulaşmıştır. «Olimpiada» adlı operasının başarısızlığa uğramasından sonra yeniden kilise müziğine dönen besteci, bu alanda en çok ilgi çeken, en önemli eseri «Stabat Matemi ölümünden birkaç ay önce bestelemiştir.

LA SERVA PADRONA (Hanım Olan Hizmetçi)

İki perdelik «intermezzo»dur.
Metin; Gennaro Antonio Federico
Bestecisi:
İlk oynanış: 1733 Napoli.
Türkiye’de ilk oynanış: 1963 Ankara.
Başlıca kişiler: Uberto Pandolfo (Bas), Serpina (Soprano).
Konunun geçtiği çağ ve yer: Operanın yazıldığı yıllarda Pandolfo’nun evi.

Konusu:
Zengin bekâr Pandolfo, hizmetçisi Serpina’nın tembellik ve umursamazlığı nedeniyle mutsuzdur. Serpina hiçbir işi doğru dürüst yapmamakta, üstelik evin hanımıymış gibi davranmaktadır. Adam sabrının tükendiğini söyleyerek ilk fırsatta evleneceğini açıklar, çıkıp gider Oysa Serpina, Pandolfo ile evlenmeyi aklına koymuştur. Efendisi dönünce ona çok mutsuz olduğunu, karşısına çıkacak ilk insanla evleneceğini, zaten bir subayın da peşinde olduğunu bildirir. Subay o sırada görünmüştür. Pandolfo bir an düşünür, hizmetçisini sevdiğini anlar, ona kendisiyle kalmasını, evleneceklerini açıklar. Serpina’nın projesi gerçekleşmiş, hizmetçiyken hanım olmuştur. Kendisine sözde tutkun subay ise evin kılık değiştirmiş emektar uşağı Vespone’den başkası değildir.

«La Serva Padrona» bestecisinin ölümünden kısa süre sonra Avrupa sahnelerinde yayılmış, zarif melodilerle dokulu müzik yapısı, inandırıcı konusuyla sahnelendiği her ülkede sevilmiş, tanınmıştır. Yapıt, bütün bu nitelikleriyle İtalyan opera buffa türünün ilk başarılı örneği olarak sanat tarihine geçmiştir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Cemal Reşit Rey Hayatı

Cemal Reşit ReyCemal Reşit Rey; bestecidir (Kudüs 1904-İstanbul 1987).

Türk bestecisi, piyanisti, orkestra yöneticisi ve öğretmenidir. Cumhuriyetken sonra gelişen çağdaş Türk müzik okulunun başlıca üyelerinden. Paris Konservatuarında Raoul Laparra’nın öğrencisi olarak eğitim görmüş, öğrenimini Cenevre Konservatuarında sürdürmüş, 1923’te İstanbul Konservatuarında bestecilik öğretmeni olmuştur. 1926’da Uluslararası Besteciler Derneği’ne üye seçilmiş, 1938’de iki yıl süreyle Ankara Radyosu müzik yayınları yöneticiliğini yapmış, 1945 yılında İstanbul Flarmoni Derneği’nin kurucuları arasına katılmıştır. İstanbul Şehir Orkestrasının gerçekleşmesi için çalışmış ve bu orkestrayı yönetmiştir. Yapıtlarında Fransız müziği etkisiyle Türk halk ve «sanat» müziği geleneklerini bağdaştırır.

Başlıcaları: Orkestra için «Karagöz» süiti, keman konçertosu, piyano konçertosu, «Fatih» adlı senfonik şiir, küçük orkestra için «Colloque Instrumental», «Celebi» adlı opera, orkestra için «Enstantaneler», piyano için «Hatıradan İbaret Kalmış Şehirde Gezintiler», piyano ve orkestra için «Bir İstanbul Türküsü Üzerine Çeşitlemeler». Besteci, kardeşi Ekrem Reşit Rey’in metinleri üzerine bestelediği «Lüküs Hayat», «Deli Dolu» gibi operetlerle de tanınmış, bu alanda son olarak geniş ilgiyle karşılanan «Yaygara 70» ve «Uy! Balon Dünya» adlı müzikli oyunları vermiştir.

SENFONİ «Sol minör No. 2»

İlk yorum: 1979 İstanbul.
Yapıtın kaynağı ikili yaylı çalgılar orkestrası için 1962 yılında yazılan bir «konçerto»ya uzanır. Besteci bu «konçerto»yu TRT Kurumunun siparişi üzerine büyük orkestra için «Senfoni»ye dönüştürmüştür. Birinci bölüm «Allegro appassionato» yürekli ve coşkulu bir girişle başlar, bunu tatlı bir ezgi izler. İkinci bölüm «Adagio», düşünceye ağırlık tanıyan bir insanın düşsel evrenini çizer. Üçüncü bölüm «scherzo» neşenin özüdür. Dördüncü bölüm «Allegro con fuoco» iki tümceden kurulmuştur.. İkincisi «timpani» vuruşlarıyla gelişir ve yapıyı parlak bitişe hazırlar.

ENSTANTANELER

İlk yorumu: 1931 Paris.
Orkestra için beş İstanbul izlenimini yansıtan yapıt bestecinin geniş ilgi uyandıran ilk verimi arasındadır. Bölümleri şudur: 1 — «Balıkçılar ağları çekiyor.» Ağları çeken balıkçıların türküsü, ağın kıyıya gelişi, balıkların ağ içinde zıplayışı. 2 — «Âmâ dilenci kadın» Sesi uzaklardan gelir, yavaşça yaklaşır. Monoton bir şarkı tutturmuştur. Bir ara durur, dilenir, gene ağır ağır uzaklaşıp gider. 3 — «Eyüp güvercinleri». Eyüp camii avlusunda güvercin sesleri, sonra bu seslere karışan ezan, güvercinlerin birden havalanıp konuşu. 4 — «Boş bir cami içi». Yalnız piyano için yazılan bu bölümde sıcak bir yaz günü loş bir cami içi anlatılmıştır. Serinlik ve sessizlik. Bir köşeden yansıyan dua mırıltıları. 5 — «Bayram». Neşe ve hareket dolu bir bayram yeri. Limonatacının çıngırağı, binbir sesin uğultusu.

ÇAĞRILIŞ

İlk yorumu: 1950 Paris.
Bestecinin eski bir masalın konusundan esinlenerek yazdığı yapıt «Senfonik şiir» türünde ilk büyük denemesidir. Müziğin, anlamını başarıyla belirttiği masalı özetleyebiliriz: «İçinde sürekli ölüm korkusu duyan biri bu korkudan kurtulmak için yurdunu bırakır. Amacı ölümün olmadığı bir ülke bulmaktır. Boşuna uğraşır; gittiği her yer ölümü hatırlatan görüntülerle doludur. Yıllar geçer, ölüm artık yaşamının ayrılmaz yoldaşıdır. Sonuçta onun varlığını belirtecek hiçbir izin bulunmadığı tatlı yüzlü insanlarla dolu bir ülke bulur, ölümü sorar, şu cevabı alır: ‘Biz böyle bir şey bilmeyiz. Yalnız şu tepe ardından zaman zaman bir ses duyulur, birimizi çağırır adıyla. Çağrılan tepenin ardına gider, dönmez bir daha… Kalır o ülkede, fakat bir gün ses onu da çağırır, bu kardeşçe çağrılışa doğru, ağır ağır yürür…» Senfonik şiir genellikle gölgeli, yer yer karanlık bir fırçayla işlenmiş, ölüm fikrini, kaderin değişmez sonucunu, bu sonuca doğru yürekli gidişi ustaca anlatmıştır.

FATİH

İlk yorumu: 1953 Paris
İstanbul’un 500. almış yıldönümü nedeniyle yazılan senfonik şiir Türk temalarının katıldığı yapısı, parlak orkestralamasıyla ilgi çekmiş, tanınmıştır. Yapıtın başlan genç padişahın kişiliğindeki iki karşıtı yansıtan iki tema ile işlenmiştir; yürekli bir savaşçı, büyük bir komutan olması yanında; kültürlü, ozan ruhlu, hoşgörü sahibi oluşu. Fatih’in kişiliğini İstanbul’un kuşatılması konusundaki kaygı ve kuşkulan izler. Sultan giriştiği bu savaşta yardımcı olması için Tanrıya yakarır. Yapı tam bir gürleyişle Bizans’a saldırıyı haberler, kısa süre sonra Türk askeri yıkılan surlardan girecek, kentin göklerinde mehter sesleri yankılanacaktır. Sultan ülküsüne ulaşmış, keman soloda insan yönü belirmeye koyulmuştur; sanatçı ruha sahip yüce Fatih, bir çağı kapatıp bir çağı açmış, barışa, inançlara ve insanlığa olan saygısını açıklamıştır. Eser, coşkun sevinç şarkısı ve yapılan iyiliklere karşı kıvancını çanlarla belirten yenilmişlerin aynı şarkıya katılışlarıyla biter.

BİR İSTANBUL TÜRKÜSÜ ÜZERİNE ÇEŞİTLEMELER

İlk yorumu: 1965 Viyana.
1960 – 1961 yıllarında bestelenmiş olan yapıt 21 çeşitlemeden kuruludur ve tümü piyano konçertosu olarak kabul edilebilecek bir yapı oluşturur. Yapıtın «tema»sı «Üsküdar’a giderken aldı da bir yağmur…» dizesiyle başlayan ünlü İstanbul türküsünün melodisidir. Çağdaş Güney ve Kuzey Amerika dans ve caz müziği ritmlerine de yer verilen genel örgü şu biçimde istiflenmiştir: 11 çeşitlemeden kurulu birinci bölüm: Ana «tema» 1-4 çeşitleme boyunca sunulur, ikinci «tema»ya dek gelişir. 3 çeşitlemeden kurulu ikinci ağır bölüm. Gene 3 çeşitlemeden kurulu «Samba» ve «Blues»a işlenmiş üçüncü bölüm ve 2 çeşitlemeyle son bölüm. Bu coşkun ve neşeli bitişe bir ara Mozart’ın «Türk Marşı» da katılır, yeniçeriler belirir uzaklardan ve İstanbul’a özgü ışık ve renk kaynaşmaları eseri sonuçlandırır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , , ,

Fred Raymond Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

20 Nisan 1900, Viyana — 10 Ocak 1954, Überlingen

Çağdaş operet sanatının en başarılı temsilcilerinden biridir. Asıl adı Friedrich Vesely olan sanatçı, müzik öğrenimini doğduğu kentte yapmış, hafif şarkılarla tanınmış, bunları bir dizi operet izlemiştir. Sahne verimi arasında en tanınmışları şunlardır: «Ball der Nationen – Ulusların Balosu», «Marielu», «Maske in Blau – Mavi Maske», «Flieder aus Wien – Viyana Leylâkları», «Geliebte Manuela -Sevgili Manuela».

MASKE In BLAU (Mavi Maske)

Altı tabloluk operet.
Metin: Heinz Hentschke ve Günther Schwenn.
Bestecisi: Fred Raymond
İlk oynanış: 1937 Berlin.
Başlıca kişiler: Markiz Cavalotti, Armando Cellini, Franz Kilian, Josef Fraunhofer, Juliska Varady, Evelyne Valera, Gonzala, Pedro del Vegas, Jose. Konunun geçtiği çağ ve yer: Çağımızda İtalya’da San Remo ve Arjantin.

Konusu:
«Mavi Maske» adlı tablosuyla San Remo Armağanı’m kazanan ressam Armando, arkadaşları ressam Kilian, ressam Fraunhofer ve Fraunhofer’in sevgilisi Juliska ile eğlenmekte, bu başarıyı kutlamaktadır. Armando tablonun modelini bir yıl önce bir maskeli baloda tanıyıp evine götürmüş, resmini yapmış, kimliğini saklayan kadın tam bir yıl sonra geleceğini söylemiş, işaret olarak ressamın ona verdiği bir yüzükle kendisini tanıtacağına söz vermiştir. Kente o gün gelen turistlerden bazıları Arjantinlidir. Bunlar arasında zengin ve güzel bir dul olan Evelyne Valera ve kâhyası Gonzala da bulunmaktadır. Armando atölyesinde kimliğini bilmediği modeli beklerken Pedro del Vegas adlı bir Arjantinli girerek tabloyu satın almak ister. Ressam bu isteği kabul etmemiş, adam çıkıp gitmiştir. Birden Evelyne görünür, «Mavi Maske»nin modeli kendisidir, iki genç birbirlerinin kollarına atılırlar. Armando’yu koruyan soylulardan Markiz Cavalotti sarayında genç sanatçının başarısı onuruna bir balo düzenlemiştir. Konuklar arasında bulunan Gonzala ressam Kilian’a yaklaşıp Pedro del Vegas’ın karanlık bir adam olduğunu, Evelyne’in çiftliğine göz diktiğini haberler. Aynı anda Armando’ya yaklaşan Pedro ona Evelyne’in kendisiyle evlenmekten vazgeçtiğini söyleyerek sanatçının kadına verdiği yüzüğü iade eder: adamın yüzüğü kadının çantasından çaldığını bilmeyen Armando duruma çok üzülmüş, bu sırada Kilian ortaya gelerek Armando ile Evelyne’in nişanını açıklamıştır. Fakat Pedro’nun sözlerine inanmış bulunan sanatçı, bu açıklamayı yalanlayarak çıkıp gider, Evelyne yurduna dönmüş, yalnız ve mutsuz yaşamakta, Armando’nun Pedro tarafından nasıl aldatıldığına aklı bir türlü ermeyen Gonvala onun Arjantin’e geleceğine emin bulunmaktadır. Umudu boşa gitmez: gerçeği anlayan ressam yakın dostlarıyla civarında Evelyne’in çiftliği bulunan Viedma kentine gelmiştir. Durumu haber alan Pedro üzerlerine adamlannı saldırtırsa da sonuç elde edemez. Armando Evelyne’in çiftliğine ulaşmış, iki sevgili kıvançla birbirlerinin kollarına atılmıştır. Konuşmalarından bu mutlu buluşmayı Kilian’la durmadan mektuplaşan Gozala’nın planladığı anlaşılmıştır. Armando ile Evelyne’in nikâhını Fraunhofer’le Juliska’nın nikâhı izleyecek, ikili düğün yapılacaktır.

«Mavi Maske» ilk oynanıştan sonra elde ettiği başarı üzerine filme alınmış, zengin revü sahneleriyle daima neşe kaynağı olmuş, İtalya ve Arjantin gibi sıcak iklimlerin ritm ve ezgileriyle işlenmiş melodileri ülkeden ülkeye dolaşıp durmuştur.

Tanınmış bölümler: «Die Juliska, die Juliska aus Buda-Budapest», «Was nicht ist, kann noch werden», «Frühling in San Remo.»

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , , ,

Max Reger Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

19 Mart 1873, Brand — 11 Mayıs 1916, Leipzig

Alman bestecisidir. Babasının, orgcu Adalbert Linder’in ve Hugo Riemann’ın öğrencisi. Weiden Katedrali’nde orgçuluk, Wiesbaden Konservatuarında öğretmenlik yapmış, 1907 Leipzig Konservatuarı yönetmenliğine getirilmiştir. Bir yıl süreyle bu görevde kalmış, yaşamının sonuna kadar aynı konservatuarda beste öğretmenliği yapmıştır. Çağında, armonik gelenekleri aşmış olması bakımından bir devrimci sayılıyor idiyse de, 20. yüzyılın ikinci yarısı acısından Reger’in müziği ancak yapı sağlamlığıyla ilgi çekmekte, öz ve anlatım bakımından yetersiz sayılmaktadır. Başlıca yapıtları: orkestra için Beethoven’in, Hiller’in ve Mozart’ın temaları üzerine Op. 86, Op. 100 ve Op. 132 çeşitlemeler, «Anavatan» adlı uvertür, piyano konçertosu, keman konçertosu, orkestra, oda müziği, piyano, koro, org ve keman için türlü parçalar.

JOHANN ADAM HİLLER’İN BİR TEMASI ÜZERİNE ÇEŞİTLEMELER VE FUGA Op. 100

İlk yorumu: 1909 Köln.
Çeşitleme sanatında gerçek bir usta olan Reger, konser çevrelerinde bu çok tanınmış verimi için Alman bestecisi Hiller’in 1771 yılında oynanan «Der Aerntekranz» adlı operasındaki «Git, iyi Peter, git!» sözleriyle başlayan şarkının «tema»sını almış, çalışmalara 1905 yılında başlamış, iki yıllık bir sürede tamamlamıştır. «Tema» Almanya’da halka inmiş eski bir melodidir. 11 çeşitleme ise ayrı ayrı «kontrapunta» işlemeli fantazilerdir. Bazıları gerçekten ustaca örülmüş, bazıları ise birer çeşitleme kompleksi olarak düzenlenmiştir.

Çeşitlemelerin dizisi: 1. (Piu andante) Hiller’in şarkısını yansıtan eğlenceli bir bölüm. 2. (Allegretto con grazia) Sakin bir parça. 3. (Vivace) Canlı ve atılgan. 4. (Poco vivace) Alaylı, mizahi ritmik bir bölüm. 5 (Andante sostenuto) Neşeli bir şarkı. 6. (Tempo di Menuetto). Klasik stilde bir menuetto. 7. (Presto) Birbirine karşıt düşüncelerle işlenmiş bir bölüm. 8. (Andante con moto) Intermezzo karakterinde bir parça. 9. (Allegro con spirito). Karşıt armonik işlemler dizisi. 10. (Allegro appassionato) Ateşli, canlı bir coşku. II. (Andante con moto) Duygulu, görkemli, açık ve pırıltılı bir parça. (Fuga «Allegro moderato») Oldukça hareketli ve yüksek sesli bir doku.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , , ,

Ottorino Respighi Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında Eserleri

9 Temmuz 1879, Bologna — 18 Nisan 1936, Roma

İtalyan bestecisi, Empresyonizmin İtalya’da başlıca önderlerindendir. Eğitimini Bologna’da Liceo Musicale’de Sarti ve Martucci’nin öğrencisi olarak yapmış, St. Petersburg’da Rimski-Korsakov’un, Berlin’de Max Bruch’un yanında sürdürmüştür. 1913’te Roma’da Santa Cecilia Konservatuarı öğretmenliğine getirilmiş, 1923’te adı geçen konservatuarın yönetmeni olmuş, iki yıl sonra bu görevinden ayrılarak, kendini yalnız besteciliğe vermiştir, önemi özellikle İtalyan orkestra müziğinin yeniden uyanışını sağlaması bakımındandır.

Başlıca yapıtları: 8 opera, orkestra için «Roma Çamları», «Roma Çeşmeleri», «Kilise Pencereleri», «Kuşlar», «Roma Şenlikleri», «Dramatik Senfoni», iki piyano konçertosu, keman ve orkestra için «Concerto Grogoriano».

ROMA ÇEŞMELERİ

İlk yorumu: 1918 Roma.
Bestecinin bazı Roma özelliklerini izlenimci bir paletle yansıtma eğilimi sonucu doğan ilk ürün bu güzel senfonik şiirdir. Roma’nın dört ünlü çeşmesini günün değişik saatlerinde resimler Respighi.

«Güneş doğarken Valle Giulia Çeşmesi» pastoral anlamla işlenmiştir. Kentin taze, hafif sisli şafağını tatlı tınılarla çizer. «Sabah Triton Çeşmesi» korno sesleri ve orkestranın «tril»leriyle girer. Çeşmeyi süsleyen mitolojik figürler güneşin ilk ışınları altında sularla oynaşmaktadır. «Öğle Trevi Çeşmesi» nefesli çalgıların sunduğu görkemli ve zafer haberleyen bir «giriş»le başlar. Çeşmede arabası üzerindeki Tanrı Neptün gurur ve görkemiyle oturmaktadır. «Grup vakti Villa Medici Çeşmesi» acılı hüzünlü bir «tema» ile işlenmiştir Uzakta çalan çanlar, kuş ötüşleri, yaprak hışırtıları ve gecenin suskusu.

ROMA ÇAMLARI

İlk yorumu: 1924 Roma.
Besteci, «Roma» dizisinin ikinci verimi olan bu yapıtta yalnız doğa izlenimleriyle yetinmemiş, çağrışımlardan yararlanarak bazı tarihi anılar ve fantezilere de yer vermiştir. «Çamlar» da dört bölümden kuruludur.

«Villa Borghese Çamlar» ve çam ağaçları altında oynayan, dans eden koşup zıplayan, bağırıp çağıran çocuk sesleri. «Bir Katakomb yanındaki Çamlar». Bir çamın mezara uzayan gölgesi duayı andıran esrarlı bir ezginin yankısı, «Janiculum Çamları». Ay ışığında Gianicolo tepesindeki çamların gölgeli görüntüsü, klarnetin sunduğu bir kadans ve bülbülün sesi. «Appia Yolundaki Çamlar». Şafakta sisler içinde Appia yolu. Eski şanlı tarihin uzaktan yansıyan marş ritmiyle yavaş yavaş tekrar belirişi. Yaklaşan Roma lejyonerlerinin zafer türküsüyle Capitol’e yönelişleri.

ROMA BAYRAMLARI

İlk yorumu: 1928 Roma.
Dört bölümlü bir diğer dizi. Orkestralaması çok genişletilmiş; org, piyano, çan ve türlü vurma çalgılarla tarihi «orji»lerin atmosferi büyük ve renkli ses hacimleriyle sunulmuştur.

İlk bölüm «Circus Maximus» da kanlı bir gösteri çizer. İmparator Neron ilk Hıristiyanları vahşi hayvanlara parçalatmakta, arena halkın isterik haykırışlarıyla sarsılmaktadır. İkinci bölüm «jübileum», eski çağlarda Roma’ya gelen Hristiyan hacıların uyandırdığı bayram havasını, üçüncü bölüm «Ottobrata» Roma’nın «Ekin Bayramı»m, dördüncü bölüm «Befana» ise «Üç Kral Bayramı» esnasındaki gece eğlencelerini yansıtır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , , ,

Franz von Suppé Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

18 Nisan 1842, Spalato — 21 Mayıs 1895, Viyana

Aslen Belçikalı bir ailenin soyundandır. Müzik öğrenimini Viyana’da Sechter gibi ünlü öğretmenlerin gözetiminde yapmış, Pressburg ve daha sonra Viyana’da tiyatro orkestraları yönetmiş. bu arada adını ölümsüzleştirecek operetlerini vermiştir. Eserinde başta Offenbach olmak üzere bazı Fransız bestecilerinin, İtalyan «opera buffa» akımının etkisi görülür. Bu özellikler onu kalıplaşmış Viyana operet düzeninden ayırabilmiş, değişik üslubu başarısının sürmesini sağlamıştır. Senfonik ve dini yapıtları yanında 31 operet vermiştir. Bunarın başlıcaları şunlardır: «Pique Dame – Maça Kızı» (1864), «Die Schöne Galathee – Güzel Galatea» (1865), «Lelchte Kavallerie – Hafif Süvari Alayı» (1866), «Boccaccio» (1879).

DlE SCHÖNE GALATHEE (Güzel Galatea)

Bir perdelik operadır.
Metin: Poly Henrion.
Bestecisi: Franz von Suppé
İlk oynanış: 1865 Viyana.
Başlıca kişiler: Pygmalion, Ganymed, Mydas ve Galathee.
Konunun geçtiği çağ ve yer: Mitolojide Kıbrıs Adası.

Konusu:
Heykeltraş Pygmalion su perisi Galathee’yi konu aldığı yapıtını yeni bitirmiş, üzerini örterek Venüs tapınağındaki törene gitmek üzere ayrılmıştır. Kısa süre sonra kentin sanatsever zengini Mydas görünür ve heykeltraşın uşağı Ganymed’e heykeli göstermesini emreder. Oysa sanatçı heykelin hiç kimseye gösterilmemesini tembihlemiştir. Mydas uşağı bir kese altınla kandırmak üzereyken Pygmalion girerek adamı kovar. Genç heykeltraş yapıtına gerçekten hayrandır. Ona yaşam vermesi için Venüs’e yalvarmayı kararlaştırmıştır. Tapınaktan dönünce isteğinin kabul edildiğini görür; Galathee yavaşça kımıldamış, zarif hareketlerle kaidesinden inmiştir. Sanatçı mermerin canlanışı karşısında hayrete düşmüş, yapıtına büsbütün âşık olmuştur. Galathee açtır, “güzel yemekler ister. Pygmalion ona yemek getirmek üzere çıktığında Galathee uşak Ganymed’i görür, yakışıklı delikanlı hoşuna gitmiştir. İkisi de birbirlerinin kollarına atılırlarken Mydas girerek kızı değerli armağanlarla kandırmaya koyulur. Yiyeceklerle dönen Pygmalion olanları anlayınca her iki erkeğe hakaretler yağdırır. Galathee’nin düşüncesi başkadır; sofrada Ganymed’in de bulunmasını istemekte, ayrıca ateşli bir aşk şarkısıyla Mvdas’ı çağırmaktadır. Pygmalion yapıtının diğer kadınlardan farklı olmadığını anlamış, başına pek çok dert açacağını sezmiştir. Tanrıça Venüs’e koşarak onu tekrar heykel yapmasını diler. Döndüğünde Galathee’yi gene Ganymed’le kol kola dolaşırken bulur. Dileğini tekrarlar; gök gürler şimşek çakarken Galathee’nin tekrar kaidesindeki yerini aldığı görülür. Artık mermer heykeli Mydas’a satmamak için neden kalmamıştır.

Konusunu mitolojiden derleyen bu eğlenceli yapıt tatlı müziği sayesinde günümüz sahnelerinde de yer almaktadır. Suppe’nin gerek konu gerek melodi açısından Offenbach’ın «La bella Héléne Güzel Helena» adlı yapıtı etkisinde kaldığı şüphesizdir.

Tanınmış bölümler: «Uvertür» ve «Meinem Vater Gordias».

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Albert Lortzing Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında Eserleri

Deri tüccarlığı yapıp iflâs ettikten sonra aktörlüğe başlayan bir baba ve aktris bir ananın oğludur. Lortzing gösteri yaşamına küçük yaşta atılmış, müzikte ise Rungenhagen’den aldığı tümü bir yıl kadar süren dersler dışında kendi kendisini yetiştirmiştir. 1826’da Oetmold’da aktörlük yapmaya koyulmuş, 1833-1844 yılları arasında Leipzig’de tenor olarak çalışmıştır. Bu arada bazı hafif operalar besteleyen sanatçı yavaş yavaş tanınmaya başlamıştır. 1830′ da «Zar und Zimmermann», 1842′ de «Der Wildschütz»ü vermiş, çalıştığı operanın orkestra yöneticiliğine getirilmiştir. Bunu gezginci yıllar izlemiş, bu arada diğer iki seçkin sahne eseri «Undine» ve «Waffenschmied» doğmuştur. Lortzing hayatta iken yapıttan ona servet getirmemiş, ölümünden sonra ailesi yararlanmıştır. Diğer tanınmış operaları: «Ham Sachs», «Casanova».

ZAR UND ZIMMERMANN (Çar ve Dülger)

Üç perdelik gülünçlü operadır.
Metin: Besteci.
İlk oynanış: 1837 Leipzig.
Başlıca kişiler: Rus Çarı Petro «Deli» (Bariton), Petro Ivanov (Tenor), van Bett (Bas), Marie (Soprano), Amiral Lefort (Bas), Lord Syrtdham (Bas), Marquis de Chateauneuf (Tenor).
Konunun geçtiği çağ ve yer: 17’nci yüzyıl sonlarında Hollanda’da Saardam.

Konusu:
Rus Çarı Petro Saardam’da asıl kimliğini gizleyerek Petro Mihailov adıyla gemi yapımını öğrenmekte, aynı tezgâhta çalışan Petro Ivanov adlı Rusla arkadaşlık etmektedir. Petro İvanov, belediye başkanı van Bett’in yeğeni Marie’yi sevmekte, kızı olağanüstü kıskanmaktadır. Başkan hükümetinden Petro adlı işçiye büyük ilgi göstermesi yolunda emir almıştır. Beri yanda ingiliz elçisi Lord Syndham ve Fransız elçisi Marquis de Chateauneuf de hükümetlerinden aynı yolda emir almışlar, çan bulmak üzere harekete geçmişlerdir. Ancak «Petro»lardan hangisi gerçek çardır? Rus elçisi Amiral Lefort gerçek çara yurdunda önemli olayların beklediğini söylemekte, dönmesi gerektiğini hatırlatmaktadır. Opera iki elçinin birbirlerini atlatma yolundaki çabalan arasında sürer. Başkan van Bett asıl Çar’ın yeğeni Marie’nin sevgilisi olduğu inancındadır. Onuruna bir tören düzenler. Petro Mihailov hiç bozmadan bu oyunu sürdürür. Daha birkaç saat sabretmesi ve asıl Çar’ın uzaklaşmasına yardımcı olması gerekmektedir. Çar Petro gemiye biner, bir şarkıyla Saardam’a veda ederek gider. Fakat, Petro Ivanov’a bir mektup bırakmış, onun Marie ile evlenmesini öğütlemiş, saray nâzırlığına atandığını bildirmiştir. Opera halkın Çar’ı selâmetleyen sesleri arasında sona erer.

Tek ve toplu bölümleriyle gerçekten ustaca işlenmiş bir «Singspiel» olan eser, bestecinin günümüzde en çok sahnelenen verimidir.

Tanınmış bölümler: «Uvertür», «O, ich bin klug» (van Bett), «Lebe wohl, mein Flandrisch Maedchen» (Marquis), «Heil sei dem Tag» (van Bett), «Sonst spielt’ich mit Zepter» (Çar Petro).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , , ,