Etiket: cumhurbaşkanlık dönemi

Celal Bayar Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Celal BayarCelal Bayar; devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti’nin üçüncü cumhurbaşkanıdır. (Bursa/Gemlik İlçesi Umurbey Köyü 1883 – İstanbul 22 Ağustos 1986).

İlkokulu, Bulgaristan’ ın Plevne Kenti’nden göç eden ailesinin yerleştiği Bursa’nın Gemlik İlçesi’ne bağlı Umurbey Köyü’nde bitirdi. Bursa’da bir süre ipekçilik üzerine eğitim gördü ve bu arada College Français de Assomption adlı Fransız Cizvit Okulu’nda okudu, kendini yetiştirmeye çaba gösterdi. Gemlik mahkeme ve reji kaleminde çalıştı. Yarışma kazanarak girdiği Bursa Ziraat Bankası’nda iken Deutsche Orientbank’ın şubesinde de görev aldı.

Gençlik yıllarında politik görüşlerinin biçimlenmesinde, Ali Suavi’nin yalan çevresinden olan dayısının düşünceleri etkili oldu. 1907’de Bursa’da İttihat ve Terakki’nin gizli kolu Küme adlı derneğe girdi. 23 Temmuz 1908’de İkinci Meşrutiyet’in ilanından sonra İttihat ve Terakki’nin Bursa’da açtığı şubenin Vilayet Merkez İdare Heyeti’nde görev aldı. Önce rehber yardımcısı, kısa süre sonra rehber oldu. 13 Nisan 1909’daki 31 Mart Olayı üzerine Rumeli’den Hareket Ordusu İstanbul’a doğru ilerlediği sırada bazı illerde önlem olarak gönüllü taburlar kurulurken Bursa’daki gönüllü taburun oluşturulmasında görev aldı. İttihat Terakki’nin güvenilir kişileri arasına girdi. Cemiyetin önce Bursa, sonra İzmir Kâtib-i Mesul’ü (Sorumlu Yazman) oldu. İzmir’de bulunduğu yıllarda o dönemde İttihatçıların önde gelenlerinden İzmir Valisi Rahmi Bey ile çalıştı. Bahri Baba semtinde günümüzde İzmir Kız Lisesi adını alan okulun açılmasına önayak oldu (1912). Ayrıca Basmahane’de Şimendifer Meslek Okulu’nun açılması için çaba gösterdi. Halka Doğru Cemiyeti nin kurucuları arasında yer aldığı gibi derneğin yayım organı olan Halka Doğru dergisinde Turgut Alp imzasıyla ekonomi konularında makaleler yazdı. Mondros Mütarekesi’nden sonra ittihat ve Terakki kapatılınca, onun yerine kurulan Teceddüt Fırkası’na girdi. Ülkenin işgaline karşı çıkan Müdafaa-i Hukuk-ı Osmaniye Cemiyeti’nde de görev aldı. İzmir’in Yunanlılar tarafından işgalinin söz konusu olduğu günlerde din adamı kılığında, Galip Hoca takma adıyla Ege’yi dolaşarak halkı direniş için örgütlemeye ve aydınlatmaya çalıştı. İzmir’in işgalinden sonra Ege’deki ilk silahlı direnişlere katıldı. Aydın’ın Yunanlılardan geri alınışında efeler ve milis kuvvetleriyle birlikte cephede çarpıştı. Akhisar ulusal direniş cephesine, Balıkesir Kongresi kararıyla alay komutanı atandı. Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı’na 1920’de Saruhan (Manisa) mebusu olarak katıldı Kurtuluş Savaşı’nın ilk günlerinde Anadolu’ya geçerek Mustafa Kemal’in yanında yer aldı. Birinci Büyük Millet Meclisi’ne Bursa mebusu olarak girdi. Bir süre TBMM tarafından İktisat Ve-killiği’ne vekâlet etmekle görevlendirildi. 28 Şubat 1921-14 Ocak 1922 arasında İcra Vekilleri Heyeti’nde (Bakanlar Kurulu) İktisat Vekili olarak görev yaptı. Kütahya’ya Çerkez Ethem ile görüşmek için giden heyetin başkanlığını üstlendi. 1922’de Lozan Barış Antlaşması için İsviçre’ye gönderilen ilk Türk heyetinde danışmanlık görevi yaptı. Aynı yıl bir süre Hariciye Vekilliği’ne vekâlet etti. TBMM’nin ikinci dönemine Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin adayı olarak İzmir’den mebus seçildi (1923). 6 Mart 1924’te İsmet Paşa’nın kurduğu hükümette Mübadele, İmar ve İskân Vekilliği’ne getirildi. Aynı yıl Mustafa Kemal’in buyruğuyla ulusal bir banka kurmakla görevlendirildi. İş Bankası’nı kurdu ve 1932’ye kadar Genel Müdürlüğü’nü yaptı. 9 Ağustos 1932-25 Eylül 1937 arasında İnönü hükümetlerinde İktisat Vekili olarak görev aldı. Bu görevi sırasında bir yandan devlet kapitalizmini pekiştirmeye çalışırken bir yandan da özel girişimi destekleyen bir yöntem izledi. Sümerbank, Etibank, Halk Bankası gibi kuruluşların açılması, şeker endüstrisinin temellerinin atılışı bu dönemde oldu.

İsmet İnönü’nün Atatürk ile arasının açılıp istifa etmesinden sonra 1 Kasım 1937’de başbakanlığa getirildi.Atatürk’ ün ölümünden sonra görevinden istifa etti. Cumhurbaşkanı seçilen İsmet İnönü, gelenek uyarınca kendisini yeniden hükümeti kurmakla görevlendirdi. 11 Kasım 1938’de kurduğu hükümet, 25 Ocak 1939’a kadar görevde kaldı. Başbakanlıktan ayrıldıktan sonra 1939-1943 arasında altı ve yedinci dönemlerde İzmir milletvekili olarak TBMM’ de görev yaptı. Bu süre içinde siyasal yaşamda herhangi bir etkinliği görülmedi.

İkinci Dünya Savaşı’nın bitişini izleyen günlerde, Türkiye’nin tek partili dönemden çok partili döneme geçiş öncesi, siyaset sahnesinde yeniden ön plana çıktı. 29 Mayıs 1945’te, 6 CHP’li ile birlikte, Saraçoğlu Hükümeti’nin hazırladığı bütçe yasasına karşı oy kullandı (Refik Koraltan, Fuat Köprülü, Adnan Menderes, Emin Sazak, Hikmet Bayur ve Recep Peker). Bunu, CHP Meclis Grubu’na Türk siyasal tarihinde Dörtlü Takrir diye geçen muhtıranın verilmesi izledi (7 Haziran 1945). 28 Eylül 1945’te milletvekilliğinden, 3 Aralıkta CHP’den istifa etti. 7 Ocak 1946’da kurulan Demokrat Parti’nin genel başkanlığına seçildi. 1946 genel seçimlerinde, İstanbul milletvekili olarak TBMM’ye girdi. Genel Başkanı olduğu Demokrat Parti, 465 milletvekilliğinden 66’sını kazandı. 14 Mayıs 1950 genel seçimleri, genel başkanı olduğu DP’nin zaferiyle sonuçlandı. DP 408, CHP 69, MP 1, Bağımsızlar 9 milletvekili çıkardılar. DP iktidara geldikten sonra Celal Bayar Türkiye Cumhuriyeti’nin üçüncü cumhurbaşkanı seçildi (22 Mayıs 1950). Bu göreve geçen ilk sivil kökenli cumhurbaşkanı oldu. Yasa gereği DP Genel Başkanlığı’nda ayrıldı.

22 Mayıs 1950’den 27 Mayıs 1960’a kadar cumhurbaşkanlığı görevini sürdüren Bayar, bu süre içinde yansız davranmayıp DP’yi tuttuğu için eleştirilere uğradı. DP’nin ve DP hükümetlerinin özellikle ekonomi alanında liberal bir yol izlemesinde rol oynadı. Türkiye’nin dış politika alanında Batı dünyası saflarında yer almasında etkili oldu.

27 Mayıs 1960’ta, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yönetime el koyması üzerine tutuklandı. Vatana ihanet suçundan Yüce Divan’a verildi (12 Temmuz 1960). 15 Eylül 1961’de son bulan Yassıada duruşmalarında 14 DP önde geleniyle birlikte ölüm cezasına çarptırıldı. Ancak, cezası daha sonra, yaş sınırı nedeniyle ömür boyu hapse çevrildi. 22 Mart 1963’te koşullu olarak, 7 Kasım 1964’te sağlık nedeniyle serbest bırakıldı.

1964’ten sonra anılarını yazmaya başladı. Bunun dışında Yassıada’da mahkûm edilen ve affa uğradıkları halde seçme ve seçilme hakları ellerinden alınmış bulunan eski DP’lilere bu haklarının geri verilmesi en önemli uğraşı oldu. Bu yüzden AP’lilerle arası açıldı. 1973 Seçimleri’nde AP’den ayrılan bir grubun kurduğu Demokratik Parti’yi açıktan açığa destekledi. 1975’te eski Demokrat Partililerin topluca AP’yi desteklemeleri üzerine onlara uydu. Eski DP’lilere siyasal haklarının geri verilmesinden sonra, Anayasa uyarınca eski cumhurbaşkanı olarak Cumhuriyet Senatosu doğal üyesi sıfatıyla parlamentoya girme olanağı doğduysa da, ilkelerine ters düştüğü gerekçesiyle bu haktan yararlanmadı (1974). 12 Eylül 1980 Harekâtı’nı destekledi. 1982′ de 100. yaş gününü kutladı. 103 yıllık uzun bir ömürden sonra ölünce cenazesi, Ankara’da düzenlenen devlet töreninden sonra doğum yeri olan Umur-bey’de toprağa verildi (23 Ağustos). Daha sonra gömüldüğü alan anıt-mezara dönüştürüldü.

Başlıca eserleri: Atatürk’ten Hatıralar (1955); Ben de Yazdım, 8 cilt (1965-1972); Atatürk’ün Metodolojisi ve Günümüz (1978); Başvekilim Adnan Menderes. Bunun dışında bazı söylev ve demeçleriyle seçim konuşmaları çeşitli tarihlerde derlendi: Celal Bayar’ın Söylev ve Demeçleri 1921-1938 (1939); Celal Bayar Diyor ki 1920-1950 (1951); Celal Bayar’ın Söylev ve Demeçleri 1946-1950 (1956).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,