Etiket: david lynch

David Lynch Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

David LynchDavid Lynch;(20.1.1946)

Lynch bir tarım bilimleri uzmanının oğlu olarak Missoula / Washington’da dünyaya geldi ve gençliğini İdaho, North Carolina, Washington ve Virginia’da geçirdi. Liseye giderken seçme dersleri arasında sanat kursları da vardı. Lynch 1965’te Philadelphia’da Pennsylvania Academy of Fine Arts’a (Güzel Sanatlar Akademisi) girdi.

1966: Tesadüfen Film Yapımcılığı Lynch 1966 yılında yaptığı tasarımla bir sanat yarışmasında ödül aldı. Yapıtını bin dolara satın alan bir milyoner, kendisine daha büyük bir yapıt için sipariş verdi. Bu proje teknik sorunlar yüzünden suya düştüyse de, Lynch, bu sanat eseri için kullanmak istediği film malzemesini kesip monte ederek ilk kısa filmini yaptı. The Alphabet (1968) adını verdiği bu film, çizgi film/gerçek film karışımı 4 dakikalık bir gösteriydi. Bu filmi AFI-Amerikan Film Institute’e (Amerikan Sinema Enstitüsü) gönderen Lynch, ondan sonraki projesi için burs almayı başardı.

1972-77: Eraserhead Lynch 1970’de AFİ – Philadelphia’dan bu kuruluşun Los Angeles’te yeni kurulan kardeş enstitüsüne geçerek, oradan aldığı yeni bir bursla ilk uzun metrajlı filmi Eraserhead’i (Silgi Kafa) gerçekleştirdi. Yatırımla ilgili sorunları yüzünden bu filmin çekim çalışmaları tam beş yıl sürdü. Bu çalışmaların sonunda ortaya çıkan sonuç, sümüksü bir yaratık doğuran karısı tarafından terk edilen bir erkeği konu alan ironik, yer yer iğrenç bir filmdi. Bu hastalıklı “nesne”yi yanlışlıkla öldüren adam bu yüzden yıkılıp ölür. Önceleri sırf sinema meraklılarının fark ettiği bu film, sonraki yıllarda bir kült filmi haline geldi.

1980: Kitleler İçin “Avant-garde” Lynch Eraserhead adlı filmiyle yönetmen/yapıma Mel Brooks’un dikkatini çekti. Brooks, Lynch’i The Elephant Man (Fil Adam, 1980) adlı filmin yönetmenliğiyle görevlendirdi. Burada vücudu deforme olan, fakat parlak bir zekâya sahip bir adamın otantik hayat hikâyesi filme uyarlandı. Lynch, çok etkili siyah/beyaz görüntüler ve iyi hesaplanmış ses efektleriyle boğucu bir atmosfer yaratmayı başardı. Lynch, sonraki bütün filmlerinde de olduğu gibi, burada da her sahnede hafif arka planda kalan ve bu nedenle seyircinin duygu düzeyine hitabeden değişik fon sesleri kullandı. The Elephant Man gişe rekorları kırdı ve aralarında en iyi yönetmenlik dalı da olmak üzere, sekiz dalda Oscar’a aday gösterildi.

80’li Yılların Ortası: Çökme ve Kalkınma Dune (Çöl Gezegeni, 1983) adlı bilimkurgu filmiyle Lynch, seyircinin ve eleştirmenlerin beklentilerini karşılayamadıysa da ondan sonra gelen yapıtı Blue Velvet (Mavi Kadife) adlı psikolojik gerilim filmiyle 1986 yılında kariyerinin ikinci doruk noktasına ulaşmayı başardı. Dune’dan beri Lynch’in en çok beğendiği oyuncusu Kyle MacLachlan, bu filmde bir rastlantı ve aşın merakı sonucu Amerika’nın bir taşra kasabasında saf ve sevimli görünümü arkasına gizlenip şiddet ve cinsel sapkınlık deveranına kapılan, iyi bir delikanlı rolündedir. Burada da yine, garip görüntülerin yanında, ruhun derinliklerinde olup biteni yansıtmak için, sesin çok önemli bir rol oynadığı kesindir. Filmin kadın başoyuncusu Isabella Ros-selini çekim çalışmalarından beri yönetmenin hayat arkadaşıdır.

1989/90: Televizyon Çalışmaları Lynch Twin Peaks adlı diziyi çekmek üzere, 1989/90’da geçici olarak branş değiştirdi. Twin Peaks de Blue Velvet gibi Amerika’nın bir taşra kasabasında geçer. FBI (Federal Araştırma Bürosu) özel ajanlarından Cooper (Kyle MacLachlan) genç bir kadının öldürülmesiyle ilgili soruşturmalarında, kendisini doğru ve yanlış izlere çeken, öbür dünyadan gelen işaretlerle karşılaşır. Lynch, dizinin birbirini izleyen 30 bölümünde suçun aydınlatılmasından çok, film kahramanlarının müphem karakterlerinin ironik tasviriyle ilgileniyordu. Twin Peaks’in başarısını beyazperdede Twin Peaks: Fire Walk With Me (İkiz Tepeler, 1992) filmiyle sürdürme girişimi, televizyon strüktürlerinin biçimsel olarak doğrudan doğruya sinemaya uyarlanamaması yüzünden başarısızlığa uğradı.

1990: Aşırı Şiddet Lynch’in bundan sonraki sinema çalışması olan Wild at Heart (Vahşi Duygular, 1990) adlı yol filmi eleştirmenler arasında büyük bir fikir ayrılığına neden oldu. Bunun sebebi, Lynch’in iki sevgili, Lula (Laura Dern) ve Sailor’un (Nicolas Cage) aşkını anlatan masalsı öykünün karşısına yerleştirdiği, aşırı şiddet sahnelerinde aranmalıdır. Gerçekten iyi bir peri her şeyin aşırı duygusal bir biçimde iyi sonla bitmesini sağlar. Lynch bu yapıtıyla en çok sevdiği filmlerden biri olan The Wizard of Oz’a (Oz Büyücüsü) vefa borcunu ödemek istedi. 1997’de. Lost Highway’i çeken Lynch, 1999’da Straight Story ve Driven to it adlı sinema filmlerinin yanı sıra bir de televizyon dizisi gerçekleştirdi.

200 li yılların filmleri ise Lady Blue Shanghai (2010), More Things That Happened (2007), Boat (2007), Inland Empire (2006), The Short Films of David Lynch (2002), Rabbits (2002), Does That Hurt You? (2002), Darkend Room (2002), Mulholland Çıkmazı (2001)

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , , ,