Etiket: eserleri ile ilgili bilgi.

Adalet Ağaoğlu Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Adalet Ağaoğlu

(13 Ekim 1929)

Romancıdır. Nallıhan’da doğdu. Ankara Kız Lisesi’ni, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi (1950). Ankara Radyosu ile TRT’de çalıştı.

Edebiyata şiirle başlayan Adalet Ağaoğlu, daha sonra radyo ve sahne oyunları yazmaya başladı. Ardından hikaye ve romana yöneldi. 1973 yılında yayımlanan ilk romanından bu yana hemen hemen tüm edebiyat eleştirmenlerinin beğenisini kazandı. Eserleri defalarca basıldı.

Üç Oyun (1973) adlı kitabıyla Türk Dil Kurumu 1974 Ödülünü, Yüksek Gerilim (1974) adlı kitabıyla 1975 Sait Faik Hikaye Armağanını, Bir Düğün Gecesi (1979) adlı romanıyla 1979 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat, 1980 Orhan Kemal, 1980 Madaralı Ödülünü, Çok Uzak Fazla Takın (1990) adlı oyunu ile de Türkiye İş Bankası 1992 Edebiyat Büyük Ödülünü kazandı.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Abdülhak Adnan Adıvar Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Abdülhak Adnan Adıvar

Yazar ve düşünce adamıdır.

Gelibolu’da doğdu. Üniversite öğrenimini Tıbbiye’de, bugünkü Tıp Fakültesinde tamamladı. Döneminin baskılarına dayanamayarak yurt dışına çıktı. Dönüşünde aynı okulda profesör oldu. Hilali Ahmer (Kızılay) Müfettişi olarak I. Dünya Savaşına katıldı. Milletvekili seçildi. Mehmet Emin Yurdakul ve Yusuf Akçura ile birlikte Milli Türk Fırkası’nı kurdu. Eşi Halide Edip Adıvar ile birlikte Kurtuluş Savaşına katıldı. 1924’te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kuruluşunda yer aldı. Ardından 8 yıl süreyle yurt dışında Türkçe öğretmenliği yaptı. Yurda dönüşünde İslam Ansiklopedisi’nin Yazı Kurulunu yönetti.

A. Adnan Adıvar, Cumhuriyet gazetesinde ve Yeni Ufuklar dergisinde düşünce yazıları yayımladı. Bilim tarihi ile ilgili düşüncelerini ve bilim-din ilişkisini tartıştığı görüşlerini kitap haline getirdi.

Bazı eserleri:

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Roger Hargreaves Kimdir

Roger HargreavesCharles Roger Hargreaves (9 Mayıs 1935 – 11 Eylül1988) bir İngiliz yazar ve çizer. Mr. Men ve Little Miss serilerinin yaratıcısı ve çizeridir.Parlak renkli, cesurca çizilmiş resimler ile kitaplardında ki basit hikayeleri 20 dile çevrilmiş ve yaklaşık olarak dünya çapında 85 milyon satmıştır. Son 25 yılın popüler kültürünün vazgeçilmez bir parçası olmuştur.
Hargreaves özel bir hastanede dünyaya geldi. Babası Alfred Reginald annesi ise Ethel Mary Hargreaves idi. Babasının çamaşır yıkama ve kuru temizleme işinde çalışarak bir yıl geçirdi. Fakat onun asıl tutkusu bir karikatürist olmak vardı ve 1971 yılında bir Londra firmasında yaratıcı yönetmen olarak çalışırken Roger Hargreaves ilk Mr. Men ve Mr. Tickle hikayelerini yazı ve yayınladı.Başlangıçta yayıncı bulma konusunda ciddi anlamda zorlandı. Ancak kitapları üç yıl içinde bir milyondan fazla kopya satarak bir anda başarıyı yakaladı. 1975 yılında Mr Tickle Arthur Lowe tarafından seslendirildi ve meşhur BBC animasyon televizyon dizisi Mr Men Show bu şekilde ortaya çıktı.

1981 yılında kitap dizisi Little Miss ortaya çıkmaya başladı. Litle Miss 1983 yılında bir televizyon dizisi haline geldi ve yayınlanmaya başladı.Hargreaves birçok kitap ve kitap serisi yazmış olmasına rağmen tüm dünyada 46 adet Mr. Men ve 33 Little Miss kitabı sayesinde tüm dünyada tanındı.

Roger Hargreaves Çocuk Kitabı Serileri
Mr Men
Little Miss
Walter Worm
John Mouse
Albert Elephant, Count Worm and Grandfather Clock
I am…
Timbuctoo
Hippo Potto and Mouse
Easy Peasy People (Also by Gray Jolliffe)
Roundy and Squarey

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Georges Duhamel Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Georges Duhamel ResmiGeorges Duhamel ; Fransız şair ve yazarıdır (Paris 1884-Val d’Oise/Valmondois 1966). Tıp öğreniminden sonra hekim olarak çalışırken bir yandan da edebiyatla uğraştı. “Abbaye” grubu içinde yer aldığı dönemde şiirle uğraştı: Des Legendes, des Batailles (Efsaneler, Savaşlar) 1907, l’Homme en Tete (Baştaki Adam) 1909, Selon Ma Loi (Yasama Göre) 1910. Bu türdeki ürünleri 1925’e kadar aralıklarla sürdü. Aynı dönemde oyunlar da yazdı: La Lumiere (Işık) 1911; Dans l’Ombre des Statué s (Heykellerin Gölgesinde) 1912, le Combat (Kavga) 1913.

Hekim olarak katıldığı Birinci Dünya Savaşı’ndan etkli öyküler, izlenimler, güçlü anlatı ürünleriyle döndü: La Vie des Martyrs (Şehitlerin Yaşamı) 1917, Civilisation (Uygarlık) 1918, Goncourt Ödülü. 1920’de başladığı çok ince psikolojik çözümlemelerle dolu beş kitaplık roman dizisi Vie et Aventures de Salavin (Salavin’in Yaşamı ve Serüvenleri) adını bütün dünyada duyurdu; Geceyarısı İtirafı (Confession de Minuit), Deux Hommes (İki Adam) 1924, Journal de Salavin (Salavin’in Günlüğü) 1927, le Club des Lynnais (Liyonlular Kulübü) 1929 Tel gu’en luimeme (Tıpatıp Kendisi) 1932. Hiçbir seçkin özelliği olmayan Salavin’in kişiliğinde çağdaş insanın ruh derinlikleri, sapmaları, eğilim çeşitliliği, korku ve sanıları yatar. 10 ciltlik la Chronigue des Pasguier (Pasguier’lerin Kroniği) 1933-1944 arasında yayımlandı, kentsoylu katının geniş bir görünümünü ve aile dramlarını konu edindi. Hepsini anmayı olanaksız kılan bir verimlilikle öykü, roman, gezi notları (la Voyage a Moscou: Moskova Yolculuğu, 1927, Scenes de la Vie Future: ABD yolculuğunun izlenimleriyle Gelecek Yaşamdan Sahneler, 1930), anı, deneme, eleştiri, oyun, şiir türünde 50’ye yakın eser yazdı.

Son romanlarından birkaçı: Le Voyage da Patrice Periot (P.P’nun Gezisi) 1950, Cris des Profondeurs (Derinlerden Çığlıklar) 1957, le Coplexe de Theophile (T.’nin Kompleksi) 1958.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Isaac Asimov Kimdir, Eserleri

Isaac AsimovIsaac Asimov; ABD’li yazar (Petroviçi/SSCB 1920-New York 1992). Ailesi ABD’ye göç edip (1923) bir süre sonra yurttaşlık hakkı kazandı (1928). Columbia Üniversitesi’nde kimya öğrenimi gördü (1939); 1948’de biyokimya doktorasını tamamladı. Üniversitede okutmanlık yaparken yazı yaşamına da başladı. Çok verimli bir çalışkanlıkla sayısız makale, öykü, roman hazırladığı ara dönemden sonra üniversiteye yeniden dönerek profesör oldu (1979). Küçük yaşlardan başlayan kurgu-bilim merakı onu bu türün en doğurgan ve etkili yazarı haline getirdi; çağdaş ve güncel ilgilerin kamçıladığı bir yazma iştahıyla 300’e yakın bilim-kurgu ürünü yarattı, birkaçı ödül aldı, bazıları film oldu. Son yıllarda bunların birçoğu Türkçeye de çevrildi.

Başlıca eserleri: Pebbie in the Sky (Türkçesi: Zamandan Kaçış, 1984) 1950; I Robot (Türkçesi: Ben Robot,1983) 1950; The Stars Like Dust (Türkçesi: Sonsuzun Tohumları, 1984) 1951; Foundation (Türkçesi: İmparatorluk 1983) 1951; Foundation and Empire (Türkçesi: Altın Galaksi, 1983) 1952; The Currents of Space (Türkçesi: Tanrılar ve İmparatorlar, 1984) 1953; The Caves of Steel (Türkçesi: Ölü Gezegen, 1984) 1954; The Chemicals of Life (Yaşamın Kimyasal Öğeleri) 1954; İnside of Atom (Atomun İçinde) 1956; The Naked Sun (Türkçesi: Güneşin Tanrıları, 1984) 1957; Earth in Room Enough (Türkçesi: Dünya Hepimize Yeter, 1984) 1957; The World of Nitrogen (Azot Dünyası) 1958; Life and Energy (Yaşam ye Enerji) 1962; The Human Body (İnsan Bedeni) 1963; The Human Brain (İnsan Beyni) 1964; The Neutrino (1966); The Universe (Evren) 1966; Science, Numbers and I (Bilim, Sayılar ve Ben) 1968; Guide to Science (Türkçesi: Bilim Rehberi, 1986) 1972; The Gods Themselves (Gizli Tanrılar) 1973; Our World in Space (Uzayda Dünyamız) 1974; Eyes of the Universe (Evrenin Gözleri) 1975; The Golden Door (Altın Kapı) 1977; Extraterrestrial Civilizations (Türkçesi: Dünyadışı Uygarlıklar, 1983) 1979; A Choise of Catastrophes (Türkçesi: İnsanlığın Geleceği, 1984) 1979; Views of the Universe (Evren Üzerine Görüşler) 1981; The Complete Robot (Kusursuz Robot) 1982; Counting The Eons (Sonsuzu Saymak) 1983. Son eseri: And The Last Empire (Ve Son İmparatorluk) 1991.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,

Dumas Père Hayatı

Alexandre Dumas (Dumas Père) ResmiDumas Père; Baba Dumas diye de anılır. Fransız yazardır. (Villiers-Cottrêts 1802-Dieppe/ Puys 1870). 15 yaşındayken noter kâtipliği yapmaya başladı. 1820’de geçim umuduyla tiyatro edebiyatına yöneldiyse de ilk başarısını ancak 1829’da kazanabildi. Henri III et sa Cour (III. Henri ve Sarayı) Düzyazıyla ilk Fransız dramı sayılan bu eseri birçok büyük sahne başarısı izledi. Antony (1831), la Tour de Nesle (Nesle Kulesi) 1832 Romanlarından uyarlamalar yaparak, bazı yazarlarla işbirliği yoluna giderek oyunlarının sayısını 60’a yükselttiği kabul edilir, 15 kadarı hiç sahnelenmemiş olan bu ürünlerin hepsi, ölümünden sonra 15 büyük ciltte bir araya getirildi (1863-1874). Roman yazarlığına 1839’da başladı. Büyük düş gücü, yaratış yeteneğiyle tarihsel roman türünde erişilmez bir başarı kazandı. Gençliğinden başlayarak iyi dostu olan yazar Auguste Maguet (1813-1888) ile yardımlaşarak önceleri tefrika halinde çıkan dünyaca ünlü ürünlerini verdi. 100’e yakın olduğu kabul edilen romantik romanlarını 16. yüzyılla 18. yüzyıl olaylarını üç ayrı dizide kümeleştirip değerlendiren eleştirmenler vardır. Neron dönemini konu edinen ilk romanı Acte, 1839’da basıldı. Büyük başarılarından biri olan Üç Silahşorler (les Trois Mousquetaires) 1844’te, o konuyu sürdüren Yirmi Yıl Sonra (Vingt Ans Apres) 1845’te çıktı. En parlak etkiyi Monte Kristo (le Comte de Monté Cristo) ile kazandı (1844-1845).

Başlıca eserleri: Kraliçe Margofyu (la Reine Margot) 1845 sürdüren Bayan Monsoreau (la Dame de Monsoreau) 1846, les Quarante Cing (Kırk-beşler) 1848, le Chevalier de Maison Rouge (Kırmızı Ev Şövalyesi) 1846, Joseph Balsamo (1848), Kraliçenin Gerdanlığı (le Collier de la Reine) 1850, La Comtesse de Charny (1852-1855), le Meneur de Loups (Kurtların Çobanı) 1857… Gezi notları impressions de Voyage (Yolculuk İzlenimleri) 1847-1848; anılarını 22 ciltte bir araya getirdi. Memoires (1852-1855).

Başlıca eserlerinin özetleri:

Monte Kristo, romantizmin bütün özelliklerini taşıyan, iyilerle kötüleri, güzellerle çirkinleri bütün nitelik karşıtlarıyla çatıştıran, sonunu en beklenmez olanakların mutluluğuna bağlayan konusunun düğüm kökenlerini 19. yüzyıl başlarındaki Fransa tarihinin bunalım günlerinden alır. Büyük bir düş gücüne yaslanan eser, siyasal bir iftira yüzünden 14 yıl İf Kalesi’nde hapiste tutulan denizci Edmond Dantes’ in akıl almaz serüvenlerini işler. Yaşlı hücre arkadaşının verdiği plan ve bilgiye dayanan Dantes, onun yerine geçip ölü diye denize atılınca hem kurtulmayı, hem Monte Kristo Adası’ndaki Borgia hazinesini bulmayı başarır. Sevgilisi Mersedes’i ele geçiren, kendisini sahte evrakla hapse attıran, olanaklarını kullanan rakiplerinden kendi yöntemleriyle öc alarak katıksız bir mutluluğa kavuşur.

Üç Silâhşörler, yazarın 17. yüzyıl tarihiyle ilgili roman dizisinin ilk cildi (Ötekiler: Vingt ans apres: Yirmi Yıl Sonra, 1945; Le Vicomte de Bragelon-ne, 1848-1850). Birçok eserini hazırlarken belli kişilerle iş birliği yaptığı bilinen Dumas, bu ürünün yazılışında Auguste Maquet ile (1813-1888) ortaklaşa çalıştı. Kaynaklara göre de Coutilz de Sandraz’ın tarihsel bir romana yakın eserinden yararlandı: Memories de M. dArtagnon (M. de Dartagnan’ın Anıları, 3 cilt, 1709). Esere ad olan üç silâhşörler (Atho, Porthos, Aramis) kral hizmetine bağlı, Kardinal Richelueu’nun güçleriyle çatışmada korkusuz, yürekli, vefalı şövalye yapısındadırlar. Önceleri kavga ve düello etme vesilesiyle çarpıştıkları taşra soylusu d’Artagnan ile anlaştıktan sonra yenilmez bir güç oluştururlar. Kılıç ustalığının hemen her şey olduğu o dönemin ölçülerine göre de her düelloda üstün gelirler. Konu, kralın yüceliğini, ona bağlı onur katlarının (söz gelimi kraliçe ve âşıkı) namuslarını kurtarmak, gerekli kanıtları ele geçirmektir. Sayısız entrikayla beslenen konu, hiçbir zaman sonuçlanmayan bir zincir olarak sürüp gider.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Alexandre Dumas (Dumas fils) Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Alexandre Dumas (Dumas fils) ResmiDumas fils; Oğul Dumas diye de anılır, Fransız yazarı (Paris 1824-Marly-le Roi 1895). Alexandre Dumas Pere’in evlilik dışı oğludur. Bir şiir kitabında (Peches de Jeunesse: Gençlik Günahları, 1847) ilgi görmeyen 6 ciltlik ilk romanından (Aventures de Quatre Femmes et d’un Perroquet: Dört Kadınla Bir Papağanın Serüvenleri, 1846-1847) sonra yaşamının en büyük sanat başarısına Kamelyalı Kadın (La Dame aux Cemélias) 1848 romanıyla adım attı. Eser asıl ilgi ve zaferi, yazarı tarafından oyunlaştırıp sahneye aktarılınca kazandı (1852). Emeğini daha çok oyun yazarlığına adayarak; aşkı, evliliği, aile değerlerini savunan; yanlış yasalarla katı göreneklere karşı çıkan; çocuklarla kadınların hak ve mutluluklarını arayan bir tutumla bir dizi sahne eseri yazdı: le Demi-Monde (Kibar Düşkünler Dünyası) 1855, la Question d’Argent (Para Sorunu) 1857, le Fils Naturel (Piç) 1858, l’Ami des Femmes (Kadınların Dostu) 1864, les İdees de Mme Aubray (Madam Aubray’ın Düşüncelleri) 1867, eserlerinin en çok oynanan ve en iyisi sayılan tek perdelik oyunu Une Visite de Noce (Bir Düğün Ziyareti) 1870, la Femme de Claude (Claude’un Eşi) 1873, l’Etrangère (Yabancı Kadın) 1876, Denise (1885), Fran-cillon (1887) vb. Yazar dostlarıyla işbirliği yaparak, bir bölümünü takma adlarla sunduğu eserleri bir yana, yaşamının da sorunları olan bazı konularda günlük yazılar yazdı, kitaplaştırdı: La Question du Divorce (Boşanma Sorunu) 1880, la Recherche de la Praternite (Babalığın Aranması) 1883 oyunlarının önsözleriyle açıklayıcı notları son derece ilginç bir derleme haline geldi: Theatre Complet (1890-1893). Öyküler yazdı: Contes et Nouvelles (Kısa ve Uzun Öyküler) 1853. Romanı da bırakmadı: le Roman d’une Femme (Bir Kadının Romanı) 1849, Antonine (1849), la Vie a Vingt Ans (Yirmi Yaşında Yaşam) 1850, l’Affaire Clemenceau (Clemenceau Davası) 1866. Toplumsal konular ve ahlak sorunları üzerinde değerli denemeleri de vardır.

Kamelyalı Kadın, yazarın oyunlaştırmasıyla (1852) önce Fransa’da, sonra bütün dünyada büyük ilgi gören, yüzyıl boyunca her ülkede sinemaya aktarılan eser, birkaç kez baleye de dönüştürüldü. Ruhça soylu olduğu halde gençliğinde düşmüş Marguerite Gauiter ile yürekten sevdiği Armand Duval’ın çıkarsız aşkı, toplumun kabul edemediği bir tutku çizgisine gelince araya aile acıları ve baba ricası girer. Marie Duplezsis adlı gerçekten yaşamış bir kadının öyküsüne dayandığı söylenen roman, Marguerite’in sevdiği erkeğin baba yalvarmalarına dayanamayarak katlandığı özveri ve aşkının ayrılığı yüzünden vereme yakalanıp öldüğünü anlatarak “yüzyılın hastalığı” diye anılan acı sona bir örnek olur.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Marc Brunel Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Marc Brunel (25 Nisan 1769 – 12 Aralık 1829)

İngiltere’de yerleşmiş Fransız asıllı bir mühendistir. Jean Charles Brunel ve Marie Victoire Lefebvre’nin oğludur. Varlıklı bir Fransız çiftçisinin oğlu olan Brunel altı yıl Fransız donanmasında bulundu. Fransız Devriminden kaçmak için 1793’de ABD’ye sığındı. Orada New York kenti baş mühendisi oldu. Brunel yüzyılın başında İngiltere’ye yerleşti ve sualtında tünel açma sorunlarının pek çoğunu çözümledi. Thames altında açtığı tünelden (1843) ilk dört ayında bir milyon yaya geçti. En büyük başarısı Thames Tünelleridir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,

Adam Smith (Kısaca Hayatı)

Adam Smith
ADAM SMITH (1723 – 1790)

Adam Smith, İskoçyalı bir iktisatçı ve yazardır. İskoçya’da Kirkcaldy kasabasında doğdu. İyi bir öğrenimden sonra çağının edebiyatçılar, bilginler çevresine girdi. Değeri çabuk anlaşıldı, daha 21 yaşındayken Glasgow Üniversitesi’ne mantık profesörü oldu, ertesi yıl ahlak felsefesi kürsüsüne getirildi.

Adam Smith’in ilk eseri “Ahlak Duyguları Teorisi“dir. (1759) Bu eserle, devrinin büyük filozofları arasına girmiştir. 1776’da yayınlanan “Milletlerin Tabiatleri, Zenginlikleri Üzerine Araştırmalar” eserlerinin en kuvvetlisi sayılır. Burada, gerçeklerin incelenmesine dayanarak, bir sonuca, teklif ettiği iktisadi ilkelere, sisteme ulaşıyordu. Adam Smith ticarette serbest rekabet, iktisatta da liberalizm yolunu tavsiye ediyordu. Ona göre servetin kaynağı çalışmadır; paranın değeri arz ve talep kanunları üzerine kurulmuştur. Bunların hiçbir şekilde zorlanmaması gerekir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Sait Faik Abasıyanık Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Sait Faik Abasıyanık; yazardır (Adapazarı 1906-İstanbul 1954). Adapazarı’nda başladığı ilk öğreniminden sonra İstanbul Erkek Lisesi’nde onuncu sınıfa kadar okudu, liseyi ilk öykülerini yazdığı Bursa’da bitirdi (1928). Önce İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde sonra babasının yükseköğrenim yapmasını istemesi üzerine kısa bir süre Lozan’da bulundu, aynı amaçla geçtiği Fransa’nın Grenoble Kenti’nde birkaç yıl yaşadı, ailesinin isteği üzerine 1935’de yurda döndü. O yıllarda Varlık dergisinde başlattığı öykücülüğünü yaşamının başlıca amacı saydı. Tümü çok kısa süren ticaret, öğretmenlik ve gazetecilik işlerinden sonra aile geliriyle geçinmeyi yeğleyerek kendisini yazılarına adadı. Son döneminde annesiyle birlikte Burgaz Adası’ndaki köşklerinde yaşadı, bir karaciğer rahatsızlığı sonucu İstanbul’da öldü.

İlk ürünlerinden başlayarak değişik bir yazarlık tutumunu sergileyen Sait Faik, gelişimli, düğümlü, sürprizli sonuca dayalı olay öyküsü yerine kişilerin yaşamlarının dram noktalarına dikkat eden, şiirli ve etkili bir anlatıma dayanan öykü biçimini yürürlüğe koydu. Adapazarı ve Bursa izlenimlerini taşıyan çocukluk anıları, Grenoble yıllarının Fransa’sı, İstanbul’da daha çok yoksul kişilerin barınağı olan kenar semtler ve ömrünün son döneminde de Burgaz balıkçıları ve adalar doğası başlıca konuları oldu. İnsanlığın doğal mutluluk hakkını savunan, emeğin gerçek karşılığını arayan, doğayla çalışmada zafer kazanmış insan çalışmasını yücelten Sait Faik, toplum kurallarının baskısı altında umutsuz ve yalnız kaldığı dönemlerde doğaya ve Burgaz balıkçılarının ilkel yaşamlarına sığındı, iyiliğe ve güzelliğe duyduğu özlemleri dile getirdi. Zaman zaman kişiliğindeki tedirgin eğilimleri bilinçaltına atılmış sapmaları, yalnızlığının yarattığı insan ve dost gereksinmelerini gerçeküstücü bir teknikle yansıttığı da oldu. 1953’te ABD’deki Mark Twain Derneği tarafından modern edebiyata hizmetlerinden ötürü onur üyeliğine seçildi Medar-ı Maişet Motörü (1944) adlı romanını Birtakım İnsanlar adıyla yeniden bastırdı (1952), bu türde Kayıp Aranıyor adlı bir ürün daha verdi (1953), şiirlerini Şimdi Sevişme Vakti (1953) kitabında topladı. Çoğunluğu öykü havası taşıyan röportajlarıyla birlikte bütün öyküleri önce şu kitaplarda toplandı: Semaver (1936), Sarnıç (1939), Şahmerdan (1940), Lüzumsuz Adam (1948), Mahalle Kahvesi (1950), Havada Bulut (1951), Kumpanya (1951), Havuz Başı (1952), Son Kuşlar (1954), Alemdağda Var Bir Yılan (1954), Az Şekerli (1954), Tüneldeki Çocuk (1955), Mahkeme Kapısı (1956).

Ölümünden sonra önce Varlık Yayınları arasında çıkan “Bütün Eserleri” ailesinin vasiyetini üstlenen Darüşşafaka Cemiyeti’nin arttırmasını kazanan Bilgi Yayınevi sürdürüyor. 1970’te çıkan 8. ciltte geniş bir kaynakça taşıyan bu dizi, yazarın kitaplarına girmemiş yazı, şiir, röportaj ve mektuplarıyla (Balıkçının Ölümü, Yaşasın Edebiyat 1977), 10. cilde ulaşmış bulunuyor: Açık Hava Oteli (1980). Kitaplarının gelirinden karşılanmak ve Sait Faik’in ölüm yıldönümlerinde (11 Mayıs) en iyi öykü kitabına verilmek üzere Darüşşafaka Cemiyeti’nin yönettiği Sait Faik Abasıyanık Öykü Armağanı bugün de yürürlüktedir. Burgaz’daki evi halka açık bir müze olarak düzenlenmiştir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Donatello Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında Eserleri

Donatello resmıDonatello; İtalyan heykelcisidir (Floransa 1386-ay.y. 1446). Çıraklığını L. Ghiberti’nin ve özellikle Nanni di Banco’nun atölyesinde geçirdi. Ghiberti ile birlikte Floransa Vaftizhanesi kapılarının ünlü bronz kabartmalarının yapımında çalıştı. Daha sonra Floransa Katedrali’nin süslenmesinde görev aldı. Bu yapının cephesi, dış duvarları ve çan kulesi için gerçekleştirdiği mermer boy heykelleri gençlik döneminin en önemli eserleridir. 1420 sonrasında bronz heykeller çalıştı, bu evrenin en önemli ürünü Davud heykelidir. (Floransa, Bargello, 1430 dolayı).

1432-1433’te Roma’da kaldı, Antik Çağ sanatını yakından inceledi ve etkisini duydu. Floransa’da Santa Croce Kilisesi için gerçekleştirdiği Meryem’e Müjde (1434) ve Katedral’in koro bölümündeki dans eden çocuk figürleri (1433-1440) bu evrenin doruk noktalarıdır. Sanatçının yaratılışındaki öteki bir evre de Padua Kenti’ ndeki çalışmalarıyla belirlenir (1443-1453). Burada İtalya erken rönesansının en büyük boyutlu eserlerinden biri olan Gattamelatdnın bronz atlı heykelini (1447) ve San Andonio Kilisesi mihrabı için kabartmalar ve heykel topluluklarını (1447-1450) gerçekleştirdi. Geç döneminin bir baş eseri ise Judith ve Holafernes bronz heykel grubudur (Floransa, Palazzo Vecchio 1455). Yeniçağın ilk çıplak heykelini (Davud), ilk atlı heykelini (Gattamelata) ve bağımsız heykel grubunu (Judith ve Holafernes) gerçekleştirdi.

Başlıca eserleri: Vaftizci Yahya (1415, Floransa, Katedral Müzesi); Aziz Georg (1416, Floransa, Or San Michele Kilisesi); Kral Herodes’in Şöleni (1427, Siena, San Giovanni Kilisesi); Zuccone (Habakkuk, 1435-1436, Florana, Katedral Müzesi); Savurgan Oğul Mucizesi (1446-1450, Padua, San Antonio Kilisesi); Maria Magdalena (1460 dolayı, Floransa.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Alfred Sisley Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Alfred Sisley; İngiliz kökenli Fransız ressamıdır. (Paris 1839-Moret-sur-Loing 1899).

1862’de Paris Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğrenim görmeye başladı. Monet ve Carto’un etkisinde resimler yaptı. 1863’te Fontainebleau yakınlarındaki Chailly-en-Biere’de ardından da Marlotte’de açık havada resim çalıştı. 1867’de Honfleru’da Bazille ile çalışmaya başladı. 1870’te Fransa-Prusya Savaşı başlayınca kısa bir süre için Londra’ya gitti. O günden sonra resim çalışmalarını temel bir uğraş olarak sürdürmeye karar verdi. Londra’ dan döndükten sonra Paris çevresindeki küçük köylerde resim yaptı. Bu resimlerinde Monet, Renoir ve Pissaro’ ya yaklaşan bir üslubu benimsedi. 1874’te izlenimciler sergisine katıldı. 1875-1879 arasında Sevres’da yaşadıktan sonra 1879 Moret yakınlarında 1882’de Moret-sur-Loing’e yerleşti ve kısa geziler dışında yaşamının sonuna kadar burada kaldı.

Öteki birçok izlenimci ressamın aksine, eleştirmenler tarafından hiç beğenilmeyen ve bir türlü yoksulluktan kurtulamayan Sisley, temelde bir manzara ressamıdır. Başlangıçta Carot’un etkisinde gri tonların egemen olduğu kar manzaraları yaptı. 1873’ten sonraki resimlerinde ise daha parlak ve canlı tonları kullandı. Öteki izlenimci ressamların aksine resimlerinde uyumlu ve yumuşak tonları yeğledi. Sanatının değeri ancak ölümünden sonra anlaşılabildi.

Başlıca eserleri: Nehirdeki Sandallar, Bougival (1873; Jeu de Paurma Müzesi, Paris), Sis (1874), Port-Marly’deki Sel Baskını (1876; Jeu de Paurme Müzesi, Paris), Marly Karda Havuz (1876), Louvencinnes’de Kar (1878; Jeu de Paume Müzesi; Paris), Mort, Loing Kıyıları (1888), Oise Kıyıları (1891; Ulusal Güzel Sanatlar Müzesi, Cezayir).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Jean Sibeluis Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Jean Sibeluis; Finlandiyalı bestecidir. (Hameenlis 1865-Helsinki/Jövenpöö 1957)

Helsinki Üniversitesi’nde hukuk öğrenimi görmeye başladıysa da eğitimini yarıda keserek kendini tümüyle müzik çalışmalarına verdi. Helsinki Konservatuvarı’nda öğrenimini sürdürdü. 1889’da Berlin’de, ardından Viyana’da çalıştı. 1891’de ülkesine döndü ve ertesi yıl Helsinki Konservatuvarı’nda müzik kuramı ve keman dersleri vermeye başladı. Aynı yıl eserlerinden oluşan ilk konseri R. Kajanus tarafından yönetildi. Bu konserde ilk kez çalınan ve bir Fin efsanesinden esinlenerek bestelediği Kullervo adlı senfonik şiirin kazandığı başarı onun döneminin en önemli Fin bestecisi olduğunu kanıtladı. 1897’de devletin sağladığı ödenek ona tüm zamanım beste çalışmalarına ayırma olanağı verdi. Dış gezilerde eserlerini başta Rusya, Almanya, İtalya ve ABD olmak üzere çeşitli ülkelerde dinletme olanağı buldu. 1899’da bestelediği I.Senfoni ve Finlandiya adlı senfonik şiirle ülkesinin en sevilen bestecisi oldu. 1903’te bestelediği Valse Triste (Hüzünlü Vals) adlı eserin kazandığı büyük başarısının ardından çalışmalarını kısa ve hafif parçalar üzerinde yoğunlaştırdı. Son eserleri 7. Senfoni, Tapoola ve Shakespeare’nin Fırtına adlı oyunu için yazdığı aynı adı taşıyan üvertürdür.

Müzik alanında Fin ulusçuluğun simgesi sayılan besteci, folklar malzemesine doğrudan el atmaksızın ülkesinin diline girerek ulusal bir müzik yaratmayı başardı. Müziğinde başlangıçta Borodin ve Gring’in, zaman zaman da Çaykovski’nin izleri görünür. Romantik müzikten açık izler taşımakta olan bu dönem 1905’e kadar sürdü. 1910′ dan sonraysa müziğinin giderek evrenselleştiği ve Bhrams’ın sanatına yaklaştığı görülür.

Başlıca eserleri: Senfoni; I. Senfoni 1899, 2. Senfoni 1901, 3. Senfoni 1907, 4. Senfoni 1911, 5. Senfoni 1915-1916 ve 1919’da yeniden gözden geçirilmiştir. 6. Senfoni 1923, 7. Senfoni 1924. Senfonik Şiir; Kullervo 1892, En Saga 1892,Finlandiya 1899, Tapiola 1925. Sahne Müziği; Pelleas et Melisande 1905. Konçerto; Re Minör Keman Konçertosu 1903-1905’te yeniden gözden geçirilmiştir. Oda Müziği; Voces İntimae (Yürekten Sesleniş) 1909, Piyano Müziği; Fa Majör Sonat 1893. Vokal Müzik (din dışı); Soprano ve Orkestra İçin Luonnotar Senfonik Şiir 1913, 100 kadar şarkı.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Ali Ulvi Ersoy Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Ali Ulvi Ersoy; karikatürcüdür (İstanbul 1924- ay. y 30 Ocak 1998).

İlk karikatürü 1939’da Çocuk Sesi dergisinde yayımlandı. Daha çok eserlerinde imza olarak kullandığı Ali Ulvi adıyla tanınır. 1941’de Cemal Nadir ile Vedat Günyol’un çıkardıkları Arkadaş dergisinde çalışmaya başladı. Bu arada Balıkesir Öğretmen Okulu’nu bitirdi (1944). Çalışmalarını daha sonra Mizah, Karikatür, Kahkaha gibi dergilerde sürdürdü. 1950’den ölümüne kadar Cumhuriyet’e günlük karikatürler çizdi. 1957-1959 arasında ABD’de bulundu; bu süre içinde ünlü kuruluşlarda afiş ve desen çizdi; karikatürleri New York Times, Look, Puncp, Esquire gibi yayım organlarında çıktı. 1950′ li yıllarda yayımlanan 41 Buçuk, Tef, Dolmuş gibi dergilere de karikatür çizdi. Sözü en aza indirerek etkiyi çizgiden alan, gözlem gücü ve buluş özgünlüğüne dayanan ilginç desenleriyle dikkat çeker.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Mütercim Asım Efendi Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Mütercim Ahmet ASIM EFENDİ (1755-1820)

Büyük lügat bilginlerimizdendir. Gaziantep’te doğdu, öğrenimini babasından ve devrinin tanınmış bilginlerinden okuyarak yaptı. Bir müddet Gaziantep’te Mahkeme Başkatipliğinde ve Divan Kaleminde bulunduktan sonra, 1790 yılında İstanbul’a geldi. Bir müddet sıkıntı çektiyse de «Burhan-ı Katı’» tercümesini Padişah III. Selim‘e sunduktan sonra hem padişah tarafından korundu, hem de yavaş yavaş tanınmaya başlandı. 1796’da müderris, 1807 de vakanüvis oldu. III. Selim‘in tahttan inmesiyle tekrar sıkıntıya düştüyse de, II. Mahmut‘un padişah olması üzerine gene mevkiler kazandı. 1810’da «Kamus» tercümesini II. Mahmut‘a sununca itibarı daha da arttı. Kamus bizzat padişahın emriyle 1814-1817 yılları arasında basılarak tamamlandı. 1813 yılında Selanik Kadılığına tayin edilen Asım Efendi, oradan dönüşte İstanbul’da Üsküdar’da öldü, Karacaahmet’e gömüldü.

Asım Efendi’nin en mühim eseri, üzerinde sekiz yıl çalıştığı «El-Okyanus-ül-Basit fi Tercemet-il-Kamus-il-Muhit» tir. Bu eser dil araştırmalarında hâlâ esaslı bir kılavuzdur. Diğer önemli bir eseri gene Farsçadan çevirdiği «Tibyan-i Nafi der Terceme-i Burhan-ı Katı’» adlı büyük lugattir.

Ayrıca, iki ciltlik II. Mahmut devrine kadar olan tarih kitabı vardır. Bunlardan başka «Terceme-i Siyer-i Halebi» (Peygamberin vasıflarına ait bir kitabın tercümesi), «Merah-ül Meali fi Şerh-il Emali» (Meşhur Arapça bir kasidenin tercümesi), «Tuhfe-i Lugat-i Arabiye» (Arapçayı kolay öğrenmek için yazdığı bir kitap) eserleri arasındadır.

Asım Efendi’nin ayrıca toplu olarak yayınlanmamış çok sayıda şiirleri varsa da kendisini şairden çok ilkin dilci, ondan sonra lügat bilgini, daha sonra da şair saymak yerinde olur.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Sabahattin Eyüboğlu Kısaca Hayatı

Sabahattin EYÜBOĞLU, yazar (Trabzon 1908-İstanbul 1973).

Öğretim üyesi yetiştirme amacıyla Avrupa’ ya gönderilen öğrenciler arasında yer aldı (1928), çeşitli Fransız üniversitelerinde dil, edebiyat, estetik öğrenimi gördü, İngiltere’ye gitti, yurda dönünce İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde doçent oldu (1933-1938); Milli Eğitim Bakanlığı’nda müfettişlik, Talim Terbiye Kurulu üyeliği, Tercüme Bürosu Başkanlığı, Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü’nde öğretmenlik (1947’ye kadar) yaptı, bir Paris gezisinden sonra müfettişliğini sürdürdü, fakültedeki derslerine döndü, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde sanat tarihi okuttu. Çeviri ve düşüncelerinden ötürü iki kez tutuklandıysa da (1963, 1971) aklandı. İlk yazılarından başlayarak (1930) deneme ve eleştiri türlerine yöneldi, kendi düşünce birikimine eklenen çok gerekli ve değerli çevirilerle de kamuoyuna ışık tuttu (Montaigne, Gonçarov, Platon, Melville, La Fontaine, Rabelais). Devlet çevirisindeki emeği TDK 1959 Çeviri Ödülü’ nü, Mavi ve Kara kitabı 1960 Ataç Armağanı’nı kazandı. Anadolu uygarlığının öncü kaynaklarını belgesel film çalışmalarıyla da değerlendirdi, (bazıları İpşiroğlu, Gökberk, Albek ile birlikte): Hitit Güneşi (1956 Berlin Film Festivali’nde ikinci), Anadolu Ormanları (1956), Surname (1959), Göreme (1959), Anadolu’da Roma Mozaikleri /1959), Anadolu Yolları (1959), Eski Antalya’nın Surları (1965), Ana Tanrıça (1966) vb.

Başlıca eserleri: Fransız Realizmi (1940), Mavi ve Kara (denemeler, 1961), Yunus Emre’ye Selam (1966);
ölümünden sonra derlenenler: Sanal Üzerine Denemeler (1974), Pir Sultan Abdal (1977), Gökyüzü Mavi Kaldı (Yaşar Kemal ile 1978), Köy Enstitüleri Üzerine (1979), Sanat Üzerine Denemeler ve Eleştiriler (1. cilt 1981; 2. cilt 1982).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Mustafa Nihat Özön Hayatı

Mustafa Nihat Özön yazar, edebiyat tarihçisidir. (İstanbul 1896-Ankara 1980).

Edebiyat Fakültesindeki öğrenimini tamamlayarak (1923) liselerde çalıştı, 1931’de atandığı GEE’de 30 yıl aralıksız edebiyat öğretmenliğini yürüterek emekli oldu. (1961). Mütareke yıllarındaki en ünlü edebiyat dergisi Dergâhın (1921-1923, 42 sayı) sorumluluğunu üstlendi, ayrıca Ankara’ da Kalem (1938-1939, 3 sayı), Ocak (1936, 36 sayı) gibi yayın organlarının örgütlenip yayımlanışında görevler aldı, incelemeler, sözlük ve edebiyat tarihi araştırmalarına bağlandı, bu alanda nice eserin çıkışlarını sağladı.

Başlıca eserleri: Liseler için yeni yöntemlere uygun ilk ders kitabı sayılan Metinlerle Muasır Türk Edebiyatı (1930), Türkçe’de Roman (1936), Namık Kemal ve İbret Gazetesi (1938), Son Asır Türk Edebiyatı Tarihi (1941), Türkçe Tabirler Sözlüğü (1954), Türk Tiyatrosu Ansiklopedisi (Baha Dürder ile, 1967), Evliya Çelebi (1978) vb.

Özellikle Tanzimat sonrası edebiyatçılarımızın eserlerinin yeni dil ve yazıyla yeniden basılıp değerlendirilmesinde büyük rol oynadı, anılarının küçük bir bölümü Milliyet Sanat Dergisi’nin sayfalarında kaldı (207, 26 Kasım 1976). Emin Özdemir’in onu konu edinen değerli ve önemli eseri 1983’de basıldı.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Albrecht Dürer Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Albrecht Dürer; Alman ressam ve gravürcü (Nürnberg 1471 – ay.y. 1528)

Macaristan’dan Nürnberg’e yerleşmiş ünlü bir kuyumcunun oğluydu. 1488′ de tahta-oyma gravürleriyle ünlü Michael Wolgemut’un yanına çırak oldu. 1490’da Colmar’da (Fransa) gravürcü Martin Schongauer’in atölyesinde çalıştı. Sonra yayımcılık merkezi Basel’e gitti, kitap için tahta baskılar hazırladı. Kuzey İtalya’ya geçip İtalyan Rönesansını inceledi. Nürnberg’e dönüp atölye açtı. İlk eserlerini oluşturan bir dizi tahta-oyma baskılar ilgi gördü, ürkütücü düş gücü ve halkın ilgisi, kiliseyi tedirgin etti. Venedik’te çalıştı. 1507’de Nürnberg’e döndü. 1512’de İmparator I. Maximilian’ın hizmetine girerek saray ressamı oldu. 1519’da imparatorun ölümüne kadar büyük boyutlu tahta-oyma gravürler ve zafer takı için desenler hazırladı. İlk İtalya gezisinden sonra 1498’de geç gotik etkisinde Apocalyps Dizisi’ni gerçekleştirdi. Ondan sonraki tek gravürlerinde Bellini ve Mantegna’nın etkisi gözlenir. Klasik sanatçıların oran anlayışına uyarak ünlü Adem ve Havva gravürünü yarattı. 1526’da yaparak Nürnberg’e armağan ettiği Dört Havari adlı resmiyle sanatında yeni bir dönemi başlattı, bu eser aynı zamanda Alman Rönesansı’nın ilk eseridir.

Başlıca eserleri: Gravürleri: Apocalypse (Vahiy, tahta-oyma dizisi, 1498; çeşitli müzelerde) Grose Passion (Büyük Acı, tahta-oyma dizi, 1498-1510)

Resimleri: Kendi Portresi 1493; Paris, Louvre); Inssbruck Manzarası (1495; Viyana, Albertina); İsa Çarmıhtan İndirildikten Sonra (1500, Münih, Alte Pinakothek); Kralların Tapınması (1511; Viyana, Kunsthistorisches Museum); Azize Anna, Meryem ve Çocuk İsa (1519; New York, Metropolitan Museum), Dört Havari; Ioannes, Pietro-Paolo, Marco (1526; Münih, Alte Pinakothek).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Antonin Dvorak Hayatı

Antonin (Anton) DVORAK (DVORJAK) Çek bestecisidir. (Prag/Nelahozevec 1841-Prag 1904).

Çocukken keman çalarken 16 yaşında Prag’da org dersleri aldı. 1860’tan sonra birçok orkestrada kemancı olarak çalışırken kendini yetiştirdi. 1875’te bestelediği Hymnus adlı kantatla dikkati çekti. 1875’te bursla Viyana’ya gitti. E. Hanclick, V.Herbeck, Brahms gibi sanatçılarla tanıştı. Brahms’ın öğütlerinden yararlanarak Wagner’in etkisinden uzaklaşıp ulusunun halk müziğine yöneldi. Amerika’da da tanınmaya ve sevilmeye başlayan Dvorak, 1892’de New York ulusal Müzik Konservatuvarı’nın yönetimine getirildi. Amerikan halk müziği Zenci ve Kızılderili folkloru üzerinde incelemeler yaptı ve 1893’te Yeni Dünyadan başlıklı senfonisini besteledi. 1895’te ülkesine dönen sanatçı Prag Konservatuvarı Müdürlüğü’ne atandı.

Başlıca eserleri: Birinci senfoni “re majör”; ikinci senfoni “re minör”, üçüncü senfoni “fa majör”, dördüncü senfoni “sol majör”, beşinci senfoni “Yeni Dünyadan”; keman ve piyano konçertoları: Karnaal Uvertürü, Üç Slav Rapsodisi, Humoresk, Slav Dansları, Altın Çıkrık adlı senfonik şiiriyle Russalka adlı opera.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Niccolo Paganini Hayatı

Niccolo Paganini ; İtalyan müzikçisidir (Cenova 1782-Nice 1840).

Çok küçük yaşta keman çalmaya başladı, önemli bir eğitim dönemi geçirmeden bütün İtalya’da yeteneğini ve üstün zekasını kabul ettirdi. 8 yaşında virtiüoz, 10 yaşında besteci, 20 yaşında ise herkesin tanıdığı bir deha olarak müzik dünyasında seçkin bir yer aldı. 1805’te Lucca Sarayı’nda birinci kemancı oldu, sonraki yıllarda İtalya ve yabancı ülkelerde konserler vermeyi sürdürdü. 1828’den sonra Viyana, Polonya, Almanya, Bohemya, Paris, Londra ve Hollanda’da çaldı ve büyük ilgi gördü. En güç, çalınması olanaksız sayılan parçaları bile daha ilk görüşte çalabilen bir yeteneğe sahipti. Gelmiş geçmiş keman virtüozlarının en büyüğü ve en önlüsü olan Paganini, sanatını solo keman için 24 capriccio (1818) ve 6 keman konçertosu ile süsledi. Ayrıca gitar dörtlüklere de besteledi. Liszt, Schumann, Brahms, Casella, Dallapiccola ve Blacher gibi ünlü besteciler onun temaları üzerine çeşitlemeler yazdılar.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Sedat Hakkı Eldem Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Sedat Hakkı Eldem; mimardır (İstanbul 1908 – ay. y. 1988).

İstanbul GSA Mimarlık Bölümü’nü birincilikle bitirdi (1928). Almanya’da Charlottenburg’ da uzmanlık eğitimi gördü. Bir süre Ankara’da İtalyan mimarı Fuilio Mongari’nin bürosunda çalıştı, daha sonra İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’ne öğretim üyesi oldu (1932). 1978’de emekliye ayrıldı.

Türk evini tanımak ve yeniden canlandırmak amacını güttü, çağcıl mimarlık tasarımları çizdi, bu çalışmalarının ürünleri Akademi yangınında yok oldu. Ulusal Mimarlık üzerinde durdu, kaybolmaya yüz tutmuş eserleri, kaynakları saptayarak bu alanda bir boşluğu doldurdu. Düşüncelerini İstanbul’un çeşitli yerlerindeki yapı ve yalılarda yansıttı. Ayrıca klasik mimarlık biçimlerini kahve ve pavyon tasarımlarında uyguladı.

İstanbul Beyazıt’ta Fen ve Edebiyat-Fakültesi (1944), Sultanahmet’te Adliye Sarayı (Emin Onat ile birlikte), Uluslararası New York Sergisi’nde Türk Pavyonu (1938-1939), Zeyrek’te Sosyal Sigortalar Külliyesi (1963-1972), Fındıklı’da Güzel Sanatlar Akademisi (M. Ali Handan ile birlikte). İstanbul Hilton Oteli (Skidmone, Owings, Merill ile birlikte) 1952, Yalova Termal Oteli (1935-1937), Beylerbeyinde Nusret Sadullah Yalısı, Yeniköy’de Cihangir Salyurtlu Köşkü, Emirgan’da Uşaklıgil Köşkü, Büyükada’da Derviş ve Okyar köşkleri, Teşvikiye’de Ağaoğlu Köşkü, İstanbul’da Akbank Genel Müdürlüğü (1970), Ankara’da Gümrük ve İnhisarlar Vekaleti (1934-1937), Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi (1947), Hindistan Büyükelçiliği (Orhan Çakmaklı ile) 1965, Pakistan Büyükelçiliği, Hollanda Büyük Elçiliği (1975-1977), Yeni Delhi ve Beyrut’ta Türkiye Büyükelçiliği (1971-1972), Mimar Sinan Üniversitesi’nin Fındıklı’daki rektörlük binası (1984) başlıca mimarlık eserleridir. Fransa (1929) ve ABD’de (1954) mimarlık alanında ödüller aldı ve 1936’da İngiltere’de Kraliyet Mimarlık Enstitüsü onur üyeliğine seçildi. 1982’de Mimarlık ve Kent Düzenleme dalında Sedat Simavi Vakfı Ödülü’nü, 1983’te Kültür ve Turizm Bakanlığı Büyük Ödülü’nü aldı.

Başlıca eserleri: Geleneksel Yapı Usulleri (1941), Türk Evi Plan Tipleri (1954), Röleve I (F. Akozan, K. Anadol ile), Röleve II (F. Akozan, K. Anadol ile), Köşk ve Kasırlar I-Il (1969-1973), Türk Mimari Eserleri (1975), Türk Bahçeleri (1976), Sa’dabad (1977), Boğaziçi Anıları-İstanbul Anıları (1979), Topkapı Sarayı (1982).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Thomas Stearns Eliot Hayatı

Thomas Stearns Eliot; ABD kökenli İngiliz şair ve yazarıdır; imzasını T. S. Eliot biçiminde kullandı (Missouri (SaintLouis 1888-Londra 1965).

Harvard’ı bitirdikten sonra Almanya’ da, Fransa’da Sorbonne’da, İngiltere/ Oxford’da okudu. 1915’te Londra’ya yerleşti; önce öğretmen, sonra banka memuru olarak geçimini sağlamak zorunda kaldı. 1917’de İmajist Şairler’in yayın organı olan The Egoist dergisinin yazı işleri müdürü yardımcısı oldu ve Fransız simgecilerinin etkisinde kalarak yazdığı ilk şirleri aynı yıl Prufrock and Other Observations (Prufrock ve Öteki Gözlemler) adı altında yayımlandı. Daha sonra, toplu denemelerini içeren kitabı The Sacred Wo-od (Kutsal Orman) 1920 ile bir süre düzyazıya yöneldiyse de, Çorak Ülke (The Waste Land) 1922 adlı en ünlü eseri onun Dryden klasikçiliğini benimsemiş bir şair olarak Elizabeth döneminin lirik üslubuna kesin dönüş yaptığını açık seçik duyurdu. Aynı yıl yayımını 17 yıl sürdüren edebiyat ve düşün dergisi The Criteion’u kurdu (1922-1939); burada Andrew Marvell (1922), Dante (1929), The Use of Poetry and the Use of Criticim (Şiirin Yazarı ve Eleştirinin Yazarı) 1933, Elizabethan Essays (Elizabeth Döneminin Denemeleri) 1934, Essays Ancient and Modern (Antik ve Modern Denemeler) 1936, The İdea of a Christian Society (Bir Hıristiyan Toplumu Düşücesi) 1939 gibi çok sayıda etkileyici edebiyat eleştirisi yazdı. Bu arada, Ash Wednesday (Küllü Çarşamba) 1930, başeseri sayılan Four Quartets (Dört Dörtlük) 1935, Katolikliği benimseyip İngiliz uyrukluğuna geçtikten sonra (1927), yayımlanan en önemli şiir çalışmalarıdır. Öte yandan, Canterbury Festivali için yazdığı manzum tragedyası Murder in the Cathedral (Katedralde Cinayet) 1935 ile çarpıcı bir oyun yazarı olarak da ünlendi. Ancak, manzum dramı The Family Reunion (Aile Toplantısı) 1939 ve The Cocktail Party (Kokteyl Parti) 1950, The Confidentaial Clerc (Sır Kâtibi) 1954, The Elder Statesman (Yaşlı Devlet Adamı) 1959 adlı manzum güldürüleri aynı başarı çizgisine ulaşamadı. 1948 Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandıktan sonra yazdığı başlıca eserleri: Poetry and Dramo (Şiir ve Tiyatro) 1951, On Poetry and Poets (Şiir ve Şairler Üzerine) 1957.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Desiderius Erasmus Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Desiderius Erasmus; Hollandalı Rönesans düşünürü, reformcu ve yazardır (Gouda 1466 ? – Basel 1536).

1483-1484’te ana babası veba salgını sonucu ölünce, üç velisinin istekleri doğrultusunda 1487’de Steyn’deki Augustinianusçu manastıra girdi. 1492’de papaz olduktan sonra Camrai piskoposunun yazmanı olarak manastırdan ayrılmasına izin verildi. 1495’te piskoposun olanağıyla Paris Üniversitesi’ne girdi. 1498’de ilahiyat bölümünü bitirdikten sonra koruyucusu Baron Mountjoy’un eşliğinde İngiltere’ye gitti. Orada John Colet ve Thomas More gibi İngiltere’ nin önde gelen hümanistleri ile tanışıp dost oldu. 1500’de Paris’e dönerek daha sonra onu dünya boyutlarında üne kavuşturacak olan Adagia’nın (Özdeyişler) ilk basımını gerçekleştirmenin ardından 1501’de Cicero’nun De Officitinin (İşgüzarlar) kendi yorum süzgecinden geçmiş bir çevirisini yayımladı. 1503’te Hollanda’ya dönüp sade dindarlığı vurgulama yoluyla kendi Hristiyanlık görüşünü belirleyen bildirimi Enchiridion Militis Christiani’yi (Hristiyan Savaşçısının Elkitabı) yazdı. Bu eseri Katolik Reformasyonu’ nun önemli bir belgesini oluşturan reformcu, 1505’te İngiltere’ye dönüp Yunanca Yeni Ahit’in çağdaş bir uyarlaması olan Latince çevirisi Novum İnstrumntum’u kaleme almaya başladı. Daha sonra İngiltere’den İtalya’ya geçerek 1506’da Torino Üniversitesi’nde ilahiyat doktoru aşamasını kazandı. 1509’da yeniden İngiltere’ye dönüp bir gülmece ve taşlama başeseri olan Deliliğe Övgü (Moriae Encomium) adlı büyük çalışmasını tamamladı. 1514’te Basel’e taşındı ve 1516’da Novum İnstrementurriun tamamlanmış basımıyla birlikte Kilise Babaları dizisinin ilk kitabı olan Jroma (1516) yayımlandı. Ardından Louvain Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak bulunurken (1517-1521) Luther’in kiliseye başkaldırdığını duyduktan sonra onunla tanışmaktan kaçmadığı gibi, yazılarının hiçbirini okumadığını da açıkladı. Bu arada, kilisenin, toplumun ve politikanın iç yüzünü sergileyip gülünç duruma düşüren ünlü öykü kitabı Colloguia Familiaria (Konuşmalar) 1518’de yayımlandı. 1521’de de Basel’e döndükten sonra Luther’i ve Lutherci görüşü alaya alan eseri De Libero Arbitrio’yu (Özgür Düşünce Üzerine) 1524 yayımladı.

Başlıca eserleri: Cyprianus (1520), Pseudo-Arnobius (Sahte Arnobius) 1522, Hilarius (1523), İrenaeus (1526), Ambrose (1527), Augustineus (1528), Chrysostom (1530), Basileos (1532), Origenus( 1536).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Honore de Balzac Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında Eserleri

Honore de Balzac; Fransız yazarıdır (Tours 1799-Paris 1850).

Tours dolaylarında memurluklar yapan babası Bernard-François Balssa (1746-1829), kâğıt üzerinde gerekenleri yerine getirerek eski bir soyluluğun adını takınmıştı: Balzac. Bu girişimini yıllar sonra pekiştirerek (1821), Fransa’da soyluluğu köklü bir geleneğe bağlayan “de” ön takısını da adına ekleyecektir. Eşiyle arasındaki 32 yıllık yaş ayrılığı, çevre uyuşmazlığı belirgin bir mutsuzluk yarattı. Bu birleşmenin ilk ürünü olan Honore; soğuk, titiz, sert tutumlu anasından sürekli yakındı. Katolik rahiplerin yönetimindeki bir yatılı okulda (1802-1813) evden uzakta yürütülen ilköğrenim yılları geldi. Balzac’ı etkileyen üçüncü yetişme değişimi, Napolyon’un yenilgisinden sonra ailesinin Paris’e gelip yerleşmesi oldu (1814 güzü). Böylece çok sevdiği kız kardeşi Laure (1802-1871), rahat ev yaşamı, Marais Mahallesi’nin sıcak çevresi, ilk gençlik yıllarına yansıyacak başkent zenginliği gözlem sınırlarının içine girdi. Romanlarında yaşatacağı geniş ufuklu ve tutkulu gençler gibi o da delikanlılığının iştahlı hevesleriyle yarına güvenle baktı.

Bu dönemde iki yıllık hukuk öğrenimini bitirerek (1816-1818), stajyer olarak çalıştığı bir iki kurumda görev aldı. Sonra kendi başına yaşamak, yazmak, edebiyatçı olmak denemesine girişti (1819). Tam bir başarısızlıkla sonuçlanan Cromwell tragedyası, felsefe özüne dayalı kısalı uzunlu deneme yazıları, 1822’den sonra birileriyle işbirliği yaparak ya da takma adlarla (Horace de Saint, Aubin, Lord R’hoone…) yayımladığı cinayet, entrika, serüven romanlarının deneyleri yanı sıra Balzac, alışveriş ve basın-yayın işine de girişti. Sonuç tam bir iflas ve 50 bin franklık borç yükü oldu. Bu borcu ömrü boyunca ödemek için çalışıp durdu. Borçluluk sorumluluğundan kurtulmak için çalışırken bu dönemde kendisine büyük destek olan Madame Laure de Berny ile buluştu. On altı yaşında evlendirilmiş ve anlaşamadığı kocasından dokuz çocuk sahibi olmuş bu dul kadın (1777-1834), Balzac’ın 1815’lerde ailesinin bulunduğu Villeparisis’de tanıdığı, sevdiği bir güzellikti. 1822′ lerde birlikte yaşamaya başladılar; böylece kendine olan güveni büyük bir sevgi ve sevecenliğin desteğiyle güçlenerek yeniden yazmaya, asıl kişiliğini bulmaya başlayan Balzac, adını taşıyan ilk roman başarısıyla ömrünün sonuna kadar sürecek büyük romancılık yolunda en büyük adımı attı: Les Chouans (Şuan’lar, 1829). Kendisini can sıkıcı maddi tedirginliklerden incelikle kurtarırken yaşamının sevgi ve duygu boşluğunu da dolduran Mademe de Berny; Balzac’ın Dilecta (Sevgili) diye andığı, varlığını Vadideki Zambak (Le Lys Dans la Vallee) 1835, adlı ünlü romanına konu yaptığı, ölümünden bir iki yıl önceye kadar (1833) saygısına sadık kaldığı, çok yararlı bir ilişkinin kahramanı oldu.

Bundan sonra başarı merdivenlerini sürekli çıktı.Hiç aksamayan bir tempoyla günde 14-16 saat çalışır (biyografi yazarları üç özelliğine dikkat çekerler: Beyaz geceliğiyle sabahlara kadar çalışması, bir gecede 40-50 kahveyle sağlanan uykusuzluğu, salon ziyaretlerindeki özenli şıklığıyla soyluluğunu gösteren bastonu…). İşte bu dönemde Balzac, ölümünden ancak birkaç ay önce evlenebileceği, yıllarca mektuplaştıktan sonra tanışabileceği, kendisine adsız bir destek olan “Yabancı Kadın”ın mektuplarıyla karşılaştı (1832); 1850’ye kadar sürecek bu ilişkinin kahramanı Polonyalı toprak sahibesi, sonradan dul kalacak olan (1842) Kontes Eveline Hanska’dır (1800-1882).Otuzundaki Kadın’ın Kahramanı (La Femme de Trente Ans) 1831. Balzac çeşitli eserlerini sonradan belirleyeceği bir plana göre ayrı ayrı dizilerde toplamaya başladı.Başlığı La Comedie Humaine (İnsanlık Komedyası) olan bu büyük çerçevenin nasıl gelişip genişlediğini, yeni yaratılarla ne şekilde zenginleştiğini eserlerinden izlemek olanağı vardır. Bu toplu eserler önce 1842-1848 arasında 17 cilt olarak yayımlandı, ölümünden önce çıkan 85 romana ulaştı. Balzac’ın son yılları, gazetecilikten kurtulmuş tam bağımsızlıkla hep romanlarına adanmakla geçti. Arada Madame Hanska ile buluşup görüşmek için yaptığı uzun geziler, güzel bir ev dayayıp döşemek uğraşıyla evlilik hazırlıkları zamanını aldı. Akademiye kabul edilmek, milletvekili olmak düşleri de umduğu olumlulukla sonuçlanmadı. Mademe Hanska ile evlendi (14 Mart 1850); ne var ki bugün admı taşıyan Fortunee Sokağı’nda özenip hazırladığı evdeki yaşamı umulmayacak kadar kısa sürdü ve 18 Ağustos 1850′ de öldü. Romanlarında çok geçen Pere-Lachaise Mezarlığı’na gömülürken onun dehasını kabul eden, Fransız Edebiyatı adına Victor Hugo ünlü konuşmasını yaptı. Çeşitli alanlara dikilmiş heykellerinden başka 1843-1847 arasında oturduğu ev (Raynouard Sok. 17) özel eşyasını ve anılarını yaşatan bir müze haline getirildi (1908).

Balzac’ı romantizmden kurtulmuş ilk gerçekçi yazar kabul eden genel görüş yaygındır. Yüze yakın romanda canlandırdığı 2.000 kadar roman kişisinin yazgılarının, zamanının Fransa’sını yansıtan en doğru ayna olduğunu savunanlar haklıdırlar. Hepsi Türkçeye (bazıları birkaç değişik imza ile) çevrilmiş en önemli eserleri ve yazılış yılları: Bilinmeyen Şaheser (Le Chef d’Oeuvre İnconnu) 1832, Vadideki Zambak (Le Lys Dans la Vallee) 1835, Mutlak Peşinde (La Recherche de l’Absolu) 1834, Otuz Yaşındaki Kadın (Le Femme de Trente Ans) 1828-1844, Tefeci Gobseck (Gobseck) 1830, Albay Chabert (le Colonel Chabert) 1832, Goriot Baba (Le Pere Goriot) 1833, Sönmüş Hayaller (Les İllusions Perdus) 1835-1843, Cesar Birotteau (1837), Eugenie Grandet (1833). İki Yeni Gelinin Hatıraları (Memoires des deux Jeunes Mariees) 1841, Nucingen Bankası (La Maisen Nucingen) 1837, Köy Hekimi (Le Medecin de Campagne) 1833, Köy Papazı (Le Cure de Village) 1837-1845, Tılsımlı Deri (La Peau de Chagrin) 1830, Cousine Bette (La Cousine Bette) 1846, Cousin Pons (le Cousin Pons) 1846 vb.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Nihat Sami Banarlı Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Nihat Sami Banarlı; edebiyat tarihçisi, yazardır (İstanbul 1907 – ay. y. 1974).

Yüksek Öğretmen Okulu’ndan sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi (1930). Edirne’de başlayan öğretmenliğini İstanbul’un (1942) çeşitli okullarında 1969’daki emekliliğine kadar aralıksız sürdürdü. Ders kitaplarıyla başladığı çalışmaları (Edebi Bilgiler, 1940), Resimli Türk Edebiyatı Tarihine dönüştükten (1948, 2. baskı, 1971-1979) sonra Metinlerle Türk Edebiyatı I-III (1951-1954) gibi az çok değişen diziler halinde basıldı. 1933 yılı ürünü olan Kızıl Çağlayan ve Bir Yuvanın Şarkısı gibi oyunlarını sürdürmedi. Dergi ve gazetelerde edebiyat sohbetleri yayımladı (Yedigün, Hürriyet, 1948-1960, Kubbealtı Akademi Mecmuası 1971), Beyatlı’nın ölümü üzerine kurulan Yahya Kemal Enstitüsü nün yöneticisi oldu, aynı adı taşıyan müzeyi kurdu, Yahya Kemal’in eserlerinin derlenmesinde gerekli olan dikkatli ve sorumlu yayımcılık görevini üstlendi. Makale ve denemelerini Türkçenin Sırları (1971) adlı kitapta topladı.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Celal Sahir Erozan Hayatı

Celal Sahir Erozan

Celal Sahir Erozan; şairdir (İstanbul 1963 -ay. y. 1935).

Hukuk öğrenimini bitirmeden Hariciye Nezareti’ne memur girdi (1903), uzun süre öğretmenlik yaptı, ticaretle uğraştı (1917-1918), 1928’den ölümüne kadar Zonguldak milletvekilliği yaptı. Çeşitli takma adlarla zamanın dergilerinde çıkan ilk şiirlerinden sonra Serveti fünun topluluğuna katıldı (1899). “Kadın ve aşk şairi” nitelemesini haklı bulan bir kabulle hep o konuları işledi, 1909’da Fecriati topluluğuna yaklaştı, bir süre sonra yalın dil ve hece ölçüsü yeğlemeleriyle Milli Edebiyat akımı içinde yer aldı. Türk Dili Tetkik Cemiyeti’nin (TDK) kuruluşuna emek verdi, genel yazmanlığını üstlendi.

Serveti Fünun dergisinde ilk şiiri 1899’da çıktı. Fecr-i Ati topluluğu dağıldıktan sonra Milli edebiyat akımı ile ilgilendi ve benimsedi. Şiirlerini, Genç Kalemler, Türk sözü, Halka doğru, Bilgi dergilerinde yayımlandı. Aşk ve kadın temalarını işledi. Önceleri aruzla yazıyordu. Sonra heceye ve serbest vezne döndü.

Başlıca eserleri:Şiir kitapları; Beyaz Gölgeler (1909), Buhran (1909), Siyah Kitap (1941). Diğer eserleri: Simon (1909), Kıraat-ı Edebiyye (1914), Müntehab Çocuk Şiirleri (1919), Mebus Namzetleri (1917)

Tanınmış şairlerimizdendir. İstanbul’da doğdu. Babası Yemen’ de vali ve kumandan olarak ölen ferik (korgeneral) İsmail Hakkı Paşa’dır. Celâl Sahir Hukuk’a devam etti; fakat bitiremedi. Annesi Fehime Nüzhet Hanım da şair olduğu için, Celâl Sahir’de şiir hayatı erken gelişti; 15 yaşında yazı yazmamaya başladı. 17 yaşında Edebiyat-ı Cedide’ nin yayın organı olan «Servet-i Fünun» da yazıları çıktı. Aruzdan sonra heceyi de deneyen şair, lise edebiyat öğretmenliklerinde bulundu; B. M. M.’nin 3. devresinde Zonguldak milletvekili oldu. Türk Dil Kurumu’ nun ilk çalışma yıllarına katıldı. İstanbul’da öldü, Bakırköy’de gömülüdür. Şiirlerinde aşırı, adeta marazi bir hassasiyet vardır.

Şiirlerini şu kitaplarda toplamıştır: «Beyaz Gölgeler» (1909), «Buhran» (1909), «Siyah Kitap» (1912), «Mebus Namzetlerim» (1919).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Yusuf Paşa Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Yusuf Paşa; (1830-1875)

Saz eserleri bestekarıdır. Saray’dan yetişmiş ve ferikliğe (orgeneralliğe) kadar yükselmiştir. Sultan Aziz’in gözde bestekarıydı. Neyzen olan bestekar Serneyzen Mehmet Sait Dede Efendi’nin oğlu ve büyük dini bestekar Serneyzen Salih Dede Efendi’nin yeğenidir. O da ailesi gibi Mevlevi idi. Babası ve amcasını, saz eserleri bestekarlığında geçmiştir. Yusuf Paşa, Osman Bey’den sonra XIX. yüzyıl Türk saz eseri bestekarlarının en büyüğüdür. Elimizdeki eserlerinin en güzelleri Muhammes Neveser Peşrevi ile Neveser Saz Semaisi’dir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

İlhan Koman Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

İlhan Koman; heykelcidir (Edirne 1921 – Stockholm 1986).

1941’de İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’ne yazıldıysa da bir yıl sonra Belling’in öğrencisi olacağı Heykel Bölümü’nü geçti. Akademiyi 1946′ da bitirdi ve Avrupa sınavını kazanarak Paris’e gitti. Jullian Akademisi’nde çalıştı (1947-1950). Yurda dönünce Heykel Bölümü’ne asistan oldu. 1959 başında Akademi’den ve Türkiye’den ayrılarak İsveç’e yerleşti. 1967’de Stockholm Uygulamalı Sanatlar Yüksekokulu’na öğretim üyesi oldu. Önceleri figüratif heykel çalışmaları yaptı. 1948’den sonra soyut anlayışa yöneldi. Malzeme olarak taş yerine giderek demiri yeğleyen sanatçı, demir çubuklar ve demir kitlelerle çalışarak çağın anlayışına koşut plastik araştırmalar yaptı. Sanatın bütün kollarına ve tekniğe karşı yoğun bir ilgi besledi. 1970 sonrası çalışmalarında geometrik biçim ve yapıların modüler örgütlenmesi üzerinde çalıştı. 1980’lerde matematik hesaplamalara ağırlık vererek Spiraller dizisini oluşturdu. Eserleri İstanbul, New York, Washington, Montevideo, Stockholm, Brüksel müzelerinde ve özel koleksiyonlarda bulunur.

Başlıca eserleri: Anıtkabir doğu kanadı kabartmaları, Ankara; Leonardo Anıtı, 1970, Stockholm, Yüksek Mimarlık Okulu Heykel No: 2, İstanbul, Resim ve Heykel Müzesi: Rölyefj ay.y. Heykel, ay.y. Yaratık, ay.y. Altın Kesit Spiral (1980), Akdeniz, 1980, İstanbul/Zincirlikuyu, Halk Sigorta Binası.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Tevfik Neyzen Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Tevfik Neyzen; şair, müzik sanatçısıdır (Bodrum 1879-İstanbul 1953).

Soyadı Kolaylı. Urla’da ney çalışını işittiği bir berber ustasından dersler alarak kişisel yeteneğini geliştirdi, aksayan öğrenimini kendi kendine gidermeye çalıştı, daha çok çaldığı neydeki ustalığıyla anılarak ün kazandı, bir süre Mısır’da yaşadı (1905-1915) Bektaşi oldu, tasavvufa ilgi duydu, Mehmet Akif Ersoy gibi sanatçıların çevrelerinde etkiler edindi, yergi ve taşlama şiirleriyle tanındı, içki alışkanlığı, sorumsuz yaşam biçimi yüzünden birçok kez hastaneye yattı. Kendine özgü yaşama biçimini sürdürdü, adı daha çok sözlü olarak yayılarak belli bir üne erişti, yergi ustası Eşref’in (1847-1912) izinde ve etkisinde onun yarım bıraktığını tamamlayan bir taşlama şairi olarak gönlünce söyledi ve yazdı.

Şiir Kitapları: Hiç (1918), Azab-ı Mukaddes (1949). “Hayatı, Hatıraları, Şiirleri” ve Neyzen Tevfik adıyla derlenen kitap Hilmi Yücebaş tarafından hazırlandı. 1983’te Mehmet Ergün’ün aym nitelikte bir derlemesi yayımlandı {Neyzen Tevfik ve Azab-ı Mukaddes).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Neyyire Neyir Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında


Neyyire Neyir; tiyatro ve sinema oyuncusudur (İstanbul 1903-ay.y. 1943).

Asıl adı: Münire Eyüp. Muhsin Ertuğrul ile evlendikten sonra Neyire Ertuğrul. Darülmalumat’ı (Kız Öğretmen Okulu) bitirdi (1921). Ardından iki yıl Amerikan Kız Koleji’nde okudu. O sıralarda çevrilecek Ateşten Gömlek filmindeki “Kezban” rolü için gazete ilanıyla oyuncu aranması üzerine Kemal Film’e başvurdu. Bedia Mu-vahhit ile birlikte Türk-Müslüman sinema oyuncusu oldu. Ertesi yıl tiyatroya başladı (Othello, 1923). Şadi Fikret ve Ertuğrul Muhsin topluluklarıyla çalıştıktan sonra Darülbedayi’ye geçti. 1.925’te Muhsin Ertuğrul ile evlendi. Birlikte SSCB’ye giderek iki yıl tiyatro araştırma ve çalışmalarında bulundular. Yaşamının sonuna kadar İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda kaldı.

Tiyatroda: Hortlaklar (1927), Kör (1930), Madame Sans-Gene (1934), Kral Lear (1937), Anna Karenina (1939), O Kadın (1940), Meşaleler (1941), Yaşadığımız Devir (1942).

Filmleri: Kız Kulesinde Bir Facia (1923), Ankara Postası (1929).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Enis Behiç Koryürek Hayatı

Enis Behiç Koryürek şairdir (İstanbul 1891-Ankara 1949).

Mülkiyeyi bitirdikten (1913) sonra dış işleri örgütüne girdi, yurt dışında diplomasi görevleri aldı, çeşitli bakanlıklardaki kademeleri geçerek Çalışma Bakanlığı Müsteşarlığına kadar yükseldi, görevdeyken öldü. Yirmi yaşlarında başlayan aruz şairliğinin ürünleri dergi izleyicilerinin dikkatini çekerken Ziya Gökalp ile Ahmet Hikmet Müftüoğlu’ nun etkisinde kaldı. Hece ölçüsünü yeğleyince “Hecenin Beş Şairi” adı verilen kümede yer aldı. Konularını ulusal tarihten alan, özgür koşuğun hece ölçüsüyle uygulamaları olan savaş ve yiğitlik şiirleri, özellikle savaş yıllarında, dikkati çekti. İlk kitabı Miras, 1927’de çıktı. 1945’den sonra, katıldığı ispiritizma toplantılarında medyumluk yaptığı sırada esinini Çedikçi Süleyman Çelebi’den aldığı duyarlıkla aruzla, dinsel, tasavvufi şiirler söyledi: Varidât-ı Süleyman (1949). Ölümünden sonra Fethi Tevetoğlu’nun emeğiyle iki kitaplık şiiri gerekli açıklamalarla bir arada basıldı: Miras ve Güneşin Ölümü (1951-1971).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Arif Hikmet Koyunoğlu Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Arif Hikmet Koyunoğlu ; mimar, öğretim üyesidir (İstanbul 1889 – ay. y. 1982).

Sanayii Nefise Mektebi (Güzel Sanatlar Akademisi) Mimarlık Bölümü’nü bitirdi (1908-1914). A. Vallaury ve G. Mongri’nin öğrencisi oldu. G. Mongeri’nin yapımını üstlendiği Saint Antoine Kilisesi’nde çalıştı. İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde görevliyken resim yaptı, fotoğraf çekti, minare alemlerini yaldızladı. Birinci Dünya Savaşı yıllarında askerlik görevini Kafkas cephesinde yaptı. Askerlik dönüşü mimarlıktan aradığı işi bulamayınca tabelacılık, fotoğrafçılıkla uğraştı. İlk Türk fotoğrafçısı olarak bir fotoğrafçı dükkanı açtı. Ankara’da Evkaf Umum Müdürlüğü Fen Kurul Mimarlığı’na atandı, bir süre sonra da özel bürosunu açtı. İlk yapılardan biri bugün yıkılmış olan 1914 tarihli Erzurum İttihat ve Terakki Kulübü’dür. Cumhuriyetin ilk yıllarında Ankara’da Etnografya Müzesi olan yapıyı neo-klasik üslupta yaptı. Türk Hava Kurumu’nun Bursa’da yapmak istediği tiyatro ve sinema yarışmasını kazandı, yapımını üstlendi (1924-1930). Milli Eğitim Bakanlığı olarak düşünülen bugünkü Gümrük ve Tekel Bakanlığı (1927), Türk Ocağı ve Çocuk Esirgeme Kurumu binalarını yaptı (1924-1930). Bunların yanı sıra Ankara’da Celal Bayar Evi (1925-1930), Çankaya’da Ruşen Eşref Ünaydın Evi (1925-1930). (1925-1930), Mithat Alan Bey Evi (1925-1930) başlıca eserleridir. Bu arada İstanbul’da Ziya Gökalp Türbesi (1925), Fatih Rıfkı Atay Evi (1925-1930), Dumlupınar Şehitleri Anıtı (1925-1930) ve Lübnan Büyük Elçiliği öteki eserleri arasındadır.

İstanbul’a yerleştikten sonra Taksim’de Gasparyan Evi, Nişantaşı ve Sultanahmet’te bazı evleri yaptı. Yapılarının hemen tümünde neo-klasik üslubunun tüm özellikleri görülür. Yapılarını süsleyen bezeme ve betonarme üzerine taş yıkma yönetimini uyguladı. Kültür Bakanlığı onur plaketi (1980). Ankara Sanat Armağanı (1981) aldı ve Mimarlar Odası tarafından onur üyeliğine seçildi.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Mithat Cemal Kuntay Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Mithat Cemal Kuntay; şair ve yazardır (İstanbul 1885-ay.y. 1956).

Vefa İdadisi’nden sonra Mekteb-i Hukuku bitirdi. Adalet Bakanlığı’nın çeşitli kademelerinde çalıştı. Uzun süre İstanbul’da noterlik yaptı. Kendisi yokken ve düzenle işleyen bu işi, uzun aramalara gereksinim gösteren araştırma, inceleme çalışmalarını fırsat verdi. Konu edindiği kişilerinin (Namık Kemal, Mehmet Akif) izinde ve etkisinde aruz ölçüsünü kullanarak epik şiirler yazdı, içinde yaşayıp yetiştiği geleneği sürdürdü. Adını her zaman yaşatacak eseri, II. Abdülhamit, İkinci Meşrutiyet ve Mütareke dönemlerini aynı kişilerin gelişim çizgilerinin dokunmasında dikkatle izleyen etkili tek romanı oldu: Üç İstanbul (1938, TV dizisi 1984) oldu. Şiirleri Türk’ün Şehnamesinden adlı tek kitapta topladı (1945).

Oyunları: Kemal (1912), 28 Kanunievvel (koşukla oyun, 1918).
Araştırma ve incelemeleri: Mehmet Akif (1939). İstiklal Şairi Mehmet Akif (1944), Namık Kemal (iki cilt, 1944, 1956), Sarıklı İhtilalci Ali Suavi (1946).

Üç İstanbul, adının belirlediği gibi roman, Abdülhamit döneminin son yıllarını, İttihat ve Terakki egemenliğindeki on yılı (1908-1918) ve Mütareke karanlığını, aynı kahramanların gelişim ya da çöküşü içinde sergilemeyi amaçlamıştır. Aslında bütün bu süreç, bir kalkınma ya da kurtuluşu değil, çürüyen, yozlaşan kentin yazgısı çizgisinde devletin yok oluşunu gösterir. Hukuk öğreniminden geçen Adnan, özel ders ilgileriyle yaklaşma fırsatını bulduğu Süheyla tarafından sevilirse de Belkıs’a tutulmuştur. Bir özgürlük fedaisi niteliğiyle Meşrutiyet ile birlikte yurda dönünce rahat geçim olanaklarına, giderek zenginliğe, üne, etkinliğe kavuşur. Belkıs ile birleşme olanağına erişirse de başka bir aşk olasılığı ikisini kesinlikle ayıracaktır. Adnan’ın ikinci evliliği, kendisini yıllarca sevdiği halde sevilmemiş olan Süheyla’nın desteğine yaslanma gereksinimi gibidir. Eksen üçgen kişilerinin (Adnan-Süheyla-Belkıs) çevresinde ise son derecede kalabalık bir yardımcı yazgılar kümesi vardır (bir kenti özetlemek göreviyle). Yönetimi, özenilmiş biçemi, kişisel canlılığı, gözlem sağlığı, olaylar renkliliğiyle bir kentle birlikte üç değişik zamanın sergilenişi.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Jean Baptiste Lamarck Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Jean Baptiste De Monet de Lamarck; Fransız doğabilimcisidir. (Picardie / Bazentin-le-Petit 1744 – Paris 1829).

Küçüklüğünden başlayarak ilgi duyduğu bitki çalışmalarını tam bir merakın titizliğine dönüştürünce ilk büyük (3 cilt) eserini kotarma olanağı buldu: Flore Française (Fransa Florası:Bitki örtüsü) 1778, bu eserin yarattığı ilgi ve Buffon’un (1707-1788) salık verişiyle Bilimler Akademisine seçildi. Jardin de Roi (Kral Bahçesi) diye anılan kuruluş Ulusal Doğal Tarihi Müzesi’ne dönüşünce (1793), zooloji dalında profesörlüğe getirildi, yaşamın evrimini kurcalamaya başladı. Bir yandan ilk ilgi alanı olan botanik birikimini zenginleştirdi: Encyclopedie Botanique et l’illustration des Genres (Botanik Ansiklopedisi ve Türlerin Resimleri, Poiret ile birlikte) 1783-1817, bir yandan daha geniş ufuklu çalışmalara yöneldi. Recherches ser les Causes de Principaux Phenomenes Physixues (Fiziksel Olayların Ana Nedenleri Üzerine Araştırmalar) 1794, Recherches sur l’Organisation Des Etres Vivants (Canlı Varlıkların Yapısı Üzerine Araştırmalar) 1802 Histoire Naturelle des Vegetaux (Bitkilerin Doğal Tarihi, 15 cilt, 1803). Hayvanbilim alanındaki çabası da çok dikkate değer birikimlere ulaştı: Philosophie Zoologique (Hayvanbilim Felsefesi, 2 cilt) 1809, Histoire Naturelle des Animaux sans Vertebres (Omurgasız Hayvanların Doğal Tarihi) 7cilt, 1815-1822. Aradan en geniş birikime kavuştuğu eseri: Systeme Analytixue des Connaissansces Positives de l’Homme (İnsanın Pozitif Bilgisinin Analitik Sistemi) 1820. Dar koşullarda yaşadı, son yıllarında gözlerini de yitirince ömür hoyu biriktirdiği özel herbaryum’unu (kurtulmuş bitki koleksiyonu) elden çıkarmak zorunda kaldı, cenazesi Bilimler Akademisi tarafından kaldırıldı.

Dönüşümcülük kuramını oluşturan Lamarck; fosiller üzerinde araştırma fırsatını bulunca yaşayan türlerle göçüp gitmiş olanlar arasındaki evrim köprüsünü kurdu, ayrıntılı sınıflandırmasını gerçekleştirdi ve bilimin getirdiği felsefe görüşünü aydınlığa çıkardı. Omurgalı, omurgasız tam sözlerini ilkin o kullandı, türlerin gelişim evrimini ilk kez o ortaya attıysa da çağının bağnaz kafaları onun bu aydınlık yorumunu yıllarca geriye itmiş oldular.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

John Locke Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

John Locke; İngiliz filozofudur (Bristol 1632-Cates 1704).

Düşüncelerinin gelişmesinde hukukçu babasının büyük etkileri oldu. 1652’de Oxford Üniversitesinde girdi, doğa bilimleri ve tıp okurken Descartes’in eserlerini de inceledi. Descartes’in düşüncelerine hayran kalmakla birlikte Descartes’in karşıtı olan iki düşünürün, Gassendi ve Hobbes’un eserlerini de inceledi. Doğabilimcisi Robert Boyle’un, deneyci tavrının ve düşüncelerinin etkisinde kaldı. Brandenburg elçilik kâtipliğinden İngiltere’ye döndükten sonra Lord Ashley ile tanıştı ve onun yanında politikaya atıldı. Lord İngiltere’den uzaklaşmak zorunda kalınca, Locke da ardından Hollanda’ya gitti ve ancak 1689’da dönebildi. Sonraki yaşamı, arkadaşlarının korumasında sürdü.

İnsan yaşamını nasıl biçimlendirmek gerekir? Locke’un temel sorunu budur. Araştırma sonundaki yargıları değişik olsa bile, genel tutumu değişik değildir. Yaşamının temelleneceği kuramsal yapıyı İnsan Anlığı Üstüne Bir Deneme adlı eserinde araştırdı. İnsan yaşamının dayanacağı bilginin kaynağı nedir, bu bilginin sınırları nereye kadar uzanır. Locke bu temel sorundan hareket ederek insan anlığını araştırmayı ele aldı. Locke, İngiliz amprisit anlayışının bir temsilcisi olarak yurttaşı Hobbes’dan gelen etkiyi sürdürdü, özellikle de tutuma ve bu tutumun 17. yüzyıla yön verecek düzeyde etki yapmış temsilcisi Descartes’a karşı çıktı. Hobbes gibi Locke’un da karşı çıktığı ilk ve en önemli kavram, Descartes’in doğuştan ideler (ideae innatae) oldu. İster Tanrı idesi olsun, ister özdeşlik ve çelişmezlik ilkeleri olsun isterse de öteki ideler olsun, bunların hepsi yaşamadan elde edilirler ve genel geçer oldukları da savunulamaz. Deney, böylece Locke öğretisinde deney bilginin en önemli öğesidir. Locke’a göre idelerin tek kaynağı vardır: Locke deneyi ikiye ayırır: Dış deney ile dış deneyden gelen etkilerin ruhta işlenirlerken oluşan durumları, etkileri duyduğumuz iç deney. İç deneyde ruh, dıştan gelen etkilerle oluşan tasavvurlardan (ideler) doğar ama daha başka olan tasavvurlara yönelir. Dış dünyada olmayan, ama ruhta o idelere bağlı olarak ortaya çıkanı bilmek, inanmak, akla vurmak, istemek, kuşkulanmak ruhta duyulunca iç deney de başlamış olur. Böylece Locke’a göre idelerin kaynağı ilkin dış deneydir, sonra da ona bağlı olarak ortaya çıkan iç deney. Bütün bilgimiz metafizik evren anlayışlarında ortaya koyulan temel dayanaklar olan töz, Tanrı, sonsuzluk, hareket, güç, uzam, zaman gibi kavramlar hem yalın idelerin, ruhun bağlayıcı aktı sonunda ortaya koyduğu birleşik idelerdir. Ruhun soyutlayıcı aktından, gerçekliği olmayan ama tasavurlardan ayırarak elde ettiğimiz “güzel”, “beyaz”, “erdem” gibi tümel kavramlar oluşur ki, bunlar yalnızca birer addırlar. Böylece Locke, tümel kavramlar anlayışında nominalizme ulaşmış olur. Locke’a göre tasavvurlar yankısını dilde bulurlar, ilreal olanı, kendi başına var olanı yansıtan nominal bir alandır, bir işaretler sistemidir. Gerçek olanı sınırlı biçimde anlatan yapay bir alandır, bir işaretler sistemidir. Gerçek olanı sınırlı biçimde anlatan yapay bir alandır. Locke deneye dayanan bir yoldan Descartes’in kesin, güvenilir, sağın bilginin ancak kendimizi bilmede bulunabilineceği sonucuna varır. Çünkü güvenilir bilgi, objesini tam olarak veren bilgidir. Böyle bilgileri de yalnızca iç deneye değgin yalın idelerden edinilebilir, insan doğru olarak ancak kendisini bilebilir. Bu anlayışı ile Locke 17. yüzyılın akılcı felsefesinin sözgelimi Spinoza’nın devamı gibidir. Buna karşın bir Aydınlanma Çağı olan 18. yüzyıl için esas olan sağlanmıştır: İnsan kendini bilerek tanıyarak yaşayacak olan insanın önünde bu tanımayı dayatacağı bir bilgisel temel bulunmaktadır.

Nominalizm ve amprizmi sistemi içinde bütünleştirmeyi çalışan Locke’un başlıca eserleri: Epistola de tolerantia (Hoşgörü Üstüne Mektuplar) 1689, Two treatises of Government (Hükümet Üstüne iki inceleme) 1690, An Essay Concerning Human Understan-ding (İnsan Anlağı Üstüne Deneme) 1690, Some Thoughts Cocerning Edu-cations (Eğitimle İlgili Bazı Düşünceler) 1693,The Reasonablenes of Chris-tianity (Hıristiyanlığın Akla Uygun Oluşu), 1695.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,

Louis Agassiz Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Louis Agassiz; İsviçre kökenli Amerikalı doğabilimcidir (İsviçre/Motier, 1807-ABD/Massachussets/Cambridge 1873).

Önce felsefe, sonra da Münih Üniversitesi’nden tıp doktoralarını aldı. Bilimsel araştırmalarını uzun süre İsviçre’de sürdürdü, 1861’den başlayarak Amerikan yurttaşlığını seçti. Harward Zooloji Müzesi’nin kuruluşunda görev aldı ve kurulduktan sonra da ilk yöneticisi oldu. İlk çalışmaları, ihtiyoloji (balık bilimi) konusunda oldu. Bu konudaki çalışmalarının ağırlığını, Brezilya’da Amazon Irmağı’nda yakaladığı örnekler oluşturur. Henüz 22 yaşındayken çalışmasını yayımladı. Daha sonraki çalışmaları, kendisi kadar ünlü olan doğabilimci Geoges Cuvier ve yine ünlü coğrafyacı olan Alexander von Humboldt’un desteğiyle Neuchatel Üniversitesi’nde doğa tarihi profesörlüğüne atanmasını sağladı Balıklardan sonra fosil yumuşakçaları inceleyerek, Etudes Critiques sur les mollusques fossiles (Fosil Yumuşakçalar Üstüne Eleştirili İncelemeler) adlı eserini yayımladı.

Ötekilerden oldukça değişik bir çalışma alanı da buzulların hareketliliği konusudur. Bu çalışmalarıyla buzulların hareketli olduğunu kanıtlamaya çalıştı. Özellikle, hayvan fosil ve sınıflandırma çalışmaları, Darwin’in kuramı için oldukça iyi kanıtlar içeriyorsa da kendisi bu kurama şiddetle karşı çıkanlar arasındaydı ve yaratan Tanrı düşüncesine inanıyordu.

Başlıca eserleri: Selecta Genera et Species Piscium (Piscum Cinslerinin Genel Seçimi) 1829; Recherches sur les Poissones Fossiles (Balık Taşılların Araştırılması Üzerine) 1833-1844; Etudes sur les glaciers (Buzulların Araştırılması) 1840, Etudes Critigues sur les Mollusques Fossiles (Yumuşakça Taşıllarının Eleştirel Araştırmaları) 1841; Contributions to the Naturel History of the United States (ABD Doğal Tarihine Katkılar) 1857-1862; Essay on Classification (Sınıflama Üzerine Makale) 1859; A Journey in Bar azil (Brezilya’ya Bir Gezi) 1868.

Ayrıca bakınız : Agassiz Gölü

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Peyami Safa Hayatı

Peyami Safa; yazardır (İstanbul 1899-ay.y. 1961).

Babası şair İsmail Safa (1867-1901) Sivas sürgünlüğünde öldüğü zaman iki yaşında yetim kaldı, yoksulluk ve hastalık içinde büyüdü, düzenli öğrenimden yoksun kaldığı için sürekli okuyarak, kendini yetiştirdi. 15 yaşında geçimini kazanmak zorunda kalınca öğretmenlik ve PTT’de memurluklar yaptı (1914-1918). Küçük bir sermayeyle Yirminci Asır adlı akşam gazetesini çıkarmaya başlayarak yeteneğine daha uygun bir alan olan basın dünyasını seçti (1919). Burada yayımlattığı “Asrın Hikâyeleri” adlı dizide çıkan başarılı örnekleriyle tanındı. Israrlı bir çalışmayla Fransızca öğrendi, bu temeli bilinçli bir çabaya dayanan verimli çalışkanlığıyla besledi, geçim sağlayacak ürünlerini sanatçı kişiliğinin eseri saymadı, annesinin adını (Server Bedia) erilleştirerek imzaladı (Server Bedi: Cingöz Recaili polis romanları dizisi), gazetecilik kalemini sürekli ilgi gören köşe yazarlığıyla (fıkracılık) ölümüne kadar canlı tuttu, romanlarının çoğunluğu ilkin tefrika olarak yine gazetelerde çıktı. Ününe değer katan ürünleri adını taşıyan romanları, öykü derlemeleri ve incelemeleridir.

Başlıcaları: Romanlar: Gençliğimiz (1922), Sözde Kızlar (1923), Şimşek (1923), Mahşer (1924), Bir Akşamdı (1924). Dokuz yaşında yakalandığı kemik vereminin uzun yıllar sürmüş hastane bakımı sırasında oluşan bir gençliğin ruh çözümlemelerine dayalı başarılı özyaşam öyküsü sayılabilecek Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1930), Fatih-Harbiye (1931), Bir Tereddüdün Romanı (1933), Matmazel Noraliya’nın Koltuğu (1949), Yalnız (1951). Önce Kültür Haftası sonra Türk Düşüncesi adlı iki de dergi çıkarıp yaşatmaya çalışan Peyami Safa, günlerin getirdiği okur meraklarına karşılıklar verirken de yararlı eser hazırlamış oldu: Türk İnkılabına Bakışlar (1938), Millet ve İnsan (1943), Sosyalizm (1961), Mistisizm (1961), Nasyonalizm (1961), Doğu-Batı Sentezi (öl. s.1963).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Sappho Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

sapphoSappho;Eski Yunanlı kadın şairdir (İÖ Midilli? 625?-ay.y. 580?).

Yaşamı üzerine yakıştırmalar, söylentiler bazı ortak kesişme noktalarında birleşir: Midilli (Lesbos) kaynaklı olduğunda, soylu ve varlıklı bir aileden yetişti. Kerkolas adı bir tüccarla evlenip Kleis adlı kızını doğurdu, politik çatışmalara girerek sürgün cezası aldığı Sicilya’daki sürgün yıllarından sonra yurduna dönüp bir edebiyat derneği kurdu. Lesboslu genç kızlara güzel sanatlar alanında yol gösterdi. Lirik ürünlerindeki coşkulu aşk çağrılarına, adlara, sevgiye konu edinilen genç kız nitelemelerine bakan sonraki sanatçılar onu bir sevici (lesbien) diye damgalar. Bir söylenti, umutsuz bir aşk yüzünden canına kıydığını ileri sürer (Ovidius-Heroides, XV). Dokuz kitaplık lirik şiirlerinden 500 ürünün günümüze geldiği söylenirse de, anlaşılabilen dize sayısı 700’ü geçmez. Aşkın bütün renklerinin, sevgi ayrılıklarının, cinsel isteklerin canlı betimlemelerini taşıyan bu örnekler, onu ilkçağın Pindaros ile birlikte adı anılan en değerli lirik sanatçıları arasına koyar. En çok kullandığı nazım biçimi, 11 heceli üç dizeden (sappho mısraı) sonra bir Adonis dizesinin (5 heceli) geldiği, adıyla anılan Sappho Kıtası’dır (bendi).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Friedrich Schelling Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Friedrich SchellingFriedrich Wilhelm Schelling; Alman felsefecisidir (Leonberg 1775-Bad Ragaz 1854).

Öğrenim gördüğü Tübingen Üniversitesi’nde filozog Hegel ve şair Hölderlin ile yakın ilişkiler kurdu, düşüncelerinden esinlendi. Bu esinle Von lch als Prinzip der Philosophie (Felsefenin İlkesi Olarak Ben Üstüne) adlı eserini yayımlattı. 1796’da tanıştığı Goethe’nin önerisiyle Jena Üniversitesi’nde görev alarak felsefe okutmaya başladı. 1803-1806 arasında Würzburg Üniversitesi’nde çalıştı. 1806’da Münih Güzel Sanatlar Akademisi sekreterliğine getirildi. 1820-1826 arasında Erlangen, 1826’dan sonra Münih Üniversitesi’nde felsefe profesörü olarak görevini sürdürdü. 1841’de Prusya Kralı IV. Friedrich’in çağrısıyla gittiği Berlin’de 1846’ya kadar dersler verdi. Bunların Philosophie der Mythologie und Offenbarung (Söylence ve Tanrısal Bildirinin Felsefesi) adı altında yayımlanması üzerine soruşturma açılınca üniversitedeki görevinden ayrıldı.

Schelling, Alman idealizminin Hegel’den sonra, ikinci büyük düşünürü sayılır. Sürekli değişme gösteren düşüncelerinde ilk tezlerinin izlerine rastlanır. Düşünce gelişmesi bakımından, birinci dönemi sayılan süre içinde felsefesinin en özgün yanını doğa ve sanat felsefeleri oluşturur. Schelling, bu dönemde, tüm doğayı ereksel bir yapı olarak anlar. Ona göre tüm doğayı bilinçsiz bir zekâ yaratmıştır. Doğayı yaratmış olan ben’in dışında bir şeydir (Fichte’de ben doğayı yaratandır). Doğayı oluşturan düşünsel bir ilkedir. Bu yaratıcı zekâ ile çeşitli evrelerden geçer, her evrede doğanın çeşitli varlıklarını oluşturur, bu arada kendisi de gelişir. Bu gelişmenin son ereği tin ve bunu taşıyan insandır. Sonraları, Hen-der, Spinoza ve Giordano Bruno’ya yönelerek ileri sürdüğü özdeşlik felsefesi öğretisine göre doğa ve tin birdir. Bizdeki ve doğadaki aynıdır. Doğa ve tinin özdeş olmaları Schelling’in doğa felsefesinin metafizik temelidir. Çeşitliliği görmek için doğadaki görünüşlere bakmak gerekir. Doğaya bakıldığında kutupluluk görülür. Kutupluluk canlılarda da görülür. Bu uyum dünya uyumunu da sağlar.

Schelling’e göre, doğada tin kendi üzerine düşünmez. Yaşamının son döneminde, Yeni Platonculuğu ve Jacop Böhme’nin gizemciliğini incelemeye koyuldu, dinsel bilincin üstünde durdu. İnsanın iyilik ve kötülük yapma konusunda özgür olduğu, mutlağın yerine daha kişisel bir Tanrı koymak gerektiği ve ancak bu Tanrı’nın doğayı, tinin alanına adım adım yükselterek ilerleme denen şeyin açıklanmasını sağlayabileceği sonucuna vardı. 184l’den sonra, Berlin Üniversitesi’nde, öğrencileri arasında Engels ve Kierkegard vardı. Engels, Mars ile birlikte, Hegelci diyalektik üstüne çalışmalar yapmaya başladığında, Schelling’in Hegel’in mantıksal varlık bilimine karşı çıkışının etkisindeydi. Schelling’in, varoluşunun bilinçten önce geldiği konusundaki görüşü de, Kierckegard ve Heidegger tarafından genişletildi.

Başlıca eserleri: Wom lch als Prinzip der Philosophie (Felsefenin İlkesi Olarak Ben üstüne) 1976, İdeen zu einer Philosophie der Natur (Bir Doğa Felsefesi Üstüne Düşünceler) 1979, Won der Weltseele (Evren Tini Üstüne) 1789. Über das Wesenm der mensehilehen Freiheit (İnsan Özgürlüğünün Özü Üstüne) 1809.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Friedrich Schiller Hayatı

Friedrich SchillerJohann Christoph Friedrich von Schiller;Alman şair ve yazardır (Marbach 1759 – Weimar 1805).

Bir cerrahın oğluydu. Württemberg dükünün önerisiyle çocuğunun hukuk ve tıp öğrenimi görmesini kabul etmek zorunda kaldı (Karlschle, Stuttgart). J.J. Rousseau‘ya hayran kaldı, büyük yazarların eserlerini okudu. İçindeki tükenmez özgürlük eğitimi, sevgi tutumuyla insanlığın en yüce değerlerini ararken şiire başladı (1782), arada ilk oyununa da çalışmak fırsatını buldu: Die Rauber (Haydutlar) 1782. Coşkulu bir seyirci kalabalığının önünde sahnelenen eser (13 Ocak) özgürlük yandaşlığı açısından geniş bir yankı yaratırken konu edinilen dük Karl Eugen’ın kızgınlığına hedef ve Schiller’in o yöreden uzaklaşmasına neden oldu. Leipzig ve Dresden’de yazarlığını sürdürdü: Kabale und Liebe (Hile ve Sevgi, oyun) 1784, Don Carlos (oyun) 1787. İki yıl sonra Jena Üniversitesine tarih konusunda öğretim üyesi oldu (1798), Fransız Devrimi’ni büyük ilgiyle izlediyse de sezgiyle düş kırıklığına uğrayacağım anlamaktan geri kalmadı. Beethoven’in bestesiyle ölümsüzleştireceği (9. Senfoni) Lied an die Frue (Sevince Övgü) şiiri de bu dönemin ürünüdür (1785). Bu dönemde sanat ve düşün adamlarıyla yakın ilişkiler kurdu (Herder, Wieland, 1794’te Goethe), kişiliğini zenginleştiren birikimler sağladı. Sağlığım tehlikeye sokan önemli bir ciğer hastalığına yakalandı (1790-1791 kışı).

Bu zaman dilimindeki başlıca eserleri: Geschichte des Dreissigjâhrigen Kriegs (Otuz Yıl Savaşı Tarihi) 3 cilt, 1791-1793; Über den Grund des Vergnügens an Tragischen Gegestanden (Trajik Nesnelerden Duyulan Zevkin Nedenleri Üzerine) 1794; Über die Tragische Kunst (Tragedya Sanatı Üzerine) 1792; Über Anmuth und Würde (İncelik ve Onur Üzerine) 1793; Briefe über die Âsthetishe Erziehung des Menschen (İnsanın Estetik Eğitimi Üzerine Mektuplar) 1795; Über naive und Sentimentalische Dichtung (Arıtılmış ve Duygusal Şiir Üzerine) 1795 vb. 1799’da Weimar’a yerleşme olanağı bulunca Goethe-Schiller ilişkisi köklü bir işbirliğine dönüştü (Horen dergisinin yayımında emek ortağı), bu dostluk ölümüne kadar sürdü. Alman edebiyatı’nı besleyecek kaynaklardan biri gelişmiş oldu (şiirde balad biçiminin oyunlaştırılması). Schiller’in (1781-1796), tarih, felsefe, estetik konularının ağır bastığı, eserler listesinden bellidir. Yazarın düşüncelerinin odak noktası “güzel” ile “iyi” kavramlarına ışık tutmak, onları bütün seçkinliğiyle açığa çıkarmak çabasıdır. Biri estetiğin, öteki ahlakın temel ilke ve amacı olan bu iki kavram, onu ömür boyu uğraştıran başlıca sorunlardır. Aradığı kavramların kaynağını sevgide (Liebe) bulan şair, insanın kendini yetiştirmesini de koşul sayan bir yöntemle sanat ve güzelliğe gereksinim duyulmasını temel bildi:

1796’da başlayıp ölümüne kadar yalnızca on yıl sürebilecek olgunluk döneminde şair, hem gençliğinin tükenmez pınarı şiire döndü, hem ona düşünce özünü ekleme çabasına girişti (Gedankenlyrik), balad biçimine özel bir önem verdi.

Bu dönemin başlıca oyunları: Wallenstein (üçlemesi) 1800, Maria Stuart-(1801), Die Braut von Messina (Messinalı Gelin) 1803, Die Jungfrau von-Orleans (Orleanslı Kız) 1801; Wilhelm Tell (1804); bu eserlerin tümü dilimize kazandırılmıştır. Sağlığında toplanan şiir kitapları: Gedichte, 2 cilt, 1800-1803. (Bütün eserleri iki yüz yıldır çeşitli basımlarda okura sunulmaktadır). Oyunlarının hemen hepsi birçok kez filme çekilip sinema sanatına da konu olmuştur.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Franz Lehar Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

franz leharFranz Lehar; Avusturyalı bestecidir (Komorno 1870-Bad İschl 1948).

12 yaşındaki Prag Konservatuvarı’na girdi. 1890’dan başlayarak uzun yıllar babası gibi askeri orkestraları yönetti. 20. yüzyıl başlarında operetlerinin kazandığı başarı üzerine yaşamını bestecilikle ve kendi eserlerini yöneterek kazanma olanağı buldu, “ikinci Viyana klasik opereti”nin ustası sayılan Lehar, başarısıyla Johann Strauss’u bile gölgede bıraktı.

En tanınmış operetleri: Die lustige Witwe (Şen Dul) 1905, Der Grafvon Luxemburg (Lüksemburg Kontu) 1909, Zigeunerliebe (Çingene Aşkı)1910, Paganini (1925), Der Zarewitsvh (Çarın Oğlu) 1927, Das Landdes Lachelns (Tebessümler Diyarı) 1929, Schön ist die Welt (Dünya Güzeldir) 1930, Giuditta (1934).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Şerif Muhittin Targan Hayatı

Şerif Muhittin TarganŞerif Muhittin Targan; bestecidir (İstanbul 1892-ay.y. 1967).

Küçük yaşta önce piyano, 14 yaşındayken de viyolonsel ve ud çalmayı öğrendi. Yükseköğrenimini Hukuk Mektebi ile Darülfünun’un Edebiyat Bölümü’nde yaptı. Birinci Dünya Savaşı patlak verince, Mekke emiri atanan babasıyla birlikte Hicaz’a gitti. Savaş sonrasında ailesinin maddi durumu bozulunca geçimlerini sağlamak için 1924’te ABD’ye gitti, New York’ta ud ve viyolonsel resitalleri verdi. 1932’de geçirdiği bir hastalıktan sonra Türkiye’ye döndü. 1934′ te Bağdat Konservatuvarı’nı kurmak üzere Irak’a gitti. 14 yıl bu ülkede kaldıktan sonra 1948’de yurda döndü. 1950’de ünlü ses sanatçısı Safiye Ayla ile evlendi. Ud üzerine yaptığı çalışmalarla bu sazı Batı sazları düzeyine getirdi.

Başlıca eserleri: Hüzzam Saz Semaisi, Ferahfeza Saz Semaisi, Uşak Saz Semaisi, Irak Saz Semaisi, Nihavent Saz Semaisi, Dügâh Saz Semaisi, Sagâh Saz Semaisi; Ud İçin: Ömrümün Son Şevki Sensin, Kanatlarım olsaydı, Çocuk Havası.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Bülent Tarcan Hayatı

Bülent TarcanBülent Tarcan; hekim, bestecidir. (İstanbul 1914-ay.y. 1991).

1931’de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne, 1932’de İstanbul Belediyesi Konservatuvarı’na girdi. Buradaki öğrenimi sırasında Cemal Reşit Rey’den armoni, A. Adnan Saygun‘dan kompozisyon, kontrpuan ve orkestrasyon dersleri aldı. 1937’de bitirdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne asistan oldu. l948’de doçentliğe, 1961’de profesörlüğe yükseldi. 1967’de aynı fakültenin Nöroşirürji Kürsüsü başkanlığını üstlendi ve bu görevden 1984’te emekliye ayrıldı. Müzik çalışmalarını 1939-1953 arasında Kadıköy Halkevi Orkestrası’nda yöneticilik ve çeşitli orkestralarda keman ve viyola çalarak sürdürdü. Aynca çeşitli gazete ve dergiler de müzik üzerine yazılar ve eleştiriler yazan besteci, eserlerinde folklor öğelerinden yararlanarak, neo-model ve çizgisel yazım tekniklerini kullandı. Eserleri SSCB, Federal Almanya, Fransa gibi ülkelerde seslendirildi.

Başlıca eserleri: Bale: Hançerli Hanım (1964), Deli Dumrul (1978), Keman Konçertosu (1971), Piyano Konçertosu (1982), Keman ve Çello İçin İkili (1961), Orkestra Süiti (1967), Sakarya (1983), Ölümsüz Mimar (1986), Parafraz (1987).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Gevheri Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

gevheriGevheri; 17. yüzyıl saz şairidir.

Hemen bütün halk sanatçıları gibi nerede ve ne zaman doğduğu bilinmiyor. Bazı araştırıcılar, Kırım hanlarından I. Selim Giray’ın İstanbul’u ziyareti (1688-1689) vesilesiyle yazdığı şiirdeki saygılı anlatıma bakarak onun da Kırımlı olabileceğini ileri sürerler. Asıl adının Mustafa değil Mehmet olduğu da son zamanlarda aydınlığa çıkan bir ayrıntıdır. Bunun dışında 1700’de ölen Mehmet Bahri Paşa’nın divan katipliğini yaptığı da biliniyor. Şiirlerindeki edadan, dili ve divan manzumlarının kolaylıkla kullanışından çıkarılan sonuç; iyi bir öğrenim görerek yüksek zümre katlarına yaklaştığı, adını kent çevrelerinde yaymayı başardığıdır. Hem aruz, hem heceyle yazan iki yanlı sanatçılardan biri de Gevheri’dir; bu yüzden çok çeşitli kaynakların saptadığı şiirleri yitirilmemiş, günümüze kadar gelebilmiştir. Şiirlerinden çıkarılan ipuçlarıyla bir yandan Şam’a ve Arabistan’a gittiği; bir yandan Rumeli sınır boylarında bulunduğu anlaşılıyor; bazı yazılı kaynaklar da bunu doğrulamaktadır. İstanbul’da bir süre yaşamış olması da gerekmektedir. Bir şiirinde Hicri 1150 tarihini anışına bakarak 1737’den sonra ölmüş olabileceği düşünülür. Eserleri klasik edebiyatın açık etki izlerini taşır. Aruzla yazdığı eserlerde bunu doğal görsek bile heceli şiirlerinde de aynı terkipli ve dolaşık dili, mazmun kalıpçılığını sürdürüşü; şehir âşıklarının melez yaratılarının belli işaretidir. Yine de saz şiirinin af ve özgün buluşlarını taşıyan bazı şiirleriyle 17. yüzyılın önde gelen saz şairleri arasında sayılır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Giotto di Bondone Hayatı

Giotto-di-BondoneGiotto di Bondone; İtalyan ressamdır. (Floransa/Colle di Vespignano 1267 ? – Floransa 1337).

Floransa’da (1280-1290) çalıştı. Daha sonra Assisi’ ye gitti. Assisi’li San Francesco’nun yaşamıyla ilgili freskolar gerçekleştirdi (1297-1299). 1300 yılında Papa’nın çağrılısı olarak Roma’ya gitti, Laterano balkonunu süsleyen freskoları yaptı. 1302-1306 arasında Padova’da çalıştı ve Enrico değli Scrovegni için başeseri sayılan Arena Kiliseciği (şapeli) freskolarını gerçekleştirdi. 1312 yıllarında Floransa’da çalıştı. Yaklaşık 1320-1325 arasında Floransa’ da Santa Croce Kilisesinin dört şapelini freskoyla resimledi. 1334’te Floransa’da yapımı süren Santa Maria del Fiore Kilisesi’nin usta ve yöneticiliğine getirildi. Giotto eserlerinde Floransa ve Roma resim geleneğinin yanı sıra Bizans sanatı, Antik Çağ, Erken Hristiyan resminin ve Fransız gotiğinin öğelerini ustaca işledi.

Başlıca eserleri: Çarmıha Gerili İsa (1295-1300; Floransa, Santa Maria Novella Kilisesi), Aziz Francesco’nun Öyküleri (1297-1299; San Francesco Kilisesi’nde 28 fresko), Arena Şapeli Freskoları (1302-1306; Padova. Anna ve Yohakim Öyküleri, Meryem Öyküleri, Meryem’e Müjde, İsa Öyküleri, Mahşer konularından oluşan 30 freskoyla Erdem ve Kötülük alegorileri freskoları), Floransa’da Ognissanti Kilisesi için Meryem (1310-1320; Floransa, Uffizi), Floransa’da Santa Croce Kilisesi Bardi ve Perizzi şapelleri freskoları (Bardi şapeli: Aziz Francesco’ nun yaşamından 6 sahne ve Kutsal İzlerin Belirmesi yaklaşık 1325; Peruzzi şapeli: Vaftizci Yahya’nın yaşamından 3’er sahne, yaklaşık 1320).

kaynak:nkfu

Etiketler, , ,

Carlo Goldoni Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Carlo GoldoniCarlo Goldoni; İtalyan yazarıdır (Venedik 1707 – Paris 1793).

Padova’da hukuk öğrenimi gördü (1732). Venedik’te ilk oyunlarını yazma fırsatını buldu, topluluklar ve oyuncularca desteklendi (1734), ilk sahne başarısını da bu kentte kazandı: Belisaria. Önceleri Venedik, daha sonra Toscana ağızlarım edebiyat düzeyinde kullanarak zaman zaman belli topluluklara bağlanarak komedi yazarlığım sürdürdü; Rimini, Pisa ve Venedik’te yaşadı, ömrünün son dönemini Paris’te geçirmek durumunda kaldı (1762). Asıl verimli dönemiyse 1740 sonrası oldu: la Donna di Garbo (Terbiyeli Kadın) 1743, İki Efendinin Uşağı (L’arlecchino die due Padroni) 1745, Antikacının Ailesi (la Famiglia dell’Antquario) 1749, l’Avvocato Veneziano (Venedikli Avukat) 1750, İl Bugiardo (Yalancı) 1750, la Bottega del Caffe (Kahvehane) 1750, Otelci Kadın (la Locardiera) 1753, Un Curioso Accidente (Garip Bir Olay) 1760 vb. Soyluları küçük düşürdüğünü gerekçe yapan yazarlarca sertlikle eleştirilen Goldoni, bir çeşit veda oyunuyla (Une delle Ultume Sere di Carnovale: Karnavalın Son Akşamlarından Biri; 1762) yurdundan ayrıldı. Son tiyatro başarısını, 1771’de Comedie-Française’de sahnelenen le Bourru Bienfaisant (İyi Yürekli Ayı) ile kazandı. Fransa’da, Devrim olayları sırasında kesilen aylığı yüzünden yoksulluk çekti, anılarını yazdı (1787). Konvansiyonun ödeneğinin verilmesi kararından bir gün sonra yalnızlık içinde öldü.

Öteki eserlerinden başlıcaları: le Smanie per la Villeggiatura (Sayfiye Merakı) 1761, le Avventure della Villeggiatura (Sayfiye Serüvenleri) 1761, İl Ventaglio (Yelpaze) 1765 vb.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Goncourt Kardeşler Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Goncourt KardeşlerGoncourt Kardeşler; Fransız yazarlarıdır, Edmond Huot de (Nancy 1822 – Seine-et-Quise / Champrosay “Alphonse Daudet’in evi” 1896), Jules Huot de (Paris 1830-ay.y. 1870).

İmparatorluk subaylarından olan babalarının vakitsiz ölümü üzerine, annelerinin gözetiminde iyi bir eğitimden geçtiler. 1850’de Paris’e yerleştiler. İki kardeş, burada 18. yüzyıl Fransa tarihini yazdılar: Histoire de la Societe Française Perıdant la Revolution (Devrim Döneminde Fransız Toplumunun Tarihi) 1854, Histoire de la Societe Française Pendant le Directoire (Direktuvar Döneminde Fransız Toplumunun Tarihi) 1855, Portraits İntimes du 18.eme Siecle (18. Yüzyıldan Tanıdık Çehreler) 1857, Histoire de Marie Antoinette (M.A.’nın Öyküsü) 1858, la Femme au 18.eme Siecle (18. Yüzyılda Kadın) 1862. Bu tarih incelemelerinin anlatı incelikleri onları roman yazmaya itti: Charles Demailly (1860), Soeur Philomene (1861), Renee Mauperin (1864), Germime Lacerteux (1865), Manette Salomon (1867), Madame Gervaisais (1869), Henriette Marechal (oyun, 1865).

Küçük kardeşinin vakitsiz ölümünden sonra daha 26 yıl yaşayan Edmond Goncourt, tekil yeteneği ve çalışmasıyla kendi eserlerini sürdürdü.
Başlıca romanları: La Fille Eliza (Sokak Kızı E.) 1877, les Freres Zamgano (Z. Kardeşler) 1878, la Faustin (1882), Cherie (Sevgili) 1884. Japon sanatını değerlendiren üç inceleme: Outawaro (1891), l’Art Japonais (Japon Sanatı) 1893, Hokusai (1896). Son dönem yalnızlığım Edmond, konağının “tavanarası” diye andığı katında her pazar toplanan sanatçı ve yazar dostlarıyla paylaştı, bir akademi ve ödül kurulmasına ilişkin düşünceler orada gelişti.

Nitekim bu dileği 1903’te gerçekleşti ve Goncourt Akademisi ve Ödülü adı altında bir edebiyat derneği kuruldu. İşlevini günümüzde de sürdürmektedir. İki kardeşin 1851’den başlayarak tuttukları günlük, çevrelerinin bütün kişileri, olayları, sorunları üzerine belgesel değer taşıdığı gibi nice öykü ve fıkra da içerir. Edmond’un bazı yerlerini atlayıp gereğince kısalttığı eser ilkin 1887’de yayımlandı. Metnin tamamı ancak 1956-1959 yıllarında basılabildi: Journal des Goncourt (Goncourt’ların Günlüğü).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Günter Grass Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Günter Grass Günter Grass; Alman yazarıdır (Danzig 1927).

Bir Polonyalı Alman aileden gelir. 1944-1945’te askere alındı, savaş tutsağı oldu. Salıverildikten bir yıl sonra Düsseldorf’ta mermercilik zanaatını öğrenmeye başladı (1947). Sanat eğilimi ağır bastı, 1949’da Düsseldorf Sanat Akademisi Heykel Bölümü’ ne yazıldı. Eğitimini 1952’den sonra Berlin’de sürdürdü. 1956-1960 arasında Paris’te heykelci, grafikçi ve yazar olarak yaşadıktan sonra Berlin’e yerleşti. 1963’te Berlin Sanat Akademisi üyeliğine seçildi. Çeşitli ülkelere konferans gezilerine çıktı. F. Almanya’nın siyasal yaşamına sosyal demokratlığın savunucusu olarak etkin biçimde katıldı, savaş sonrası Alman edebiyatının Heinric Böll’den sonra en önemli yazarı sayıldı. Yazarlık ününü 1969’da yayımladığı Teneke Trampet (Die Blechtommel) adlı romanına borçludur.

Ayrıntı yönünden zengin gerçekçiliğini, grotesk anlatımını ve keskin toplum eleştirisini Hundejahre (Berbat Yıllar) 1963, adı romanında ve öteki anlatılarında sürdürdü. Şiirler ve oyunlar da yazdı. İlk oyunları saçma (absürd) tiyatrosu doğrultusunda yazılmış kaba güldürülerdir. Die Plebejel proben den Aufstand (Plebler Ayaklanmayı Deniyor) 1966, adlı oyununda B. Brecht’in politik-estetik formüllerinin uygulanabilirliğini tartıştı.
1999 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandı.

Öteki eserlerinden bazıları: Noch Zehn Minuten bis Buffalo (On Dakika Sonra Buffalo) oyun, 1957; Katz und Maus (Kedi ve Fare) uzun öykü, 1961; Örtlich Betâubt (Bölgesel Uyuşturma) roman 1969; Theaterspiele (Oyunlar) 1970; Aus dem Tagebuch einer Schenecke (Bir Sümüklüböceğin Güncesinden) anlatı, 1972. Gesammelte Gedichte (Toplu Şiirler) 1974; Der Butt (Kalkan Balığı) roman 1977; Aufsatze zur Literatür (Edebiyat Üzerine Yazılar) 1980, Die Rattin (Dişi Fare) roman, 1986, Unkenrufe (Kurbağa Güncesi) 1992.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Joseph von Hammer-Purgstall Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Joseph von Hammer-PurgstallJoseph von Hammer-Purgstall; Avusturyalı tarihçidir (Graz 1774-Viyana 1856).

Viyana’da Doğu Dilleri Akademisi’ni bitirdi (1796). İstanbul’da Avusturya Elçiliği’nde görev yaptığı yıllarda (1799), Osmanlıcasını ilerletti. Birçok Osmanlı kentini dolaşarak çok sayıda yazma eser topladı. Napolyon’un Mısır Seferi’nde Mısır’a gitti (1802). Binbirgece Masalları’nın birçok yazmalarını da burada topladı. Aynı yıl yeniden İstanbul’a geldi. Osmanlı-Rus Savaşı sırasında (1807) Avusturya’ya döndü.

Doğu ülkeleri konusunda Saraya danışmanlık yaptı. İmparatorluk Akademisi’ne seçildi. 1835’ten sonra bütünüyle tarih çalışmalarına adandı. 1847′ de Avusturya Bilimler Akademisi’nin kuruluşunu gerçekleştirdi. Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan 1774’e kadar olan dönemini 10 cilt olarak yayımladığı Geschichte des Osmanischen Reiches (Osmanlı Devleti Tarihi) 1827-1835 adlı eseri günümüzde de birçok tarihsel araştırmaya kaynaklık etmektedir. Ata Bey’in 1913-1921 arasında Türkçeye çevirdiği bu eser henüz aşılmış sayılmaz. Ayrıca Osmanlı, İran ve Arap edebiyatından yaptığı çevirilerle başta Alman edebiyatı olmak üzere Avrupa edebiyatını da etkiledi. 1812′ de yayımladığı Hafız Divanı çevirisi Goethe‘ye Batı-Doğu Divanı’nı yazdıracak kadar etkili oldu.

Öteki eserleri: Enyzklopadische Übersicht der Wissenchfaften des Orients (Doğu Bilimlerine Ansiklopedik Bir Bakış) 1804, Die Staatsverfassung und Staatswerwaltung des Osmanichen Reiches (Osmanlı Devleti’nin Devlet Teşkilatı ve Yönetimi) 1816, Erinnerungen aus Meinem Leben 1774-1852 (Yaşamından Anılar), Geschichte der Assasinen (Haşhaşiler Tarihi) 1818, Constantinopolis und der Bosphorus (İstanbul ve Boğaziçi) 1822, Gemaldesaal Moslemischer Herrscher (Müslüman Hükümdarların Resim Galerisi) 1833-1839 vb.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Hafız Post Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

hafiz postHafız Post; Osmanlı bestecisidir (İstanbul 1630? – ay. y. 1694).

Asıl adı: Mehmet Çelebi. Genç yaşta hafız oldu; Halvetiliği benimsedi. Edebiyat, hat, müzik dersleri aldı; tamburi, hanende ve besteci olarak döneminde büyük ün kazandı. Divan-ı Hümayun’da kâtiplik yaptı. Sultan IV. Mehmet‘ ten ve Kırım Hanı İÜ. Selim Giray’dan destek gördü. Mevlana‘dan başlayarak birçok şairden bestelediği şiirler İslâm dünyasına yayıldı. Dinsel ve dindışı 1.000’i aşkın eser besteledi. Öğrencisi Itrî’den sonra 17. yüzyılın en büyük Türk bestecisi sayılır.

Günümüze ulaşabilen 10 eserinden l’i tevşih, l’i burak, 5’i beste, l’i ağır semai ve 2 yürük semaidir. Gelse o şuh meclise, maz ü tagafül eylese güfteli rast yürük semaisi en tanınmış eseridir. Ayrıca yazma bir güfte mecmuası da vardır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,