Etiket: hakkında Adam Smith hayatı

Adam Smith (Kısaca Hayatı)

Adam Smith
ADAM SMITH (1723 – 1790)

Adam Smith, İskoçyalı bir iktisatçı ve yazardır. İskoçya’da Kirkcaldy kasabasında doğdu. İyi bir öğrenimden sonra çağının edebiyatçılar, bilginler çevresine girdi. Değeri çabuk anlaşıldı, daha 21 yaşındayken Glasgow Üniversitesi’ne mantık profesörü oldu, ertesi yıl ahlak felsefesi kürsüsüne getirildi.

Adam Smith’in ilk eseri “Ahlak Duyguları Teorisi“dir. (1759) Bu eserle, devrinin büyük filozofları arasına girmiştir. 1776’da yayınlanan “Milletlerin Tabiatleri, Zenginlikleri Üzerine Araştırmalar” eserlerinin en kuvvetlisi sayılır. Burada, gerçeklerin incelenmesine dayanarak, bir sonuca, teklif ettiği iktisadi ilkelere, sisteme ulaşıyordu. Adam Smith ticarette serbest rekabet, iktisatta da liberalizm yolunu tavsiye ediyordu. Ona göre servetin kaynağı çalışmadır; paranın değeri arz ve talep kanunları üzerine kurulmuştur. Bunların hiçbir şekilde zorlanmaması gerekir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Adam Smith Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Adam_SmithAdam Smith; İskoçyalı iktisatçıdır (Edinburg/Kircoldy 1723-Edinburg 1790).

Oxford’daki öğrenimi sırasında klasik ve çağdaş felsefeyle ilgilenmeye başladı. 1746’da Glasgow Üniversitesi’ne dönerek burada bir süre tarihten İngiliz Edebiyatı’na kadar çeşitli dersler verdi. 1748’de ünlü düşünür ve iktisatçı D. Hume ile dostluk kurdu. 1751′ de Glasgow Üniversitesi’nde mantık profesörlüğüne, 1752’de de ahlâk felsefesi profesörlüğüne getirildi. 1759’da yayımladığı Theory of-Moral Sentirments (Ahlâki Duygular Kuramı) adlı eserinde insan doğasının ilkelerini tanımladı. Büyük ün kazandı ve Charles Townshend adlı bir soylunun ilgisini çekerek ondan Avrupa’ya yapacağı geziye eşlik etme önerisi aldı. 1764’te Fransa’ya gitti. Charles Townshend ile birlikte Toulouse’da kaldı. Daha sonra geçtikleri Cenevre’de Voltaire ile tanıştı. 1764-1766 arasında Paris’te kaldı. Burada elçilik sekreterliği yapmakta olan yakın dostu David Hume‘nun aracılığıyla Fransız aydınlanma döneminin önde gelen kişileriyle ilişki kurdu, Fizyokratlar diye anılan ekonomi kuramcılarının görüşlerini inceleme olanağı buldu. 1767’de Londra’ya dönüşünde, Edmund Burke, Samuel Johnson, Edward Gibbon ve Benjamin Franklin gibi düşünürlerle tanıştı. Çalışmalarını The Wealth of Nations (Ulusların Zenginliği) adlı eseri üzerinde yoğunlaştırdı (1776). Daha önce yayımlanan Theory of Moral Santimnts adlı kitabında felsefe temellerini attığı tezlerini, tarihteki etkileri bakımından toplumsal sorunlara uyguladı. toplumsal örgütlenmenin evrimini inceleyen bu evrimi ilkel avcılık, göçebe tarımcılık, derebeylik ve karışılıklı ticari bağımlılık olmak üzere dört alt aşamaya ayırdı ve bu örgütlenme aşamalarından her birinin kendi kurumlarını yarattığın ileri sürdü.

Ona göre ulusların zenginliğinin kökeninde işbölümü bulunur. Bu noktada işbölümünün bireyler arasındaki değişim eğilimiyle açıklanabileceği ilkesinden yola çıkarak değişebilir değer sorununu ortaya koydu ve ilk olarak bir malın kullanım değeriyle değişim değeri arasındaki farka dikkatleri çekti. Daha sonra bir malın değişim değerini, o malın üretilebilmesi için harcanan emek miktarıyla ölçtü. The Wealth of Nations’ da önemle üzerinde durduğu bir başka noktaysa görünmez el olarak adlandırdığı rekabettir. Bu mekanizmanın gerek fiyatların belirlenmesini, gerekse toplumsal refahın paylaşımını düzenlediğini savundu. Ona göre fiyatların doğal düzeyde tutulmasını, yani malların üretimi için yapılan giderler (kullanılan emek miktarı) düzeyinde kararlanmasını, rekabet mekanizmasını sağlamaktaydı. Öte yandan bu mekanizma, gelir bölüşümünün yani ücret, kâr ve rantın işçiler, girişimciler ve toprak sahipleri arasındaki paylaşımını da devlet müdahalesi olmaksızın düzenleyen bir piyasa sisteminin oluşmasını da gerektirmekteydi. Onun bu konudaki çözümlemelerine ulaşmak istediği amaç, yalnızca sistemin kendi kendini düzenlediğini göstermek değil. Aynı zamanda girişimcinin sürekli olarak içinde bulunduğu en yüksek kârı elde etme güdüsünün ulusal zenginliği arttıracağı ve dolayısıyla ekonomik büyümeyi sağlayacağını göstermekti. Çünkü ekonomi kuramının özünü ekonomik büyüme kuramı oluşturur ve bunun da kaynağında yatan temel öğe işbölümüdür. Ona göre, bireyler işbölümü sayesindekendi verimliliklerini artırırken, aynı zamanda toplumsal üretkenliğin artmasına da katkıda bulunurlar. İşbölümü bir yandan değiş-tokuşa yol açarken, öte yandan da bireylerin birbirlerine bağımlı duruma gelmesine yol açar. Çünkü herbirey öncelikle kendi çıkarı için üretim yapar, ancak ürettiği malla aynı zamanda bir değiş-tokuşu amaçladığından aslında öteki bireylerin çıkarlarını da tatmin eder. Bu bağlamda tüm üretim alanları için geçerli olan karşılıklı bir yarar ilişkisi ortaya çıkar. Bunun için bir üretim alanını özendirici ya da engelleyici tüm önlemler, bu doğal işleyiş yasalarına karışmadır. Bu tür bir karışma bireyi engellediği gibi, toplumsal yararın ve dolayısıyla bunun yaratacağı toplumsal refahın da azalmasına yol açacaktır.

1784’te Edinburg Kraliyet Derneği’nin üyeliğine seçilen Smith’in ekonomik görüşleri Endüstri Devrimi’nin ve devrim sonrasında ortaya çıkacak olan Klasik İktisat Okulu’nun habercisi niteliğini taşır. O güne kadar ekonomik yaşama egemen olan Merkantilist ve Fizyokrat düşünce sistemlerine karşı çıkarak dış ticareti savunması onun aynı zamanda ticaret kapitalizminden sanayi kapitalizmine geçişin ilk kuramcısı olmasına yol açtı. Onun ekonomi bilimine en önemli katkısıyla, tam rekabetin hüküm sürdüğü bir piyasada, kaynakların optimum dağılımına ilişkin ilk iktisadi analizi gerçekleştirmiş olmasıdır. Ekonomik özgürlüğü savunmasına karşın devlet müdahalesinin de gerekliliğine inanan ve devlete ayrıcalıkların korunması görevini yükleyen Smith ile birlikte ekonomi insanların güncel konuşmaları içine girdi.

Başlıca eserleri: The Theory of Moral Sentiments (Ahlaki Duygular Kuramı) 1759, An Inquiry into the Natre and a Causes of the Wealht of Nations (Ulusların Zenginliği) 1776.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,