Etiket: hakkında (Kısaca) 0

Victor Hugo Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

Victor Hugo

VICTOR HUGO (1802 – 1885)

XIX. yüzyıl Fransız yazarlarındandır. Besanuon (Besano)’da doğdu. General olan babasının görevi gereği İtalya ve İspanya’yı dolaştı.

Genç yaşta Paris’e dönerek şiirler yazmaya başladı. Harika çocuk olarak tanındı.

Kral, Hugo’nun bu başarısı üzerine ona aylık bağladı. Paris Hukuk Fakültesindeki öğrenimini yarım bırakarak bütünüyle edebiyata yöneldi. 1824’te Fransız romantiklerinin yayın organı La Muse Francaise dergisini kurdu. Romantizm akımının Fransa’da sözcülüğünü yaptı. Bir ara politikayla da uğraşan Hugo, kendisinden sonra gelen edebiyatçılar üzerinde büyük etki bıraktı.

Tanzimattan sonra edebiyatımızda özellikle Namık Kemal olmak üzere birçok yazarımız üzerinde etkisi olmuştur.

Eserlerinden bazıları şunlardır:

Şiir: Sonbahar Yaprakları, Temaşalar, Cezalar, Asırların Efsanesi.

Tiyatro: Hernani, Ruy Blas, Kral Eğleniyor.

Roman: Nötre – Dame de Paris (Nötr Dam dö Paris), Sefiller, Nötre Dame’in (Nötr Dam ın) Kamburu, Doksan Üç İhtilali, İdam Mahkumunun Son Günü, Deniz İşçileri.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Ahmet Vefik Paşa Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

Ahmet Vefik Paşaİstanbul’da doğdu. İlköğrenimini burada bitirdi. Babasının görevi nedeniyle Paris’e gitti. Ortaöğrenimini bir Fransız lisesinde yaptı. İstanbul’a dönüşünde Tercüme Odasında memuriyete başladı. Yurt içinde ve yurt dışında değişik görevlerde bulundu, sadrazamlığa kadar yükseldi.

Ahmet Vefik Paşa, bir devlet adamı olduğu kadar bir sanat adamıdır. Avrupa’da bulunduğu sırada Türkoloji (Türklük Bilimi) çalışmalarına ilgi duyarak yurda dönüşünde dil, tarih, folklor çalışmaları yaptı. Bu konularda öncü oldu.

Bursa valiliği sırasında bir tiyatro kurdu. Burada Moliere’in eserlerini sahneledi. Bu yönden tiyatro edebiyatının ve sahne yaşamının gelişmesine büyük yardımı olmuştur.

Lehçe-i Osmanî adlı bir sözlük hazırladı. Osmanlı ve İslam tarihi dışında bir Türk tarihi olduğu gerçeğinden yola çıkarak Ebu’l-gazi Bahadır Hanın Şecere-i Türkî (Türklerin Soy Kütüğü) adlı eserini Türkiye Türkçesine aktardı. Türk atasözlerini Müntehâbât-ı Durub-ı Emsal adıyla topladı.

Ahmet Vefik Paşa’ya esas ün kazandıran Moliere’den yaptığı çeviri ve uyarlamalardır. Bunların sayısı on altıdır. Uyarlamalar: Zor Nikâh, Zoraki Tabip, Tabib-i Aşk, Mera-kî, Yorgaki Dandini, Dekbâzlık vb.

Çeviriler: Savruk, Kocalar Mektebi, Kadınlar Mektebi, Okumuş Kadınlar, Tartuffe.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Hüseyin Rahmi Gürpınar Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

Hüseyin Rahmi GürpınarHÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR (1864 – 1944)

İstanbul’da doğdu. Anne annesinin eski İstanbul evlerinin tipik bir örneği olan konağında büyüdü. Mahmudiye Rüştiyesinde okudu. 1878’de Mülkiyeye girdiyse de hastalığı nedeniyle öğrenimini yarım bıraktı. Yaşamını yazılarıyla kazandı. Bir ara Kütahya milletvekili oldu.

Hüseyin Rahmi, mahalle aralarındaki kadın kavgalarını, gelin kaynana geçimsizliklerini, konak yaşamını, gizli kadın erkek ilişkilerini, batıl inançları, yüzeyde kalan batılılaşma heveslerini konu edinen romanlarıyla tanındı. Romanlarında daima gözlemden yola çıkan yazar, eski İstanbul’un günlük yaşamını okuyucuya yansıttı. Genellikle halk arasından seçtiği kişilerin konuşmalarını başarılı bir biçimde canlandırdı.

Hüseyin Rahmi, bu yönüyle edebiyatımızda realizmin ve natü-ralizmin önemli temsilcilerinden sayılmaktadır. Güldürücü üslubu ve deyimlerini ustalıkla kullanmasıyla Ahmet Mithat geleneğini sürdürmüştür. Dilinin de yalın olması onun geniş kitlelerce sevilerek okunmasını sağlamıştır. Hüseyin Rahmi yaşadığı dönemi günümüze ustalıkla taşıyan popüler yazarlarımızdan biridir.

Özellikle romanlarında çok yalın bir dil kullanan Hüseyin Rahmi Gürpınar, her dönemde, eserlerini okuyacak az veya çok okuyucu kitlesi bulmuştur.

Eserlerinden bazıları: Şık, iffet, Şıpsevdi, Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç, Mürebbiye, Tesadüf, Gulyabani, Utanmaz Adam, işkiya İninde

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , ,

Ahmet Hikmet Müftüoğlu Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

Ahmet Hikmet Müftüoğlu
AHMET HİKMET MÜFTÜOĞLU (1870 – 1927)

İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesini bitirdi. Dışişleri Bakanlığında çeşitli görevlerde bulundu. Bir ara Galatasaray Lisesinde edebiyat öğretmeni olarak çalıştı. İstanbul Üniversitesinde Alman ve Fransız edebiyatı dersleri okuttu.

İlk öyküsü Servet-i Fünûn dergisinde çıktı. Bu dönemde yazdığı yazılarında Servet-i Fünûncuların etkisi görülür.

Türkçülük ve Yeni Lisan akımını benimseyip Türk Yurdu ve Türk Derneği dergilerinde yazmaya başladıktan sonra yerli ve ulusal konuları yalın bir Türkçe ile anlattı. Millî Edebiyat Akımının gerek dil gerekse düşünce alanındaki en güçlü savunucuları arasına girdi.

Ahmet Hikmet Müftüoğlu’nun asıl değeri, Türk kültürüne ve ulusal sorunlara verdiği önemle ölçülebilir. Son eserlerinde batı taklitçiliğine karşı ince bir üslupla savaş açmıştır.

Hâristân ve Gülistan ile Çağlayanlar adlı iki öykü kitabı yayımlayan Ahmet Hikmet Müftüoğlu’nun Gönül Hanım adlı bir de romanı vardır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , ,

Ruşen Eşref Ünaydın Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

Ruşen Eşref ÜnaydınRUŞEN EŞREF ÜNAYDIN (1892 – 1959)

İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesinden sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. Çeşitli okullarda edebiyat ve Fransızca öğretmenliği yaptı. Ulusal Mü-cadele’ye katıldı. Milletvekili, elçi, büyük elçi oldu.

Edebî yazılarında başarılı olamayan yazar, görüşme yazılarında çok başarılıdır. Atatürk’le yaptığı görüşme sırasında onun beğenisini ve güvenini kazanmıştır. 1921’de Londra’ya, 1922’de de Lozan’a giden Türk temsilcilerinin basın danışmanı olarak görev yapmıştır. 1933’te cumhurbaşkanlığı genel sekreterliğine getirilen Ünaydın; Tiran, Atina, Roma, Londra gibi Avrupa başkentlerinde büyük elçilik görevlerinde bulunmuştur.

Yazarlığa çeviri ile başlayan Ruşen Eşref, peş peşe yayımladığı görüşmeleriyle tanındı. 1918 yılında yayımlanan Diyorlar ki adlı eseri, yazar ve şairlerle yapılan ilk görüşme kitabıdır. Anafar-talar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülakat da Türk basınında Atatürk’le ilgili ilk ayrıntılı görüşmedir.

Yirmiden fazla kitabı olan yazarın diğer eserlerinden birkaçı: Atatürk’ün Hastalığı, Çanakkale’de Savaşanlar Dediler ki, Geçmiş Günler, Ayrılıklar, Damla Damla, İstiklâl Yolunda dır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , ,

Tolstoy Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

tolstoyLEV TOLSTOY (1828 – 1910)

Lev Nikolayeviç Tolstoy, Moskova yakınlarında zengin bir toprak sahibinin oğlu olarak dünyaya geldi. Babası kont, annesi prensesti. Onları küçük yaşta yitirdiği için halasının yanına yerleşti. Üniversite sıralarında kendi kendini yetiştirmek için çok çalıştı. Bir ara askerlik mesleğine girdi. Sivastopol Savaşı’na katıldı. Askerlikten ayrılarak Almanya, İngiltere, Fransa, İsviçre, İtalya gibi ülkeleri dolaştı. Buralarda gördükleri, düşüncelerinin olgunlaşmasını sağladı. Rusya’ya döndükten sonra ölünceye kadar babadan kalma topraklar üzerindeki malikânesinde edebiyatla uğraştı.

Tolstoy, realizm akımının tanınmış isimlerindendir. Rus toplumunda soylular ve aydınların yaşam biçimlerini, değer yargılarında meydana gelen değişmeleri gözleme dayalı olarak anlatır.

Jean Jacques Rouseau (Jan Jak Ruso)’nun etkisinde kaldı. Romanlarında dinî, ahlaki konulara yer verdi, ele aldığı kişilerin portrelerini başarılı bir biçimde canlandırdı.

Harp ve Sulh (Savaş ve Barış), Anna Karanina, İvan İlyiç’in Ölümü, Karanlığın Kudreti, Ölümden Sonra Dirilme, Hacı Murat başlıca romanlarıdır.

Yaşayan Ölü ve Karanlığın Kudreti ise tiyatro türünde verdiği eserlerden ikisidir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , ,

John Keats Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

John Keats

John Keats (31 Ekim 1795, Moorgate, Londra Şehri, Birleşik Krallık – 23 Şubat 1821, Roma, İtalya)

İngiliz edebiyatının en tanınmış romantik şairlerindendir. Fakir bir ailenin oğlu idi. Dört yaşındayken Yunan mitolojisine karşı büyük bir ilgi duymaya başlamıştı. Annesi de ölünce, doktor olmak üzere bir cerrahın yanına girdi. Beş yıl cerrahın yanında çalıştıktan sonra «hekim» unvanını aldıysa da John Keats daha çok edebiyatla uğraştı. İlk şiir kitabını 1817’de yayınladı, ikinci şiir kitabını da bir yıl sonra tamamladı. Aynı yıl İskoçya’ nın göller bölgesinde yürüyerek yaptığı bir gezi, genç şairin zaten bozuk olan sıhhatinin adamakıllı bozulmasına yol açtı. John Keats daha sonra vereme yakalandı. İlk şiirleri çok tenkide uğramıştı. Genç şair, bu tenkidlere pek aldırmadıysa da arkadaşı tanınmış şair Shelley, hassas ruhlu arkadaşının bu tenkidlere pek üzüldüğünü ve bu yüzden de sıhhatinin bozulduğunu ileri sürerek eleştirmecilerle savaşmaya başladı.

John Keats, 1820’de son olarak üçüncü şiir kitabını da yayınladı. Bu kitabı tamamladıktan sonra hastalığı adamakıllı arttığı için fazla çalışamadı. Havası iyi gelir ümidiyle Roma’ya gitti, kısa zaman sonra orada öldü.

John Keats, güzelliklere tapan, onlarda mutlaka bir şehvet duygusu arayan garip yaradılışlı bir şairdi. Kırlarda gezmeye çıktığı zamanlar, doğanın hiçbir güzelliği gözünden kaçmazdı. «Güzel bir şey, ebediyen neşe verir» mısrası ile, güzelliğe karşı beslediği sevginin büyüklüğünü göstermişti. En güzel şiirleri övgüleridir. John Keats, lirik bir şairdi, Viktoria devrinin şairleri onun eserlerinin etkisi altında kalmışlardır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Koca Yusuf Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

Koca Yusuf

KOCA YUSUF (? – 1898)

Tanınmış pehlivanlarımızdandır. Deliorman Türklerindendi, dedeleri de pehlivandı. O günlerin en ünlü pehlivanlarından Kel İsmail’in yanında yetişti. İstanbul’daki başarılarından sonra, bir Fransız menejerinin yardımı ile, Paris’e gitti, orada devrin en ünlü Fransız güreşçisi Bouchet ile güreşti.

Bundan sonra Kara Yusuf’a Yeni Dünya kapısı açıldı. Ünlü pehlivan Amerika’da yaptığı güreşlerde de rakiplerini yendi. Artık bütün dünyaca tanınmıştı.

Kara Yusuf, New York’tan yurdumuza dönerken, «Lusitania» transatlantiğinin batması üzerine, Atlas Okyanusu’nun sularında boğuldu.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,

Kuyucu Murat Paşa Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

Kuyucu Murat Paşa
KUYUCU MURAT PAŞA ( 1535? – 1611)

Ünlü Osmanlı vezirlerden biridir. 1560’tan 1565’e kadar Yemen Beylerbeyi (genel valisi) Mahmut Paşa’nın kethüdası (başyaveri) oldu. Aynı yıl rütbesi sancakbeyliğine (tümgeneralliğe) yükseltilerek Mısır’da bir valiliğe atandı. 1576’da Yemen işlerindeki bilgisi dolayısı ile beylerbeylik (orgenerallik) rütbesiyle bu eyalete genel vali oldu.

Çeşitli görevlerden sonra 1603’te Rumeli Beylerbeyi oldu. Gene o yıl 4. vezir rütbesiyle «kubbe-nişîn» (devlet bakanı), 1606’da «Engürûs Serdârı» (Almanya cephesi başkomutanı) oldu; Zitvatorok Barış Antlaşmasını sağlayarak uzun süren Türk Alman Savaşı’ na son verdi.

Ünlü Budin Beylerbeyi (Macaristan genel valisi) Kâdızade Alî Paşa, Murat Paşa’nın damadı idi. Çok nüfuz kazanan Kuyucu Murat Paşa, 1606’da I. Ahmet tarafından vezir-i âzamlığa (başbakanlığa) getirildi.

Kuyucu Murat Paşa’nın asıl ünü, Anadolu’ da «Celâlî İsyanları» denen ayaklanmaları bastırmasıdır. Bunun için bir hayli kan dökmüştür. Celâlîler, Türk devlet adamlarının bazıları tarafından şiddetle tutuldukları, düzenli orduları olduğu için, onları ezmek hem güç, hem de, yeni isyanlara yol açacağı için, nazik, tehlikeli bir meseleydi.

5 yıl iktidarda kalan Murat Paşa, 80 yaşına yakın ölmüştür. O sırada İran savaşına son vermek üzere hazırlıklar yapıyordu. Vezneciler’deki sarayının karşısında yaptırmış olduğu medresenin yanındaki türbeye gömülmüştür.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , ,

Lala Mehmet Paşa Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

LÂLA MEHMET PAŞA (?- 21 Haziran 1606)

Tanınmış Osmanlı sadrazamlarındandır. Sokollu Mehmet Paşa’nın akrabasındandır. Enderun’da yetişti. Saraydan çıkınca çeşitli komutanlıklara atandı; hepsinde başarı gösterdi.

1596 başında rütbesi vezirliğe (mareşalliğe) yükseltildi. Haçova Meydan Savaşı‘nda sağ cenaha komuta etmiştir. 1602’de Arşidük Mathias’ın komutasındaki Almanlar’ı yenmesi üzerine, Almanya cephesi başkomutanı oldu. 3. vezir iken, ölen Yavuz Ali Paşa’nın yerine 1604’te veziriâzamlığa (başbakanlığa) getirildi.

Budin (Budapeşte) ile Viyana arasındaki en önemli kale olan Estergon’u geri alan Lâla Mehmet Paşa, 1605’te Budapeşte dışındaki Rakos (Rakoş) sahrasında Türklerin Erdel (Transilvanya) voyvodası Prens Istvan Bocskay (İştvan Boçkay)’a «kral» unvanını verdi, taç giydirdi. Paşa’nın huzurunda, bütün ordunun katılması ile yapılan törende yeni kral, tac giydikten sonra, Lâla Mehmet Paşa’nın önünde diz çöktü, iki kere elini öpüp teşekkür etti.

Slovakya’nın önemli bölümünü de aldıktan sonra İstanbul’a dönen Lâla Mehmet Paşa, İran seferine çıkmak üzereyken, 1606’da Üsküdar’daki karargâhında öldü, Eyüp’te Sokollu Türbesi’ne gömüldü.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Franz Lehar Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

Franz Lehar

Franz Lehar (30 Nisan 1870, Komárom, Macaristan – 24 Ekim 1948, Bad Ischl, Avusturya)

Tanınmış Macar operet bestecisidir. Komarom (Komarno) da doğdu 1882’den 1888’e kadar Prag Konservatuvarı’nda okudu, 1889’dan sonra Viyana’ya yerleşti.

İlk opereti «Wiener Frauen» (Viyanalı Kadınlar), beğenilince Lehar hayatını operet besteleyerek kazanabileceğine inandı, başka hiçbir işle meşgul olmadı. Bir operası, birkaç da orkestra eseri varsa da, ona asıl ün kazandıran eserleri operetleridir. Lehar’ın en çok beğenilen opereti de «Die Lustige Witwe» (Şen Dul) opereti olmuştur. Bu eser, dünyanın her yanında zaman zaman sahneye konur. Operetin çeşitli parçaları, bu arada valsler, klâsik hafif müzik parçaları arasına girmiştir, küçük orkestralar bunları sık sık çalarlar.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , ,

John Locke Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

John Locke

John Locke (29 Ağustos 1632, Wrington, Birleşik Krallık – 28 Ekim 1704, High Laver, Birleşik Krallık)

Ünlü bir İngiliz filozofu, XVIII. yüzyılın en Önemli düşünürlerinden biridir. Düşünce hürlüğünü, eylemlerimizi akla göre düzenlemek anlayışını en geniş ölçüde yayan ilk düşünür olduğu için Avrupa’daki «Aydınlanma ve Akıl Çağı» nın gerçek kurucusu olarak kabul edilir.

John Locke, Bristol yakınlarında, Wrington’da doğdu. Babası küçük bir toprak sahibiydi, ibadette sadelik is-tiyen Püriten mezhebinin koyu bir tarafçı-sıydı. Locke’un daha sonra ileri sürdüğü öğrenim kuramlarında babasının büyük etkisi sezilir. Locke, yüksek öğrenimini Oxford Universitesi’nde yaptı, en çok tabiat bilimleriyle tıp okudu. Hayata atıldıktan sonra hem yazar, hem de siyaset adamı olarak çalıştı. Önce Brandenburg Dükalığı’nda İngiliz elçiliği kâtibi olarak bulundu. İngiltere’ye döndükten sonra da 8 yıl Shaftbury adında bir İngiliz aristokratının yanında özel hekimlik yaptı. 1683’te Shaftsbury’nin Holânda’ya kaçmak zorunda kalması üzerine Locke da, İngiltere’den ayrıldı. Ancak 1689’da, İkinci İngiliz Devrimi başarı kazanınca İngiltere’ye dönebildi.

Locke, bütün eserlerinde gelenek ve otoritenin her çeşidinden kurtulmak gerektiğini, insan hayatına ancak aklın kılavuzluk edebileceğini ileri sürer. Bu düşünceleriyle, liberalizmin, tabiî din anlayışının, rasyonel (akılcı) pedagojinin öncüsü olmuştur. En önemli eserleri «An Essay Concerning Human Un-derstanding» (İnsanın Anlayış Gücü Üzerine Bir Deneme), «Some Thoughts Concerning Education» (Eğitimle İlgili Bazı Düşünceler)dir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , , , , ,

Pierre Loti Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

Pierre Loti

Pierre Loti (14 Ocak 1850, Rochefort, Fransa – 10 Haziran 1923, Hendaye, Fransa)

Türk dostu olarak tanınmış bir Fransız romancısıdır. Asıl adı Julien Viaud’dur. Rochefort kasabasında çok denizci yetiştirmiş bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Kendisi de denizci olmak istedi, ama bu, daha çok, denizciliği değil, yalnızlığı, seyahati, doğayı sevdiğindendi. Bir savaş gemisinde güverte subayı olarak, dünyanın hemen bütün denizlerini gezdi. İlkel ülkelere karşı büyük bir hayranlık duyuyordu. Tahiti, Senegal, kendini dünyaya yeni kabul ettirmiş olan Japonya, o devrin İstanbul’u, Haliç’i Loti’yi çeken diyarlar oldu. Gördüğü yerlerle ilgili, şiir dolu romanlar yazdı. «İzlanda Balıkçısında kuzey hayatını, «Ramunço»da Bask ahalisini, «Bir Sipahinin Romanı»nda Afrika’yı, «Raarhu»da Tahiti’yi, «Madame Chrysantheme»de Çin ve Japon yaşayışını canlandırdı.

Pierre Loti’nin, İslâm ülkelerine karşı büyük bir eğilimi vardı. İstanbul’da, II. Abdülhamit devrinde yaşadığı gizli bir aşk macerasını, büsbütün acılaştırarak, «Aziyade» (Azade) ormanında canlandırdı. Haliç’in, İstanbul’un o devirde yabancılara hayli esrarlı görünen harem hayatı hakkında anlattığı hikâyeler kendi memleketinde de çok ilgiyle karşılandı. Pierre Loti «Vers Ispahan» (İsfahan’a Doğru), «Les Desenchantes» (Kırgınlar) adlı eserlerinde Doğu ülkelerinin büyüsünü dilediği gibi yaşattı. İstanbul’a birkaç defa geldi. Millî Mücadele’de Türkiye’yi kuvvetle destekledi. Hayatını, günlük notlar halinde yazıyordu. Sağlığında bunun iki cildini yayınladı. Ölümünden sonra, vasiyetine uyularak, Saint-Pierre d’Oleron’da atalarının bahçesinde, taş dikilmeden, toprağın tâ derinlerine gömüldü.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Louis-Philippe Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

Louis-Philippe

LOUIS-PHILIPPE (6 Ekim 1773, Paris, Fransa – 26 Ağustos 1850, Esher, Birleşik Krallık)

Fransız kralıdır. Capet-Bourbon hanedanının Orleans denen kolundandır. Bu koldan olan Prens Philippe (1747-1793), Fransız İhtilâli’nde, İhtilâlcilerle birleşip XVI. Louis’nin yerine kral olmak istemiş, onu yıkmak için elinden geleni yapmışsa da, kafasını giyotinden kurtaramamıştır.

Kral Louis-Philippe, bu prensin oğludur. Paris’te Palais Royal’de doğdu. 1830’da Bourbonlar iktidardan düşüp mutlak krallık son bulunca, meşruti kral (Fransızlar Kralı) oldu. 1848 İhtilali ile II. Cumhuriyet ilan edilinceye kadar, 18 yıl, gerçek bir meşruti hükümdar gibi saltanat sürdü. İhtilalden sonra İngiltere’ye gitti, 2 yıl sonra orada öldü.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , ,

Douglas MacArthur Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

Douglas MacArthur
Douglas MacArthur (26 Ocak 1880, Little Rock, Arkansas, ABD – 5 Nisan 1964, Washington, DC, ABD)

İkinci Dünya Savaşı’nın en ünlü komutanlarından bir Amerikalı generaldir. Arkansas eyaletinde, Little Rock’ta doğdu. Arthur MacArthur adlı ünlü bir Amerikan askerinin oğluydu, küçüklüğü askeri bir çevrede geçmiş olduğundan daha bu yaşlarda askerliğe karşı yakın bir ilgi duymuştu. Harp Akademisi’nden 1903’te birincilikle mezun oldu. I. Dünya Savaşı’nda Fransa’da, 1919’a kadar işgal ordusu ile Almanya’da önemli komutanlıklarda bulundu. 1922’de Filipinler’deki Amerikan tümeni komutanı oldu. 1930’da general rütbesi ile kurmay başkanlığına getirildi. Amerika tarihindeki en genç generaldi. 1934’te Filipinler’deki savunma teşkilatının başkanlığına getirildi.

1941’de Uzak Doğu meselesinin tehlikeli bir durum alması üzerine o zamanki Amerikan Başkanı Roosevelt, MacArthur’u Uzak Doğu’daki bütün Amerikan askeri kuvvetlerinin komutanı yaptı. Bu görevi sırasında elde ettiği üstün başarıdan sonra da, 1945’te Batı Büyük Okyanus kuvvetleri komutanlığına getirildi. Aynı yıl Tokyo’da askeri üssünü kurdu. Japonya’daki askeri idarenin tek başkanı durumuna girerek devlet idaresi, eğitim, endüstri alanlarında birçok yenilikler yaptı. Çalışkanlığı ve disiplini sayesinde kısa zamanda Japon halkının, İmparator Hirohito’nun saygısını kazandı.

1950’de Kuzey Kore komünist birlikleri, Güney Kore’yi işgal etmeye başlayınca, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşmiş Milletler adına, komünistler’le çarpışmak üzere bir ordu hazırladı, MacArthur’u Birleşmiş Milletler Komutanı olarak bu ordunun başına getirdi. Bu görevi sırasında MacArthur’un hazırladığı plânlar, Birleşmiş Milletler’in tutumuna uymadığı için, Amerikan Başkanı Truman kendisini görevinden geri aldı.

Yurdundan 14 yıl ayrı kaldıktan sonra Amerika’ya dönen MacArthur, dünyada pek az kimseye yapılmış büyük bir sevgi, hayranlık gösterileriyle karşılandı. MacArthur, Kongre’nin toplantısında görüşlerini açıklayan, mesleğine veda ederek son verdiği unutulmaz bir konuşma yapmıştır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , ,

Maurice Maeterlinck Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

Maurice MaeterlinckMaurice Maeterlinck (29 Ağustos 1862, Gent, Belçika – 6 Mayıs 1949, Nice, Fransa)

Ünlü bir Belçikalı yazardır. Gand şehrinde doğdu. Ciddi bir öğrenim gördü. Bilim edebiyat, psikoloji ile uğraştı. Sonra Paris’e yerleşti. Fransız sembolist şairleriyle fikir birliği yaptı. Hele 1890’dan sonra sembolistler üzerine geniş ölçüde etkisi oldu. Bir yandan makaleler, bir yandan deneme olmak üzere bilim eserleri, bir yandan piyes yazıyordu. Sonunda daha çok piyesleriyle ün kazandı.

Maurice Maeterlinck’in fikirleri şöyle özetlenebilir: Bilim, yalnız aklın, bilginin öğrettikleridir; varlığımızın, bütün varlıkların özünü anlatmaya yetmez. O bilinmez, asıl, kesin gerçeği anlayabilmek için sezginin yol göstericiliğine ihtiyaç vardır. Bilimin verilerini yol gösterici olarak kullanıp, özü bilinmeyeni mistisizm yolu ile elde edebiliriz. İnsanın ödevi de bunu denemek, her şeyin gerçeğini anlamaya çalışmaktır.

Maurice Maeterlinck 1911’de Nobel Ödülünü kazanmıştır. En ünlü piyesleri «Monna Vauna» ile «Mavi Kuş»tur. Derin araştırmalara dayanan «Arıların Hayatı» ile «Karıncaların Hayatı» da bu konularda yazılmış en güzel eserlerdir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , ,

John Dalton Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

John Dalton

John Dalton (6 Eylül 1766, Eaglesfield, Birleşik Krallık – 27 Temmuz 1844, Manchester, Birleşik Krallık)

Bir İngiliz kimyacısı ve fizikçisidir. Atom üzerindeki çalışmaları ile, XIX. yüzyıl atom teorisine kesin şeklini vermiştir.

John Dalton İngiltere’nin kuzeybatısında, Eaglesfield’de doğdu. Hayata öğretmenlikle başladı. Kazancı yetersiz olduğundan bir yandan da çiftçilikle uğraşıyordu. Matematik alanındaki çalışmalarını uzak bir akrabasının maddî yardımı sayesinde yürütebiliyordu. 12 yıl öğretmenlik yaptı. Bu sırada, kör bir filozof olan Gough’un yardımı ile meteorolojik gözlemler yapmaya başladı. Kendi yaptığı araçlarla çalışarak, 57 yıl içinde iki yüz bin gözlem yaptı.

John Dalton 1793’te «Renk görüşüyle ilgili olağanüstü gerçekler» hakkında bir yazı yazarak sonradan «Daltonizm» diye anılan renk körlüğünü ve bunun özelliklerini anlattı. 1803’te «Gazların su ve diğer sıvılar tarafından emilmesi» konusunda yazdığı yazısı ile de, fizikte Dalton Kanunu diye anılan «Kısmi basınç kanunları» nı yayınladı.

Dalton’un gazların ve atmosferin fiziksel özellikleri üzerindeki çalışmaları onun atom yapısı ile ilgilenmesine yol açtı. Bu çalışmalarının sonunda atomların birleşerek elemanları, elemanların da birleşerek molekülleri meydana getirdiği esasına dayanan atom teorisine vardı.

John Dalton 78 yaşında Manchester’de öldü; burada bir heykeli dikildi. Çok kıymetli olan eserlerinin çoğu Manchester’in II. Dünya Savaşı’nda bombalanması sırasında kaybolmuştur.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , ,

Katip Çelebi Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

Katip ÇelebiKÂTİP ÇELEBİ (1609 – 1657)

Asıl adı Mustafa’dır. Özel hocalardan ders alarak yetişmiş ve 14 yaşındayken Anadolu Muhasebesi kalemine çırak olarak girmiştir. Pek çok sefere katılmış ve dönemin bilginlerinin derslerine devam etmiştir. Latinceden çeviriler de yapan Kâtip Çelebi, özellikle tarih ve coğrafyayla ilgili önemli çalışmalar yapmıştır. 1657 yılının sonlarında İstanbul’da vefat eden Kâtip Çelebi, eserlerini bilimsel bir yöntemle hazırlamış ve bu alanda bir örnek tutum sergilemiştir. Örneğin “Keşfü’z – Zünûn” adlı eserinde 15 bine yakın kitap ve yazarı hakkında bilgi vermektedir. Bu eser batılıların da ilgisini çekmiş, batı dillerine çevrilmiştir. Yine “Cihannümâ” adlı eserinde çeşitli ülkelerin tarih ve coğrafyası hakkında ayrıntılı bilgiler bulabiliyoruz.

Döneminin sanatlı üslûbundan ayrı olarak eserlerini yalın bir dille yazan Kâtip Çelebi, dönemindeki pek çok toplumsal konu hakkında da önemli saptamalarda bulunmuştur.

Cihannümâ, Fezleke, Keşfü’z – Zünûn gibi eserleri dünyaca tanınmaktadır. Kâtip Çelebi’nin, tarih, coğrafya, din ve bilimle ilgili pek çok eseri bulunmaktadır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , ,

Nef’i Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

Nef'iNEF’Î (1572 ? – 1635)

Asıl adı Ömer’dir. Erzurum’a bağlı Hasankale’dendir. Doğum yılı kesin olarak bilinmeyen Nef’î, Arapça ve Farsçayı iyi bilmektedir. Nef’î’nin 1603’ten sonra İstanbul’a geldiği ve kısa zamanda padişah ile devletin ileri gelenlerinin dikkatlerini çektiği de kaynaklarda kayıtlıdır. Özellikle hicviyeleri ile ünlü olan şairin, kasidelerinde fahriye bölümlerine çok fazla yer vermesi klasik Türk edebiyatında bir yenilik sayılmaktadır.

Taşkın bir yaratılışa sahip olan Nef’î, şiirlerinde ahenge önem vermiştir. Ancak şair, özellikle kasidelerinde tamlamalı bir dil kullanmıştır. Hicivlerinde zaman zaman taşkınlığa varan söyleyişlere yer veren Nef’î birkaç kez memuriyetten uzaklaştırılmış; bir defa da Edirne’ye sürgün gönderilmiştir. IV. Murat’ın yasaklamasına rağmen hiciv söylemekten vazgeçmemesi ve Sadrazam Bayram Paşayı da hicvetmesi üzerine öldürülmüştür. Şairin Türkçe ve Farsça olmak üzere iki divanı ile hicivlerini topladığı Sihâm-ı Kaza adlı bir eseri bulunmaktadır.

Nef’î, kendisinden sonra gelen pek çok şair üzerinde etkili olmuştur.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Şafii Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

Şafiî

Fıkıh mezhepleri arasında anne ve babası Arap olan tek mezhep imamı olarak bilinmektedir. İmamu Azam vefat ettiği yıl dünyaya gelmiştir, imamu Azamın talebelerinin öğrencisi olmuş ve derin dini bilgisi, örnek ahlâki yaşantısıyla o da, o dönemde her kesin takdirini kazanan üstün şahsiyetlerden olmuştur.

Kur’an ve Hadis kaynaklarına dayalı verdiği fetvaları ile ibadet ve muamelat hususlarında, Müslümanların önemli bir kısmı ona tabi olmuştur. Fıkıh Metodolojisi hakkındaki Risâlesi, Şafii Mezhebinin esaslarını oluşturmaktadır. İmamu Şafii Hazretleri, imamu Azam’ın kabrini ziyarete gittiği zaman, ona olan derin saygısından dolayı kendi fetvasına göre değil, imamu Azam’ın fetvasına göre ibadetlerini yaptığı rivayet edilmiştir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , ,

Francis Bacon Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

Francis Bacon

Francis Bacon (22 Ocak 1561, Strand, Londra, Birleşik Krallık – 9 Nisan 1626, Highgate, Birleşik Krallık)

İngiltere’nin tanınmış fikir adamlarından biridir. Felsefeye olan merakı çok genç yaşlarda başlamıştı, on üç yaşında Cambridge’ deki Trinity kolejine gönderildi. Fakat öğretim plânını yetersiz bulduğundan üç yıl sonra okuldan ayrıldı, İngiliz Elçisinin himayesinde Fransa’ya giderek politika kültürü ve devlet idaresi alanlarında öğrenimine devam etti. Bu konulardaki incelemelerini, «Of the State of Europe» (Avrupa’nın Durumuna Dair) adlı eserinde toplamıştır. Bacon, 1579’da, babasının ölümü üzerine İngiltere’ye döndü. Orada, malî durumunun yetersizliğinden dolayı, ilmî çalışmalarına devam edemedi, hukukla uğraşmaya başladı.

Bu arada İngiliz asillerinden Essex, Ba-con’a Turckenham malikânesini vermişti. Bir müddet sonra Essex bîr suikast suçu ile yargılanırken Bacon, kendisine yapılan iyiliği gözönünde bulundurmaksızın, onun aleyhinde çalıştı. Bu olaydan dolayı büyük şair Pope, Bacon için, «İnsanoğlunun en zekîsi, en akıllısı, en kötüsü» demiştir.

Bacon, 1590’da Kıraliçe I. Elizabeth’in konseyine katıldı. Middlessex Parlâmentosu üyeliğine seçildi. 1603’te Şövalye unvanını kazandı, dâvavekilliğine getirildi. İki yıl sonra ela Lord unvanını aldı.

Bacon, hayat seviyesinin yükselmesiyle başlıyan israftan dolayı bir müddet sonra büyük borçlara girmiş, hediye mahiyetinde rüşvet almaya -başlamıştı. Bir şikâyet üzerine mahkemeye verildi. Böylece, değerli filozofun adına ilk leke sürülmüş oluyordu, âacon, hapis ve para cezalarına çarptırılarak işinden çıkarıldı. Kısa bir süre sonra cezası affedildiyse de, iş hayatındaki bu sarsıntıdan dolayı Bacon, vaktini ilmî araştırmalara, edebiyata hasretti.

Bilimsel sonuçların ancak deneyle elde edilebileceğini ileri süren Bacon, soruşturmada modern «tümevarım» metodunun kurucularından sayılır.

Özellikle felsefe alanında parlamış olan bu fikir adamının en önemli eseri 1597 yılında basılan «Essays» (Denemeler) dir. Diğerleri : «The Advancement of Learning» (Öğrenimin Gelişmesi); «Novum Organum»; «History of the Reign of Henry VII.» (VII. Henry Devri Tarihi) dir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,

Roger Bacon Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

Roger BaconRoger BACON (1214, Ilchester, Birleşik Krallık – 1292, Oxford, Birleşik Krallık)

Ünlü bir İngiliz rahibi ve filozofudur, Gözlemin ve deneyin bilimin temeli olduğunu düşünerek birçok araştırmalar yapmış, bu arada büyüteci icat etmişti. Oxford Üniversitesi’nde okumuş, Paris Universitesi’nde ilâhiyat doktorası yapmıştır.

Devrinin din ve bilim adamlarından çok ileri görüşlü olan Roger Bacon, aynı zamanda fizik, kimya ve astronomi konuları ile de ilgilenmiştir. Yazdığı yazılarda, gemilerin, gelecekte bir kişinin yönetmesiyle gidebileceğini, arabaların at koşulmadan büyük bir hızla yürüyebileceğini, insanların, kullandıkları kanatlı makinelerle uçabileceklerini anlatmıştır.

Çok kere yazıları ve öğretimi din ileri gelenlerince yasak edilmişti, nihayet «Şeytanla işbirliği yapıyor» diye hapis cezasına çarptırıldı.

Bacon, IV. Clenlent’in papalığı devrinde, bir müddet için de olsa, papanın ileri fikirli olması ve cesaret vermesi sayesinde, düşüncelerini bir kitapta toplamak fırsatını buldu. AAeslektaşlarının kıskançlığına, araçların yetersizliğine rağmen Bacon, on sekiz ayda üç büyük eser yayınladı. Bunlar, «Opus Majus», «Opus Minus» ve «Opus Tertium» dur.

Papa Clement’in ölümünden sonra Roger Bacon, onu çekemeyenler tarafından Paris’e gönderilip hapsedildi. On yıl kadar orada kaldıktan sonra, bazı İngiliz asillerinin yardımı ile affedildi, Oxford’a dönmesine müsaade edildi.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , ,

Demirci Mehmet Efe Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

Demirci Mehmet EfeDEMİRCİ MEHMET EFE (1885 – 1959)

Kurtuluş Savaşı’nın başlarında çok büyük yararlılıkları ile tanınmış efelerdendir. Nazilli’nin Pirebeyli köyünde dünyaya geldi. Babası köyün demircisi olduğundan, kendisine de «Demirci» denildi.

Birinci Dünya Savaşı’nda, İzmir’de askerlik ederken, bir Ermeni subayın kendisini tokatlamasına tahammül edemiyerek isyan edip dağa çıktığı söylenir. Kısa bir zamanda 200 kişilik bir çete kurmayı başaran Demirci Mehmet Efe, Aydın, Denizli ve Ödemiş dolaylarında eşkiyalıkta ün saldı. Yunanlıların İzmir’e çıkmaları üzerine, silâhını yurt savunmasında kullanmaya karar verdi.

1919 temmuzunun ilk haftasında, adamları ile birlikte, Umurlu ile Aydın arasındaki bir bölüğe katıldı. O cephede gösterdiği yararlıklardan dolayı kendisine «Aydın Cephesi Kuva-yi Milliye Kumandanı» unvanı verildi. Demirci Mehmet Efe düşmana karşı olduğu gibi Konya, Bolu ve Düzce isyanlarının; Balıkesir’deki Anzavur isyanının bastırılmasında da yardımlarda bulundu. 1920 yılı sonlarında çeteciliğin kaldırılarak yurt savunmasının yalnız muntazam ordu kuvvetleriyle yapılmasına karar verilince, Demirci Mehmet Efe, Çerkez Ethem’in yaptığını yapmadı, bu karar kendi aleyhine olmasına rağmen, yurtseverliğini gösterdi, köyüne dönüp sakin bir hayat yaşadı.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,

Léo Delibes Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

Leo Delibes

Léo Delibes (21 Şubat 1836, La Flèche, Fransa – 16 Ocak 1891, Paris, Fransa)

Tanınmış bir Fransız bestecisidir. Öğrenimini Paris Konservatuvarı’nda yapmıştır. Besteciliğe 19 yaşında operetlerle başladı, sonraları bale süitleriyle tanındı. Bu alanda kendisine ilk büyük başarıyı, zarif mizahı, tatlı melodileri ve parlak çalgı düzeniyle «Coppelia» sağladı.

Delibes diğer süiti «Sylvia» ile yeni bir üslûbun yaratıcısı oldu. Operaları, bazı sahne eserleri, şarkıları da vardır. Başlıca eserleri şunlardır: Operaları: «Le Roi l’a dit» (Kral Söyledi, 1873); «Lakme» ( 1883). Bale süitleri: «Coppelia» ( 1870); «Sylvia» (1876); Victor Hugo’nun «Le Roi s’amuse» (Kral Eğleniyor) adlı piyesi için sahne müziği (1882).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Theodore Roosevelt Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

Theodore Roosevelt (27 Ekim 1858, Manhattan, New York, ABD – 6 Ocak 1919, Cove Neck, New York, ABD)

Amerika Birleşik Devletleri’nîn 26. cumhurbaşkanıdır. Hollanda kökenlidir, kendisinden 31 yıl sonra başkan olan Franklin D. Roosevet’le kardeş çocuğu olur. Daha başkan olmadan önce atlet, yazar, avcı olarak, Küba Savaşı’nda da Theodore «Rough Riders» (Zorlu Biniciler) denilen milislerin önderi olarak ün kazanmış bulunuyordu. Theodore Roosevelt New York’ta doğdu, Harvard Universitesi’nde okudu, genç yaşta siyaset hayatına atıldı, kötülüklerle savaşmaya başladı. Bu arada, idare makamlarındaki rüşvetçilikle, halk yararını düşünmeyenlerle amansız bir savaşmaya girişti.

Bir ara, siyasetten uzaklaşarak, Batı bölgesinde bir çiftliğe çekildi. 1898’de Başkan McKinley onu Bahriye Bakanı yardımcılığına getirdi. Roosevelt daha hareketli bir hayat istiyordu. O sırada çıkan Küba Savaşı’na «Rough Riders» milisinin başında katıldı. Bu savaştan dönüşünde New York valisi oldu, daha sonra da Cumhuriyetçi Parti’den Başkan yardımcısı seçildi. 1901’de McKinley öldürülünce, onun yerine Başkan oldu. 1904’te ikinci defa başkanlığa seçildi.

Theodore Roosevelt parolası «doğruluk» olan bir devlet adamı olarak tanınmıştır. İki devre süren başkanlığı ( 1901-1909) sırasında iç siyasette «korkusuz ve arkasız» bir idare kurmaya çalışmış, bunun yanı sıra dış siyasette de Amerika’ya itibar kazandırmıştır. Panama Kanalı Theodore Roosevelt zamanında açılmıştır. 1905 Rus-Japon Savaşı’nda arabuluculuk ettiği için 1906 Nobel Barış Ödülü Theodore Roosevelt’e verilmiştir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,

Mahmut Şevket Paşa Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

Mahmut Şevket PaşaMAHMUT ŞEVKET PAŞA (1856 – 1913)

Tanınmış bir Türk askeri ve devlet adamıdır. Bağdat’ta doğdu. Babası valiydi. 1882’de kurmay yüzbaşı olarak Mekteb-i Erkân-ı Harbîye’den (Harb Akademisinden) çıktı. Almanya ve Fransa’ya görevle gönderildi. 1905’te birinciferik (orgeneral) oldu. II. Abdülhamit’in sadık a-damlarından sayılıyordu. Kosova genel valisi, 1908’de III. Ordu Komutanı oldu.

«Hareket Ordusu» adı verilen kuvvetler 31 Mart olayına müdahale etmek üzere İstanbul’a hareket edince, Selanik’teki ordu merkezinden gelen Mahmut Şevket Paşa, bu kuvvetlerin başına geçti. Daha sonra Harbiye nazırı oldu. Tutumu diktatörceydi. İtalyan ve Balkan savaşlarında hiçbir varlık gösteremedi. İttihatçılar, Babıâli baskını ile hükümeti ellerine geçirince, Mahmut Şevket Paşa’yı sadrazam yaptılar. 14 haziran 1913’te Mahmut Şevket Paşa, şimdi üniversite olan, Beyazıt’ taki Harbiye Nezareti binasından Babıâli’ye, yani başbakanlığa giderken yolda otomobiline sıkılan kurşunlarla öldürüldü (bu otomobil şimdi Askerî Müze’dedir). Suikast konusu üzerinde çok tartışılmış, birçok noktaları hâlâ karanlık kalmıştır. Böyle bir fırsat gözetleyen İttihatçılar, bu vesileyle muhaliflerinden birçoğunu daha astılar.

Mahmut Şevket Paşa, Arapça, Farsça, Fransızca, Almanca bilirdi. Askerliğe, müspet ilimlere dair kitapları vardır. Osmanlı askerî teşkilât ve tarihi üzerindeki eseri değerlidir. Hürriyet-i Ebediye tepesindeki muhteşem mezarlığa gömülmüştür.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,

Refet Bele Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

Refet Bele

Refet BELE (1881 – 3 Ekim 1963 (İstanbul) )

Kurtuluş Savaşında ki hizmetleri ile tanınmış değerli bir generalimizdir. İstanbul’da doğdu, Harbiye’den kurmay subay olarak mezun olduktan sonra orduya katıldı, birçok savaşlara girerek çeşitli hizmetlerde bulundu. Kurtuluş Savaşı başladığı sıralarda rütbesi miralay (albay) dı.

Kolordu komutanı sıfatı ile katıldığı İnönü ve Sakarya savaşlarındaki üstün başarısından dolayı kendisine generallik rütbesi verildi. General Refet Bele’nin Mütareke’den hemen sonra İstanbul daha yabancı devlet ordularının işgali altındayken Milli Mücadele ordusunun mümessili olarak ilk defa şehre girmesi halk tarafından coşkun bir heyecanla karşılandı.

General Refet Bele daha sonra Milli Müdafaa Vekilliğine getirilmiş, Birinci, İkinci ve Beşinci Türkiye Büyük Millet Meclislerinde de İstanbul milletvekili olarak da bulunmuştur.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,

Marco Polo Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

MARCO POLO (1254- 1324)

Ortaçağın başında yaşamış, dünyaca ünlü bir Venedikli seyyahtır. Asya üzerinde edindiği bilgilerle meydana getirdiği eser, keşifler tarihinin en önemli vesikalarından biri sayılır. Marco Polo asilzade bir Venedikli ailenin çocuğudur. Doğduğu sırada babasiyle amcası Çin’de Kubilay Han’ın sarayında misafirdiler. Kubilay Han iki kardeşi Roma’ya Pa-pa’ya elçi göndferınek istiyordu. Polo kardeşler, İtalya’ya döndüler. Uç yıl sonra yanlarına küçük Marco Poloyu da alarak yeniden Çin’in yolunu tuttular. 1275’te Kubilay Han’ın sarayına vardılar.

Kubilay Han Marco Polo ile babasını, amcasını sarayda yıllarca misafir etti. Bu arada yakın ülkeleri de gezen Polo’lar, tam 20 yıl sonra, 1295’te Venedik’e döndüler. Yanlarında getirdikleri değerli eşyalar, herkesin gözlerini kamaştırıyordu. 1298’de Cenovalılar’la Venedikliler arasında başlıyan savaşa genç Marco Polo da katıldı, esir düştü. Cenova ha-pisanesinde kalırken dünyaca ünlü seyahatnamesini yazmaya başladı. «II Millione» (milyon) adını taşıyan bu seyahatnemeden, Avrupa halkı ilk defa olarak Uzak Doğu hakkında bilgi edinebildi. Bu eser yüzlerce kere basılmıştır, hemen bütün dillere çevrilmiştir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,

Henri Matisse Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

Henri Matisse (31 Aralık 1869, Le Cateau-Cambrésis, Fransa – 3 Kasım 1954, Nice, Fransa)

Ünlü bir Fransız ressamı. Babası zengin bir buğday tüccarıydı. Annesinin resme çok hevesi vardı. Matisse de resim merakını ondan aldı. 21 yaşında, geçirdiği bir rahatsızlık sırasında resme başladı, belediye resim okulunda akşam derslerine devam etti. Sonra, Paris Güzel Sanatlar Okulu’ na geçti, Louvre Müze-si’nde kopyalar yaptı. Bir ara Cezanne’ın, neo-empresyonistlerin etkisinde kaldı. Daha sonra, Fauve’lar arasına karışmakla tamamiyle kendine öz bir şekilde ortaya çıktı. 1911-1912 yıllarında Fas’a yaptığı bir seyahatten sonra, fovistliği bıraktı, kübizme yöneldi. Birinci Dünya Savaşı’ndsn sonra Nice şehrine yerleşti, Akdeniz’in kuvvetli güneşi altında şen, cıvıl cıvıl resimler yaptı. 1919-1927 yılları arasnda «Odalık» adını verdiği resimlerle tam üslûbunu buldu. Kolay görünüşlü, sade, rahat, kıvrak, taze renklerle yüklü bir üslûptu bu. Uzun zaman dargın kaldığı Picasso ile taban tabana zıt bir çalışması, sanat anlayışı vardı.

Matisse, İkinci Dünya Savaşı boyunca Nice’ de kaldı. Bu sırada Venge Manastırı’nın süslemelerini yapan sanatçı 1948-50 yılları arasında Philadelphia, Paris, Nice ve Lucern gibi Amerika’nın, Avrupa’nın belli başlı şehirlerinde yeni resimlerini sergiledi.

Matisse’in etkisi bütün dünyaya yaygındır. Yabancı ülkelerden gelen pek çok öğrenci yetiştirmiştir. Eserleri dünyanın belli başlı müzelerinde, büyük koleksiyonlarda bulunmaktadır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,

Erzurumlu Emrah Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

EMRAH (Ölümü: 1860)

En ünlü saz şairlerimizdendir. XIX. yüzyıl başlarında yaşamıştır. Erzurum yakınlarında Tambura köyünde dünyaya gelmiş, öğrenimini Erzurum medresesinde yapmıştır. Daha sonra Nakşibendî tarikatine giren Emrah, saz şairi olarak Anadolu’yu karış karış gezmiştir. Bir ara yolu Sivas’a da düşen saz şairi orada yerleşmiştir. Eldeki bilgilere göre Emrah, Sivas’ta uzun müddet kalmıştır. Niksar’da öldüğü, orada gömüldüğü söylenir.

Halk edebiyatına pek çok eser kazandırmış olan Emrah’ın hayatı hakkında bilinenler pek azdır, bunların da doğru olup olmadıkları belli değildir. Emrah’ın Anadolu’ da gezerken birkaç defa evlendiği anlaşılmaktadır. Emrah sadece bir saz şairi olarak kalmamıştır. Aruz vezniyle, divan şairlerinin eserlerinden örnek alarak yazdığı pek çok şiiri vardır. Bunların bir kısmı sonradan bîr kitap halinde toplanmıştır. Bununla beraber, asıl hece vezniyle söylediği koşmaları ün kazanmıştır. Koşmaları bugün bile ağızdan ağza dolaşmaktadır.

XVII. yüzyılda yaşamış olan Ercişli Emrah adında bir saz şairi daha vardır.

EMRAH’TAN BİR KOŞMA

Sabahtan uğradım ben bir fidana
Dedim mahmur musun, dedi ki yok yok
Ak elleri boğum boğum kınalı
Dedim bayram mıdır, dedi ki yok yok

Dedim inci nedir, dedi dişimdir
Dedim kalem nedir, dedi kaşımdır
Dedim onbeş nedir, dedi yaşımdır
Dedim daha var mı, dedi ki yok yok

Dedim Erzurum nendir, dedi ilimdir
Dedim gider misin, dedi yolumdur
Dedim Emrah nedir, dedi kulumdur
Dedim satar mısın, dedi ki yok yok

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Benjamin Britten Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

22 Kasım 1913, Lowestoft — 4 Aralık 1976, Aldeburgh

İngiliz bestecisidir. Müziğe pek genç yaşta başlamış, 12 yaşında İreland ve Bridge’in talebesi olmuştur. 1934 yılında Floransa Müzik Festivali’ne bazı yapıtlarıyla katılan sanatçı geniş ilgi çekmiş, 1535’te Barselona, 1938’de Londra Müzik Festivallerinde dünya çapında bir ün yapmıştır. 1941 yılında Amerika’ya giderek dört yıl kalan Britten çağımızda yurdunun en seçkin bestecisi olarak bilinmektedir.

Hemen her türden yapıtlar bestelemiştir. Bunlardan en önemlileri şunlardır: «Sinfonia da Requiem», «Rondo alla Burlesca», «Mazurka Elegiaca», «Bahar Senfonisi». Ayrıca «Albert Herring», «Billy Budd», «Peter Grimes», «Turn of the Screw» ve «Death in Venice» adlı operaları tanınmıştır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Otto Nicolai Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında Kısaca

Alman bestecisi. Berlin’de Berger ve Zelter’in öğrencisi. Roma’da Prusya Elçiliği orgçuluğunu yapmış, orada operayla ilgilenmiş, birçok opera bestelemiş, bunlardan ancak biri başarıya ulaşmıştır. 1841’de Viyana Saray Operası yöneticisi olmuş, 1842’de Viyana Flârmoni Orkestrasını kurmuş ve yönetmiştir. Daha sonra Berlin’de koro yöneticiliği yapmış, Berlin Sanat Akademisi üyeliğine atanmıştır. En ünlü operası Windsor’un Şen Kadınları’dır.

Operalar
Enrico II (Trieste, 1839)
Il templario (Torino, 1840)
Gildippe e Odoardo (Cenova, 1841)
Il proscritto (Milano, 1841)
Mariana (Milano, 1841)
Die Heimkehr des Verbannten (1844, Viyana)
Die Lustigen Weiber von Windsor (Windsor’un Şen Kadınları) (Berlin, 9 Mart 1849)

Senfoni
Symphonie in Re-Major

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Oğuz Aral Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)


Dünya tarihinde en fazla satan 3.mizah dergisini kurmuş olan yazar, karikatürist, pandomimci ve çizgi film yapımcısıdır.

1936 yılında İstanbul Silivri’de doğan Aral, eğitim aldığı İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisinin üçüncü sınıfta bıraktı ve sonrasında çeşitli dergi ve gazetelerde karikatür çizmeye başladı.

Türk çizgi film sektörüne de büyük katkıları olan sanatçı, Koca Yusuf (1966), Direkler Arası (1967), Bu Şehri İstanbul (1968), Ağustos Böceği ile Karınca (1971) adında çizgi filmlere hayat verdi.

1972’de Gırgır dergisini kurdu ve yönetti. Kurmuş olduğu Gırgır dergisi bir dönem hayatımıza damga vurmuş ve yönlendirmiştir. Ülkemizde özellikle 1970’li ve 1980’li yıllarda Gırgır dergisi okumamış bir kimse ile karşılaşmanız neredeyse imkansız idi. Derginin el değiştirmesiyle birlikte 1989 yılında “Avni” adlı yeni bir mizah dergisi çıkarmaya başladı.

Yarattığı çizgi roman kahramanları da, halkın anlayabileceği basite indirgenmiş karikatür anlayışı ve mizah görüşü sayesinde çok sevildi. “Köstebek Hüsnü”, “Mayk Hammer”, “Utanmaz Adam”, “Vites Mahmut”, “Hafiyesi Mahmut” gibi örneklerin yanı sıra en çok tutulan çizgi roman kahramanı “Avni” oldu.

Sanatçı 26 Temmuz 2004 yılında, 68 yaşında iken hayata veda etti.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,

Niyazi Mısri Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında Kısaca

Niyazi Mısri; asıl adı Muhammed Niyazi (d. 1618, Malatya – ö. 1694, Limni), mutasavvıf ve şairdir. Halvetiye tarikatının kollarından Mısriyenin kurucusudur.

İlköğrenimini tamamladıktan sonra Halvetiye şeyhlerinden Hüseyin Efendi’ye bağlandı. Şeyhinin Malatya’dan ayrılması üzerine Diyarbakır, Mardin ve Bağdat’a giderek buralarda dört yıl kaldı. Daha sonra Mısır’a gitti; bir yandan Camiü’l-Ezher’de öğrenim görürken, öbür yandan bir Kadiri şeyhinin yanında tasavvuf eğitimini sürdürdü. 1646’da İstanbul’a gitti. Bir süre sonra Bursa’ya, oradan da Uşak’a geçerek Halvetiye şeyhlerinden Yusuf Sinan Ümmi’ye bağlandı. Şeyhinden halifelik aldıktan sonra Uşak, Kütahya ve Bursa’da tarikatını yaymaya çalıştı. Ama aşırı savlar taşıyan bazı sözleri ve cifir ilmine dayalı bazı kehanetleri nedeniyle önce Rodos’a (1673), arkasından da iki kez Limni’ye (1676 ve 1693) sürgün edildi; orada öldü. Tasavvufa ilişkin küçük yapıtları ve bir Divan ı (1638) vardır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Amr Bin As Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında Kısaca

Amr Bin As; Amr İbnü’l As olarak da bilinir (d. 573 – ö. 663, Mısır), Arap komutanıdır. Mısır fatihi olarak tanınır.

Kureyş kabilesinden olan Amr Müslümanlarla Mekkeliler arasında yapılan Hudeybiye Barışı‘ndan (628) sonra Müslüman oldu. Hz. Muhammed tarafından Umman’a gönderildi ve oradaki emirlere Müslümanlığı kabul ettirdi. Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer dönemlerinde Filistin’in fethine, Ecnadeyn ve Yermuk (634) savaşlarına ve Şam’ın alınmasına katıldı. Mısır’ın yerli halkı ile Bizanslılar arasındaki uzlaşmazlığı fırsat bilerek 639’da Mısır üzerine yürüdü. 640’ta Pelusium ve Babil’i (bugün Eski Kahire olarak anılan yerde kurulmuş bir Bizans kenti) ele geçirdi. 642’de İskenderiye’yi İslam topraklarına katmayı başardı; Mısır valiliğini üstlendi. Ülkenin mali durumunu düzeltti ve Babil yakınlarında Fustat kentini kurdu. Topladığı vergileri merkeze göndermediği için Halife Osman tarafından valilik görevinden alındı

Hz. Ali ile Muaviye arasındaki anlaşmazlıkta Muaviye’nin yanında yer alan Amr, Sıffin Savaşı‘nı (657) sona erdiren Hakem Olayı’nda Ebu Musa Eşari’yi etkileyerek Muaviye’yi halife ilan etti. 658’de ikinci kez Mısır valisi oldu ve ölünceye değin bu görevde kaldı.

Amr bin As Camisi, Mısır’daki en eski İslam yapısıdır. Ülkeyi fetheden Arap ordularının komutam Amr bin As tarafından 641’de, Arap ordugâhının kurulduğu yerde yaptırılmıştır. Ordugâhın daha sonra gelişmesiyle bugün Kahire’nin bir parçası olan Fustat kenti’ oluşmuştur.

Amr bin As Camisi, başlangıçta sıradan bir yapıydı. Birçok kez yıkılıp yeniden yapıldığı için ilk biçimini kestirmek olanaksızdır. Emevi halifesi Abdülaziz bin Mervan 698’de camiyi yıktırarak, büyük bir olasılıkla özgün boyutlarına uygun biçimde yeniden yaptırdı. 827’de Abbasiler boyutlarını iki katına çıkararak camiyi yeniden inşa ettiler. Fustat’ın Haçlılar tarafından yakılmasından sonra Selahaddin Eyyubi 1172’de camiyi onarttı. Napoleon’un ordusu Kahire’ye geldiğinde cami yıkılmaya terk edilmiş durumdaydı. 19. yüzyılda son kez yeniden yapılan Amr bin As Camisi’nde farklı dönemlere ait tasarım öğeleri ve bezemeler bulunmaktadır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Max Planck Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

Karl Max Ernst Ludwig Planck, 1858’de Kiel’de doğdu ve İkinci Dünya Savaşı’nın sona erişinden kısa bir süre sonra, 1947’de öldü; Prusya’nın Alman birliğini gerçekleştirmesine ve Hitler’in «bin yıllık Reich»ı yıkıma ve yabancı işgaline uğratmasına tanıklık etti. 1885’te, Kiel’de kuramsal fizik profesörü oldu, daha sonra, 1889’dan itibaren bu görevini Berlin’de sürdürdü. 1918’de Nobel Fizik Ödülü’nü aldı. Berlin Bilimler Akademisi’nin 1912’den 1943’e kadar daimi üyesi oldu ve bugün Max Planck Enstitüsü adını taşıyan Kaiser Wilhelm Enstitüsü’nün başkanlığını yürüttü.
Max Planck
ETKİ KUVANTUMU (PLANCK SABİTİ)

XX. yy’ın başında, modem fiziğin iki temel kuramının esas olarak geliştirildiği yer Almanya’dır. Bu kuramlar, kuvantum kuramı (1900-1927) ve görelilik kuramıdır (özel görelilik 1905’te, genel görelilik 1916′ da). İkinci kuram, bir tek adamın, Albert Einstein’m eseridir denebilir; ama, XIX. yy’ın sonundaki klasik kuramlarla karşılaştırıldığında, görelilik kuramı kadar devrimci olan kuvantum kuramı, yirmi beş yıldan uzunca bir sürede birçok fizikçinin yaptığı araştırmalar sonucunda ortaya çıkmış bir kuramdır. Bu fizikçiler arasında, kuvantum fiziğinin inşasında ve felsefi yorumunda en önemli rol oynayan kişi, kuşkusuz Niels Bohr’dur. Ancak, 1900’de, «etki kuvan- tumu» adı da verilen Planck sabiti h ile kuvantalaşma (nicelikselleştirme) hipotezini ilk kez ortaya koyan Max Planck’tır. Fiziğin bu yeni evrensel sabiti h, klasik kuramlar tarafından betimlenebilen makroskobik süreçlere karşıt olarak, kuvantal süreçleri nitelemektedir.

Bundan başka, Max Planck, özel görelilik kuramının önemini derhal anlayan ve Einstein’ı, her düzeydeki saldırılara karşı koruyan ender fizikçilerden biridir. Bununla birlikte, Planck, her iki durumda da kendine rağmen, devrimci bir konumda bulunmaktadır. Planck, Otobiyografisinde belirttiği gibi, yaptığı tüm bilimsel araştırmalarda «olanaklı en büyük yalınlaştırmanın ve olanaklı en büyük birleşmenin elde edileceği bir dünya resmi»ne ulaşmak kaygısı, ona her zaman yön göstermiştir. Planck’a göre, buna ulaşmanın yolu, fizikte mutlak ve değişmez değere sahip olanları belirlemek ve başlangıçta birbirinden ayrı ve kaotik görünen alanları bu temel üzerinde birleştirmektir. Böylece, bir süre müzisyen olma düşleri peşinde koşan Planck’ın, kendini fiziğe ada- maya karar vermesi, fizikte yeni bir bunalıma yol açmak gibi bir amaç taşımak şöyle dursun, var olan kuram ve hipotezlere bir tutarlılık sağlamak amacını taşımaktadır. Termodinamikte yaptığı tüm araştırmalar, ki, buradan kuvantal hipotez çıkacaktır, termo dinamiğin ikinci ilkesini (entropinin artışı) mutlak bir ilke olarak temellendirmeyi amaçlıyordu.

Planck, böyle bir umut içinde, 1895 yılında, çok zor bir soruna eğilir: «kara cismin» ısısal ışıması; yani, tüm dalga boylarında gelen ışımanın tamamım soğurabilen bir ideal cismin ışıması. Fizikçiler, böyle bir cismin deneysel incelenmesi yoluyla, ısısal ışımanın basit bir yasasını ortaya koymaya çalışıyorlardı. Ancak, sorun çok şaşırtıcı sonuçlara yol açıyordu; çünkü enerjinin spektral dağılımı, sıcaklığa ve dalga boylarına bağlı farklı düzenlilikte yasalara uyuyormuş gibi görünüyordu. Planck, enerjiyle entropi arasında bir bağıntı kurmaya çalışarak, sorunu farklı bir biçimde ele aldı. Planck, özellikle, Ludwig Boltzmann’ın çalışmalarını kullanarak, Berlinli spektroskopi uzmanlarının (Friedrich Paschen ve Otto Lummer ve başkaları) inceledikleri ışısal ışımanın deneysel eğrisinin tamamının hesabını verebilecek bir açıklama yolu bulma aşamasına geldi. Bu yöntem, ele alman sistemin toplam enerjisini sürekli ve sonsuzca bölünebilir bir nicelik olarak değil, ama eşit parçalardan oluşmuş, ayrık ve sonlu enerji paketlerinden oluşmuş bir nicelik olarak ele alıyordu. Planck’ın, Berlin’de, Alman Fizik Demeği’nde 12 aralık 1900’de verdiği ünlü konferansın içeriği buydu. Böylelikle, Planck, klasik fiziği birleştirmeye çalışırken, yeni bir evrensel sabit h ortaya koymuş oluyordu; bu sabitin daha sonra Einstein ve Bohr tarafından yorumlanması, klasik fizikten büyük bir kopuşu gündeme getirecektir. Planck, kendi buluşu enerji paketlerinin, bir süreksizlik fiziğine yol açtığını, ancak 1910 yılında kamuoyu önünde kabul edecektir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , ,