İBNİ BATTÛTA (1304- 1369)
Ünlü bir Arap gezginidir. Tanca’da doğdu. İyi bir öğrenim gördükten sonra 1325’te seyahatlerine başladı. Kuzey Afrika’yı boydan boya geçip Mısır’ı, Suriye’yi gezdi; Hicaz’a hacca gitti. Sonra yıllar boyunca Arabistan’ı, Anadolu’yu, komşu ülkeleri gezdi. Altın Ordu’ya (bugünkü Ukrayna’ya) geçti. O zamanki Bizans İmparatorluğunun merkezi İstanbul’a geldi. Volga boylarını, Türkistan’ı, İran’ı, Afganistan’ı, Hindistan’ı gezdi. Delhi’ de Türk İmparatorluğunun baş kadısı olarak 7 yıl oturdu. Sonra 1,5 yıl Maldiv adalarında kaldı. Bengal’e, Sumatra’ya uğrayıp Çin’e geçti, Pekin’e kadar Çin’i gezdi. 1348 ekiminde Mekke’ye döndü. Fas’a geldi, İspanya’ya geçti. Sonra Orta Afrika’yı, Sudan’ı Nijerya’ yı gezdi. 1353 sonlarında, doğduğu ülke olan Fas’a döndü. Burada 16 yıl yaşayıp 65 yaşında öldü.
O günlerin vasıtaları ile bu kadar uzun bir yolculuğa çıkmak son derece zor bir işti. İbni Battûta’nın hayatının büyük bir kısmı seyahat ettiği ülkelerde ve yollarda geçti. İbni Battûta gezdiği ülkelerde görüp işittiklerini notlar halinde yazdı, bir kitapta topladı.
İbni Battûta bütün bu olağanüstü gezilerini «Tuhfetu’n – Nuzzâr» veya «Rihle» = (Seyahatname) adlı büyük eserinde anlatmıştır. Pek değerli tarih ve coğrafya bilgisiyle dolu olan bu kitap, Anadolu Türk beylikleri hakkında önemli bilgi verir. İbni Battûta, Osmanlılar’dan da bahseder; Orhan Gazi’nin eşi ve I. Murat ile Gazi Süleyman Paşa’nın, annesi Nilüfer Hatun ile konuşmuştur. Eseri 4 cilt olarak, Paris’te bir sayfası Arapça, karşı sayfası Fransızca olmak üzere basılmıştır. Damat Şerif Paşa tarafından Türkçe’ ye de tam çevirisi yapılmıştır.
kaynak:nkfu
İbni Battuta; Muhammet bin Abdullah Arap gezginidir (Tanca 1304 -Fas 1369 ?).
Fas ve İspanya’da birçok kadılığı elde tutan, ilmiye mesleğinde yükselmiş kişileriyle tanınan İbni Battuta ailesinde yetişti, gerekli dinsel öğrenimini tamamladıktan sonra gönlünce gezilere çıktı (1325), Mısır-Suriye yoluyla ilk hac ziyaretini tamamladı (1326). Irak dolaylarını gördükten sonra ikinci haccını yaptı (1330). Yemen ve Doğu Afrika kıyılarını, Basra Körfezi’ni dolaştı, üçüncü kez hacı olduktan sonra (1332) Anadolu kıyılarına (Alanya) çıktı. Anılarını söyleyip yazdırdığı kitabında bazı tutarsızlıklar, boşluklar, inanılması güç izlenimler varsa da renkli ve zengin geziler dizisini gerçekleştirdi:
Batı Anadolu, Konya-Karaman, Orta Anadolu, Erzurum, Birgi, Bursa, Kastamonu, Sinop, Kırım, Bizans İstanbulu, Buhara, Hindistan (1333), Seylan, Bengal, Çin, Arabistan (1347), Suriye (1348), Tunus (1349), Afrika (Nijer kıyıları, 1352), Fas’a dönüş (1354); yüz bin kilometreyi aşan sekiz ayrı yolculuk. Ülkesinde kadılık yaparken Sultan Ebu İnan’ın isteği üzerine gözlem, izlenim, anı ve düşüncelerini yazdırdı:
Tuhfetü’n-Nüzzür fi Garaibül-Emsar ve Acaibi’l-Efsar (Seferlerin Tuhaflıklarıyla Ülkelerin Garipliklerini Görenlerin Armağanı) 1357. Çağının en dikkate değer gezi notlarını derleyen eser, birçok dile çevrildiği gibi dilimize de aktarıldı: Seyahatname-i İbni Battuta (1917-1919), 1983.
kaynak:nkfu