Etiket: ibrahim tatlıses

İbrahim Tatlıses kimdir aslen nereli kaç yaşında hayatı biyografisi

Adanalı bir sinemacının, inşaatta türkü söylerken kendisini farketmesiyle şöhret olmuş şarkıcı. 1980 ve 1990 lı yıllarda Türk müziğine önemli ölçüde adını duyuran Tatlıses’e, halk “imparator” lakabını takmıştır. Müzik yaşantısının yanı sıra, iş adamı kişiliğine de sahip olan ünlü şarkıcı; Tatlıses Turizm, Tatlıses Lahmacun, Tatlıses Otelleri gibi şirketlerin de sahibidir.

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || ).push({});

1952 yılında yedi çocuklu fakir bir ailenin , Leyla ve ciğerci Ahmet Tatlı’nın ilk çocuğu olarak Şanlıurfa da dünyaya geldi. Doğduğunda, babası hapiste olduğu için ilk kez demir parmaklıklar arasında gördü babasını. Belirli bir zaman sonra ailesi ile birlikte İstanbul’a göç etmeye karar verir. İstanbul‘a gelen Tatlıses ve Ailesi burada bulunan akrabalarının yanına yerleşir ve bir çok işlerde çalışır, 70 li yılların ortalarında inşaat işçiliği, demir ustalığı ve leblebicilik gibi işler yapan İbrahim Tatlıses, 80’lerin başında kendisini şöhret basamaklarını tırmanırken buldu. İbrahim Tatlı, İstanbul’a geldiğinde müzisyen Yılmaz Tatlıses’le tanıştı ve Tatlı olan soy ismini Yılmaz Tatlıses’in tavsiyesiyle Tatlıses olarak değiştirdi. Müzik çevrelerince çok özel kabul edilen sesi sayesinde, kısa zamanda İstanbul‘da sahne almaya başladı. 1977 de “Ayağında Kundura” albümü ile müzik piyasasına giriş yapmış oldu. “Sabuha“, “Dom Dom Kurşunu“, “Bir Mumdur” türküleri halk tarafından çok beğenildi ve uzun yıllar popülerliğini korudu.

İbrahim Tatlıses 30 haziran 1976 tarihinde dışarıdan bitirdiği ilkokul diplomasını Kilis‘ten Kartalbey ilköğretim okulundan aldı.

Tatlıses 1978 yılında “Ayağında Kundura” filmiyle de sinemaya girdi. 1979’da oynadığı “Kara yazma” filminde Perihan Savaş‘la tanıştı. Birlikteliğin sonucunda Melek Zübeyde adında kızları olurken bu birliktelik 1983 yılındaki “Günah” filmine kadar sürdü. Zira artık Tatlıses’in yeni hayat arkadaşı Derya Tuna‘yla tanıştı ve Tatlıses’in yine resmi evlilik yapmadığı bu birliktelikten de İbrahim (İdo) adında bir oğlu dünyaya geldi.

Seksenli yıllarda çıkardığı “Allah Allah“, “Kara Zindan“, “İnsanlar” ve “Fosforlu Cevriyem” albümleriyle satış rakamları milyonları buldu.

1 mayıs 1987’de kendi plak şirketi olan Tatlıses Müzik’i kurdu.

Turgut Özal‘ın “Madem en çok bunlar dinleniyor, TRT’ye çıkabilirler” demesiyle 1989 yılbaşı günü daha önce hiçbir albümünde okumadığı ve özel klip çektiği “Beyaz gül kırmızı gül” şarkısıyla TRT’ye ve televizyon dünyasına adımını resmen attı.

Seksenli yıllarda tüm Avrupa ve Ortadoğu ülkeleri onunla tanıştı. Yunanistan‘dan Suudi Arabistan‘a, Almanya‘dan Afganistan‘a çok geniş bir coğrafyada, milyonlarca hayran edindi. Kasetleri ve posterleri bazı ülkelerde milyonlarca satarken yurtiçinde ve yurtdışında sayısız ödülün sahibi oldu.

Tatlıses’in, müzik hayatındaki başarısı ve popülerliği kısa süre sonra kendisine sinema kapılarını açtı. Hayatı boyunca örnek aldığı Yılmaz Güney gibi o da çok başarılı filmlerde rol aldı. Yılmaz Güney ile diğer bir ortak noktaları, Yeşilçam‘ın şöhret tacını, yakışıklı jönlerden almaları olmuştu. “Yılmaz’ın yerine oynuyor” başlıklı haberde şöyle diyordu:

Beni Yılmaz Güney’e benzetenler var. Belki tipim fazla benzemiyor, ama onun yolundan gidiyorum. Onun tavırlarını kullandım son filmimde.

90 lı yıllarda olgunluk dönemini yaşayan sanatçı, artık müzik dünyasında sarsılmaz bir yere sahip olmuştu. Aynı yıllarda tarzında değişiklik yaparak arabesk müziğe geçiş yaptı. Bu yıllarda “Ah Keşkem“, “İki Gözüm İki Çeşme“, “Yar Diline” gibi popüler parçaların dışında kendi ürünü olan eserleri seslendirdi. 1983 yılında çıkardığı “Mega Aşk” adlı albümde Selami Şahin‘e ait “Seni Sevmediğim Yalan“, “Akşamdan Akşama“, “İçem Diyorum“, “Bu Nasıl Güzel” gibi dönemin beğeniyle dinlenen eserlerini yorumladı.

Aynı albümde yer verdiği Yusuf Hayaloğlu‘nun “Dağlarda Kar Olsaydım” türküsü, o dönemden günümüze kadar gelen uzunca bir süre popülerliğini koruyacaktı. 1996 da “Ben De İsterem” albümüne bulunan “Fırat” türküsüyle listelerde uzun süre kaldı. Hemen ertesi yıl “At Gitsin” albümünü piyasaya sürdü. Bu albümünde de Sezen Aksu, Kayahan gibi pop müziğin usta isimlerinden eserleri yorumladı.

Talk show programları hazırladı, çeşitli sanatçıların video klip yönetmenliğini yapmanın yanısıra, siyasetede de atılma kararı aldı. Genç Parti‘den 2007 seçimlerinde aday olan şarkıcı, partisi seçimi kazanamayınca meclise giremedi. Tatlıses, ticaret yaşantısında her geçen gün daha çok yol katediyor. İbrahim Tatlıses’in sahip olduğu şirketler grubu; gıda, müzşk prodüksüyon, turizm, havacılık ve yayıncılık dallarında faaliyetlerini sürdürüyor.

İbrahim Tatlıses; 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılan milletvekili genel seçimlerinde, Genç Parti’den İstanbul 3. Bölge 1. sıradan milletvekili adayı olmuş, partisi barajı aşamayınca milletvekili seçilememiştir.

Tatlıses 2011 Türkiye genel seçimlerinde önce Adalet ve Kalkınma Partisi’ne adaylık başvurusunda bulunmuş ancak bu partiden aday gösterilmemiştir. İbrahim Tatlıses bu seçimlerde Şanlıurfa’dan bağımsız milletvekili adayı olmuştur fakat sonradan adaylığını geri çekmiştir.

İbrahim Tatlıses , 4 Mart 2011 gecesi Maslak’ta uzun namlulu silahla açılan ateş sonucu başından yaralandı. Akabinde hastahaneye götürülen Tatlıses iki kez ameliyat edildi ve yoğun bakım ünitesine bağlandı. İki hafta boyunca yoğun bakımda kalan İbrahim Tatlıses, 28 Mart 2011 günü yoğun bakımdan çıkarıldı. Böylece hayati tehlikesi ortadan kalkmış oldu. 6 Nisan 2011 tarihi itibari ile ailesi tedavilerin Almanya’da sürdürülmesi isteği ile Tatlıses’i Almanya‘ya götürmüşlerdir.

Hızla iyileşen Tatlıses, 2 Haziran 2011 günü ”TC İbo” adlı özel uçak ile Türkiyeye geri döndü ve tedavisinin süreceği Maltepe’deki Daruşşafaka Rehabilitasyon Merkezine götürüldü.

Tatlıses, saldırının ardından ilk tedavi gördüğü Acıbadem Hastanesi’nde Ayşegül Yıldız‘a evlenme teklif etti. Sağlık durumu iyiye giden Tatlıses, Yıldız’ı ailesinden istedi. Gizlilik içinde yapılan kınanın ardından Tatlıses ve Yıldız, 27 Eylül 2011, hastane odasında gerçekleşen nikâh töreniyle hayatlarını birleştirdiler.

Sanatçının Şanlıurfa’dan bulunan eşinden 1 erkek ve 2 kız, sinema sanatcısı Perihan Savaş‘tan bir kız ve şu an hayatını paylaştığı Derya Tuna‘dan ise 1 erkek çocuğuna sahiptir.

Evlilikleri :

1.evliliği: İbrahim Tatlıses ilk evliliğini Urfa’da Adalet Durak‘la yaptı. 1 erkek ve 2 kız çocuğu oldu.
2.evliliği: 1979 yılında Perihan Savaş ile birlikte olmaya başladı. 1983 yılında bıraktı. Melek Zübeyde adında kızı var.
3.evliliği:1983 yılında Derya Tuna ile birlikte olmaya başladı, 18 yıl birlikte oldular. İbrahim (İdo) adında bir oğlu var.
4.evliliği: 5 yıl gibi bir süre dansöz Asena Onur Çakmak ile birlikte oldu. 2003 yılında ayrıldılar.
5.evliliği: 27 Eylül 2011 tarihinde Ayşegül Yıldız ile evlendi. Elif Ada (d. 9 Nisan 2013) adında bir kızı oldu.29 Kasım 2013 tarihinde boşandı.

O tarihteki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 16 Kasım 2013 tarihinde gerçekleştirdiği Diyarbakır ziyaretine Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, sanatçılar Şivan Perwer ve İbrahim Tatlıses‘i davet etti.

Albümleri :
1965 – Özel Albüm
1970 – Kara Kız
1974 – Palandöken Plak
1975 – Ben İnsan değil Miyim
1975 – Ayağında Kundura
1975 – Yağmur
1976 – Urfa Emektaroğlu Bant Stüdyosu
1976 – Ashab Gecesi
1978 – Doldur Kardeş İçelim
1980 – Ceylan
1981 – Gelme Istemem
1982 – Mutlu Ol Yeter
1983 – Yalan
1983 – Yaşamak Ayşe degil
1984 – Benim Hayatım
1985 – Mavi Mavi
1986 – Gülüm Benim
1987 – Allah Allah / Hülya
1988 – Amerika Konseri
1988 – Kara Zindan
1988 – Fosforlu Cevriyem
1989 – Acı Gerçekler
1989 – Cep telefonları için
1990 – Söylim mi
1990 – Ben Aşk İçin Ölürüm
1991 – Vur Gitsin Beni / Yemin Ettim
1992 – Ah Keşkem
1993 – Mega Aşk
1994 – Haydi Söyle
1995 – İbrahim Tatlıses Klasikleri
1996 – Ben De Isterem
1998 – Gitsin az
1999 – Selam Olsun
2001 – Yetmez Mi
2003 – Tek Tek
2004 – Aramam
2005 – Sizler İçin
2006 – İmparator Silerde Geçer
2007 – Bulamadım
2008 – NEDEN
2009 – Yağmurla Gelen Kadın
2010 – Hani Gelecektin
2014 – Tatlıses Klasiği
2014 – Ele Ne?

Filmleri :
1978 – Ayağında Kundura
1978 – Sabuha
1978 – Toprağın Oğlu
1979 – Kara Yazma
1979 – Kara Çadırın Kızı
1979 – Fadile
1980 – Çile
1980 – Ayrılık Kolay’ın Degil
1981 – Seni Yakacaklar
1981 – Yaşamak Ayşe degil
1981 – Tövbe
1982 – Yalan
1982 – Alişan
1982 – Nasil Isyan ETMEM
1983 – Yorgun
1983 – Günah
1983 – Futboliye
1984 – Sevdalandim
1984 – Ayşem
1985 – Mavi Mavi
1985 – Sevmek
1985 – yalnızım
1986 – Gülümse BİRAZ
1986 – Yıkılmışım Ben
1986 – Sarhoş
1987 – Gülüm Benim
1987 – Allah Allah
1987 – Dertli Dertli
1988 – Hülya
1988 – aşıksın
1988 – Bir Kulum İşte
1988 – Kara Zindan
1988 – Ben İnsan degil Miyim
1989 – Ceylan
1989 – Fosforlu
1992 – Aşık Oldum
1993 – Tetikçi Kemal
1997 – Fırat (TV Dizisi)
2000 – İmparator (TV Dizisi)
2002 – Cabbar (TV Dizisi)
2003 – Hayat Bilgisi (TV Dizisi)
2006 – Bulamadım (TV Dizisi)

Kaynak:Biyografi.info

 

Kaynak: biyografi info

Etiketler, , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Hülya Avşar Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

10 Ekim 1963’te, Balıkesir Edremit’te, Celal ve Emral Avşar’ın ilk çocuğu olarak dünyaya gelen Avşar, Ankara Cumhuriyet Lisesi’nden mezun oldu.

Orta öğrenimini tamamlamasının ardından okumaya devam etmeyen ve 1979’da Mehmet Tecirli adlı bir mühendislik ögrencisiyle evlenen, ancak evliliği kısa süren Avşar, henüz 16 yaşındayken hamile olmasına rağmen ayrılık kararı aldı. Anne tarafından Balıkesir’li olan Hülya Avşar’ın baba tarafı Ardahan/Hasköy’lüdür.

1981 yılında boşanmasının hemen ardından İstanbul’a taşınan ve 1983 yılında katıldığı, Bulvar Gazetesi tarafından düzenlenen Kâinat Güzellik Yarışması’nda birincilik alan, ancak yarışmanın ertesi günü, Tecirli ile yaptığı evliliği ve boşanması bir gazetede yazılınca, kurallara aykırı olduğu gerekçesiyle tacı geri alınan Avşar, çeşitli reklam filmlerinde boy göstermeye başladı.

Yaşamında dönüm noktası olan 1983 yılında, Fikret Hakan ve Salih Güney ile başrolü paylaştığı “Haram” filmi ile oyunculuk kariyerine ilk adımı atan ve daha sonra, 1984 yılında Kenan Kalav’la başrolü paylaştığı ikinci filmi Tutku’da oynayan Avşar, 1985’te batağa batırılan bir kızı canlandırdığı, “Tele Kızlar”da Tarık Akan’la birlikte oynadı. Aynı yıl Tolga Savacı’yla “Sekreter”i ve İbrahim Tatlıses’le de “Mavi Mavi”yi çeviren Avşar, 1986 yılında Hakan Balamir’le başrolü paylaştığı “Üç Halka 25”, Aytaç Arman’la oynadığı “Fatmagül’ün Suçu Ne” gibi filmlerin yanı sıra, “Kısrak”, “Alın Yazım”, “Dağlı Güvercin” ve “Sevda Ateşi” gibi filmlerde de rol aldı.

1987 yılında “Alamancının Karısı” ve “Bir Kırık Bebek” çektiği filmlerin ardından, 1989 yılında, Sinema Yazarları Derneği’nin düzenlediği yarışmada “en iyi kadın oyuncu” seçilen, “Fazilet” ve “Öğretmen Zeynep” filmlerinde rol alan Avşar, 1990’da başrolü Yaman Okay ile paylaştığı “Benim Sinemalarım”daki rolüyle, 9. Uluslararası Tahran Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü aldı.

Aynı yıl çevirdiği “Hasan Boğuldu”da Yalçın Dümer’le başrolü oynayan Avşar, Sinan Çetin’in yönetmenliğini yaptığı ve Cem Özer’le başrolü paylaştığı, 1993 yapımı “Berlin in Berlin” filmdeki rolüyle Uluslararası Moskova Film Festivali’nde “en iyi kadın oyuncu” ödülünü alarak, yurt dışında düzenlenen bir festivalde ödül alan tek Türk kadın sinema sanatçısı oldu. Bu filmiyle, Kültür Bakınlığı’ndan Sinema Başarı Ödülü, ve Sinema Yazarları Derneği’nden “en iyi 5. film” ödülünün de sahibi olan ve 1995 yılında Mehmet Aslantuğ ile, evlilik ve aşk ilişkilerinde mutlu olamayan bir kadının öyküsünün işlendiği, “Bir Kadının Anatomisi” adlı filmde oynayan Avşar, Tomris Giritlioğlu’nun yönettiği, 1999 yapımı Salkım Hanım’ın Taneleri filminde büyük beğeni topladı.

Çektiği filmlerle şöhretin basamaklarını hızla tırmanan ancak bununla yetinmeyen Avşar, şarkıcılığın ardından, program sunuculuğuna ve tiyatroculuğa da başladı.

1980’lerin sonunda müzik hayatına adım atan Avşar, assolist olarak sahnelerde yerini aldı. Müzik eğitimi aldıktan sonra yurtiçi ve yurtdışı konserleri veren Avşar, 1988 yılında çıkardığı Herşey Gönlünce Olsun albümünün ardından, 1990’da Hatırlarmısın, 1991’de Hülya Gibi, 1993’te Dost musun Düşman mı, 1995’te Yarası Saklım, 1999’da Hayat Böyle, 2000’de Sevdim ve 2002’de de, Aşıklar Delidir adında albümlere imzasını atan Avşar, 2000 yılında, Kral TV tarafından düzenlenen yılın müzik ödüllerinde, en iyi kadın şarkıcı ödülünün sahibi oldu. Barış Manço’nun anısına hazırlanan karışık albümde, Zalim Sultan’ı okudu.

90’lı yılların başında, bir sene kadar Günaydın Gazetesi’nde köşe yazarlığı yaptıktan sonra, televizyona geçiş yapan ve 1993 yılında, Sevginin Gücü dizisinde oynamasının ardından, 1995’de Süper Yıldız, 1998’de Ah Bir Zengin Olsam, 2000’de de, Savunma dizisinde rol aldı. 2004 senesinde, Zümrüt ve Kadın İsterse dizilerinde oynayan Avşar, 2006 yapımı Kadın Severse’nin yanı sıra, Anadolu Kaplanı dizisinde de konuk oyuncu olarak rol aldı.

Yönetmenliğini, Birkan Uz ve Uğur Aksay’ın yaptığı ve Medyapım tarafından, talk show formatında yayınlanan Hülya Avşar Show, Türkiye’de ilk defa Uğur Aksay tarafından uygulanan, 16/9 mm sinematografik formatta, dijital reji ile çekilen show programı olma özelliğini taşımaktadır.

Müzik, sinema, televizyon çalışmalarının ardından Aralık 2000 de kendi adını taşıyan Hülya Dergisi’ni çıkarmaya başlayan ve ilk tiyatro deneyimini, 2002 yılında, Mazlum Kiper’in yönettiği, “Bugün Benim Doğum Günüm” adlı tek kişilik oyununda yaşayan Avşar, Nisan 2003’te, ilk kitabı “Mavi Yansıma”yı elektronik ortamda yayınladı.

Ağırlıklı olarak spor dallarından tenise zaman ayıran, vakıf ve derneklere büyük ilgisi olan Avşar, Ajans Press’in 953 ulusal, bölgesel ve yerel yayında, 2005 yılının ilk 5 ayını mercek altına aldığı araştırmasında, hakkında çıkan tam 1940 haber ile birinci sırada yer aldı.

AC Nielsen’in, “Marka olduğuna inandığınız sanatçı” sorusuna, ankete katılanların yüzde 40’ı ‘Marka olmuş sanatçı yok’ cevabını verdi. Halkın yarısı marka olmuş bir sanatçı olmadığına inanırken, diğer yarısı ise Hülya Avşar’ı ‘en marka sanatçı’ olarak seçti. Avşar, yüzde 15.8 ile ilk sırada yer alırken, İbrahim Tatlıses yüzde 9,5 ile ikinci ve Tarkan yüzde 8,5 ile üçüncü yer aldı.

Rol aldığı filmler, diziler ve şarkıcılığının yanı sıra, futbolcu Tanju Çolak, Coşkun Sabah, Osman Hattat, Mehmet Aşıcıoğlu gibi isimlerle yaşadığı ilişkilerle de adından söz ettiren Avşar, Mehmet Tecirli’nin ardından ikinci evliliğini, Ağustos 1997’de, üç aylık hamileyken, daha önce Ayşem Saraçoğlu’yla evlenen, işadamı Kaya Çilingiroğlu ile Paris’te gerçekleştirdi.

2005 yılında, Kadıköy 3. Aile Mahkemesi’nde yapılan ve yaklaşık bir saat süren duruşma sonunda, “şiddetli geçimsizlik nedeniyle aile birliğinin sarsıldığı” gerekçesiyle tek celsede boşanan, Hülya Avşar Kaya Çilingiroğlu çifitinin, ayrılığın ardından velayeti Avşar’a verilen, 15 Ocak 1998 doğumlu, Zehra adında bir kız çocukları vardır.

Kaya Çilingiroğlu’ndan boşandıktan sonra bir süre iş adamı Sadettin Saran ile beraber olmuştur.

2009 – 2012 yıllarında Acun Ilıcalı tarafından hazırlanan “Yetenek Sizsiniz Türkiye” yarışmasında Acun Ilıcalı ve Ali Taran ile birlikte jüri üyeliği yapmıştır.

Hülya Avşar, 2013 yılında yeni kurulan banka olan OdeaBank’ın reklamlarında oynamıştır.

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Gülben Ergen Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

Gülben Ergen, 25 Ağustos 1972’de Mazhar ve Gülser Ergen’in kızı olarak İstanbul, Erenköy’de doğdu.İlkokuldan sonra Erenköy Kız Lisesi’nde orta öğrenimini tamamlayan Ergen, lise öğrenimini ise Kadıköy Ticaret Lisesi’nde bitirdi.

Ergen, 1987’de lise 2. sınıftayken katıldığı Sinema Yıldızı Yarışması’nda 2. seçildi. Hürriyet Gazetesi tarafından düzenlenen bu yarışma sayesinde tanınan bir yüz haline gelen Ergen, liseyi bitirdikten sonra mankenlik yapmaya başladı.

KARİYERİNE MANKENLİK İLE BAŞLADI

Ses sanatçısı, sinema ve dizi oyuncusu olan Ergen, mankenlikle başladığı kariyerinde Fırat, Marziye ve Dadı adlı dizilerle, şarkıları kadar hafızalarda yer etti.

SİNEMA FİLMLERİYLE DEVAM ETTİ

1988 yılında Bülent Ersoy ve İsmet Özhan’ın başrolünde olduğu Samim Değer’in yönettiği Biz Ayrılamayız filminde Mine rolüyle ekranların karşısına ilk kez geçen Ergen yine 1988‘de Kartal Tibet’in yönettiği ve Kenan Kalav’la birlikte oynadığı Deniz Yıldızı filminin ardından, Cüneyt Arkın ile Av (1989), Serdar Gökhan ve Eşref Kolçak’la birlikte ise Kanun Savaşçıları (1989) adlı filmlerle tanındı.

Fikret Hakan’la birlikte rol alan Ergen, 1991’de Osman F. Seden’in senaryosunu yazıp yönettiği ve Halide Edip Adıvar’ın eserinden uyarlanan Yol Palas Cinayeti, 1992’de ise yine Osman F. Seden imzalı İki Kız Kardeş adlı filmlerde, Aydan Şener’le birlikte kamera karşısına geçti.

TATLISES’IN DİZİSİNDE ROL ALDI

1994’te ünlü Maksim Gazinosu’nda, İbrahim Tatlıses’in alt kadrosunda şarkı söylemeye başlayan Gülben Ergen, aynı zamanda ünlü türkücünün “Haydi Söyle” adlı parçasının klibinde oynadı.

Bunun ardından yine 1994’de Tatlıses’in başrolünde olduğu ve yönetmenliğini de üstlendiği ”Fırat” adlı dizide rol aldı. Ergen, bu dizinin çekimleri sırasında Fırat Nehri’nde geçen bir sahne sırasında kuvvetli akıntı nedeniyle çok zor anlar yaşadı ve magazin basınında yer aldı.

TATLISES’DEN HUYSUZ VİRJİN’E

Böylece şarkıcılık konusunda da yeteneğini ortaya seren Ergen, 1997‘de ”Merhaba” adlı ilk albümünü çıkardı. 1998’de cuma, cumartesi ve pazar günleri, Bostancı Gösteri Merkezi’nde Huysuz Virjin ile ”Castra Castra Show” adını verdikleri bir şov sergiledi.

HUYSUZ VİRJİN’DEN KADİR İNANIR’A

Televizyon izleyicileri için hazırladığı ”Gümbür Gümbür Gülbence” programı ile dikkatleri üzerine çeken Gülben Ergen’in atladığı önemli basamaklardan birisi de Kadir İnanır ile birlikte çevirdiği ”Marziye” isimli dizi oldu. Diziye de ismine veren Marziye karakterini canlandıran Ergen, 1998-­2000 yılları boyunca televizyonun en tanınan isimlerinden biri oldu.

DADI ROLÜYLE GÖNÜLLERDE TAHT KURDU

1999 yılında Avşa Film Festivali, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü başta olmak üzere birçok ödüle layık görülen Gülben Ergen, yıl biterken ”Kör Aşık” adlı ikinci albümünü piyasaya sürdü.

2000 yılında Haldun Dormen ve Kenan Işık ile birlikte ”Dadı” adlı dizide rol alan Ergen, ”Melek” isimli bir dadıyı canlandırdığı bu komedi dizisinde de başarısını gösterdi ve Magazin Gazetecileri Derneği, 9. Altın Objektif Ödülleri’nde 2000 yılının En İyi Kadın TV Yıldızı Ödülü’ne layık görüldü.

KENDİ DERGİSİNİ YAYINLADI

2001 yılında genel yayın yönetmenliğini üstlendiği Gülbence isimli bir dergi çıkaran Ergen, bu konuda Hülya Avşar’ın başarısını yakalayamadı. Başarılı çalışmalarının yanına dergisinden sonra 2003  yılında Ali Sürmeli, Yasemin Kozanoğlu ve Deniz Türkali ile birlikte başrollerini paylaştığı, yayını sadece 8 bölüm süren Hürrem Sultan adlı dizideki başarısızlığını da ekledi.

“SESİN BU KADAR VASATKEN…”

2003 yılında Ergen, verdiği bir röportajda annesinin kendisini acımasızca eleştirdiğini ve “Sesin bu kadar vasatken kasetlerin nasıl satıyor?” dediğini belirtti. Belki de artık sorulmayan bir soru olarak tarihe geçen bu soru üzerine ünlü sanatçı, annesinin kendisini Muazzez Abacı, Nilüfer gibi sanatçılarla mukayese edildiğinde sesinin vasat olduğunu belirtti.

Aynı röportajında Ergen, kitap okumayı çok sevdiğini belirterek “Yüzde Yüz Düşünce Gücü”, “Düşünce Gücüyle Tedavi”, “Dalai Lama’yı, Shirley Mc Lain’in bütün kitaplarını okuduğunu ve sevdiğini sevenleriyle paylaştı.

NEDEN KAVGA ETTİĞİNİ BİLMİYOR

2003 Yılında Gülben Ergen yine aynı röportajında Hülya Avşar ile neden kavga ettiğini bilmediğini – ki neredeyse yıllar sürdü – ve Hülya Avşar’dan 10 yaş küçük olduğu için de tartışmak istemediğini belirtti. Ancak Gülben Ergen aynı zamanda Seren Serengil ve Bülent Ersoy ile yaptığı tartışmalarla da magazin basınında bir çok kez yer aldı.

TAŞKIN SABAH İLE ÇALIŞTI

Ünlü kanuni ve Türk müziği orkestra şefi Taşkın Sabah’la çalışmaya başlayan Ergen, son 4 albümünü de Sabah’ın müzik yönetmenliği eşliğinde hazırladı.

ÇİÇEK YERİNE AĞAÇ

Gülben Ergen, 2004 yılının eylül ayında ”Sultan’s of the Dance” ve ”Anadolu Ateşi” adlı şovlarıyla adını duyuran ve Yılmaz Erdoğan’ın da kardeşi olan Mustafa Erdoğan ile evlendi. Ergen, 18 Ocak 2007’de Atlas ismini verdikleri bir erkek çocuk dünyaya getirdi.

Gülben Ergen Erdoğan ve Mustafa Erdoğan çifti, yakınları ve hayranları tarafından hastaneye gönderilecek çiçekler yerine, Tema Vakfı aracılığıyla bağışlanan fidanlarla gerçekleşen Atlas Bebek Ormanı’nı oluşturdu.

ÇOCUKLAR GÜLSÜN DİYE

2008 yılında müzik çalışmalarına devam eden sanatçı “Aşk Hiç Bitmez” adlı albümü ile müzik piyasasına güçlü bir dönüş yaptı. 14 Mayıs 2008 tarihinde atv’de yayınlanmaya başlayan “Gülben Ergen’le Sürpriz” adlı programı sundu.

2010 yılında Gülben Ergen öncülüğünde başlatılan Çocuklar Gülsün Diye kampanyasının devamı olarak “Çocuklar Gülsün Diye Derneği” kuruldu. Gülben Ergen’in başkanlığını, Araştırmacı Elvan Oktar’ın ise başkan yardımcılığını üstlendiği Çocuklar Gülsün Diye Derneği, Türkiye’de okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor.

Şimdiye kadar; Tokat, Mardin, Trabzon, Erzurum, Sinop, Hatay, İstanbul, Aydın, Zolguldak,Van ve Sivas’da olmak üzere toplam 11 anaokulu inşaatı tamamlaıp, içlerini çağdaş bir eğitim için gereken tüm materyallerle donatarak Milli Eğitim Bakanlığı’na teslim edildi.

KÖFTE EKMEK TERCİHİ

Gülben Ergen, bir röportajında meyvesiz bir gün geçiremediğini, ev yemeklerini tercih ederken; sebze yemeklerini, köfte ekmeği ve sıcacık bir domates çorbasını en şık yemeğe tercih ettiğini söyledi.

EKRANLARA GERİ DÖNDÜ

11 Nisan 2012 tarihinde Gülben Ergen, 16 Eylül 2013 tarihinde Show TV’de yayınlanmaya başlayan “GÜLBEN” adlı programla ekranlara geri dönen Ergen, 28 Eylül 2014 tarihinde TV sunucusu Erhan Çelik ile İzmir’in Selçuk ilçesinin Şirince köyünde evlendi.

Twitter’da @gulbenergen, Instagram’da @gulben123 hesaplarından sevenleriyle buluşan Gülben Ergen, 2015 yılında instagram hesabında paylaştığı bir çocuk fotoğrafına yorum olarak “Bakın yaradan ete kemiğe bürünmüş bana gülümsüyor” yazdı ve takipçilerinin tepkisi ile gündeme geldi.

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , , , , ,