Etiket: İnek Şaban

Şener Şen Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

26 Aralık 1941 tarihinde, o zamanlar marangozluk yapan ünlü oyuncu Ali Şen’in oğlu olarak Adana’da dünyaya gelir. Sanat hayatına İstanbul Belediyesi şehir tiyatrolarında sahneye çıkarak başlar. 

Babası gibi sinema sanatçısı olmak istemeyen Şener Şen, kendisini tiyatro oyunculuğuna adar. Ancak tiyatrodan elde ettiği kazanç yetmediği için sinemaya girmek zorunda kalır. Dublajdan tanıdığı yönetmenlere, “Figüran olarak beni de çağırın. Ama bir şartım var, yevmiyemi o gün alayım” der.

Sinemaya ilk adım attığı yıllarda figüranlık dahil her işi yapar. Beş yıl boyunca o kadar küçük rollerde oynar ki, bazen filmlerde sadece dans etmek veya başrol oyuncusundan dayak yemek zorunda kalır. 

1975 yılında sinema kariyerinde bir dönüm noktası yaşar ve Ertem Eğilmez’in unutulmaz filmi Hababam Sınıfı’nda ‘’Badi Ekrem’’ tiplemesi ile büyük sükse yapar. 

Aynı filmde İnek Şaban tiplemesi ile ün yapan Kemal Sunal ile müthiş bir ikili oluşturur ve o yıllarda büyük gişe hasılatı yapan Süt Kardeşler, Şabanoğlu Şaban, Tosun Paşa, Kibar Feyzo, Çöpçüler Kralı ve Davaro gibi filmlerde oynar.

Şener Şen, yardımcı rolleri oynayarak 1984 senesine kadar gelir. O zamanlar Anadolu piyasasına hâkim olan işletmecilerin, “Şener Şen çok tutuyor, bir filmde başrol oynatalım” isteği, Arzu Film’e, Ertem Eğilmez’e kadar gelir. 

Fakat bu istekte tehlikeli bir yan vardır. Şener Şen o güne kadar Kemal Sunal ve İlyas Salman’la yaptığı kırsal kesimdeki uyanık, üçkâğıtçı, sahtekâr, dolandırıcı köylü tiplemelerinde oynamıştır. Ancak Şener Şen bu defa halkın istediğini yapmaz. “Onların istediği filmi yapmam, başrol oynayacaksam kendi istediğim filmi yaparım” diyerek isyan bayrağını çeker ve Başar Sabuncu’nun Namuslu filminde ilk kez başrole çıkar.

Filmde Mehmet Ali Rıza Bey işine son derece bağlı namuslu bir vatandaştır. Bu nedenle çevresindekilerce hor görülür. Zimmetine para geçirdiği söylentileri ortalığa yayılınca itibar görür ve el üstünde tutulmaya başlar. Ertem Eğilmez bu film için ona “Eğer bu film tutmazsa senin hayatın başlarken biter. 

Bir daha bir fırsat yakalayamazsın. Ama öbürünü seçersen yılda beş, altı film yaparsın, para da kazanırsın” der. Oysa “Namuslu” o yılın en iyi iş yapan filmleri arasına girer ve Şener Şen’in sinema kariyerindeki ikinci perde açılır.

Yeni Şener Şen artık iyi bir insandır. İnsanları kandırmayan saf temiz yürekli birisidir. Nesli Çölgeçen’in Züğürt Ağa ‘sında saf bir köy ağasını, Milyarder’de piyangodan büyük ikramiye kazanan istasyon şefini, Muhsin Bey ‘de artist olmak isteyen bir gence yardım eden organizatörü başarı ile oynar. 

Bu yıllarda moda olan müzikallerde de gözükür. Türk sinema seyircisinin sinema önlerinde uzun kuyruklar oluşturduğu taşlamalarla dolu “Amerikalı” ve “Arabesk” filmlerini çevirir. 1996’de ise Türk sinemasında bir devrim yaratan “Eşkıya” filminde Uğur Yücel ile birlikte oynar. 

Yavuz Turgul’un senaryosunu yazdığı ve yönettiği bu film Türk sinema sektöründe o dönem için bir rekor kırmış ve 2,5 milyonu aşkın seyirciyi sinemalara çekmiştir.

2010 yılında Yavuz Turgul’un yönetmenliğini yaptığı Av Mevsimi adlı filmde Çetin Tekindor ve Cem Yılmaz ile birlikte rol almıştır.

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Kemal Sunal Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

Türkiye’nin yetişdirdiği komedi değerlerinden şüphesiz ilk akla gelen, hiç konuşmadan bile güldüren, filmlerini ilk günkü tazeliğinde izleten adam, Kemal Sunal.

İşçi bir babanın oğlu olarak başladığı hayatı, milyonları güldürerek sürdürdü. Her filminde ağlanacak halimize nasıl güleceğimizi, nasıl bir koca, nasıl bir baba, nasıl bir ev erkeği olacağımızı öğrendik ondan. İşte bu yüzden evimizden biri sayıp soframıza, muhabbetimize, 5 çayımıza konuk ettik, o hiç bilmeden…

Kemal Sunal nasıl bir çocuktu

10 Kasım 1944’te annesi Saime Hanım ve babası Mustafa Bey’in ilk çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya geldi. Ama o doğum gününü Atatürk’e saygı sebebiyle hep 11 Kasım’da kutladı.

Bazen dış dünyayla tüm bağını koparacak kadar içine kapanık bir çocuktu. Ancak yine de her çocuk gibi yaramazlıklarıyla meşhurdu. Dar gelirli bir ailenin en tezat üyesiydi.

Kemal Sunal’ın vefatının 17. yıl dönümü VİDEO

Okul yılları

Annesi ilkokula başladığı gün Kemal’in farklı bir çocuk olacağını anlamıştı. Çünkü Kemal tezat duyguları bir arada tutabiliyordu. Okulun ilk günü diğer bütün çocuklar ağlarken o annesinin yanında öylece durdu ve sadece etrafı izledi. Gözlem yapmaya o gün başlamıştı.

Çekingenliği, o utandıkça yüzünün kızarmaları liseye kadar sürdü. Vefa Lisesi’ne başladığında artık kendini daha iyi ifade ediyordu. Bu onu daha neşeli ve güleryüzlü gösteriyordu.

Elbette saygısını kaybetmedi, ama arkadaşlarıyla haylazlık peşinde koşmaktan da geri kalmadı. Aslında çocukluk zamanlarını lise sıralarında bulmuştu.

Kemal Sunal sahneyle ilk kez tanışıyor

Çocukluğundan beri tiyatro Kemal’in ilgisini hep çekti. Lisede Felsefe Öğretmeni Belkıs Hanım onun bu ilgisini fark etti ve profesyonel oyunculuğa başlayabilmesi için önemli kişilerle tanıştırmayı teklif etti.

Ancak Kemal’in babası Mustafa Bey, oğlunun tiyatrocu olmasını istemiyordu. Bir süre çok karşı çıktı ama oğlunun isteğine ve öğretmeninin ricalarına daha fazla karşı duramadı.

Belkıs Hanım, Kemal’i Kenter Tiyatrosu’na götürdü ve Müşfik Kenter ile tanıştırdı. Kemal’in sahneye çıktığı ilk oyunda hiç sözü olmamasına rağmen seyirci ona gülüyordu. Müşfik Kenter ve kendisi bu duruma o anda anlam veremeseler de zaman her şeyi gösterecekti.

Kemal Sunal sinemada

Kemal, Kenter Tiyatrosu’nda bir yıl kaldı. Daha sonra Pendik Tiyatrosu’nun kurulacağını öğrendiğinde oraya gitti. Kadim dostu olacak Bülent Kayabaş ile burada tanıştı.

Pendik Tiyatrosu ilgi göremedi ve onlar çok fakirdi. Hayatın içinde sürüklenecekler, ama oyunculuk sevdasından vazgeçmeyeceklerdi.

Kemal’in Pendik Tiyatrosu’ndan sonraki durağı, Devekuşu Kabare Tiyatroları oldu. Onu bize tanıtan talih yüzüne burada güldü. Çünkü kabarede sergilen oyunu Münir Özkul ve Ertem Eğilmez izlemeye gelmişti.

”Dün Bugün” adlı oyunda Münir Özkul, Kemal’den çok etkilendi ve Ertem Eğilmez’e beğenisini şu sözlerle dile getirdi:

”Bak Ertem, dikkat bu çocuğa. İş var bunda”

Böylece Kemal, Ertem Eğilmez’in yönetmelik koltuğuna oturacağı ”Tatlı Dillim” sinema filminin oyuncu kadrosundaydı.

Kemal Sunal’ın sinema kariyeri

1973 yapımı ”Tatlı Dillim” filmiyle kamera önüne adım atan Kemal Sunal, artık yürüyebilirdi. Bundan sonra bugün hala sıkılmadan izlediğimiz, İnek Şaban, Süt Kardeşler, Davaro, Sakar Şakir, Çöpçüler Kralı, Kapıcılar Kralı … filmlerinde rol aldı. Özellikle ”Hababam Sınıfı” serisindeki rolü ile anıldı.

Kendine özgü tavırları, güler yüzlü karakteriyle her zaman izleyicisinin sevgilisi oldu. 7’den 70’ye herkesin gönlünü kazanmayı bildi ve halkın sanatçısı olarak unutulmazlar listesine adını yazdırdı. Her zaman saf bir karakter olarak karşımıza çıkan Kemal Sunal, artık hepimizin sevgilisi olmuştu.

Bu süreç ona maddi manevi kazançlar sağladı. Çocukluk yılları ve özellikle tiyatroya ilk başladığı zamanlarda yaşadığı parasızlıktan sonra, bugün onun için rüya gibiydi.

O hiç ücret almamış olsa da, 1990’da artık tüm filmleri ekranda gösterilecekti.

Kemal Sunal evlendi

Kemal ve Gül aşık olmuşlardı. 1974’te aşklarını evlilikle taçlandırdılar. Tüm Türkiye’yi güldüren adamla evlenmek muhtemelen sürekli bir filmin içinde yaşamak gibi büyülü bir şeydi.

Bu evlilikten Ali ve Ezo dünyaya geldi.

En iyi erkek oyuncu ödülü

1976 yapımı ”Kapıcılar Kralı” filmi Kemal Sunal’a 1977’de Antalya Film Festivali’nde Altın Portakal En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü kazandırdı. Kuşkusuz ki, komedi dalında görüp görebileceğimiz en iyi oyuncu oldu.

Yıllar sonra yüksek lisans

Kemal Sunal, 12 Eylül dönemi sebebiyle üniversiteye devam edememişti. Yarım bırakmak istemedi ve Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü’ne geri döndü. 1995’te artık üniversite mezunuydu.

Mezuniyetinin üzerine yüksek lisans yapmaya karar verdiğinde tez konusu olarak kendi filmlerinin sosyolojik incelemesini seçti. Daha sonra tezini bir kitap haline getirdi ve ona ”Televizyon ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü” adını verdi.

Kemal Sunal öldü

Toplamda 82 filmde rol alan Kemal Sunal 83. filmi olması gereken Balalayka‘nın çekimi için bindiği Trabzon uçağında kalp krizi geçirerek hayata veda etti. Takvimler 3 Temmuz 2000’i gösteriyordu ve Kemal Sunal 56 yaşındaydı.

O güzel kalbi, gülen yüzü hayatın içinde her zorluğa dayandı da uçak korkusuna yenik düştü. Bu an muhtemelen güldürmediği tek andı. Çünkü biz onun en acıklı sahnelerinde bile gerçekten üzülmedik aslında. Çünkü bıyık altından gülüşünü, içten gelen enerjisini hep hissettirdi.

Çünkü o Kemal Sunal’dı. Çünkü o, İnek Şaban’dı. Çünkü o, çöpçüler, kapıcılar, ama hepsinden önce kalbimizin kralıydı.

Bu yüzdendir ki, sen de asla ölmeyecekler listesindesin ve her zaman gülen yüzümüz olacaksın, sevgili İnek Şaban. Biz yine seni izlemekten hiç sıkılmayacağız.

Seni, hiç unutmayacağız…

Damla Karakuş

[email protected]

Not:

Biyografisini okumak istediğiniz kişileri lütfen bizimle paylaşın.

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , ,