Etiket: karacaoğlan

Karacaoğlan Hayatı

Karacaoğlan

Onyedinci yüzyılda yaşamış çok ünlü bir halk şairimizdir. Doğum, ölüm tarihleri kesinlikle bilinmemekle birlikte, 1606’da doğduğu, 1680’de öldüğü sanılıyor. Karacaoğlan’ın nerede doğup nerede öldüğü de belli değildir. Ancak, güneydoğu illerinde yaşadığı, Toros dağları, Adana, Gaziantep, Hatay dolaylarında ömrünü genellikle gezginci bir halk ozanı olarak geçirdiği anlaşılıyor.

Türkmen boyundan bir ozan olan Karacaoğlan, Anadolu’nun daha uzak bölgelerine de gitmiş, Rumeli’de yapılan savaşlara bile katılmıştır. Bütün bunlar, onun çeşitli şiirlerinde ettiği sözlerden, yaptığı tasvirlerden anlaşılmaktadır.

Karacaoğlan çok güçlü eserler meydana getirmiş bir halk şairidir. Zamanında Türkçe konuşulup yazılan bütün yurt içi ve yurt dışı ülkeleri saran geniş ünü, ölümünden sonra da çoğalarak süregelmiştir. Bütünüyle hece vezninde, baştan başa halkın öz diliyle meydana getirdiği şiirlerinde Türk zevkini, yaşayışım, özlem duygularını, sevgiyi, çeşitli güzellikleri, bu arada yurt köşelerini derin bir içtenlikle dile getirmiştir.

Koşma, koçaklama, türkü gibi halk şiir türlerinin hemen hepsinde şiirler düzenlemiş bulunan Karacaoğlan’ın dağınık bir halde bulunan eserleri ancak 20. yüzyılda toplanmış, bir araya getirilerek yayımlanmıştır. Ozanın bütün şiirlerinin sayısı 500’ü geçer. Karacaoğlan, çoğunlukla hecenin 6 + 5, 4 + 4, 4 + 4 + 3’lü ölçülerini kullanmıştır.

İşte yurt güzelliklerini anlatan şiirlerinden biri. Karacaoğlan bu şiirinde, en çok yaşadığı, yakından tanıdığı Çukurova’da kışın sona erip baharın gelişini bakın ne güzel anlatıyor:

Çukurova bayramlığın giyerken
Çıplaklığın üzerinden soyarken
Şubat ayı kış yelini kovarken
Cennet dense sana yakışır dağlar

Ağacınız yapraklarla donanır
Taşlarınız bir birliğe inanır
Hep çiçekler bağrınızda gönenir
Pınarınız çağlar akışır dağlar

Rüzgâr eser dallarınız atışır
Kuşlarınız birbiriyle ötüşür
Ören yerler bu bayramda pek üşür
Sümbül niçin yaslı bakışır dağlar

Karac’oğlan size bakar sevinir
Sevinirken kalbi yanar gövünür
Kımıldanır hep dertlerim devinir
Yas ile sevincim yıkışır dağlar

Kelimeler:

Gönenmek: mutlu olmak;
ören: bakımsız, harap;
gövünmek: yanmak, tutuşmak;
devinmek: kımıldamak, hareket etmek;
yıkışmak: güreşmek.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Karacaoğlan Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

Karacaoğlan
KARACAOĞLAN ( 1606 – 1679)

Büyük halk şairlerimızdendir. Kendi şiirlerinden çıkarılan bilgiye göre Karacaoğlan XVII. yüzyılda yaşamış bir yeniçeri saz şairiydi. Büyük bir ihtimalle 1606’da Adana’nın Bahçe ilçesinin Fersak köyünde doğdu. Sailoğulları’ndandı.

Bütün halk şairleri gibi, Karacaoğlan da daha küçük yaşta saz çalmaya, şiir söylemeye başlamıştı. Biraz büyüyünce, elde sazı, bütün Anadolu’yu köy köy gezdi. Yeniçeri ocağına girdi. Bu arada başından birçok macera geçti. Tabiata âşıktı. Gezdiği, gördüğü yerleri, başından geçenleri koşmalarında, türkülerinde anlatmıştır. En çok Adana, Urfa, Muş, Hukka, Halep, Munhuç gibi güney şehirlerini dolaşmıştı.

Bir rivayete göre onu böylece köy köy dolaştıran sebep, çok küçükken sevdiği «Karakız» adlı bir güzeldir. Şair bu sevginin izlerini ölünceye kadar gönlünden çıkaramamıştır. İki sevgili de asla birbirine kavuşmadılar. Güya ölümlerinden sonra Karakız bir tepeye, Karacaoğlan da bunun karşısında bir başka tepeye gömülmüşler.

Karacaoğlan, Adana bölgesinin derebeylerinden olan Kozanoğullları ile bir türlü geçinemedi. Kozanoğulları, ne yoldan olursa olsun, Karacaoğlan’ı öldürtmek istediler. Bu yüzden şair, sazını koltuğuna kıstırıp Van’a kadar kaçtı. Çok yer gezmiş olan şair, doğuda İran’a, güneyde Arabistan’a, Irak’a, kadar gitti. Büyük yoksulluklara katlandığı, zorluklarla karşılaştığı da anlaşılıyor. En güç zamanlarda bile hayata bağlı kalmıştı.

Karacaoğlan, bütün şiirlerini hece vezniyle yazmıştır. Kullandığı tek tük yabancı sözleri bile Türk söyleyişine uydurmuştur.

KARACAOĞLAN’DAN BİR ŞİİR:

KOŞMA

Elâ gözlerini sevdiğim dilber
Seni görmiyeli göresim geldi
Altın kemer sıkmış ince belini
Usul boylarını sarasım geldi

Küçücüksün güzel, etme bu nâzı
Ciğerime bastın, ateşi közü
Başına sokmuşun gülü nerkizi
Yüzümü yüzüne süresim geldi

Eladır gözlerin karadır kaşın
Aradım cihanı bulunmaz eşin
Yaylanın karından beyazdır dişin.
Uzanıp üstüne ölesim geldi.

Karac’oğlan der ki bilirim seni
Adadım yoluna kurban bu canı
Koynunda beslenen ayvayı narı
Çözüp düğmelerin deresim geldi.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , ,