Etiket: şiirleri ile ilgili bilgi.

Baki (Mahmut Abdülbaki) Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Mahmut Abdülbaki (Baki); Divan şairi (İstanbul 1526 – ay. y. 1600). Cami ve medrese derslerini izledi. Tanınmış şair Zâti’nin (1477-1546) meclislerinde bulundu. Kanuni Sultan Süleyman’a sunduğu (1554) ilk kasideden başlayarak yeteneğini kabul ettirmeyi başardı. 1564’ten sonra müderrislik yaptı. 1576 -1582 arasında Mekke ve Medine kadısı oldu.

1584’teki İstanbul Kadılığı’ndan sonra önce Anadolu (1585) sonra Rumeli Kazaskerliği’ne (1591) yükseldi, zaman zaman yitirdiği görevine yeniden döndüyse de şeyhülislamlık makamına ulaşamadı. Bu özlemini şiirlerinde dile getirildiği kabul edilir. Ömrünün 1566’ya kadarki ilk kırk yılında Sultanü’s-şuhara ustalığı açıkça kabul edilmiş bir önemdeyken kendisini değerlendiren Kanuni’nin ölümü üzerine duyduğu büyük acıyı hem görkemli bir üslup, hem çok içten bir lirizmle dile getirdi. Sekizer beyitlik yedi bentten oluşan bu güçlü terkib-i bent, aradaki vasıta beyitlerinin de özgün eklentisiyle Divan Edebiyatı’nın en seçkin örneklerinin başında gelir. İran Edebiyatı’nın etkisinde ve izinde giden ilk sözcülerden sonra Bâki, Türk Divan şiirine Türkçenin uyum olanaklannm, aruz ustalığını kattı; özgün buluşlara dayalı duygu zenginliğiyle şiirimize bize özgü hava ve üslubu kazandırdı. Dil kusursuzluğu, “taze mazmun” özgünlüğü, din dışı yaşam konularındaki canlı söyleyişi edebiyat sanatları açısından yenilik ve özelliği sanatının başlıca özellikleridir.

Şiirlerini Divanda topladı. Münacaat, naat gibi dinsel konularda eser vermemiş olan Bâki’nin en önemli ürünleri kaside ve gazelleridir. Çeşitli yazma nüshaları karşılaştırılarak ve bazı eksikliklerle 1859 ve 1910’da basıldı. Tam basımını Sadettin Nüzhet Ergun gerçekleştirdi (1935;659 şiir).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Federico Lorca Garcia Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Federico Lorca Garcia İspanyol şair ve yazarıdır (Granada/Fuenteva-queros 1899-Granada 1939). 1914’te Granada Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ ne girdi. Hukuktan çok edebiyat, müzik ve resimle ilgilendi. Yaptığı bir yurt gezisinden çok etkilendi: İmpresiones y Paisajes (İzlenimler ve Görünümler) 1918. Madrid Üniversitesi’ne geçti. Burada masalsı havadaki ilk oyununu yazdı, hemen sahnelendiyse de (El Maleficio de la Mariposa: Kelebeğin Büyüsü) 1920, pek ilgi görmedi. Ardından gelen ilk şiir, özgün şairliğini herkese sezdirdi. Libro de Poemas (Şiir Kitabı) 1921. Kamuoyunun asıl onayı ise birkaç yıl sonraki iki eseriyle gerçekleşti. Cansiones (Türküler) 1927, Mariana Pineda (oyun, aynı yıl Madrid’de sahnelendi). Bu yıllar adının büyüdüğü, ününün yayıldığı, çeşitli sanat alanlarındaki (müzik, resim) başarılarının da gözlendiği, “1927 Kuşağı” diye adlandırılan bir küme genç şair arasında yer aldığı, değişik gezilerle izlenimlerini zenginleştirdiği, kökeni halk şiirine dayalı özgün şiirleriyle hep olumlulukla değerlendirildiği canlı dönemdir (1922-1928); değerli şiir kitabı da 1928’de çıktı: Rommancero Gitano (Çingene Baladları). 1929-1930 arasında uzun ve değişik geziler yaptı. Paris, Londra, Iskoçya, New York, Havana izlenimleri, renkli gözlemler, konferanslar, zengin kültür ürünlerinin tanınması, şiir birikimi (ancak 1948’de yayımlanabilen) Poeta en Nueva York (Şair New York’ta). Bu arada Poema del Cante Jondo’yu (Canto Jondo’nun Şiiri) 1931, yayımladı. Daha yakın ve yoğun bir ilgiyle tiyatroya yöneldi; hem yazarak, hem gezici Barraca grupunun yöneticiliğini üstlenerek. İspanya’da cumhuriyet kurulmuş (14 Nisan 1931) demokrasi umudu canlanmıştır. Bu dönemdeki oyunları: Amor de Perlimplin con Belisa en Su Jardin (Don Perlimplin ile Belisa’nın Bahçede Sevişmesi) 1.931, Dona Rosita la Soltera (Kızkurusu Gül Hanım) 1935, birbirine bağlı görünen üç çağdaş tragedya: Kanlı Düğün (Bodas de Sangre) 1933, Yerma (1934), Bernarda Alba’nın Evi (la Casa de Bernarda Alba) 1936.

G. Lorca, ülkesinin halk gelenek ve beğenisinden yola çıkmayı ilke edinen tutumları izinde hem şiirini hem tiyatrosunu sağlam temellere dayanan en güçlü çağdaş şairlerden biri sayılır. Öteki kitapları: Llanto por İgnacia Sanchez Mejias (İ.S.M. için Ağıt, uzun şiir) 1938, la Zapatera Prodigiosa (Taze Eskici), oyun, 1930 vb.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Karacaoğlan Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Karacaoğlan; halk şairidir. (1606- 1679). Saz şiirinin bütün özelliklerini, aşık geleneğinin en özlü ve güçlü niteliklerini taşıdığı halde kimliği ve kişiliği üzerine hiçbir kesin bilgi yoktur. Beş, yüze yakın şiiri sözlü ve yazılı gelenekteki derlenmesine karşın ne doğum ne ölüm yılı, ne yaşayıp yetiştiği yerler hatta yüzyılı belli değildir. 17. yüzyıldan bugüne düzenlenmiş yazmalarda şiirlerine rastlandığı, çeşitli cönklerde örnekleri bulunduğu, Ali Ufki Beyi’in (1610-1675) düzenlediği Mecmua-yı Saz ü Söz (1650) eserinde iki türküsü yer aldığı, yurt çapında bütün aşıklar onun şiirlerini ezerden bilip yaydıklan halde şiirlerini ezberden bilip yazdıklan halde sayısız halk inanışıyla adı çevresinde oluşan söylencelerden başka güvenilir dayanak yoktur. Bir de bazı şiirlerinde geçen özel adlar, birkaç tarih olayı, onun söyleyip söylemediği kesin olmayan açıklamalar: Konudaki çabaların başlangıcı da ancak elli yıllık geçmişe uzanır. Eski anlayış, onun yalın ve etkili doğal koşmalarının tadına varamamıştır. Yunus Emre’nin de Karacaoğlan’ın da dil ve deyiş değerleri ancak yüzyılımızda anlaşılabildi. Böylece Karacaoğlan şiirleri de eski yazma derlemeleriyle halka cönklerinden, yaşayan aşıkların bellek toplamlarında süzülerek ışığa çıktı.

İlkin Sadettin Nüzhet Ergun’un başladığı Karacaoğlan derlemeleri (1933) sözlü ve yazılı bütün kaynakların elden geçirilişiyle yaraştıncıların çeşitli emekleriyle zenginleştir. Onun adına bağlanan şiirlerin hepsini onun saymaktan başka çare de yoktur. Çünkü eserinin belirgin nitelikleri ortada olmadığı için bu konuda büyük yanılgılara düşülmez. Karacaoğlan geleneğini canlı tutan Güney Anadolu söylentilerine göre o bir Türkmen şairidir, aşiret yaşamı içinde yetişmiş, çeşitli yerler dolaşmış, aşklan ve serüvenleri çevresinde söylenceler doğmuştur. Kendi eseri içinde rastlanan bazı parçalarla da desteklendiği gibi 17. yüzyılda yaşamış yüzyılın ikinci yansına ün kazanmış olmalıdır.

Önemli özellik, Karacaoğlan’ın, çağdaşı öteki şehir aşıklarını (Aşık Ömer, Gevheri) kapıldıklan etkiye girmeden en yalın ve yatıksız halk diliyle hep hece ölçüsü kullanıp aruza hiç yönelmeden, 8’li ve 11 ‘li kalıplarla koşmalar, semailer, türkü ve destanlar söylemiş olması; yaşadığı çevrenin doğa güzellikleriyle dil özgünlüğünü yaşatması, halk ruhuna yakın gelen bir içtenlik ve doğruluğu eserlerine yansıtması, aşk ve gurbet konularını işletmesi, halk şiirinin en doğal ustası olmasıdır. Şiirlerinde gezip gördüğü yerlerin bir bir adı geçer: “İndim seyran ettim Firengistan / Gülleri var bizim güle benzemez…” Böylece kaynağına bağlı yerli özellikleriyle Karacaoğlan şiiri Aşık Edebiyatı’nın en büyük övüncü olduğu gibi Cumhuriyet sonrasında yurt gerçeklerine bakan günümüz sanatçıları için de başlıca kaynaktır; onun şiirinde din ve tasavvufla ilgili, Tekke Şiiri’nden gelen hiçbir etkiye de rastlanmaz.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Ziya Osman Saba Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Ziya Osman Saba; şair ve yazardır (İstanbul 1910-ay.y. 1957).

Yatılı okuduğu Galatasaray Lisesi’ni (1931), Cumhuriyet gazetesi muhasebe servisinde çalışırken de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi (1936). Bir bankadaki görevinden ayrılıp Milli Eğitim Basımevi Tashih Bürosu şefi oldu (1945-1950), geçirdiği kalp hastalığı üzerine Kadıköy’deki evinde Varlık Yayınevi’nin işleriyle uğraştı, evinde öldü (29 Ocak). İlk şiiri Servetifünun dergisinde (Ocak 1927) çıktı, bu dergide tanıştığı arkadaşlarıyla (Yaşar Nabi Nayır, Sabri Esat Siyavuşgil, Cevdet Kudret Aksal, Kenan Hulusi, Muammer Lütfi, Vasfi Mahir Kocatürk) Yedi Meşale topluluğunda birleşti (1928). Meşale dergisine yazdı Yazı ve şiirlerini (15 Temmuz 1933) ilk sayısından başlayarak çoğunlukla Varlık dergisinde yayımlattı. Yedi Meşaleciler’in şiire en sadık şairi Ziya Osman; çocukluk özlemi, anılara düşkünlük, ev-aile sevgisi (iyileştirilmez bir sinir hastalığı ile Akıl Hastanesi’nde yatan ilk eşine yıllarca bağlı kaldıktan sonra ikinci kez evlendi), yoksul yaşamlara karşı utanç ve acıma, Tanrı’ya kulluk, yazgıya boyun eğiş, küçük mutluluklarla yetinme, ölüm yakınlığı, öte dünya özlemi gibi konuları işledi. 1940’tan sonra özgür biçimle de yazdı. Üzgün ve yumuşak, açık, duru şiirleri bıraktı. Öykülerinde de genellikle bir anı havası görülür.

Şiir kitapları: Sebil ve Güvercinler (1943), Geçen Zaman (1947), Nefes Almak (1957). Aynı ayı birkaç kez basılmış bu üç kitabındaki bütün şiirleri sonradan tek kitapta toplandı: Geçen Zaman – Nefes Almak 51974). Öykü kitapları: Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi (1952), Değişen İstanbul (öl. s. 1959).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Vladimir Mayakovski Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Vladimir MayakovskiVladimir Mayakovski; Sovyet şair ve yazarıdır (Gürcistan/Kutais İli/Bağdadi 1893-Moskova 1930).

Lise başlangıcında 1905 devrim girişiminin sokak gösterilerine katıldı. 15 yaşlarında Sosyal Demokrat Parti’ye girdi, bildiri dağıtmakla suçlanarak ikinci tutuklanışında on bir ay hapishane hücresinde kaldı (1909), salıverilince öğrenimini sürdürdü, resme ilgi duyarak uygulamalı sanat okullarının çeşitli atölyelerinde eğitim gördü, tanışıp arkadaş olduğu şair David Burlük’ün (1882- ?) yüreklendirmesiyle şiir yazmaya başladı (1912). Rus toplumunun alışkanlıklarına uygun olarak edebiyatçıların toplandığı kahvelerde şiirlerini özel bir eda ile okumaya dergilerde şiir yayımlamaya girişti “Ben, Kendim, 1922-1928” başlıkla yazısında mizacının oluşumunu, yeteneğinin gelişimini ayrı bir mizah değerlendirmesiyle sıralar. 1914 içinde Fütürist arkadaşlarıyla Rusya gezisi; 1915’de Finlandiya gezisi, sanatçı çevrelerine rahatlıkla giriş, heykelci Lili Brik ile tanışma, iki uzun şiirinin doğuşu: Pantolonlu Bulut, Omurganın Flütü.

Ertesi yıl askerlik görevi, savaş cephesi, iki uzun şiir daha: Savaş ve Evren, İnsan; Maksim Gorki ile “Yılın Olayları” dergisinde işbirliği (1916). Devrime inanç ve coşkuyla katılış (1917), Halk Eğitimi Komiserliği yönetiminde (Lunaçarski) çalışma, afişçilik, şiirin silah olduğu çağ. 1918’de aynı örgütün çıkardığı Toplumun Sanatı dergisinde fütürist arkadaşlarıyla birlikte çalışma, Gizemli Güldürü oyunun ünlü yönetmen Meyerhold tarafından sahnelenişi, Devrime Övgü, Solun Yürüyüşü şiirleri. 1919’da devrimci propaganda çalışmaları; 1921’de iki ünlü uzun şiir: 150 milyon, Seviyorum. 1922’de taşlama şiirlerini beğenen Lenin’in övgüsü, bir Berlin yolculuğu. 1823’de işte Bundan şiiri. Lef dergisinin yönetiminde görev. Beşinci Enternasyonal şiiri. Lenin’in ölümü üzerine ağıt: Vladimir İlyiç Lenin (1924). İzvestia gazetesinin muhabiri olarak Fransa ve ABD gezileri. 1926′ da tartışmalı konferanslar. 1927’de uzun şiir: İyi, Prag, Berlin, Paris yolculukları, Pravda gazetesinde çalışma 1928. “Yeni Lef in yayımı, Paris gezisi, yeni tanışıklıklar, yeni aşk ilişkileri; 1929’da yeniden Paris, Tahtakurusu oyununun yine Meyerhold yönetiminde sahnelenişi. Son yılı olan 1930’da Proleter Yazarlar Derneği’ne üyelik. Resim sergisi. Meyerhold Tiyatrosunda Banyolar oyunu, şiiri Avazı Çıktığı Kadar, 14 Martta canına kıyış. Kentsoylu (burjuva) değerlerine karşı çıkan, bu yolda her türlü söz silahına, alaya, yergiye, başvuran Rus fütüristleri arasında; şiirinin ses ve söz gücü, nükte özü, içten inancı ve etkili biçim yenilikleriyle öne çıkmıştır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,

Hayâlî Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Şair)

hayaliHayâlî; divan şairidir (Vardar Yenicesi ? – Edirne 1557).

Asıl adı: Mehmet Kalenderi dervişleri arasında geçen başıboş yıllardan sonra bile medreseyi tamamlayamadı. Buna karşılık doğuştan gelen üstün yeteneğiyle yalın, güçlü, özlü şiirler yazarak dikkati çekti. Defterdar İskender Çelebi ile Sadrazam İbrahim Paşa tarafından korundu. Kanuni Sultan Süleyman‘ın şiir çevresinde değeri verildi.

Esirgeyicilerinin öldürülmelerinden sonra sancakbeyliğiyle saraydan çıktı, bey diye anılır oldu. Adı gibi zengin düşgücü, etkili duyarlığı, sesi ve uyumu kusursuz şiirleriyle yüzyılın en usta şiir sanatçıları arasında yer aldı: Melikü’ş Şuâra (Şairler Efendisi), Hayal-i Meşhur (Ünlü Hayali) diye anıldı. Kaside ve gazellerden oluşan tek eseri Divan, Prof. Ali Nihat Tarlan’ın emeğiyle basıldı: Hayali Bey Divanı (1945).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Heinrich Heine Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Heinrich HeineHeinrich Heine; Alman şair ve yazarıdır (Düsseldorf 1797 – Paris 1856).

1821-1823 arasında Berlin’de hukuk okurken, felsefe ve edebiyata yöneldi, adım duyuran yazıları da bu dönemde gazetelerde çıktı; Briefe aus Berlin (Berlin Mektupları), Über Polen (Polonya Üzerine). Yürüyerek yaptığı bir gezi sonunda Weimar’da Goethe’yi ziyaret etti (1824). Göttingen Hukuk Fakültesi’ni bitirdi (1825), toplum düzenine daha kolay uyabilmek için Yahudiliğin yerine Hristiyanlığı seçerek Protestan oldu. Gedichte (Şiirler) 1821 ile dikkati çektikten sonra başarılı saymadığı iki oyun denemesi (Almonsor, 1823, William Rackliff, 1823) yazdığı için bir daha bu türe dönmedi. Yaptığı değişik gezilerin hüzünlü izlenimlerini dile getirdi: Die Nordsee (Kuzey Deniz) 1825-1826; Dip Harzreise (Harz Gezisi). Önemli şiir derlemelerinden biri 1827’de basıldı: Şarkılar Kitabı (Buch der Leder), İtalya ve İngiltere’ye yaptığı gezilerin ürünü olan Reisebilder (Yolculuk Tabloları) 1826-1831. Gittikçe liberal görüşlerinden ötürü sansüre uğradığı ülkesinden ayrılarak Paris’e yerleşti (1830); barış, özgürlük, eşitlik havasını orada buldu, bir daha yurduna dönmedi. Fransa ve Almanya’ yı daha çok kaynaştıracağını umarak iki ilginç inceleme yayımladı; Fransözsische Zustande (Fransa’nın Durumu) 1832, De l’Allemagne (Fransızca, Almanya Üstüne) 1833. Bütün şiirlerini derledi; Neue Gedichte (Yeni Şiirler) 1844. Şiirsel destanları da bu yıllarda çıktı; Atta Troll, Ein Sommernacht (A.T. Bir Yaz Gecesi Rüyası) 1843. Deutschland Ein Wintermarchen (Almanya Bir Kış Masalı) 1844. Kendisini yatağa bağlayan (1848-1856) uzun hastalığı sırasında yazabildiği şiirler, Romanzero kitabındadır (1851).Büyük Alman romantikleri arasında sayılan H. Heine, aynı zamanda Genç Almanya (Jungdeutchland) topluluğu içinde yer aldı.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Hesiodos Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

hesiodosHesiodos; Eski Yunan şairidir (İÖ 8. yüzyıl).

Yaşamı üzerine, açık, kesin, bilgileri yoksa da ele geçmiş eserlerinin tanıklığı vardır: Erga Kai Hemerai (İşler ve Günler) kardeşi Perses ile çözümleyemediği miras sorunu vesilesiyle yazılmış 826 dize. Hak ve adalet, çalışma ve üretim, tarla işleri, denizcilik uğraşı, günlük yaşam için gerekli öğütler, her ayın günlerinde yapılması doğru olacak işler; Theogonia (Evrenin Yaratılışını, Tanrıların soy kütüğünü, aralarındaki ilişkileri, Yunan mitolojisine kaynak olan bilgileri veren eser; 1022 dizelik öğretici şiir). Aspis Herakleus (Herakleus’un Kalkanı) adlı şiirin ilk 54 dizesi.

Theogonia, (Tanrıların Yaratılışı): Yunan öncesi kaynakların (Fenike, Sümer, Babil…) söylencelerini kendi dünyasının inançlar sistemi biçimine dönüştüren tutarlı bir kaynak sayılır. Bu dinsel bileşim, evrenin yaratılışından başlayarak (Khaos) üç kuşaklık tanrı soyunun çatışmalarıyla sürer: Uranos-Gaia, Kronos-Rehia, Zeus-Hera. Sonunda evrensel barışa ulaşan Olympos tanrılarının aile ilişkileri, dölleri, yaşam özellikleri konu edinilir. Roma mythos yazarlarına da kaynak olan başlıca eserdir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Hermann Hesse Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Hermann HesseHermann Hesse; Alman şairi ve yazarıdır (Württemberg 1877 – İsviçre/ Montagnola 1962).

Ailesinden ayrılarak (1890) yalnız yaşadı, öğrenimi yarım kaldı. Çeşitli kentleri gördükten sonra 1899’da Basel’e yerleşerek kitapçılık yaptı. Aynı yıl gençlik ürünü şiirlerini kitaplaştırdı (Romantische Lieder: Romantik Şarkılar, Gedichte: Şiirler, 1902), özyaşamının aile çatışmalarını konu edinen ilk romanıyla tanındı: Peter Camenzid (1904); aynı sorunu ikinci romanında da işledi: Unterm Rad (Tekerlek İzi) 1906. Yaşamıyla eserini koşut yürüterek mutsuz evlilikleri romanlaştırdı: Gertrud (1910), Rosshalde (1914), Knulp (1915). Almanya’dan ayrılıp (1912) yerleştiği Bern’de Kızılhaç’ta görev aldı, aradaki Hindistan gezisinin (1911) etkisiyle yaşam ve uygarlık çelişkilerini aldı, bir süre psikanaliz bakımında kaldı, 1919’da kesinlikle yerleştiği Montagnola (Lugano Gölü kıyısı) kasabasında çalışmalarını sürdürdü, dergi çıkardı (Vivos Voco, 1919-1923), İsviçre yurttaşlığına geçti (1923). Şiirden vazgeçmeden (Gedichte des Malers: Ressamın Şiirleri, 1920; Ausgewählte Gedichte: Seçilmiş Şiirler, 1921; Italien: İtalya, 1923; Musik de Einsamen: Yalnızlığın Müziği, 1925; Tros der Nacht: Gecenin Avuntusu, 1929), romanlarını sürdürdü: Demian (1919), Siddeharta (1922), Der Stephenwolf (Bozkır Kurdu) 1927, Narziss und Goldmund (Nergis ve G.) 1930, Das Galasperlenspiel (İncik Boncuk Oyunu) 1943. Eserlerinin toplam değer ile Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandı (1946). Genellikle şiir ve roman ürünlerinin gölgesinde kalan birçok öykü derlemesiyle denemeleri de vardır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Atilla İlhan Hayatı

Atilla İlhanAtilla İlhan; şair ve yazardır (Menemen 1925 – 11 Ekim 2005).

İstanbul’da Özel Işık Lisesi’ni bitirdi (1946), aynı yıl CHP Şiir Yarışması’nda C. S. Tarancı’dan sonra ikincilik kazanması (Duvar kitabında yer alan Cebbaroğlu Mehmet) dikkatleri üstüne çekti. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdiyse de bitirmeden ayrıldı (1949), edebiyata bağlandı, üç kez gidip altı yıl kaldığı (1949-1962 arasında) Paris kültür çevrelerinde beslendi, gözlem ve okumalarla kendini yetiştirmenin bütün olanaklarından yararlandı. Kalemini uzun yıllar gazetecilikte kullandı (Demokrat İzmir Gazetesi genel yayın yöneticiliği, başyazarlığı, 1975). Şiir, deneme, roman, köşe yazısı, senaryo, eleştiri türlerinin hepsinde özgün kişiliğiyle benzersiz üslubunun ilginç ürünlerini verdi. Biçim sıkıdüzenini, ses gücünü, imge yeniliğini gözardı etmeden etkili, uyumlu, yine de özgür, düzyazıya aykırı gelmeyen kolay bellenir bir şiir deyişini sürdürdü.

Şiir Kitapları: Duvar (1948), Sisler Bulvarı (1954), Yağmur Kaçağı (1955), Ben Sana Mecburum (1960), Bela Çiçeği (1962), Yasak Sevişmek (1968), Tutuklunun Günlüğü (1973, TDK Şiir Ödülü, 1974), Böyle Bir Sevmek (1977), Elde Var Hüzün (1982). İlk iki romanından Sokaktaki Adam 1953; Zenciler Birbirine Benzemez 1957 sonra zaman bakımından birbirine eklenen değişik bunalım dönemlerinde hemen aynı kişilerce ve yakınlarınca yaşanan bir ırmak-romanın başarılı ürünlerini yarattı: Kurtlar Sofrası (2 cilt, 1963-1964), Bıçağın Ucu (1973), Sırtlan Payı (1974, Yunus Nadi Armağanı 1974-1975), Yaraya Tuz Basmak (1978), Fena Halde Leman (1980), Dersaadette Sabah Ezanları (1981), Haco Hanım Vay (1984).

Gezi notları (Abbas Yolcu, 1958) dışında en çok ilgi uyandıran bir dizi kitabı, yeterince düşünülüp değerlendirilmeden bağlanılan bazı kavram ve ülkülerin gerçek yapısını arayan inceleme denemeleri oldu: Hangi Sol (1970), Hangi Batı (1972), Hangi Seks (1976), Hangi Sağ (1980), Gerçekçilik Savaşı (1980), Hangi Atatürk (1981).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Arthur Rimbaud Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Arthur Rimbaud

Jean Arthur Rimbaud; Fransız şairidir (Charleville 1854-Marsilya 1891).

16 yaşında yeteneğinin parlaklığıyla öğretmenlerini şaşırttığı gibi, Sensation, Ophelie ve Credo in Unam gibi şiirlerini gönderdiği Theodore De Banville’de (1823-1891) hayret uyandırdı. O yaşlarda bile Latince şiirler yazabilen bir bilgi yüküne sahiptir. Ona göre insan duyarlığının algılayabileceği bütün sevgiler, acılar, tatlar bilinmeliydi; cinsel sapıklık denemeleriyle uyuşturucu düşkünlüğü, işte bu sınır tanımaz algılama gereksinimden doğdu: (Le Bateau İvre: Sarhoş Gemi). Örnek şiirlerini gönderdiği Verlaine’in büyük ilgisiyle Paris’e çağrıldı (Eylül 1871). Verlaine’in ve Banville’in evlerine konuk oldu.

Paul Verlaine’in (1844-1896) sanatçı ağabeyce ilgisi, sonunda paylaşılan zevklerin bir çifti haline getirdi onları, 1872’de birlikte gezilere çıktılar, çoğunlukla skandalla varan bu coşkulu ilişkinin kamuyu rahatsız eden sivrilikleri Fransız edebiyatının özel sayfalarını oluşturdu: Une Saison en Efer (Cehennemde Bir Mevsim) 1873. Bu düzyazı uzun şiir, yine başkaldırıların ve yenilgilerin bol imgeli anlatımıdır. Bu iki kez birleşip ayrıldıktan, Londra’da birlikte yaşadıktan sonra Verlaine’in kurşunuyla Rimbaud’nun yaralanması, Verlaine’in iki yıl hapis cezası alması bu doğaldışı ilişkinin son düğümü oldu (1873). Bundan sonra şiiri boşlamış görünen Rimbaud’nun çeşitli yabancı yerlerde yaptığı yolculuklar ve serüvenlerdir (İngiltere, Almanya, İsviçre, İtalya, 1875 vb). İtalyancaya, İspanyolcaya ve Arapçaya çalıştığı yıllar ise Batavya’dan Danimarka’ya, İsveç’ten Avusturya’ya uzanan yolculuklar yaptı. 1877, Mısır yolunda hastalandı, Roma üzerinden doğum yerine döndü. Ertesi yıl Doğu yolculuğu yaptı, 1882-1883’te para kazanmak için ticaret şirketlerinde çalıştı. 1891 ‘de sağ bacağındaki bir urdan Marsilya’da ameliyat edildi ve bacağı kesildi; hastane yatağında kangrenden öldü (10 Kasım). Basılı son eseri Illuminations (1886; düzyazılar, özgür koşullar). İngilizce “renkli gravürler” anlamına gelen bu ürünleri yazılış zamanı da kesin değildir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,

Ümit Yaşar Oğuzcan Hayatı

Ümit Yaşar OğuzcanÜmit Yaşar Oğuzcan; şair ve yazardır (Tarsus 1926-İstanbul 1984).

Eskişehir Ticaret Lisesi’ni bitirdi (1945). Yükseköğrenim yapmadı. Osmanlı Bankası’nda başladığı işini İş Bankası’ nın çeşitli kentlerinde (Adana, Ankara, İstanbul) ve değişik kademelerinde yürüttü. Halkla İlişkiler Müdür Yardımcısıyken çok yararlı kitapların çıkmasını sağladı, derlenmemiş külliyatları halka sundu (Dıranas, M.S. Sütüven, Aşık Veysel vb), emeklilik yıllarında (1977) adını taşıyan resim galerisini yönetti. Şiire başladığı 1940 sonrasında, Garip gibi yenilik eğilimlerine yönelmeden; aşk, ayrılık, özlem temaları ekseninde Faruk Nafiz Çamlıbel duyarlığında göründü. Herhangi bir ülkü sözcülüğü taşımadığı için herhangi bir korkuyla sınırlanmayan konular ortaklığında, toplumsal sorunlara bağlanmayan kişisel duygular ortamında çalıştı. Çok eser verdiği oranda çok okunup arandığı için adı halka yayıldı. Elliye yaklaşan kitap sayısı, şiir plâkları, bir iki kez jübilesine ilgi duyulan emek birikimiyle halkla kolay diyaloglar kurdu. Bunda yüksek tirajlı gazetelerin özel köşelerinde yer almasının da yararı oldu. Siyasal taşlamalarla da dikkatli bir eleştiri gücünü kullandı. Hece ve aruz ölçülerinin ustalığıyla şairanelik konularından sakınmayan, uyak-redif dikkatlerin ihmal etmeyen, biçim düzencesine önem veren tutumuyla şiirimizin dağınıklığında tutarlı bir yolda çalıştı. Ama şairlik onuruna aykırı görülen aşırı doğurganlığı ve şiirini günlük olayların buyruğuna veren savrukluğuyla da eleştirilere uğradı.

İlk basım tarihlerine göre (çoğu dört beş kez basılmıştır) şiir kitapları: İnsanoğlu (1947), Dillere Destan (1954), Bir Daha ölmek (1956), İki Kişiye Bir Dünya (1957), Beni Unutma (ilk yedi kitabından seçmeler) 1959, Karanlığın Gözleri (1960), Seninle Ölmek istiyorum (1960), Üstüme Varma İstanbul (1961), Hüzün Şarkıları (1964), Bir Gün Anlarsın (1965), Taşlar ve Başlar (1966), Biraz Kül Biraz Duman, (1966), Seni Sevmek (1966), Toprak Olana Kadar (1968), Ben Seni Sevdim mi (1968), Halktan Yana (1969), Önce Sen Sonra Sen (1971), Rubailer (1972), Yalan Bitti (1975), En Eski Yalnızlığımdır Aşk Benim (1978). Gezi notları: Avrupa Görmüş Adam (1967). Son kitabı dışında bütün şiirlerinden seçmeler sunusudur. Öteki seçme şiirler kitabı Şiirle Kırk Yıl (1982), Bütün Şiirleri (Özgür Yayınlan, 4 cilt, 1982-1984).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Endre Ady Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Endre AdyEndre Ady; Macar şairidir (Ermindszent 1877 – Budapeşte 1919).

1896’da başladığı hukuk öğrenimini yarım bırakarak gazeteciliğe atıldı (1899), şiirlerinde Leda diye anıldığı Mme Adel Brüll ile birlikte Paris’e gitti ve onun desteğiyle yaşadı (1904). Fransız sembolistleriyle ilişki kurmasını sağlayan bu yolculuğun izlenimlerini Budapeşte gazetelerine gönderdi, savaş öncesine kadar bu gezilerini tekrarlamak fırsatını buldu. İlgi uyandırmayan ilk iki kitabından sonra yayınladığı Uj Versek (Yeni Şiirler) eseriyle tanındı (1905). Kuruluşundan başlayarak (1908) Macar edebiyatını batıya yönelten ünlü Nyugat (Batı) dergisinin yazarları arasında yer aldı. Sonraki şiir derlemeleriyle ünü genişledi: Ver Es. Arany (Kan ve Altın) 1907; Szeretnew Haszeretmenek (Sevmeniz Gerekir Beni) 1910; Minderi Titkok Verseiböl (Bütün Sırlardan Şiirler) 1911; A Menekülö Elet (Kaçıp Giden Yaşam) 1912; A Halottak Elen (Ölülerle Karşı Karşıya) 1918. Yaşamının son yıllarını çeşitli hastalıklarla geçirdi ve ulusal cenaze töreniyle gömüldü. Macar şiirini yeni bir bileşime kavuşturanlar arasında yer aldığı için Petöfi ve Jozsef ile birlikte devrimci Macar şiirinin üç önemli öncüsü içinde sayılır. En son ürünleri ölümünden sonra derlendi: Utolso Hajok (Son Gemiler) 1932.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Nabi Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında Eserleri

nabiNabi; divan şairidir (Urfa/Ruha 1642-İstanbul 1712).

Asıl adı: Yusuf. Şiirde mahlası (takma ad) olan Nabi; haberci, haber veren; yerden fışkıran, kaynayan su anlamların gelir. Doğduğu yörenin medreselerinde öğrenimden geçti. Arapça ve Farsça da yazabilecek haldeyken kültür merkezi İstanbul’da (1665) yetenek ve bilgisini kayırıp destekleyecek esirgeyici bir makam aradı, uygun bir vesileyle sunduğu mersiye (ağıt) şiiriyle dikkati çekerek Musahip Mustafa Paşa’nın (? – 1687) divan kâtibi oldu, IV. Mehmet‘in yakın hizmetinde bulunduğu için sık sık Edirne’ye giden paşasının yanında yer aldı.

Kamaniçe Kalesi’nin fethiyle (Polonya) ilgili şiiri (Fetihname- Kamaniçe, bas. öl. s. 1864), 1675’deki şehzadeler düğününü (15 gün süren sünnet şenlikleri) dile getiren Surnâme 587 beyit (bas. öl. s. Agâh Sırrı Levent tarafından, 1944) adlı eseri işte bu saray yakınlıklarınm ürünüdür. 1678’de Hacca gitti, dönüşünde paşasının daha da yakınına, musahipliğe yükseldi, yolculuğunu düz yazıyla anlattı: Tuhfetü’l Haremeyn (Mekke ve Medine Armağanı) yaz. 1682, bas. öl. s. 1849. Mustafa Paşa kaptanıderya olarak Mora’ya giderken de ondan ayrılmadı (1684), onun ölümünden sonra bir süre Halep’ te yaşamayı yeğledi, vali Baltacı Mehmet Paşa ikinci kez sadrazamlıkla başkente giderken Nabi’yi de yanında istedi (1710).

Darphane emirliği, Anadolu muhasebeciliği gibi görevlerde bulunurken yaşı ve eseri yüzünden gördüğü saygı ve yaşlı usta-üstad kimliğiyle dirlikli günler yaşadı, öldüğünde Karacaahmet’e gömüldü.

Didaktik şiire verdiği önemle kendisine büyük divan şairleri arasında özel bir yer edinen Nabi, yaşadığı dönemlerin toplumsal çöküntülerini gördüğü için halkın ruhsal durumunun sözcüsü oldu, bilgece gerçeklerle dolu hakimane şiirler yazdı. Şiirlerinden atasözlerinden düşünce ve felsefeden yararlanarak rahat ve akıcı bir dille yazdığı örneklerle yeni bir çığır açtı.

Başlıca eserler: Divan, Farsça Divançe (bas, öl. s. 1841,1875), Hayriye (mesnevi, oğlu Ebü’l-Hayr Mehmet için yazılmış-1701-yaşam deneyleri, iyi davranış ve ahlak öğütleri, bas, 1889), Hayrabad (mesnevi, yazma), Zeyl-i Siyer-i Veysi (bas. öl. s. 1832), Menşeat (yazma), Terceme-i Hadis-i Erbain (yazma).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,