Etiket: yaşamı

Şah Sultan Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Şah Sultan, Yavuz sultan Selim ile Ayşe Hafsa Sultan’ın kızlarıdır. Kanuni Sultan Süleyman ile hem ana hem baba bir kardeştir. Doğum tarihi ve çocukluğu ile ilgili bilgiler yeterince bulunmamakla beraber bir çoğu iddia olmaktan öteye gitmemektedir. Çocukluluğunun Manisa’da abisi Kanuni Sultan Süleyman ile birlikte geçtiği rivayet edilir.

1523 yılında Lütfi Paşa ile evlenmiştir. Lütfi Paşa 1539 yılında bu evlilikten gelen öncelik ile sadrazam olmuştur. Tasavvuf ve dine oldukça düşkün bir sultan olduğu rivayet edilmekle berbaer Sümbüli Tarikatına mensup olduğu bilinmektedir. Değişik kaynaklarda ise hem Mevlevi hem de Merkez Efendinin müritlerinden biris olduğu söylenmektedir.

Kocası Sadrazam Lütfi Paşa’dan 1541 tarihinde boşanmıştır. Bu boşanma sonrası Lütfi Paşa sadrazamlığı kaybetmiştir. Boşanma sebebi olarak ortaya atılan iddia ise Lütfi Paşa’nın sırf zina yaptığı için bir kadının uzvunu dağlamasından sonra hem Müslümanlık’ta hem de insanın doğasında böyle bir cezanın olmadığı ile ilgili tartıştıkları ve bu sebeple boşandıkları söylenmektedir. Kocası Lütfi Paşa’nın sert ve katı yürekli bir insan olması din adına bu tarz bir karar verebilecek yobaz biri olabileceğini doğrulamaktadır.

1572 yılında vefat etmiştir. Vefat etmeden çok daha önceleri 1556 yılında Mimar Sinan tarafından Şah Sultan Camii onun için yaptırılmıştır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Hacı Arif Bey Kimdir

Hacı Arif Bey(1831 – 1885) büyük bir Türk bestecisidir. Şarkı bestekarlarının en büyüğü, Türk müziğinde yeni klasik okulun kurucusudur.

İstanbul’da, Eyüp’te doğdu. Eyüp mahkemesi katibi Ebubekir Efendi’nin oğludur. Daha ilkokuldayken sesinin güzelliğiyle Eyüp’te ün kazandı. Kendisinden 6 yaş büyük olan Eyüp’lü büyük bestekar Zekâi Dede’den biraz müzik öğrendi. Sonra Eyyubî Mehmet Bey’in derslerine devam ederek ilerledi. Mehmet Bey’in aracılığı ile Mızıka’yı Hümayun’a girdi, Sultan Abdülmecit’in takdirini kazandı. Sarayda Haşim Bey’den müzik öğrenmeye devam etti. En girift besteleri bir dinleyişte hatasız tekrarlaması ile dikkati çekti. Terbiye, nezaket ve kibarlığı ile sevgi topladı; Abdülmecit’e mabeyinci oldu.

Arif Bey henüz 20 yaşına varmadan binden fazla müzik parçasını ezberlemişti. Harem-i Hümayun’daki cariyelere müzik hocası oldu. Olağanüstü güzelliğinden dolayı padişaha zevce olması beklenen 15 yaşlarında Çeşmidilber adındaki Çerkez kızı ile kalbi bir ilgi kurması büyük dedikodu konusu oldu. Dedikodulara dayanamayan padişah, daha o yaşta Arif Bey’i 60 altın aylıkla emekliye sevk etmek zorunda kaldı. Çeşmidilber de, hükümdar tarafından çeyiz verilmek suretiyle, Arif Bey’e nikahlandı. Birkaç yıl sonra Abdülmecit, bestekarı affetti. Arif Bey, Taşlık’taki konağından gene Saray-ı Hümayun’a geldi. Mabeyincilik ve Harem müzik öğretmenliği görevlerini yeniden aldı.

Yeni Bir Macera

Arif Bey bu sıralarda geçinemediği Çeşmidilber’den ayrılmış bulunuyordu. Bu kere öğrencisi olan cariyelerden Zülfinigâr adındaki Çerkez kızına tutuldu. Geçen dafaki macera gibi büyük dedikoduya konu olacağını sezen Abdülmecit, Arif Bey’in derhal bu kızla evlenmesini istedi. Zülfinigâr bir müddet sonra veremden öldü.

Abdülâziz’in tahta çıkması üzerine, ikinci evliliği dolayısı ile Saray’dan uzaklaştırılan Arif Bey, pek sevdiği Saray’a tekrar alındı. Saray’daki yeni ödevi Harem müzik öğretmenliği ve Saray fasıl heyeti başhanendeliğiydi. Bu sıralarda bestekâr olarak ünü ülke sınırlarını aşmıştı. Bazan irticalen günde birkaç şarkı bestelediği oluyordu. Bu kere de Arif Bey, Pertevniyal Valide Sultan’ın nedimelerinden Nigârnîk adındaki Çerkez kızı ile alaka kurdu. Valide Sultan, yüklü çeyiz vererek kızı, çok takdir ettiği bestekârla evlendirdi.

Şöhretin Verdiği Gurur

Bütün bu görülmemiş teveccühlerden gururlanan bestecinin nazı son zamanlarda çekilmez hale gelmiş, en yüksek devlet adamlarına istiğna göstermeye başlamıştı. Bunun üzerine, ayda 40 altında Saray’dan çıkarıldı. Taşlık’taki konağından Zincirlikuyu’daki çiftliğine nakletti. Bir ara Şûray-ı Devlet’e atandıysa da memurluk yapamadı, çekildi. 1871’de Saray’dan ayrılan Arif Bey, 5 yıl sonra yeniden Saray’a alındı.

II. Abdülhamit tahta çıkınca, besteciliğinin en yüksek noktasında bulunan sanatçıyı öğretmen olarak Mızıkay-ı Hümayun’a aldı. Yeni padişah Arif Bey’in elinde büyümüştü. Onun için, II. Abdülhamit’in amcası olan Abdülâziz’e yaptığı şımarıklıkların daha büyüğünü ona karşı da göstermeye başladı. Padişah bîr keresinde «lâlam» dediği Arif Bey’i Saray’ın bir odasında 50 gün hapsetmek zorunda kaldı.

Ârif Bey, Perestû Valide-Sultan tarafından da çok korundu. Son zamanlarda Saray’a seyrek uğramaya başlamıştı. 54 yaşındayken 28 haziran 1885’te Saray’daki odasında kalp durmasından öldü. Beşiktaş’ta Yahya Efendi Dergâhı’na gömüldü. 3 kızından başka ilk karısından bir de oğlu olmuştur. Oğlu Cemil Bey Viyolonselist olarak Mızıkay-ı Hümayun Batı müziği bölümünde çalışmıştır.

Arif Bey, son derece yakışıklı bir adamdı; pek zeki ve nükteciydi. Karşılaştığı herkesin sevgisini kazanmayı bilmişti. Ses sanatçısı olarak XIX. yüzyılın en parlak siması oldu. Müzik bilgisi bakımından öğretmenlerinin derecesine çıkamadı. Hiçbir sazı çalmayı da öğrenmedi. «Mecmua-i Arif» adındaki 600 sayfalık güfte dergisi 1873’te İstanbul’da basılmıştır.

Kürdili Hicazkar makamını Arif Bey bulmuştur. Bu makamdan 70 şarkı bestelemiştir. Müsemmen usûlünü de o bulmuştur. Öğrencilerinin en ünlüsü, kendisinden sonra en büyük şarkı bestecisi olan Şevki Bey’dir.

Arif Bey, Dede Efendi ile H. S. Arel arasında geçen Türk bestecilerinin en büyüğüdür. Yeni klâsik Türk müziği okulunun, şarkı tarzının gerçek kurucusudur. Bin küsur şarkı ile bir hayli dini eser bestelemiştir. Bugün besteleriyle elimizde olanları ancak 335 parçadan ibarettir. Bunun 325’i şarkıdır. 8’i dini eser, l’i beste, 1’i de semaidir.

Arif Bey, tek başına şarkı şeklini Türk müziğinin en önemli kolu haline getirdi. Şarkıları teknik bakımdan çok düzgündür; ifade, eda bakımlarından olağanüstü güzel, kibar bir üslûbu vardır. Eserlerinin büyük bölümü, parlak bir müzik dehasına örnek gösterilecek derecededir. Kendisinden sonra gelen besteciler arasında Arif Bey’in etkisinde kalmamış olanlar pek azdır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

George Sand Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

George SandGeorge Sand (1 Temmuz 1804, Paris, Fransa – 8 Haziran 1876, Nohant-Vic, Fransa)

Ünlü bir Fransız kadın romancıdır. Asıl adı Lucile-Aurore Dupin’dir. Babası bir süvari subayıydı, Paris’li bir terzi kızı ile evlenmişti. 1808’de attan düşerek öldü. Küçük yaşta öksüz kalan Aurore’u büyükannesi büyüttü.

George Sand Nohant’da doğmuştu. Çocukluğu da orada, tabiat ortasında geçti. Tabiat sevgisi, böylece, ruhunda yer etti. Büyükannesi, onun taşkın yaratılışını bir düzene koyabilmek için, kızı Paris’teki İngiliz manastırına koydu. 1817’den 1820’ye kadar orada kalan Aurore, iki yıl bol bol kitap okudu, tabiat ortasında gezdi, dolaştı, hayal kurdu. Sonra, yazı denemelerine girişti. 1822’de, yani henüz 16 yaşındayken, Baron Dudevant’la evlendirildi. Bu adamla anlaşmaları imkansızdı. 1830’da kocasından ayrıldı, iki çocuğunu alarak Paris’e gitti. Hayatını kazanması lâzımdı ama, ne yapacağını bilemiyordu. Önce, resim yapmaya çalıştı. Sonra bir tanıdığının tavsiyesi üzerine roman yazmaya girişti. İlk romanı, Jules Sandeau’yla ortaklaşa yazdıkları «Pembe ve Beyaz»dı (1831). Bu 5 ciltlik romanı «Jules Sand» adı ile yayınlamışlardı.

Gene o yıl, ilk önemli romanı olan «Indiana» yı yayınladı. Bu roman, George Sand imzası ile çıktı. Ondan sonra da yazar bütün eserlerini bu adla yayınladı.

George Sand 1833-1835 yılları arasında, ünlü şair Alfred De Musset ile ilişki yaşadı. Serbest bir hayat sürüyor, erkek kıyafetiyle geziyor, erkekler gibi kahvelere devam ediyordu. Musset’den çabuk bıktıysa da şair onu ömrünün sonuna kadar unutmadı. George Sand şimdi Chopin’le ahbap olmuştu. Mayorka Adası’na seyahatler, çeşitli maceralar arasında, George Sand, Paris’in en tanınmış insanı olarak, hareketli bir 20 yıl geçirdi. Daha sonra, Nohant’a çekildi, çocuklarını, hatta torunlarını büyüttü. Edebiyat dünyası ile ilgisini kesmemişti. Orada, evlatlarının arasında öldü.

George Sand, Fransız edebiyatında romantik ve lirik romanın en başta gelen yazarlarından biridir. Üslûp ve tahlil üzerinde fazla iddiası olmamakla beraber eserleri içten yazılmıştır. Tabiat sevgisi, sevgi hissinin incelenmesi bakımından ilgi çekici eserler vermiştir.

Romanları. — Pembe ve Beyaz (1831, Jules Sandeua île ortaklaşa); Indiana (1831); Valentine ( 1832); Lelia (1833); Lirin Yedi Teli ( 1839); Rudolstadt Kontesi ( 1843-1845); Angibault Değirmencisi (1845); Şeytanlı Göl (1846); Küçük Fadette (1849); Villemer Markisi ( 1860); Jean de la Roche ( 1860).

Piyesleri. — François le Champi (1849); Victorine’in Evlenmesi (1851); Villemer Markisi (1864),

Çeşitli eserleri. — Mahrem Notlar (1834); Bir Yolcunun Mektupları (1834); Ömrümün Hikâyesi (1844-1855); O Kadınla O Adam (1859) Mektuplar (1882-1884).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Josef Haydn Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

josef haydnJosef Haydn (31 Mart 1732, Rohrau, Avusturya – 31 Mayıs 1809, Viyana, Avusturya)

Avusturyalı ünlü bir bestecidir. Batı müziğinde XVIII. yüzyılın ikinci yarısında başlayan yenilik hareketine katılmış, Bach, Handel gibi bestecilerin yolundan tamamen ayrılarak yepyeni şekillerde eserler vermiştir. Beethoven ile Mozart‘ın da katıldığı bu hareket sonradan müzikte bir Viyana okulu yaratmış, bu üç besteci de, Viyana’da doğmadıkları halde, Viyana devrinin tanınmışları arasına girmişlerdir. Haydn, ayrıca, en çok eser vermiş besteci olarak da ün salmıştır.

Haydn Avusturya’nın Rohrau kasabasında doğdu, orta halli bir ailenin çocuğuydu. Çok küçük yaşta müziğe karşı büyük bir kabiliyeti olduğu anlaşılmıştı. İlk müzik derslerini okulda aldı. 12 yaşında Sankt Stefen Kilisesi’nin çocuk korosuna girdi. Bir yandan da müzik çalışmalarına devam ediyordu. 17 yaşında kiliseden ayrıldığı vakit, kimsesiz, beş parasız kalıvermişti. Müzik dersleri verip, sağda solda keman çalarak geçimini sağlamaya çalıştı. Bir yandan da besteler yapıyordu. İlk operası 1752’de oynandı, oldukça beğenildi.

Haydn, 1761’de Macar Kontu Anton Esterhazy’nin sarayına müzisyen olarak girdi, otuz yıl bu ailenin hizmetinde kaldı. Eserlerinin çoğunu onlara ithaf etti. Devrin başka bestecileriyle temas edemediği için bestelediği eserlerde kimsenin etkisi olmuyordu. Yalnız Esterhazy ailesinin yanında yaşamaktan zaman zaman şikayet etmekten de kendini alamıyordu. Dış dünya ile hiçbir ilgisi kalmamıştı. Fazla arkadaşı yoktu, hiç kimse onun iç âlemiyle ilgilenmiyordu.

1790’da Kont Esterhazy’nin ölümü üzerine saraydaki orkestra dağılınca Haydn sevinç içinde Viyana’ya gitti. Artık istediği gibi yaşayabilecekti. Hele öteden beri hayran olduğu Mozart’la arkadaşlık kurabileceği için daha da seviniyordu. Aralarında çok büyük yaş farkı vardı ama, iki besteci gayet iyi anlaşıyorlardı. Haydn, Londralı emprezaryo Peter Salomon’un teklifi üzerine, birkaç senfoni bestelemek îçin Londra’ya gidince iki besteci bir daha birbirlerini göremediler Haydn, Londra’dan dönmeden Mozart öldü. Haydn, İngiltere’ye giderken Bonn’a da uğramıştı. Beethoven adında yetenekli genç bir müzisyenin bir eserini dinlemiş, «Bir gün gelecek bütün dünya ondan bahsedecek» demişti.

Haydn, Londra’da pek büyük saygı gördü. Bu arada 6 senfoni besteledi. 1792’de Viyana’ya döndü. 1794’te yeniden Londra’ya gitti, 6 senfoni daha besteledi. Bu senfoniler, «Londra Senfonileri» olarak anılır. Haydn, Viyana’ya döndükten sonra oratoryo çalışmalarına başladı. «Dünyanın Yaradılışı» adındaki oratoryosu ilk defa 1798’de çalındı. 1800’de «Mevsimler Oratoryosu» nu tamamladı.

Haydn, ömrünün son dokuz yılını eser bestelemeden geçirdi. Hele Viyana, Fransız orduları tarafından işgal edilince Haydn’ın yaşama şevki de kalmamıştı. 1809’da öldü. Napolyon’un emri üzerine bestecinin cenazesine pek çok Fransız subayı katıldı.

Haydn’ın başlıca eserleri şunlardır:

Senfoniler. — 125 senfoni, bu arada 6 «Paris Senfonisi» (1785-1786); 12 «Londra Senfonisi» (1791-1795). Oda müziği. —• 83 parça yaylı sazlar kuarteti, birçok serenat, şarkı ve 5 opera.

Haydn’ın Davullu Senfonisi

HAYDN’ı koruyan Prens Esterhazy gerçekten müziği çok severdi. Şatosunda devrin ölçülerine göre oldukça büyük bir orkestra kurmuş, Haydn’ı da orkestranın idaresiyle görevlendirmişti. Yalnız, konser dinlerken koltuğunda şöyle hafif bir şekerleme yapmaktan da kendini alamazdı.

Prens’in müziği hiçe sayıp uyuklamasına Haydn’ın canı sıkılıyordu. Hele tatlı melodilere ara sıra bir horultu karıştı mı Haydn’ın hemen orkestrayı bırakıp notaları Esterhazy’nin başına atacağı geliyordu. En sonunda, Prens’e tatlı bir şaka yapmayı kararlaştırdı. Bir süre odasında gizli gizli çalıştı. Artık hayatından memnun görünüyordu. Bir akşam Prensle ailesini konsere davet etti. Yeni bestelediği bir senfoniyi ilk defa o gece dinletecekti.

Herkes yerini alınca konser başladı. Fakat, aman yarabbi! Bu ne ağır bir eserdi! Haydn’ın o güne kadar bestelediği senfonilerin hiçbirine benzemiyordu. En güç uyuyan bir insanı bile bu melodiler rahatça uyutabilirdi. Eser hele Prens Esterhazy’ye tatlı bir ninni gibi geldi, aradan beş altı dakika geçmeden horul horul uyumaya başladı.

Orkestra bir matem marşı temposu ile ağır ağır çalarken, birdenbire davuldan kuvvetli bir gürültü koptu. Prens uykusundan öyle bir uyanış uyandı ki az kalsın koltuğundan yere yuvarlanıyordu. Konserin sonuna kadar da bir daha uyumadı.

Haydn bu eserine önce «Sürpriz Senfonisi» adını verdi. Bugün Haydn’ın bu eseri «Davullu Senfoni» diye anılır. Bestecinin en beğenilen eserlerinden biridir, konser programlarına sık sık konur.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , , ,

Ernest Hemingway Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

ernest hemingwayErnest Hemingway (21 Temmuz 1899, Oak Park, Illinois, ABD – 2 Temmuz 1961, Ketchum, Idaho, ABD)

XX. yüzyıl Amerikan edebiyatının en başta gelen romancılarından biridir. Yarattığı yeni bir üslûpla dünya edebiyatında çığır açmış, birçok yeni yazarlara önderlik etmiştir.

Ernest Hemingway, Chicago yakınlarında Oak Park’da doğdu. Babası doktordu. Annesi müziğe son derece meraklı, hassas ruhlu bir kadındı. Anneyle baba küçük Ernest’in geleceği hakkında bir türlü karara yaramıyorlardı: Baba Ernest Hemingway, oğlunu da doktor yetiştirmek istiyor, annesi ise onda müzik sevgisini uyandırmaya çalışıyordu. Ernest Hemingway küçük yaşta spora merak sarmıştı. Balık tutmak, kuş avlamak en çok hoşlandığı eğlencelerdendi. Ayrıca okulun futbol takımında da oynuyordu. Daha sonra boks dersleri de almaya başladı.

Ernest Hemingway, ortaokulu bitirdikten sonra, evden uzaklaştı, «Kansas City» gazetesinde çalışmaya başladı. Birinci Dünya Savaşı başlayınca, gönüllü olarak askere yazıldıysada cephede yaralı taşıyan arabalarda şoförlük yapt: «Silâhlara Veda» adındaki romanı o günlerin maceralarından doğmuştur. Ernest Hemingway, 1918’de ağır yaralı olarak cepheden ayrıldı. Daha sonra Paris’e yerleşti. Muhabirliği sırasında roman ve hikâye yazmaya başlamıştı ama, Paris’e yerleştikten sonra kendini bu işe daha fazla verdi.

Ernest Hemingway’in 1926’da yayınlanan «The Sun Also Risşs» (Gene Sabah Oldu) bir romancı olarak tanınmasını sağladı. 1929’da yayınladığı «A Farewell to Arms» (Silâhlara Veda) romanı ise Hemingway’i dünya çapında tanınmış bir yazar yaptı. Ernest Hemingway 1938’de İspanya İç Savaşı’na gönüllü olarak katıldı. 1940’ta çıkan «For Whom the Bell Tolls» (Çanlar Kimin için Çalıyor) adındaki romanı bu savaşta gördükleri üzerine kurulmuştur. Bu romandan sonra on yıl kadar roman yazmayan Ernest Hemingway, bu arada en güzel modern hikâye örneklerini vermiştir. 1952’de «The old Man and the Sea» (ihtiyar Adamla Deniz) adında kısa bir roman yazdı, 1953’te, Nobel Edebiyat Ödülünü kazandı.

Ernest Hemingway, kendisine öz üslubu ile çok canlı bir yazış tarzı yaratmıştır. İnsanların iç dünyalarını, uzun tahliller yerine, dış hareketleriyle, sözleriyle, davranışları ile belirtir. Hareketleri, adeta filim tekniğiyle, birer birer vererek, göz önünde canlandırır, maddenin içinde gizli olan şiiri vermeye çalışır. Eserlerinde bir senfoni düzeni görülür: Konuşmalar, hareketler, tahliller ahenkli bir düzen içinde birbiriyle örülmüştür.

Ernest Hemingway, kendisinden henüz daha birçok eserler beklendiği sırada, kendi av tüfeğinin kurşunu ile öldü. Bunun bir kaza olduğu bildirildiyse de, yazarın kendini öldürdüğü sanılıyor, çünkü son zamanlarda tedavisi zor bir hastalığa tutulmuştu. Babası da vaktiyle tüfekle kendini öldürmüştü.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , , ,

John Keats Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında (Kısaca)

John Keats

John Keats (31 Ekim 1795, Moorgate, Londra Şehri, Birleşik Krallık – 23 Şubat 1821, Roma, İtalya)

İngiliz edebiyatının en tanınmış romantik şairlerindendir. Fakir bir ailenin oğlu idi. Dört yaşındayken Yunan mitolojisine karşı büyük bir ilgi duymaya başlamıştı. Annesi de ölünce, doktor olmak üzere bir cerrahın yanına girdi. Beş yıl cerrahın yanında çalıştıktan sonra «hekim» unvanını aldıysa da John Keats daha çok edebiyatla uğraştı. İlk şiir kitabını 1817’de yayınladı, ikinci şiir kitabını da bir yıl sonra tamamladı. Aynı yıl İskoçya’ nın göller bölgesinde yürüyerek yaptığı bir gezi, genç şairin zaten bozuk olan sıhhatinin adamakıllı bozulmasına yol açtı. John Keats daha sonra vereme yakalandı. İlk şiirleri çok tenkide uğramıştı. Genç şair, bu tenkidlere pek aldırmadıysa da arkadaşı tanınmış şair Shelley, hassas ruhlu arkadaşının bu tenkidlere pek üzüldüğünü ve bu yüzden de sıhhatinin bozulduğunu ileri sürerek eleştirmecilerle savaşmaya başladı.

John Keats, 1820’de son olarak üçüncü şiir kitabını da yayınladı. Bu kitabı tamamladıktan sonra hastalığı adamakıllı arttığı için fazla çalışamadı. Havası iyi gelir ümidiyle Roma’ya gitti, kısa zaman sonra orada öldü.

John Keats, güzelliklere tapan, onlarda mutlaka bir şehvet duygusu arayan garip yaradılışlı bir şairdi. Kırlarda gezmeye çıktığı zamanlar, doğanın hiçbir güzelliği gözünden kaçmazdı. «Güzel bir şey, ebediyen neşe verir» mısrası ile, güzelliğe karşı beslediği sevginin büyüklüğünü göstermişti. En güzel şiirleri övgüleridir. John Keats, lirik bir şairdi, Viktoria devrinin şairleri onun eserlerinin etkisi altında kalmışlardır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Hasan Cemal Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

Hasan Cemal, 1944 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babasının adı Ahmet Rüştü, annesinin ise Ayşe Bozok’tur. İttihat ve Terakki Partisinin en önemli isimlerinden olan Cemal Paşa’nın torunudur. İlkokulu Çorlu’da başlayıp Ankara’da bitirdi. Liseyi de Ankara’da tamamladı. 1965 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu.

GAZETECİLİĞE BAŞLANGICI

1969 yılında Ankara’da haftalık basılan “Devrim” adlı dergide yazarak gazeteciliğe başladı. “Yeni Ortam” dergisi, “Anka Ajansı” ve “Günaydın” gazetelerinde çalıştı. 1973 yılında “Cumhuriyet” gazetesinde yazmaya başladı. 1979 senesinde Cumhuriyet gazetesi Ankara temsilciliğine başladı. 1981-1992 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde genel yayın yönetmeni oldu. 1992-1998 yılları arasında “Sabah” gazetesi yazarlığı yaptı. “Nokta” dergisiyle 1989 “Doruktakiler ve Gazeteciler Cemiyeti Fıkra Ödülü”nü kazandı. 1986’da “Sedat Simavi Ödülü”nü kazandı.

MİLLİYET’TEN KOVULMASI

2013 yılında yazdığı yazılarından dolayı 15 yıldır çalıştığı Milliyet gazetesindeki işine son verilen Cemal’in Hükümet aleyhine yazdığı yazılardan ötürü olduğu ileri sürülmüştü. Ancak sonradan yaptığı bir açıklamayla bunu yalandı. Cemal; “Milliyet gazetesinden ayrılma aşamasında Başbakan Erdoğan’ın etkisi olmadığını düşünüyorum. Şu ana kadar bu konuda hiç konuşmadım. Sanmıyorum ki, Başbakan Erdoğan doğrudan doğruya kalkıp işten çıkarılmam konusunda bir şey dememiştir. O günkü sert çıkışından gazete patronları durumdan bir vazife çıkarıp yol almışlardır. Yöneticiler de bu konuda galiba fazla direnmediler” sözleriyle o dönemdeki tartışmaları sonlandırmıştı.

Milliyet’ten ayrıldıktan sonra “T24” adlı sitede yazılarına devam etmektedir.

Ayrıca Cemal 2 evlilik yaptı ve 2 çocuğu dünyaya geldi.

ESERLERİ

-1915: Ermeni Soykırımı (2012)

-Barışa Emanet Olun (2011)

-Türkiye’nin Asker Sorunu (2010)

-Cumhuriyet’i Çok Sevmiştim (2005)

-Kürtler (2004)

-Kimse Kızmasın, Kendimi Yazdım (1999)

-Özal Hikayesi (1989)

-Tarihi Yaşarken Yakalamak (1987)

-Demokrasi Korkusu (1986)

-Tank Sesiyle Uyanmak (1986)

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Çağan Irmak Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

Çağan Irmak, 4 Nisan 1970 tarihinde İzmir’de dünyaya geldi. Çocukluğunu Seferihisar’da geçirdi. İlk ve orta derecede eğitimini burada tamamladıktan sonra Ege Üniversitesi Radyo-TV Bölümü’nü okudu.

Öğrencilik yıllarında çektiği “Masal” ve “Kurban” adlı kısa filmleriyle “Sedat Simavi Ödülü”ne layık görüldü. 1992 yılında üniversiteden mezun olduktan sonra Orhan Oğuz, Filiz Kaynak gibi yönetmenlerin yardımcılığını yaptı. Bu Irmak’ın uzun metrajlı filmleri için bir ön hazırlık oldu.

“Şaşıfelek Çıkmazı”, Çağan Irmak’ın televizyon dizilerine başladığı yapım oldu. Dizinin 2001 yılında devam eden bölümlerini de Çağan Irmak yönetti. Aynı yıl, “Bir Aşk Hikâyesi” adlı televizyon filminin senaryosunu yazdı.

“Mahallenin Muhtarları, Asmalı Konak ve Çemberimde Gül Oya” gibi televizyon dizisiyle kendini tanıttı ve sevdirdi. Dizileri, isminin tüm Türkiye’de duyulmasını sağladı. 1980’li yılların karışık, gergin ve politik haliyle, 2000’li yıllardaki kuşağın yaşadıklarını anlatan dizileri büyük ilgi gördü.

“Bana Old And Wise’ı Çal” adlı kısa filmi çok beğenilirken, genç yönetmene “İFSAK”ın düzenlediği kısa film yarışmasında birincilik ödülünü kazandırdı. 1999 yılında “Günaydın İstanbul Kardeş” adlı filmin yönetmenliğini yaptı.

Çağan Irmak’ın sinema için çektiği ilk film 2001 tarihini taşıyan “Bana Şans Dile” oldu. Dram türündeki film 2002’de çekimlerine başlayacağı “Asmalı Konak”ın yönetmen koltuğunda oturmasını sağladı.

Başarılı televizyon dizilerinden sonra sinemaya yöneldi. Irmak,  2005 yılında “Babam ve Oğlum”, 2007 yılında “Ulak” ve 2008 yılında  “Issız Adam” adlı filmlerini yönetti. Babam ve Oğlum ve  Issız Adam filmleri olumlu eleştiriler aldılar. Hatta Babam ve Oğlum, SİYAD Sinema Ödülleri töreninde “En İyi Yönetmen”, “En İyi Senaryo” ve “En iyi Film” ödüllerini aldı.

UZUN METRAJLI FİLMLERİ

-Unutursam Fısılda

-Tamam Mıyız? (2013)

-Dedemin İnsanları (2011)

-Prensesin Uykusu (2010)

-Karanlıktakiler (2009)

-Issız Adam (2008)

-Ulak (2007)

-Babam ve Oğlum (2005)

-Mustafa Hakkında Herşey (2003)

-Bana Şans Dile (2001)

KISA METRAJLI FİLMLERİ

-Masal

-Kurban

-Düşlerimdeki Atatürk (2008)

-Bana Old and Wise’ı Çal (1998)

TV DİZİLERİ

Çalıkuşu

-Keşanlı Ali Destanı (2011)

-Kabuslar Evi (2006)

-Çemberimde Gül Oya (2004-2005)

-Asmalı Konak (2002-2004)

-Şaşıfelek Çıkmazı (2001)

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , , , , , ,

Şenol Göka Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

Şenol Göka, 5 Mart 1962 tarihinde Denizli’nin Çal ilçesine bağlı Denizler Köyünde dünyaya geldi. İlk, orta ve lise öğrenimini Denizli’de tamamladı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu Radyo Televizyon Bölümü’nü tamamladı.

TRT’YLE BAŞLANGICI

20 Mayıs 1986 tarihinde TRT Antalya Radyosuna atanarak TRT serüveni başlamış oldu. Sırasıyla prodüktör, Ankara Radyosu Müdürlüğü, Radyo Dairesi Başkanlığı ve Dış Yayınlar Dairesi Başkanlığı yaptı. Göka, 2012-2014 yılları arasında da geçici olarak “Başbakanlık Müşavirliği” görevini yürüttü.

Göka, 25 Haziran 2014 tarihinde TRT Genel Müdür Yardımcılığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini üstlendi. Birçok makale ve tebliğinin yanında, “İnsan ve Mekân, Söz Uçar Yazı Kalır, Herhalde İnsan, Siyaset Medya ve Zihnime Yansımalar, Radyo Olmalı, Bir Varmış Bir Nurmuş” adında 6 kitabı bulunuyor.

TRT’YE İNGİLİZCE VE ARAPÇA YAYIN

TRT’nin İngilizce kanalının hayata geçirileceğini belirten Göka, “Deneme yayınlarına başladık ve önümüzdeki günlerde İngilizce yayınla ilgili TRT’den bir şeyler bekleyebilirsiniz. Önümüzdeki günlerde İngilizce, Arapça’yla ilgili güzel gelişmeler göreceğiz.” diye konuştu.

İngilizce bilen Göka, evli ve 3 çocuk babasıdır.

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , , , , ,

Engin Ardıç Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

Engin Ardıç, 1 Şubat 1952 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Babasının adı Mustafa Şevki, annesinin adı Vesile’dir. Doğduğu Trabzon’da anne ve babası memur olarak görevli bulunuyordu. Ardıç, Robert Koleji ve Galatasaray Lisesi’ni, ardından 1976 yılında Boğaziçi Üniversitesi Siyasal Bilimler Bölümü’nü bitirdi.

Büyükbabası olan Saip Efendi, Kurtuluş Savaşı yıllarında tersane ve tramvay grevlerini örgütleyen “Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası” üyelerindendi. Dedesi Cemil Efendi ise aynı yıllarda Kasımpaşa’dan Anadolu’ya cephane kaçırılması işlerini yürütmüştü.

GAZETECİLİĞE BAŞLANGICI

Gazetecilik mesleğine 1970 yılında, “Tiyatro ’70” adlı dergide yazılar yazarak başladı. Reklam yazarlığı, BBC Türkçe yayınlar servisi spikerliği, “Cumhuriyet” ve “Politika” gazetelerinde tiyatro ve edebiyat eleştirmenliği yaptı. “Nokta” dergisinde yayın danışmanlığı görevini yürüttü.  “Dünya, Sabah, Star” ve “Akşam” gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Star TV’de ana haber bülteni sonrasında “Günün Yorumu” adlı programı sundu. “Elele, Tempo, Playmen” adlı dergilerinde yazılar yazdı.

Salı günleri hâriç 24 Şubat 2008’den beri Sabah gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. Çok sayıda kitaba da imza atan Ardıç, yazılarında mizahi ve ironik bir üslup kullanmaktadır.

Köşe yazılarında tarihi konulara da değinen Ardıç, birçok eleştirilere de katıldı. “Cumhuriyet 1 Kasım’da ilan edildi, Ali Rıza Bey Atatürk’ün babası değildir, Atatürk Dolmabahçe Sarayı’nda doğmadı” gibi konularla gündemde çokça tartışılan yazılar yazdı.

ESERLERİ

-Doğru Söyleyeni Dokuz Köyden… (1988)

-Kadın Suretleri (1989)

-İslâm Teksas’ta (1989)

-Şengül Hamamı (1989)

-Mustafa Kemal Sizin Gibi Kıro Değildi! (1990)

-Daktilo Konçertoları (1990)

-Turkobarok (1991)

-Teğel Teğel Hüzün (1991)

-Burjuvazi Şeyediyor Haa… (1999)

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Melis Birkan Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

Melis Birkan, 15 Temmuz 1982 tarihinde Ankara’da dünyaya geldi. Annesinin adı Selda, babasının adı Cevdet’tir. İlkokula başladığı yıllarda babasının işi nedeniyle İstanbul’a taşınmak zorunda kaldı. Henüz altı yaşındayken dansa ilgisi üzerine ilköğretim ve lise yıllarında Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda bale dersleri aldı. Eğitimini de bu üniversitede hem okuyup hem çalışarak tamamladı.

Oyunculuğa Özlem Durak tarafından 2005 yılında davet edidi. O vakte aklında oyunculuk yoktu. Lakin ısrar dayanamadı ve Kanaltürk’teki “Tarz-ı Hayat” adlı programı sunarak kameralara ısınma turu atmaya başladı.

Aynı yıl “Çapkın” adlı dizide rol aldı. Bunu 2006 yılında “Amerikalılar Karadeniz’de 2” filmi takip eder. Daha sonra “Köprü, İyi ki Varsın, Ayışığı” dizilerinde rol aldı. O dönemde çokça eleştirilen “Barda” filminde oynadı. Daha sonra 2008 yılında Çağan Irmak’ın yönettiği “Issız Adam” ve “Ulak” filmlerinde rol alır. Bu Birkan için dönüm noktasıdır. “Issız Adam” filmiyle  “En İyi Kadın Oyuncu Ödülü”nü alır.

2012-2013 sezonunda “Leyla ile Mecnun” adlı dizide “Leyla” karakterini canlandırmasıyla büyük beğeni toplar. Son rol aldığı çalışma ise Show TV’de yayınlanan “Saklı Kalan” adlı dizidir.

FİLMOGRAFİSİ

2005 – Çapkın, 2006 – Barda, 2006 – Amerikalılar Karadeniz’de 2, 2006-2007 – Köprü, 2006 – İyi ki Varsın, 2007 – Komedi Dükkanı, 2007 – Ulak, 2008 – Ayışığı, 2008 – Issız Adam, 2009 – Bu Kalp Seni Unutur mu?, 2009 – Adını Sen Koy, 2009 – Avrupa Yakası,  2010 – Deli Saraylı, 2012 – İşler Güçler, 2012-2013 – Leyla ile Mecnun, 2014 – Saklı Kalan(devam ediyor)

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , , , , , , ,

İsmail Kartal Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

İsmail Kartal, 25 Mayıs 1961 tarihinde İstanbul’un Beyoğlu ilçesindeki Anadolukavağı mahallesinde dünyaya geldi.

Futbol yaşantısına Sarıyer Spor Kulübü’nde başladı. Daha sonra Gaziantepspor’a transfer olan Kartal, iki yıl bu kulüpte oynadı. Daha sonra 1983 yılında Fenerbahçe’ye transfer oldu. Futbol hayatının neredeyse tamamını geçirdiği Fenerbahçe’de 1983-1993 yılları arasında 235 maç oynadı. Esmer tenli olması sebebiyle “Arap İsmail” diye anılan Kartal, dokuzu penaltıdan olmak üzere 15 de gol attı. Müjdat Yetkiner, Oğuz Çetin ve Aykut Kocaman gibi 90’lı yıllının Fenerbahçe’siyle özdeşleşen futbolculardan oldu. 1993-1994 sezonunda Denizlispor’a, 1994-1995 sezonda da Adanaspor’da oynadıktan sonra futbolculuk kariyerini sonlandırdı.

TEKNİK DİREKTÖRLÜK KARİYERİ

Futbolu bıraktıktan sonra Fenerbahçe altyapısında çalıştı. Daha sonra ilk teknik direktörlüğünü Karabükspor’la yaptı. Devamında Sivasspor’un başına geçti ve Yiğidoları 1. Lig şampiyonu yaparak tarihinde ilk kez Süper Lig’e çıkardı. 2006-2007 sezonunda Mardinspor’un başına geçti ve sezon ortasında görevinden ayrıldı.  Ardından Malatyaspor’un başına geçse de oradan da ayrılıp FB TV’de yorumculuğa başladı. 2007-2008 sezonunun 18.haftasının ardından Orduspor’un başına geçti. Burada da tutunamayan Kartal, 2008-2009 Konya Şekerspor’un başına geçti. Konya Şekerspor’un başında da istikrar sağlanamayınca görevinden ayrıldı.

FENERBAHÇE KARİYERİ

Konya Şekerspor’dan da ayrılınca 2010 yılında Fenerbahçe’de göreve başladı. 2010-2014 sezonları arasında Fenerbahçe’de yardımcı çalıştırıcı olarak çalıştı. Ersun Yanal’ın görevinden olaylı şekilde ayrılmasıyla, Başkan Aziz Yıldırım tarafından teknik direktörlüğe getirildi.

SON EFSANE “KARTAL”

Sarı-Lacivertliler’in 103 gollü 1988-1989 sezonundan bir isim daha teknik direktör oldu. Elde edilen tarihi şampiyonlukta pay sahibi olan “Turhan Sofuoğlu, Oğuz Çetin, Rıdvan Dilmen” ve “Aykut Kocaman” daha önce bu görevi yapmıştı. İsmail Kartal da 5. isim oldu.

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , , , , , ,

Zeki Demirkubuz Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

Zeki Demirkubuz, 1 Ekim 1964 tarihinde Isparta’da dünyaya geldi. Ortaokulu Isparta Gönen Öğretmen Okulu’nda bitirdikten sonra İstanbul’a gitti. Liseye İstanbul’da başladıysa da birinci dönemi bitirdikten sonra okulu bırakarak fabrikada çalışmaya başladı.

1980 darbesinden sonra tutuklandı ve üç yıl hapis yattı. Edebiyata, özellikle de Dostoyevski’ye ilgisi bu dönemde arttı. O yıllarda Suç ve Ceza’nın etkileri kendinde yer etmeye başladı. Anadolu’nun çeşitli yerlerinde işportacılık yaptı. Askerliğini erteleyebilmek için okula döndü. Liseyi dışarıdan bitirerek İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’ne başladı.

SİNEMAYA BAŞLANGICI

1986 yılında Zeki Ökten’in asistanlığını yaparak sinemaya giriş yaptı. 1994 yılında, ilk uzun filmi olan “C Blok”u çekene kadar çeşitli yönetmenlerle çalıştı.

C Blok’tan çektikten sonra kendi senaryolarını yazmaya başlayan bağımsız bir yönetmen olarak yoluna devam etti. Uluslararası eleştirmenler ve izleyiciler, Demirkubuz’u Venedik Film Festivali’nde gösterilen ikinci filmi “Masumiyet”le birlikte tanıdı. Üçüncü filmi olan “Üçüncü Sayfa”, Türkiye’deki film festivallerinin yanı sıra Locarno ve Rotterdam Film Festivalleri de dâhil olmak üzere Avrupa’da ve çok sayıda film festivalinde gösterildi. Bu dönemde Zeki Demirkubuz “Karanlık Üzerine Öyküler” adını verdiği üçlemesinin çekimlerine başladı. İki filmi, “Yazgı ve İtiraf” 2002 yılında Cannes Film Festivali’nin “Un Certain Regard” bölümünde gösterildi. başrolünü de üstlendiği üçlemesini “Bekleme Odası”nı 2003 yılında tamamladı. 2006 yılında Masumiyet’in başlangıç öyküsünü anlatan “Kader”i çekti. Demirkubuz, 2009 yılında “Kıskanmak” adlı filmi, 2012 yılında da “Yeraltı” adlı filmi çekti.

ALDIĞI ÖDÜLLER

1994 – C Blok – En İyi Yönetmen ve Film

1997- Masumiyet – Halk Jurisi Avni Tolunay Ödülü

1999 – Üçüncü Sayfa – Behlül Dal Juri Özel Ödülü

2001 – İtiraf – En İyi Yönetmen ve Mahmut Tali Öngören Özel Ödülü

2001 – Yazgı- En İyi 3. Film ve En İyi Yönetmen

2003 – Bekleme Odası – Behlül Dal Juri Özel Ödülü ve En İyi Türk Yönetmen

2006 – Kader – En İyi Film, FIPRESCI Ödülü

2012 – Yeraltı – En İyi Film, En İyi Yönetmen

FİLMOGRAFİSİ

-C Blok (1994)

-Masumiyet (1997)

-Üçüncü Sayfa (1999)

-İtiraf (2001)

-Yazgı (2001)

-Bekleme Odası (2003)

-Kader (2006)

-Kıskanmak (2009)

-Yeraltı (2012)

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Nasuh Mahruki Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

Ali Nasuh Mahruki, 21 Mayıs 1968 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Şişli’de tamamladı. 1992 yılında Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden, 2004 yılında Milli Güvenlik Akademisi’nden mezun oldu. Profesyonel sporcu, yazar ve fotoğrafçı olan Mahruki dağcılık, mağaracılık, yamaç paraşütü, aletli dalış, motor sporları, yelken ve bisiklet gibi çeşitli sporları yapmaktadır. Babası Cem Mahruki Türkiye’nin önemli koleksiyoncularından biri olup Türk “Numismatik Derneği Başkanlığı” ve “Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş Masonları Büyük Locası”na bağlı “Ülkü Locası Üstad-ı Muhteremlik” görevlerini yaptı.

1992-1994 yılları arasında Sovyetler Birliği’nin sınırları içinde kalan 8000 metreden yüksek beş dağa tırmanarak “Kar Leoparı” unvanına sahip oldu.

EVEREST’E TIRMANAN İLK TÜRK

1995 yılında Everest Dağı’na tırmanarak bu dağa çıkan ilk Türk oldu. 1996 yılında yedi kıtanın en yüksek dağına tırmanarak “Yedi Zirveler” projesini tamamlayan 45. sporcu ve içlerindeki en genç dağcıdan biri oldu. Oksijen desteksiz olarak gerçekleştirdiği Cho Oyu, Lhotse ve K2 dağlarına çıkarak zorlu tırmanışlar gerçekleştirdi. 15 yıl sonra bir kez daha Everest Dağı’na tırmandı.

Bahçeşehir Üniversitesi’nde “Takım Çalışması ve Liderlik” dersi verdi. Çeşitli alanlarda seminerler düzenledi. Gazete ve dergilerde köşe yazarlığı yapıp bazı televizyon kanallarına belgesel programları hazırladı.

Mahruki, AKUT’un (Arama Kurtarma Derneği) kurucu üyesi olup yönetim kurulu başkanlığını sürdürmektedir.

Eşi Mine Mahruki ile Himalayalar’da Bhutan Krallığı’na yaptıkları bir motosiklet yolculuğu sırasında geleneksel bir düğün töreniyle evlendi. 2013 yılında Barlas ismini verdikleri bir çocukları doğdu.

KİTAPLARI

Bir Dağcının Güncesi

-Everest’te ilk Türk

-Bir Hayalin Peşinde

-Asya yolları

-Himalayalar ve Ötesi

-Yeryüzü Güncesi

-Vatan Lafla Değil Eylemle Sevilir

-Kendi Everest’inize Tırmanın

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , , , , , ,

Mahzar Alanson Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

Mahmut Mazhar Alanson, 13 Şubat 1950 tarihinde Ankara’da dünyaya geldi. Babası Ferruh Alanson, annesi Melek Alanson’dur. Babası, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nda baş trompetçisi, annesi Melek Alanson ise ilkokul öğretmeniydi. Ortaokulu TED Ankara Koleji’nde, lise öğrenimini ise Kadıköy Maarif Koleji ve Anadolu Lisesi’nden mezun olamadan son sınıfta atıldı.

Lise yıllarında gitar çalmaya başlayan Alanson, 1966 Yılında İstanbul Fenerbahçe Kalamış sahilinde, daha sonra MFÖ grubunu kuracağı Fuat Güner ile Mazhar’ın aldığı The Beatles’ın yeni çıkan albümü sayesinde arkadaşlık kurdu. Bir süre sonra Fuat Güner’le Kaygısızlar grubunu kurarak konserler verdi. Önce Barış Manço sonra da solo olarak plaklar çıkardılar. Alanson bu yıllarda yabancı şarkılara Türkçe sözler yazarak söz yazarlığına başladı. 1971 yılında çıkardığı plağındaki “Diloy” şarkısı ise kendisi yazdı. 1971 yılında Özkan Uğur’la tanıştılar.

1974 Fuat Güner ile Mazhar – Fuat ikilisini kurup “Türküz Türkü Çağırırız” albümünü çıkardılar. Bu albümde de Yunus Emre, Âşık Veysel gibi halk ozanlarının şiirlerini bestelediler. Daha sonra “Bu Ne Biçim Hikâye Böyle, Nerde Hani ve Güllerin İçinden” şarkılarını yazdı

1974 yılında Özkan Uğur, Galip Boransu ve Ayhan Sicimoğlu’nun da gruba katılmasıyla “İpucu Beşlisi” adını aldılar. Birlikte “Heyecanlı” isminde ilk 45’liklerini piyasaya çıkardılar. Çeşitli sebeplerden ötürü İpucu Beşlisi dağıldı.

Bir dönem Mazhar, Fuat ve Özkan; Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Seyyal Taner gibi ünlülerle çalıştı. Müzikteki başarısını, Ferhan Şensoy’un “Şahları da Vururlar” adlı müzikal oyununda da gösterdi. Alanson, kısa zaman sonra çıkardığı “Ele Güne Karşı” albümüyle büyük sükse yaptı.

1985’te “Peki Peki Anladık”, 1986’da “Vak The Rock”, 1987’de “No Problem”, 1989’da “The Best Of MFÖ”, 1990’da “Geldiler”, 1992’de “Agannaga Rüşvet ve Dönmem Yolumdan”, 1995’te “M.V.A.B”, 2003’te “MFÖ single ve Collection”, 2006’da “AGU”, 2011’de de “Ve MFÖ” albümü piyasaya sürdüler.

2 KEZ EUROVİSİON’A KATILDI

1985 senesinde sunucunun Mazhar Fuat Özkan ismini okuyamadığından gruba “MFÖ” olarak hitap etti ve 1985’ten sonra grup MFÖ adıyla tanındı. MFÖ grubu yurtdışında Türkiye’yi iki kere temsil etti.

İsveç’in Gothenburg şehrinde “Didai Didai Dai” adlı parçasıyla 14. Sırada tamamladı. 1988’de İrlanda’nın Dublin şehrinde yapılan yarışma da ise 15. oldular. Turgut Özal, o dönemde: “Artık Erovizyon şarkı yarışmasının taraflı olduğunu öğrenmiş olduk.” demiştir.

1995 yılında “Mazeretim Var Asabiyim Ben” albümünden sonra, 1998’de oynadığı “Her Şey Çok Güzel Olacak” filminin film müziklerini yaptı. Sami Özer, Cem Yılmaz gibi sanatçıların eşlik ettiği albümde “Bu Ne Biçim Hikâye Böyle” ve “Bir Zamanlar Fırtınalar Eskitirdim” şarkılarını seslendirdi. 2001’de Komiser Şekspir film müziğine “Bir Sonsuz Yağmur Yağsa” şarkısıyla katıldı.

2000 yılında “Türk Lokumuyla Tatlı Rüyalar” albümünü çıkardı. Daha önce Tarkan’a verdiği “Yandım, Ah Bu Ben ve Jazz (New York Sokakları 5)” şarkılarına klip çekti. 2009’da Nil Karaibrahimgil’in “İlla” şarkısında düet yaptı.

FİLMOGRAFİSİ

1988 yılında “Arkadaşım Şeytan”da başrol oynadı. Yaklaşık 10 yıl sonra yönetmenliğini Ömer Vargı’nın yaptığı “Her Şey Çok Güzel Olacak” filminde başrolü Cem Yılmaz ve Ceyda Düvenci’yle paylaştı. 2006 yılında yine Cem Yılmaz’la, “Hokkabaz” filminde oynad. 2009 yılında da Erdal Murat Aktaş’ın yönettiği “Kirpi” filminde rol adlı.

REKLAM İŞİNE DE GİRDİ

Alanson birçok reklam filminde rol aldı. Bunlar arasında “Alo Garanti” ile Garanti Bankası reklamı, “Şapkasız çıkmam abi” sloganıyla BP reklamı, “Hamak” şarkısı ile Garanti Bankası reklamı, “Hindistan” şarkısı ile Shop & Miles reklamı, eşiyle oynadığı TTNet reklamları, Fuat Güner ile oynadığı “Anadolu Hayat” reklamı gösterilebilir.

ÖZEL HAYATI

İlk eşi Hale Alanson’la 1970’de tanışIP 1972’de evlendi. ilk çocukları Eda Alanson oldu. İkinci çocukları ise Hilmi Alanson oldu. Biricik Suden ile arkadaşlıklarını ilerlettiler ve aynı yıl Mazhar-Hale çifti boşandı. Bir sene sonra da Biricik Suden evlendi.

“NABER ÇELİK, ATATÜRK NASIL?” VE DİĞERLERİ

Sözünü söylemekten sakınmayan biri olarak bilinen Alanson, bir iddiaya göre şarkıcı Çelik’in her albümünde Atatürk ile ilgili şarkılar koyduğu yıllarda, onu görünce “Naber Çelik, Atatürk nasıl?” diye sordu.

Yine 2005 yılında Türkiye’yi Eurovision’da temsil edecek olan Gülseren için söylediği “Bu kadın, dünyadaki en iyi, en büyük şarkıyı söylese de, o fizikle, o kalçalarla, o Shakira gibi taktığı şeylerle bir şey yapamaz.” demişti. 2006’da da katıldığı Beyaz Show’da da telefonla bağlanan bir izleyiciye “kaşar” benzetmesi yaptı.

2004 yılındaki Rock’n Coke konserinde sahneyi paylaştıkları Iggy Pop ile önceden iltifatlaştıktan sonra, konser sırasında Iggy Pop’un grubu susturmak için yüksek sesli şarkılar açtı. Bu olay küfürleşmeye kadar gitti.

“YANDIM” ŞARKISINI MEKKE’DE YAZDI

İlk umre ziyaretini 1994’te yapan Alanson, arayla 5 kez tekrarladı. Daha sonra “Yandım” şarkısını Mekke’de yazdığını açıkladı. Ahmet Hakan’la bu konuda söz dalaşı çıktı. Hakan’a göre Alanson, başka yönlerini kapamak için maneviyatı kullanıyordu.

Şu sıralarda TV8‘de yayınlanan “O Ses Türkiye” adlı ses yarışmasında Özkan Uğur’la birlikte jürilik yapmaktadır.

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Emre Altuğ Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

Niyazi Emre Altuğ, 14 Nisan 1970 yılında İstanbul’un Beşiktaş ilçesinde dünyaya geldi. Aslen Niğdeli olmakla birlikte ev hanımı bir annenin ve diş hekimi bir babanın ikinci çocuğudur.

Sanata gitarla başlayan Altuğ, lise yıllarında kızlarla arkadaşlık kurmak için bu işe başladığını ifade etti. Liseyi bir yıl tekrarla bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Sahne Sanatları Tiyatro Bölümü’ne yazıldı.

1990’lı yıllarda “Sertab Erener, Sezen Aksu, Levent Yüksel, Nilüfer” gibi ünlü şarkıcılara vokalistlik yaptı. Şarkıcılıktan arka kalan vakitlerini tiyatroda, 3 sezon boyunca Haldun Dormen Tiyatrosu’ndaki oyunlarda rol alarak geçirdi.

1999’da çıkardığı ilk albümü “İbret-i Alem”i çıkardı. En büyük hayali oyunculuk olan Altuğ’un, müzikteki başarısı ikisini yürütmesiyle devam etti. 2000 yılında, başrollerinde Selçuk Yöntem, Perihan Savaş, Bülent Kayabaş, Nilgün Belgün’ün yer aldığı “Bir Kış Öyküsü” adlı müzikalde yer aldı. Ayrıca “Ağaçlar Ayakta Ölür, Halk Çocuğu” gibi filmlerde de rol aldı. Devamında, “Kolay Para, Eve Giden Yol 1914” adlı sinema filmlerinde; “Tatlı Hayat, Lise Defteri, Elde Var Hayat, Otel Divane, Mert ile Gert, El Gibi, Gülpare, Hasret” ve “Sensiz Olmuyor” isimli dizilerde oynadı.

Müziğe ara vermeyen sanatçı, Ocak 2003’te 2. albümü “Sıcak”ı piyasa sürdü. Çok geçmeden 3. albümü “Dudak Dudağa” çıktı. “Kişiye Özel” adlı albümünü 2 Haziran 2007 tarihinde piyasaya sürdü. 10 Mayıs 2010’da “Maxi Single” albümünü, 7 Haziran 2011’de ise “Zil” adlı albümü piyasaya çıkardı.

2005 yılında, oynadığı dizinin jenerik müziği “Sensiz Olmuyor” adlı single albümünün bütün gelirlerini “Baba Beni Okula Gönder” kampanyasına bağışladı.

7 YILLIK EVLİLİĞİ 10 DAKİKA BİTTİ

Emre Altuğ, dört sene beraber olduğu manken Çağla Şikel’le 10 Ağustos 2008 tarihinde evlendi. İlk oğulları Hüseyin Kuzey Altuğ 31 Ekim 2009’da, ikinci oğulları Uzay Tuncer Altuğ ise 2 Mart 2012’de dünyaya geldi.

7 yıllık evlilikleri, 10 dakika süren duruşmayla bitti. Şıkel’in 6 Ocak 2015’te Beykoz Aile Mahkemesi’nde açtığı dava erkene alınarak 12 Ocak 2015 tarihinde görüldü. Çocukları velayetleri Çağla Şikel’e verdi.

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Abdurrahim Albayrak Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

Abdurrahim Albayrak, 1954 yılında Rize’de dünyaya geldi. İlkokulu Rize’de okuyan Albayrak, babasıyla beraber 1972 yılında Almanya’ya gitti. 16 ay inşaatlarda çalıştı. Askerlik için Türkiye’ye döndü ve İstanbul’a taşındı. Bir süre sonra Habibler Köyü’ne yerleşti ve Edirnekapı-Habibler hattında minibüs şoförlüğü yaptı. İşler iyi gidince 1977 yılında “Altur”u kurdu. Bugün Altur 8 bin araçlık filosu ve 100 bini aşkın çalışanıyla büyük hizmetler vermektedir.

BİR GALATASARAY AŞIĞI

Fanatik bir Galatasaray taraftarı olan Albayrak, hiçbir maçını da kaçırmadı. 9047 No.lu Galatasaray Spor Kulübü üyesi oldu. İlk kez “Mehmet Cansun”un başkanlığındaki Galatasaray SK yönetim kurulunda “Futbol Şube Sorumlusu” oldu. Kısa sürede taraftarın ve camianın sevdiği isim haline geldi.

Ünal Aysal’ın 2011-2013 yılları arası oluşturduğu yönetim kurulunda bulundu. 2013 yılında Ali Dürüst, Refik Arkan ve Adnan Öztürk gibi isimlerle Aysal’ın yeni yönetim listesinden çıkarılan Albayrak, 2014 yılında yeniden “Duygun Yarsuvat” başkanlığındaki yönetim kuruluna girdi. Albayrak, bu yeni yönetimde “Başkan yardımcısı” oldu.

Nadiye Albayrak ile evli olup 6 çocuk babasıdır.

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , , ,

İsmail Rüştü Cirit Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

İsmail Rüştü Cirit, 23 Mart 1955 tarihinde Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde dünyaya geldi. Liseyi İzmir Namık Kemal Lisesi’nde bitirdi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 1978 yılında mezun olduktan sonra, subay olarak Şavşat’ta yedek görev yaptı.

KARİYERİ

Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde hâkim adayı olarak mesleğe başladı. Cirit, sırasıyla Hakkari, Araklı, Ahlat Hâkimliği, Zile Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı, Kadıköy Hâkimliği ve Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı görevlerini başarıyla sürdürdü.

Yargıtay Üyeliğine 19 Temmuz 2004 tarihinde seçilen Cirit, Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nca 10 mart 2011 tarihinde Yargıtay 13. Ceza Dairesi Başkanlığı’na getirildi. Bu görevinin ardından, Yargıtay Başkanı Ali Alkan’ın yaş haddinden emekliye ayrılması sebebiyle 10 Şubat 2015 tarihinde Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nca Yargıtay Birinci Başkanlığı’na seçildi.

Yapılan seçimde, 3. Ceza Dairesi Başkanı Erdal Gökçen, 20. Hukuk Dairesi Başkanı Feyzi Altınok, 6. Ceza Dairesi Üyesi Ali Suat Ertosun ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili Mehmet Ekmekçi yarıştı. İlk turda 280 oy alan Cirit, Yargıtay Birinci Başkanı oldu.

Cirit, evli ve üç çocuk babasıdır.

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , , , , , ,

Mehmet Barlas Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

Mehmet Barlas, 1945 yılında Gaziantep’te dünyaya geldi. Siyasetle iç içe bir ortamda büyüyen Barlas‘ın babası; ticaret, ekonomi ve devlet bakanlığı ile Gaziantep milletvekilliği yapmış Cemil Sait Barlas’tır.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde eğitimini tamamladı. Aynı fakülteden lisans derecesini aldı. Gazeteciliğe babasının sahibi olduğu “Son Havadis”te başladı. Profesyonel gazeteciliğe Cumhuriyet’le adım attı. İç ve dış haberler danışmanlığı yaptığı yıllarda İsmail Cem, TRT Genel Müdürü’ydü.

İlk ödülünü 1968 yılında “Gazeteciler Cemiyeti” tarafından inceleme dalında birincilikle aldı.

Türkiye’deki birçok gazetede çalışma imkânı buldu. Bunlar; “Son Havadis, Cumhuriyet, Milliyet, Resmî Gazete, Günaydın, Hürriyet, Star, Güneş, Yeni Şafak, Türkiye, Zaman, Tercüman, Akşam, Sabah, Show Basın, Posta”dır. Son yıllarda Sabah gazetesinde başyazarlık yapmaktadır. Ayrıca Okan Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyesidir.

YORUMCULUK DA YAPTI

Çeşitli yıllarda “Star1, ATV, Show TV ve TGRT” gibi yayın organlarında haber yorumculuğu yaptı. 2008 yılında kısa bir süre için ATV Ana Haber’i sundu. NTV kanalında “Emre Kongar”la birlikte “Yorum Farkı” adlı bir program yaptı. Şu sıralar NTV Radyo’da “Makam Farkı” adlı programı yapmaktadır.

Mehmet Barlas, A Haber’de program sunucusu olan Canan Barlas’ın eşidir.

ESERLERİ

-Sosyo-politik Bir Gerçek Olarak Hocaefendi Sendromu

-Rüzgar Gibi Geçti

-Latife Hanım’ın Sırları ve Türk Sosyetesi, Birey Yayıncılık, İstanbul 2005

-İş ve Siyaset Hayatında Kariyer Yapmak

-Türkiye Üzerine Pazarlıklar

-Türkiye’de Darbeler ve Kavgalar Dönemi, Birey Yayıncılık

-Turgut Özal’ın Anıları, Sabah Kitapları

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Recep Altepe Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

Recep Altepe, 1959 yılında Bursa’da dünyaya geldi. İlk, orta ve lise öğrenimini Bursa’da tamamladı. Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. 1983 yılında kendi işini kurarak kalorifer, buhar kazanı imalatı, ısıtma-soğutma tesisatı gibi işleri yürüttü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la ilk tanışması vatani görevini yapmaktayken oldu.

SİYASETE REFAH PARTİSİ’YLE GİRDİ

1989 yılında Bursa Refah Partisi İl Yöneticisi olarak siyasete giren Altepe, 1994 yılında aynı partinin İl Başkan Yardımcılığını ve Yerel Yönetimler Başkanlığını, Fazilet Partisi döneminde de bir yıl süreyle Genel Merkez Müfettişliğini yaptı.

1994 yılındaki yerel seçimlerde Bursa Büyükşehir ve Yıldırım Belediyesi Meclis Üyelikleri ile BUSKİ Genel Kurul Üyeliği’ne girdi. Altepe, 1999 yılındaki seçimlerde tekrar seçilerek üst üste iki dönem bu görevleri yürütme imkanı buldu.

Altepe, 2004 seçimlerinde “Osmangazi Belediye Başkanı”, 2009 ve 2014 seçimlerinde ise AK Parti´den “Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı” oldu.

“Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği ve Marmara ve Boğazları Belediyeler Birliği Başkanı” olarak görev yapmaktadır.

Altepe, evli ve üç çocuk babasıdır.

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , , , ,

Hüseyin Sözlü Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

Hüseyin Sözlü, 2 Mayıs 1965 tarihinde Adana’nın Ceyhan ilçesine bağlı Çokçapınar köyünde dünyaya geldi. İlk, orta ve lise eğitimini Ceyhan’da tamamladı. 1989 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ziraat Mühendisliği’nden mezun oldu.

Sözlü, 1990 yılında Devlet Su İşleri’nde İşletme Mühendisi olarak göreve başladı. 1997 yılında DSİ Kösreli İşletme ve Bakım Başmühendisliği görevine atandı.

1999’dan bu yana aralıksız üç dönem MHP’den “Ceyhan Belediye Başkanlığı” yaptı. 29 Eylül 2013 tarihinde, MHP’den Adana Büyükşehir Belediye Başkan Adayı oldu. 30 Mart 2014 günü yapılan yerel seçimde, oyların %34’ünü alarak Adana Büyükşehir Belediye Başkanı oldu.

Hüseyin Sözlü, Türkiye Mahalli İdareler İşveren Sendikası Genel Başkanlığı yapmaktadır. Türkiye İşveren Sendikaları Yönetim Kurulu Üyeliği ve Güreş Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini de yürütmektedir.

Sözlü, evli ve üç çocuk babasıdır.

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , ,

Mustafa Altıoklar Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

Mustafa Altıoklar, 1958 yılında Ordu’nun Ünye ilçesinde dünyaya geldi. Babası fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı bir doktor, annesi ise bir öğretmendir.

Anne ve babasının tayinlerinin aynı yere çıkmaması yüzünden dağınık bir aile hayatı yaşadı. İlkokula kadar dayısının Ünye’deki köy evinde yaşadı. İlkokul çağı geldiğinde Altıoklar Ailesi, ablası Emine, kardeşi Mehmet, anne baba ve Mustafa Ankara’da buluştu.

1976 yılında TED Ankara Koleji’nden mezun oldu. 1984 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi/Gazi Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nü tamamladı. Yüksek lisansını da burada tamamladı. Altıoklar’ın uzmanlık alanı fizyoterapidir. Oyuncu Sarp Levendoğlu’nun dayısıdır. İlk eşi Yasemin Erkan’dan ayrılan Altıoklar’ın bu evliliğinden Arya Su adlı bir kızı dünyaya geldi. 5 yıl nişanlı kaldığı Nehir Erdoğan ile 2009 yılında ayrıldı.

SİNEMA KARİYERİ

1989 yılında “Çizgim” adlı kısa filmiyle sinema çalışmalarına başladı. Bu film “Lozan Film Festivali” davetini getirdi. Yurt dışında birçok festivallerde gösterime girdi. “Çizgim” kısa filmiyle altı ödül kazandı. 1991 yılında “Kıl Payı, Ayak Sesleri” ve “Labsus ve Agoni” adlı kısa filmlerini çekti. Devamında çektiği 5 kısa film de çeşitli ödüllere layık görüldü.

İlk sinema filmi 1992 yılında çektiği “Denize Hançer Düştü” adlı film oldu. 1995 yılında “İstanbul Kanatlarımın Altında” filmini çekebilmek için memuriyetten istifa etti. Ardından “Ağır Roman, Asansör, Banyo” filmleri geldi.

ERDOĞAN’A HAKARET

Yönetmen Mustafa Altıoklar, Nisan 2014’te CNN Türk’te yayınlanan “Aykırı Sorular” programına konuk oldu. Altıoklar Başbakan Erdoğan’a hakaretlerde bulundu. Programda “Ama bir doktor olarak söylüyorum Başbakan’da ‘Narsistik Kişilik Bozukluğu’ var. Geri dönüş yapamaz. Kendisine rapor vermek lazım 46 raporu…” deyince büyük tepki toplamıştı.

YÖNETMEN OLDUĞU FİLMLER

Acayip Hikâyeler, Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi, Kelebek Çıkmazı, Yasak Elma, Beyza’nın Kadınları, Banyo, Üçüncü Türden Yakın İlişkiler, Çınaraltı, 3. Tür, Lise Defteri, O Şimdi Asker, Fosforlu Cevriye, Asansör, Öldürme Üzerine Küçük Bir Film, Ağır Roman, İstanbul Kanatlarımın Altında, Denize Hançer Düştü, Çizgim, Lapsus ve Agoni, Ayak Sesleri

SENARYOSUNU YAZDIKLARI

Emret Komutanım, Yasak Elma, Banyo, Beyza’nın Kadınları, Çınaraltı, Lise Defteri, O Şimdi Asker, Artık Sevmeyeceğim, Asansör, Ağır Roman, İstanbul Kanatlarımın Altında, Denize Hançer Düştü, Çizgim

YAPIMCILIĞINI ÜSTLENDİKLERİ

Gece Gündüz, Kız Takımı, Banyo, Lise Defteri, Asansör, Öldürme Üzerine Küçük Bir Film, Denize Hançer Düştü

OYUNCULUK YAPTIKLARI

Ünye de Fatsa Arası, Komser Şekspir, Dansöz, Ağır Roman, İstanbul Kanatlarımın Altında, Emret Komutanım 1.bölüm

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , , , , , ,

Cengiz Çandar Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

Cengiz Çandar, 1948 yılında Ankara’da dünyaya geldi. İlkokulu Ankara’da, ortaokulu Talas Amerikan Okulu, liseyi Tarsus Amerikan Koleji’nde tamamladı. 1970 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü bitirdi.  Bir dönem ODTÜ İdari İlimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde asistanlık yaptı. Osmanlı Devleti’nin içerisinde büyük hizmetler yapan Çandarlıların soyundan gelmektedir.

12 Mart Askeri Müdahalesi’nin sakıncalıları arasına girmesi, 68 kuşağı gençlik hareketlerine katılması ve Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğrenci Derneği Başkanı olarak faaliyetlerde bulunmasıyla oldu. Bu sebeple yurtdışına kaçtı ve Filistin direnişi çerçevesinde Şam’da, Beyrut’ta bulundu. Daha sonra Cenevre, Paris ve Amsterdam’da bir dönem yaşadıktan sonra yaşadıktan 1974 yılında Türkiye’ye geri döndü.

GAZETECİLİĞE BAŞLANGICI

1976’da “Vatan” gazetesinde dış haberler şefi ve dış politika yorumcusu oldu başladı. Bu onun gazetecilikteki ilk işi oldu. “Türk Haberler Ajansı, Cumhuriyet, Hürriyet, Güneş, Sabah, Yeni Şafak” ve “Referans”ta gazetecilik yaptı. Radikal gazetesinde 1 Eylül 2008’den beri yazılarına devam etmektedir

ÇALKANTILI DÖNEMLERİ YERİNDE TAKİP ETTİ

1980’li yıllarını Lübnan, İran ve Ortadoğu’nun önemli merkezlerde geçirdi. Daha sonra Doğu Avrupa’ya ve eski Sovyetler Birliği’ne kaydı. 1991-1993 yılların arasında Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın, ölümüne kadar, özel danışmanlığını yaptı.

1993-1995’ten sonra Balkanlar’a yöneldi. Aynı yıllarda “Yeni Demokrasi Hareketi” kurucu üyeliği yaptı. 1995 yılında “Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü”ne layık görüldü. 1997-1999 arasında İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde dersler verdi. 1999-2000 yıllarında Washington’da yaşadı. 11 Eylül Saldırılarında Amerika’da bulunuyordu.

ESERLERİ

-Direnen Filistin (1976)

-Dünden Yarına İran (1981)

-Ortadoğu Çıkmazı (1983)

-Tarihle Randevu (1983)

-Güneşin Yedi Rengi (1987)

-Benim Şehirlerim (1999)

-Çıktık Açık Alınla (2001)

-Mezopotamya Ekspresi: Bir Tarih Yolculuğu (2012)

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Fikret Orman Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

Fikret Orman, 4 Kasım 1967 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi. Işık Lisesi’nde lise eğitimini, Yıldız Üniversitesi ve ABD Florida Üniversitesi’nde yükseköğrenimini tamamladı. Orsan Yedek Parça San. ve Knorr-Orsan Ticari Araç Sis. Ltd. şirketlerinde yönetim kurulu üyeliği yapmaktadır.

YÖNETİCİLİK KARİYERİ

2000-2004 yılları arasında Beşiktaş’ta, Serdar Bilgili başkanlığındaki yönetim kurulunda yöneticilik görevinde bulundu. Fikret Orman, 2004 yılında BJK başkanlık kongresinde başkanlığa aday oldu. Ancak 162 oy farkla Yıldırım Demirören’e başkanlığı kaptırdı.

2012 yılında kulüp başkanı Yıldırım Demirören’in TFF başkanlığı için istifa etmesiyle boşalan koltuk için aday oldu. Aday olan Fikret Orman, 25 Mart 2012 tarihli olağanüstü seçimli genel kurulda Beşiktaş Kulübünün 33. başkanı seçildi.

16 Haziran 2013 tarihinde yapılan başkanlık seçimlerinde 3 yıllığına yeniden Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün başkanı seçildi.

Orman, 1992 yılında evlendiği Sedef Orman’dan 2012 yılında boşandı. Bu evliliğinde iki kız çocuğu dünyaya geldi.

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Erdem Başçı Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

Erdem Başçı, 9 Ağustos 1966 tarihinde Ankara’da dünyaya geldi. Babası Ahmet Uğur Başçı, 1983 yılında Makine Kimya Endüstrisi Gazi Müdür Yardımcılığı görevinden emekli olduktan sonra esnaflık yaptı. İki kız kardeşi olan Başçı, Ali Babacan’la çocukluk arkadaşıdır.

İlkokul 1. ve 2. sınıfı Atatürk İlkokulu’nda okuduktan sonra kaydını TED Ankara Koleji’ne aldırdı. 1983 yılında eğitimini tamamladıktan sonra “ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği” bölümünden 1987 yılında mezun oldu. Yüksek lisans tezini 1989 yılında Bilkent Üniversitesi’nde İşletme dalında tamamladı. 1990 yılında Bilkent Üniversitesi’nden İktisat dalında, 1993 yılında ABD’deki Johns Hopkins Üniversitesi’nden İktisat dalında yüksek lisans derecelerini aldıktan sonra, 1995 yılında Bilkent Üniversitesi’nden İktisat dalında doktor unvanını aldı. Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümünde 1995 – 2003 yılları arasında öğretim üyesi olarak çalıştı.

1999 yılında doçent unvanını aldı. Ders verdiği konular; Para İktisadı, Finansal İktisat, Makro İktisat Kuramı ve Matematiksel İktisat’tır. İngiltere’deki York Üniversitesi’nde 1999 yılında eşi Sıdıka Başçı ile birlikte misafir öğretim üyesi olarak çalıştı.

ALİ BABACAN’IN DANIŞMANLIĞINI YAPTI

Çocukluk arkadaşı olan Ali Babacan, 2002 seçimlerinden sonra Devlet Bakanı oldu. Para politikası dalında verdiği dersler ve çalışmalarından ötürü Ali Babacan’ın danışmanlığını yaptı.

BAŞÖRTÜSÜNE SEZER’DEN VETO

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı görevi 9 Ekim 2003 tarihinde geldi. 10 Ekim 2008 tarihinde aynı göreve yeniden atandı. 2006 tarihinde Cumhurbaşkanlığı tarafından Merkez Bankası Başkanlığına atama kararnamesi Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edildi. Gerekçesi ise “Başçı’nın gençliği” gösterildi ama “başörtü” gerçeği sonradan anlaşıldı. Hükümet, başkanlık görevine eşinin başörtüsü “Anadolu usulü” olan Durmuş Yılmaz’ı önerdi. Sezer bu teklifi kabul ederek kararnameyi imzaladı. Böylelikle Erdem Başçı yardımcılık görevinde kaldı.

Durmuş Yılmaz’ın görevinden ayrılmasıyla birlikte, 14 Nisan 2011 tarihi itibariyle Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Başkanı oldu.

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , , , , , ,

Mehmet Metiner Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

Mehmet Metiner, 5 Mart 1960 tarihinde Adıyaman’ın Kahta ilçesinde dünyaya geldi. Babasının adı Bedir, annesinin adı Nazı’dır. İngilizce bilen Metiner, evli ve 2 çocuk babasıdır.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden mezun oldu. “Girişim, Yeni Zemin ve Sözleşme” dergilerinin yayın yönetmenliği görevini yürüttü. Refah Partisi il başkanı ve büyükşehir belediye başkanı olduğu yıllarda Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Fazilet Partisi Genel Başkanı M. Recai Kutan’ın danışmanlığını yaptı. 2000-2001 yıllarında “Halkın Demokrasi Partisi Genel Başkan Yardımcılığı” görevini yürüttü. Bu partiden ayrıldıktan sonra aktif siyasete ara verdi.

Bir dönem Bahçeşehir Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak ders verdi.

2011 yılında yapılan seçimlerde Ak Parti’den aday oldu. 24. Dönem Adıyaman Milletvekili olarak meclise girdi.

Mehmet Metiner 30 Aralık 2014 tarihinden itibaren Star Gazetesi’nde köşe yazarlığı yapmaktadır.

”MEHMETÇİĞİM SEN DE BU İŞLERE DAHA FAZLA GİRME”

Dönemin Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında Dersim’i bombaladığı iddiasıyla “Sabiha Gökçen Havalimanı’nın ismi değişsin” diyen Metiner’e “Mehmetçiğim sen de bu işlere daha fazla girme. Yeter o kadar” diye seslenmişti.

ESERLERİ

-Ahmet B. Hanbel

-Yeni Bir Dünyaya Uyanmak

-Şafakta 10 Gün (İran Notları)

-Sorunlarımızı Konuşmak

-Kardeşlik Çağrısı

-Cennet Düşü: İdeolojik Devletten Demokratik Devlete

-Yemyeşil Şeriat Bembeyaz Demokrasi

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , , , , , ,

Mehmet Celalettin Lekesiz Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

Mehmet Celalettin Lekesiz, 1 Mayıs 1962 Yozgat’ın Yerköy ilçesinde dünyaya geldi. İlk, orta ve lise öğrenimini Yerköy’de tamamladıktan sonra, 1986 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu.

ÇALIŞMA HAYATI

1987 yılında Kırşehir Valiliğinde Kaymakam adaylığı yaparak iş hayatına atıldı. İngiltere’de bir süre İngilizce Dil Eğitimi aldıktan sonra Türkiye’ye döndü. 1990 yılından itibaren sırasıyla; Tefenni (Burdur), Köprübaşı (Manisa), Yusufeli (Artvin) ve Divriği (Sivas) Kaymakamlıkları görevlerinde bulundu.  Daha sonra “İçişleri Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı Şube Müdürlüğü, Araştırma Planlama Koordinasyon Kurulu Başkanlığında Daire Başkanlığı, Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü Daire Başkanlığı, Teftiş Kurulu Başkanlığında Mülkiye Müfettişliği, Mülkiye Başmüfettişliği” ve “Personel Genel Müdürlüğü” yaptı.

Amasya ve Hatay Valiliğinden sonra 15.09.2014 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile “Emniyet Genel Müdürü” oldu.

YAPTIĞI ÇALIŞMALAR

Bürokrasinin Azaltılması, Tahditli Ticarî Plâkalı Araçların Türkiye Genelindeki Sorunları ve Çözüm Önerileri, İl ve İlçelerde Performans Denetimi Yapılması konularında raporlar hazırladı. Görev yaptığı valilerinden, Turizm Bakanı’ndan ve İçişleri Bakanı’ndan çeşitli ödüller aldı.

İleri düzeyde İngilizce bilen Lekesiz, evli ve 3 çocuk babasıdır

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , , , , , ,

Necdet Özel Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

Necdet Özel, 1950 yılında Ankara’da dünyaya geldi. 1969 yılında Kara Harp Okulu’ndan, 1970 yılında da Piyade Okulu’ndan mezun oldu. 1970-1978 yılları arasında Türk Kara Kuvvetleri bünyesinde çeşitli birliklerde takım ve bölük komutanlığı yaptı.

1980’de Kara Harp Akademisi’ni tamamlayıp “Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı Harekât ve Eğitim Şube Plan ve Harekât Subaylığı” yaptı. Daha sonra “Kara Kuvvetleri Genel Sekreterliği İşlem ve Koordinasyon Şube Müdürlüğü, Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinde Proje Subaylığı, devamında Kara Kuvvetleri Genel Sekreterliği, Kara Harp Okulu Kurmay Başkanlığı ve 9. Piyade Tümen 17. Piyade Alay Komutanlığı” gibi çeşitli vazifeleri yerine getirdi.

ASKERİ KARİYERİ

1995 yılında tuğgeneral oldu. Tuğgeneral olarak “172. Zırhlı Tugay Komutanlığı, Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanlığı Eğitim Başkanlığı ile Kara Kuvvetleri Komutanlığı İç Güvenlik Daire Başkanlığı” görevlerini yerine getirdi. Kara Kuvvetleri Komutanlığı İç Güvenlik Daire Başkanlığı yapması Özel’i diğer komutanlarda ayıran özeliğidir. Bu özelliği psikolojik harbi çok iyi bildiğini göstermektedir.

1999 yılında tümgeneralliğe yükseldi. Tümgeneral olarak “39. Mekanize Piyade Tümen Komutanlığı ve Kara Harp Akademisi Komutanlığı” görevlerinde bulundu.

2003 yılında korgeneral oldu. Korgeneral olarak “7. Kolordu Komutanlığı ve Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutan Yardımcılığı” görevlerinde bulundu.

2007 yılında orgeneralliğe terfi etti. Orgeneral rütbesi ile 2007- 2008 yılları arasında “Ege Ordusu Komutanlığı”, 2008- 2010 yılları arasında da “2. Ordu Komutanlığı” yaptı. Daha sonra, 4 Ağustos

2010 tarihinde “Jandarma Genel Komutanı” oldu. Kara Kuvvetleri Komutanlığına, 4 komutanın istifasından sonra 29 Temmuz 2011 tarihinde atandı. Başbakanlık tarafından aynı günlerde “Genelkurmay Başkan Vekilliği”ne getirildi. 4 Ağustos 2011 tarihli YAŞ (Yüksek Askeri Şura) toplantısında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 28. “Genelkurmay Başkanı” oldu.

İngilizce bilen Özel, evli ve bir çocuk babasıdır.

MADALYALARI

-TSK Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası

-TSK Üstün Hizmet Madalyası

-TSK Şeref Madalyası

-Romen Askeri Liyakat Nişanı

-Kırgız Cumhuriyeti Kahramanı

-Moğol Üstün Hizmet Madalyası

-Kore Cumhuriyeti Millî Güvenlik Liyakat Madalyası

-Suudi Arabistan Kral Abdulaziz Yüksek Rütbe Madalyası

-Ürdün Yüksek Jandarma Madalyası

-Pakistan Nişane İmtiyaz Madalyası

-Azerbaycan Savunma Bakanlığı Askeri İşbirliği Madalyası

-Azerbaycan Devlet Serhat Hizmetleri Askeri İşbirliği Madalyası

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Mustafa Şentop Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

Mustafa Şentop, 6 Ağustos 1968 tarihinde Tekirdağ’da dünyaya geldi. Babasının adı Ahmet, annesinin adı Nazire’dir. İlk ve orta öğrenimini Tekirdağ’da tamamladı. 1986 yılında Tekirdağ İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü kazandı. 1987’de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdi ve 1991 yılında mezun oldu. 1988 – 1991 yıllarında Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı “Teklif Aylık Hukuk Dergisi”nin kurucuları arasında yer aldı.

1992’de avukatlık stajını tamamlayıp 1993’te Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde araştırma görevlisi oldu. 2002 yılında doktor, 2005 yılında doçent ve 2011 yılında da profesör oldu. Üzerinde çalıştığı başlıca konular; kamu hukuku, tarihteki ve hâlihazırda karşılaştırmalı yargı sistemleri, ceza hukuku, devlet yapısı ve anayasa hareketleridir. Doktora tezi, “Osmanlı Yargı Sistemi ve Kazaskerlik”, doçentlik çalışması “Tanzimat’tan Sonra Osmanlı Ceza Hukuku” ve profesörlük çalışması “Türkiye’de Anayasaların Hazırlanması – I, 1876 Kanun-i Esasisi”dir.

Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyesi, İstanbul Milletvekili ve Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapmakta olup Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezinin (ESAM) İstanbul Başkanlığı görevini yürütmektedir.

Şentop, evli ve 4 çocuk babasıdır.

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , , , , ,

Muhammed Ali Fatih Erbakan Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında

Muhammed Ali Fatih Erbakan, 1 Ocak 1979 tarihinde dünyaya geldi. Merhum Necmettin Erbakan’ın oğludur. Ortaokulu Ankara Merkez İmam Hatip Ortaokulu’nda okudu. Lise eğitimini ise Ankara Ayrancı Lisesi’nde tamamladı. Daha sonra “Başkent Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği” bölümünü bitirdi. Yüksek lisans için İngiltere’ye gitti. Fakat annesi merhum Nermin Erbakan’ın vefatı dolayısıyla dönmek zorunda kaldı ve Başkent Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümünde yüksek lisansını tamamladı. Aynı üniversitede Yönetim ve Organizasyon dalında doktora eğitimini alarak, doktor unvanı aldı.

SİYASİ KARİYERİ

Daha önceleri giyimiyle gündemde yer edinen Erbakan, babası Necmettin Erbakan’ın vefatından sonra siyasi yönüyle ön plana çıktı. Adeta “Milli Görüş” çerçevesinde adımlar atması beklenti. Babasının aktif siyasetçi olduğu dönemlerde de siyasetle iç içe büyüdü. Bu durum onun üzerinde bu minvalde yol almasını sağladı.

2012 yılı itibariyle Saadet Partisi Genel İdare Kurulu üyesi ve Genel başkan başdanışmanı olarak görev yapmaktadır. Ayrıca 17 Kasım 2013 tarihinde açılısı yapılan “Erbakan Vakfı”nın genel başkalığını yapmaktadır.

2011 yılında Andy-Ar adlı şirketin yaptığı araştırma sonucu Muhammed Ali Fatih Erbakan geleceğin potansiyel liderleri listesinde ilk 10’a girdi.

SEÇİMLERE BAĞIMSIZ GİRECEK İDDİASI

Haziran 2015 seçimlerine bağımsız gireceği konuşurken Erbakan bir açıklama yaparak; “Basına yansıyanlar bizim dışımızda yansımış ve erkenden bir karar alınmadan böyle bir açıklama ortaya konulmuş. Fakat biz kendimiz daha bir karar almadık. Müzakere edeceğiz, değerlendireceğiz. İnşallah Türkiye için de milletimiz için de bizim içinde hayırlısı olur.” Dedi.

Fatih Erbakan, Beyza Molu ile evli olup ikiz kız babasıdır.

Kaynak:Enson haber Biyografi

Etiketler, , , , , , , , , , , , , , , , , ,