Etiket: yazıları

Aziz Nesin Hayatı ve Eserleri

aziz nesinAziz Nesin; yazar (İstanbul 1915-İzmir 6 Temmuz 1995). Asıl adı: Mehmet Nusret.

Harp Okulu’nu bitirerek (arada GSA’nın derslerini izleme olanağı buldu) teğmen olarak orduda görev aldı (1939). Takma adla (Vedia Nesin) şiirler yayımlattığı (Yedigün), Millet ve Yeni Adam dergilerine öyküler verdiği dönem, bu yıllarıdır. Üsteğmenken ordudan ayrılıp basın dünyasına girişi (1944) benzeri az görülür, mizah dehasının özel serüvenleri, değişik güçlüklerle başlar. Gazete ve dergilerde çalıştı, dergi yayımının denemesini yaptı (Cumartesi), Sabahattin Ali ile işbirliği yaparak yayımladığı Markopaşa mizah dergisi, Türk kamuoyunda büyük ilgiye ulaştı, politik baskılar yüzünden sık sık ad değiştirmek zorunda kalındı (Malum Paşa, Merhum Paşa, Bizim Paşa, Yeni Baştan, Ali Baba) (1946-1950) ve 1947 sonrasında değişik suçlamalarla ve hep yazıp yayımladıkları yüzünden beş buçuk yılını hapiste geçirdi. Kalem ürünlerini gereğince değerlendirme olanağı bulamadığı dönemlerde geçim için çeşitli işlerde çalıştı. 1962’de yeni bir mizah dergisi denemesi (Zübük) yaptı. 1963’te yayınevi yandı, yeniden kaleminin yarattığı ürünlerine döndü. Arada fıkra yazarlığı (Tan, 1945; Akşam 1958; Tanin 1960; Günaydın 1969…) yaptı. Şiir ve öyküyle başladığı edebiyatın hemen bütün türlerinde etkinlik gösteren, başarı kazanan, ödüllendirilen yazarlığı; hem çok özel bir yetenek zenginliğine, hem çok verimli ve çalışkan bir yazı üreticiliğine, hem çağdaş ve güncel sorumluluktan uzaklaşmayan bilinçli tutumuna bağlıdır, her şeyiyle de özgündür. Başarısını onaylayan uluslararası ödüllerin özelliği onu yalnızca bir mizah ustası sayanları yanlışa götürür. Yurt dışı ödülleri bir yana yurt içinde: Karacan Armağanı, 1969; Çiçu ile TDK Ödülü, 1070; Arkın Çocuk Yayınları’nda ikincilik, 1974; Yaşar ne Yaşar ne Yaşamaz eseriyle Madaralı Roman Ödülü, 1979. Kitapları düzeltmeler ve eklemelerle birçok kez yeniden basıldığı için yalnızca ilk yayın yıllarına göre anılabilecektir. Bu zengin birikim, yazdıklarını okutup izleten, sevdirip benimseten, bir sanat doruğunu belirtir. 1972’den sonra canlandırıp yaşatmaya uğraştığı Nesin Vakfı eğitim kuruluşları ve Nesin Yıllığı, sunularıyla apayrı bir özgünlüktedir.

Öykü ve derlemelerinden: Geriye Kalan (1948), İt Kuyruğu (1955), Yedek Parça (1955), Fil Hamdi (1955), Damda Deli Var (1956), Koltuk (1957), Kazan Töreni (1957), Ölmüş Eşek (1957), Hangi Parti Kazanacak (1957), Mahallenin Kısmeti (1958), Bay Düdük (1958), Nazik Alet (1958), Gıdıgıdı (1959), Aferin (1959), Kördöğüşü (1959), Mahmut ile Nigâr (1959), Gözüne Gözlük (1960), Ah Biz Eşekler (1960), Yüz Liraya Bir Deli (1961), Bir Koltuk Nasıl Devrilir (1961), Biz Adam Olmayız (1962), Sosyalizm Geliyor Savulun (1965), Yeşil Renkli Namus Gazı (1965), Bülbül Yuvası Evler (1968), Vatan Sağolsun (1968), Yaşasın Memleketim, İnsanlar Uyanıyor (1972), Büyük Grev (1978), Hayvan Deyip Geçme (1980), Benim Delilerim (1984), Kalpazanlık Bile Yapılamıyor (1984), Maçinli Kız İçin Ev (1987), Rüyalarım Ziyan Olmasın (1990), Sora Sora Cennet Bulunur, Hoşçakalın (1990), Aşkım Dinimdir (1991).

Romanları: Kadın Olan Erkek (1955), Gol Kralı Sait Hopsait (1957), Erkek Sabahat (1957), Saçkıran (1959), Zübük (1961), Şimdiki Çocuklar Harika (1967), Tatlı Betüş (1974), Yaşar ne Yaşar ne Yaşamaz (1977), Surname (1976), TekYol (1978).

Anıları: Bir Sürgünün Hâtıraları-(1957), Böyle Gelmiş Böyle Gitmez-(1966; II, 1976), Poliste (1977). Masalsı anlatıları: Memleketin Birinde (1953), Hoptirinam (1960), Uyansana Tosunum (1971), Aziz Dededen Masallar.

Fıkra Denemeleri: Nutuk Makinesi (1958), Az Gittik Ve Gittik (1959), Merhaba (1972), Suçlanan ve Aklanan Yazılar (1982).

Tiyatro eserleri: Biraz Gelir misiniz (1958), Bir Şey Yap Met (1958), Toros Canavarı (1963), Düdükçülerle Fırçacıların Savaşı (1968), Çiçu (1970), Tut Elimden Rovni (1970), Hadi Öldürsene Canikom (1970), Beş Kısa Oyun (1979), Bütün Oyunları Adam Yayınları tarafından yeniden basıldı (1982).

Şiir kitapları: Sondan Başa (1984), Sevgiye On Ölüme Beş Kala (1986). Bir Aşk Var Bir de Ölüm (1991). Antolojisi: Cumhuriyet Döneminde Türk Mizahı (1973); gezi notları: Duyduk Duymadık Demeyin (1976), Dünya Kazan Ben Kepçe (1977), vb. Yazı derlemeleri: Ah Biz Ödlek Aydınlar (1985), çocukla için Nasrettin Hoca Gülütleri (1991), Hazreti Dangalak (taşlamalar, 2. Azizname, 1992).

Başlıca eserlerinin özetleri:
Biraz Gelir misiniz, yazarın ilk oyunu (1958). İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda 1962’de sahnelendi. Bir ülkede bir zamanda Mateh Usta “supi” dediği sazları yapmaktadır. Onun müziğini dinleyen kötülük duygularından arınacaksa da, supinin sesini kimse duyamaz. Yine de Mateh Usta, oğlu ve çırağıyla birlikte çaba harcamayı sürdürür. İleri yaşına karşın ölüme meydan okuyarak açlığın pençesinde düşünerek, sanattan anlamayan varlıklı bir adamın supi için önerdiği büyük paraları çevirir.

Böyle Gelmiş Böyle Gitmez, yazarın gerçek yaşam anıları. Yazarının bir şiir sunusuyla anasına adadığı eser, çocukluk ve öğrenim yıllarının başlangıcını içerir. Büyük mizah ustasının çevresiyle aile yaşamını gerçeklikle yansıtan kitap, eserlerinin belki de en güçlüsüdür. içtenlik ve doğrulukla taşıdığı öz, hem yurdumuzun bir zaman dilimindeki yazgısını yansıtır, hem yaratıcısının zengin duygu ve düşünce dünyasının özgünlüğünü taşır. Çok etkili bir özdeşleşmeyle okuru kendi dünyasına çekerek unutulmaz etkiler yaratır.

Zübük, yazarın 5. romanı (Kağnı Gölgesindeki İt). Halkımızın saf yüreğiyle, kendini aldatan şarlatanların etkisinde kalmasını; açıkgöz sömürücülerin kazandığı kolay zaferleri başka yazarlarımız da işledi. Zübükzade İbrâm Bey, bir Doğu Anadolu kasabasının siyasal yaşama susamış halkını istediği gibi çekip çeviren bir otoriteye dönüşecek, belediye başkanı ve milletvekili olacaktır. “İt kağnı gölgesinde yürür de kendi gölgesi sanırmış” atasözündeki anlama uygun bir etkilenmeyle Zübük, kişiliğin dışına taşan tutkuların, kuruntuların, rastlantıların elinde kendini hak etmediği düzeylere yükseltir. Yılışık, pişkin, sorumsuz yaratılışlı uydurma kişileşmelere zübükleşme dendi; sözcük toplumdaki yerine yerleşti.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Alfred Edward Housman Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Alfred Edward HousmanAlfred Edward Housman; (d. 26 Mart 1859, Fockbury, Worcestershire – ö. 30 Nisan 1936, Cambridge, İngiltere), İngiliz şair ve araştırmacıdır. Yalın ve serbest bir üslupla yazdığı lirik şiirleri romantik karamsarlığı yansıtır.

Bir hukukçunun yedi çocuğundan biriydi. On ikinci yaş gününde, çok sevdiği annesinin ölümü onun için büyük bir darbe oldu. Oxford’daki öğrencilik yıllarında eşcinsel eğilimlerinin farkına varınca üzerinde ağır bir baskı duymaya başladı. Bir öğrenci arkadaşına duyduğu derin aşk da karşılıksız kaldı. Duygusal yaşamındaki çalkantılar, parlak bir öğrenci olmasına karşın Oxford’daki bitirme sınavında başarısız olmasına yol açtı.

1882’den 1892’ye değin Londra’da Patent Bürosu’nda kâtip olarak çalıştı. Akşamları British Museum’un okuma odasında Latince metinleri inceliyordu. Dil ustalığı ve şairlerin sözcük seçimine duyarlılığı, metinlerdeki yanlışları düzeltmekte çok başarılı olmasını sağladı. Makaleleriyle akademisyenlerin dikkatini çekince 1892’de Londra’da University College’a Latince öğretmeni olarak atandı. Artık aşksız bir yaşam sürmek zorunda olduğuna inanan Housman gittikçe daha çok içine kapandı. Şiirlerini A Shropshire Lad (1896; Shropshire’lı Delikanlı) adlı yapıtta topladı. Örnek aldığı Heinrich Heine’nin şiirleri, Shakespeare’in şarkıları ve İskoç baladları, duygularını dışarıdan bakan bir gözle de olsa, açık bir biçimde aktarmasına yardımcı oldu. Bu tür bir anlatım kurabilmek için lirik şiirlerinde kendisini, aslında ona hiç uymayan bir çiftlik işçisi kişiliğinde sundu; şiirlerinin geçtiği ortam olarak da o güne değin hiç görmediği Shropshire yöresini seçti. Gittikçe daha çok ilgi gören A Shropshire Lad’den sonra yazdığı Last Poems (1922; Son Şiirler) bir şiir kitabı için şaşırtıcı bir başarı kazandı. Kendini öncelikle Latince araştırmacısı olarak gören Housman edebiyat dünyasından uzak durdu. 1911’de Cambridge’de Latince dersleri vermeye başladı ve yaşamının sonuna değin çalışmalarını burada sürdürdü. Manilius’un şiirini sevmemesine karşın, metin düzeltme bakımından geniş bir araştırma alanı sağladığı için, 30 yılı aşkın süre çalışarak hazırladığı açıklamalı Manilius derlemesi (1903-30) en önemli yapıtıdır. Lirik şiirle-rindeki açık sözlülük araştırmacı yaklaşımında da görülür; sağduyuyu alaycı bir mizahla savunması çevresindekilerin kendisine karşı çekingen bir tutum alması sonucu doğurmuştur.

The Name and the Nature of Poetry (1933; Şiirin Adı ve Doğası) başlıklı yapıtında sanat üzerine önemli görüşleri yer alır. Ölümünden sonra yayımlanan More Poems’ deki (1936; Yeni Şiirler) şiirleri kardeşi Laurence seçmiştir. Mektupları 1971’de Letters (Mektuplar) adıyla yayımlanmıştır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,

Ceyhun Atuf Kansu Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Ceyhun Atuf KansuCeyhun Atuf Kansu; şair ve yazardır (İstanbul 1919 – Ankara 1978).

İTÜ Tıp Fakültesi’ni bitirdi (1944), çocuk hastalıkları uzmanlığı için çalışmasını sürdürdü. (1948), Turhal Şeker Fabrikası hekimi olarak (1948-1959) görev aldığı Türkiye Şeker Fabrikaları örgütünün çeşitli yerlerinde çalıştı, sağlık müfettişi oldu, görevdeyken yaşamını yitirdi. “Şiiri kendimi söylemek için kullandım önce, kendi bahçemde gül yetiştirir gibi” diyen sanatçı, bu duygusal özden görevi gereği bulunduğu yerlerin etkisini belirtmek için kullandığı sözle “Anadolu Üniversitesi’ne” geçince “bahçesinden yurduna yurdundan evrene doğru” bir gelişim çizgisine girdi. Başlıca şiir ve deneme kitaplarının adlan bile tekil bir romantizmden toplumcu bilinçle Atatürkçü bir ülkücülüğe nasıl ulaştığını açıklamaya yeterlidir.

Şiir kitapları: Çocuk Bahçesinde (1941), Bağbozumu Sofrası (1944), Çocuklar Gemisi (1947), Yanık Hava (1951), Haziran Defteri (1955), yurdumdan (1960), Bağımsızlık Gülü (1965), Sakarya Meydan Savaşı (1970), Buğday, Kadın, Gül ve Gökyüzü (1970), Makale ve denemelerini derleyen kitapları: Devrimcinin Takvimi (1962), Ya Bağımsızlık Ya Ölüm (1964), TDK 1965 Deneme Ödülü), Atatürkçü Olmak (1966), Atatürk ve Kurtuluş Savaşı (Radyo konuşmaları, 1969-1972), Balık Kız Dalım Oğul (1972), Halk Önderi Atatürk (1972), Cumhuriyet Ağacı (1973) Sevgi Eması (1972) adlı eseri Tahir ile Zühre öyküsünün kendi bakış ve deyişiyle yeni sunusudur. Sakarya Meydan Savaşı kitabıyla da Behçet Kemal Çağlar Ödülü’nü kazandı (1970).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,

Celal Nuri İleri Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Celal Nuri İleri; (d. 1881, Gelibolu – ö. 3 Kasım 1938, İstanbul), gazeteci ve yazardır. Heyet-i Ayan üyesi Nuri Giridi’nin oğlu, karikatürcü Sedat Nuri İleri ve gazeteci Suphi Nuri İleri’nin kardeşidir.

Mekteb-i Sultani’yi ve Hukuk Mektebi’ni bitirdi. II. Meşrutiyet döneminde İkdam gazetesinde ve İçtihad dergisinde, Fransa’da Jeune Turc ve Le Courrier d’Orient gazetelerinde yazdı. 1916-19 arasında Edebiyat-ı Umumiye Mecmuası’nı çıkardı. 1 Ocak 1918’de Ati gazetesini yayımlamaya başladı ve başyazarlığını üstlendi. Mondros Mütarekesi (1918) sonrasında kurulan İstanbul hükümetlerini eleştiren yazılar yayımladığı için Âti kapatıldı. 12 Ocak 1920’de son Osmanlı Heyet-i Mebusanı’na Gelibolu milletvekili olarak giren, 1919’da yayımlamaya başladığı İleri gazetesinde de Milli Mücadele yanlısı tutumunu sürdüren Celâl Nuri, Mart 1920’de İngilizler tarafından tutuklanarak Malta’ya sürüldü. Kasım 1921’de serbest bırakıldıktan sonra Ankara’ya gitti; Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Birinci ve İkinci dönemlerde (1920-23 ve 1923-27) Gelibolu milletvekili olarak katıldı, 1924 Anayasası’nı hazırlayan komisyonda başkan ve raportör olarak görev aldı. TBMM’de Üçüncü, Dördüncü ve Beşinci dönem (1927-31; 1931-35 ve 1935-39) Tekirdağ milletvekili olarak bulundu.

Toplumsal sorunları, kadın özgürlüğünü ve dilde yalınlaşma akımını savunan yazılarıyla tanınan Celâl Nuri’nin başlıca yapıtları arasında Le Droit Public de l’lslam (1909; İslam Kamu Hukuku), Le Diable Promu Dieu (1910; Tanrılaştırılan Şeytan), Tarih-i Tedenniyat-ı Osmaniye 1912), İttihad-ı İslam (1913), Havaic-i Kanuniyemiz (1913), Hatemü’l-Enbiya (1914), Mukadderat-ı Tarihiye (1915), İlel-i Âhlakiyemiz (1916), Türkçemiz (1916), Harbden Sonra Türkleri Yükseltelim (1917), Kara Tehlike (1918), Taç Giyen Millet (1923), Türk İnkılabı (1926), Devlet ve Meclis Hakkında Musahabeler (1932) sayılabilir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , , ,

Arculf Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Arculf; (7.yy sonları, Almanya), İslamın doğuşundan sonra Yakındoğu’da gözlemlerde bulunan önemli Batılı gezginlerin ilki olan Hristiyan piskopostur. Büyük bir olasılıkla manastıra bağlı bir din adamı, bazılarına göre ise Akitanya’daki Perigueux piskoposuydu.

Yaklaşık 680’de Filistin’e yaptığı hac yolculuğundan dönerken fırtınaya tutulan Arculf İskoçya’ya sürüklendi ve Hebrid Adalarından biri olan Iona’ya vardı. Burada kendisini ağırlayan Iona Manastırı başrahibi Aziz Adamnan’a yolculuğundan edindiği deneyimleri aktardı. Adamnan, Arculf’un yolculuğunu konu alan De locis sanctis’i (Kutsal Yerler Üzerine) yazdı. Bu yapıt, Bede’nin dikkatini çekmiş ve Bede, yapıtın bir bölümünü Historia ecclesiastica gentis Anglorum (İngiliz Halkının Kilise Tarihi) adlı kitabına almıştır. Bede, ayrıca daha uzun bir kitap yazmış ve bu kitap ortaçağ boyunca, doğudaki kutsal yerlerle ilgili en yaygın rehber olmuştur.

Yahuda, Samiriye ve Celile’deki kutsal yerler, Şam ve Sur, Nil ve Aiolia volkanik adaları (bugün Eolie Adaları) Arculfun gezdiği yerler arasındadır. Arculf, Kudüs’ teki İsa’nın Kabri Kilisesi, Sion Dağı Kilisesi, Zeytinliğe Çıkış Kilisesi ve Şekem’deki Yakub’un Kuyusu Kilisesi’nin planlarını çizmiştir. İngiltere’nin koruyucu azizi Aziz George’un öyküsünün ilk biçimi Arculf’dan kalan belgeler arasındadır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , , ,

Anais Nin Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Anais Nin; (d. 21 Şubat 1903, Neuilly, Fransa – ö. 14 Ocak 1977, Los Angeles, ABD), Fransız asıllı roman ve öykü yazarıdır. Sekiz ciltten oluşan günlüğüyle ünlüdür. Yazılarında gerçeküstücülüğün ve Otto Rank‘tan aldığı psikanaliz derslerinin etkisi görülür.

1914’te annesiyle birlikte New York kentine gitti. Orada öğrenim gördükten sonra Avrupa’ya döndü. Edebiyat yaşamına D. H. Lawrence: An Unprofessional Study (1932; D. H. Lawrence: Profesyonel Olmayan Bir İnceleme) adlı yapıtıyla girdi. Bu yapıt Henry Miller ile arasında yaşam boyu sürecek bir arkadaşlığın oluşmasını sağladı. (Nin’in Miller ve karısıyla ilişkileri Henry and June [1990; Henry ve June] adlı filme konu olmuştur.)

Nin II. Dünya Savaşı’nın başlarında New York’a dönerek roman ve öykülerini yayımlamayı sürdürdü. Ama 1966’da günlüğünün ilk cildini yayımlayıncaya değin önemli bir yazar olarak görülmedi. Günlüğünün kazandığı başarının ardından Ladders to Fire (1946; Ateşe Merdivenler), Children of the Albatross (1947; Albatrosun Çocukları), The Four-Chambered Heart (1950; Dört Odalı Yürek), A Spy in the House of Love (1954; Aşk Yuvasında Bir Casus, 1984) ve Solar Barque’dan (1958; Güneş Yelkenlisi) oluşan Cities of the Interior (1959; İçerilerin Kentleri) adlı ırmak romanına ilgi uyandı. Birçok eleştirmen Nin’in kadınlıkla ilgili eşsiz anlatımına, lirik üslubuna ve psikolojik sezgisine hayranlık duyar. Bazıları ise narsistik olarak değerlendirdikleri kendine dönüklüğünü eleştirir. Bu konudaki tartışmalar yazarın ölümünden sonra yayımlanan Delta of Venus: E..ica (1977; Venüs Deltası: E..ika) adlı yapıtından sonra daha da arttı. Öbür yapıtları arasında Under a Glass Bell (1944; Cam Fanus Altında, 1990) adlı öykü kitabı, House of Incest (1936; En..t Evi), Seduction of the Minotaur (1961; Minotaur’un Ayartılması) ve Collages (1964; Kolajlar) adlı romanlarıyla Winter of Artifice (1939; Oyun Kışı) adıyla yayımlanan üç kısa romanı sayılabilir. Türkçede Yeni Duyarlılık (1989) adlı bir yapıtı daha vardır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,