Asıl adı Muhammed Tarağay olan Uluğ Bey, 1394 yılında Azerbaycan’ın Sultaniye şehrinde doğmuştur. Babası, Timur’un küçük oğlu Şahruh Bahadır, annesi Gevher Şad’dır.
Uluğ Bey, dedesi Timur’un sarayında itinayla yetiştirilmiştir. Devrin en iyi bilginlerinden dini ilimler, matematik, mantık ve astronomi eğitimi almıştır. Çoğu Müslüman bilim adamı gibi o da Kuran-ı Kerim’i ezberlemiştir. Şehzadeliğinden beri mimari faaliyetlere önem veren ince zevkli bir sanatkâr ve yazar olan Uluğ Bey, Arapça, Farsça, Türkçe, Moğolca ve biraz da Çince biliyordu. Çocukluğundan beri astronomiye meraklıydı.
Onaltı yaşında Mâverâünnehir bölgesinin yönetimi kendisine verilen Uluğ Bey, 38 yıl boyunca bölgenin tek hakimi olmuştur. Hükümdarlığı süresince bilimsel faaliyetlere ve mimariye büyük önem vermiştir. Devletinin başkenti Semerkand onun zamanında İslam Uygarlığının en büyük bilim, kültür ve sanat merkezi haline gelmiştir.
Uluğ Bey bilim tarihinde “Tahtta Oturan Alim” veya “Bilge Kral” olarak anılır.
• Uluğ Bey, 21 yaşında kendi adını taşıyan ünlü Semerkand Medresesi ve ona bağlı Semerkand Gözlemevini kurmuştur.
Semerkand Gözlemevi, devrin en iyi matematik ve astronomlarının çalıştığı, Gıyâseddin Cemşid el-Kâşî, Kadızâde-i Rûmi ve Ali Kuşçu gibi bilim adamlarının yöneticilik yaptıkları bir astronomi merkezi niteliğindedir. Gezegenlerin ve yıldızlan hassas gözlemlerini yapmak üzere burada bulunan astronomi aletlerinin birçoğu da Cems el-Kâşî tarafından icat edilmiştir.
• Semerkand Gözlemevinde yapılan gözlemle ve çalışmalar sonucunda astronomi tarihinin en önemli eserlerinden biri olan Uluğ Bey Zic hazırlanmıştır.
Semerkand Gözlemevi’nde başlatılan gözlemleri aralıksız otuz yıl sürdüğü bilinmektedir. Bu gözlemler sonucunda, dönemin en önemli eser olarak kabul edilen Uluğ Bey Zic’i hazırlanmıştır. Uluğ Bey Zic’i, 17. y.y.a kadar yazılmış olan astronomi kataloglarının en mükemmeliydi ve bu yüzyıla kadar hem Doğu’da hem Batı’da konumsal astronominin temel kitabı olarak kullanılmıştır. Eserde yer alan kimi hassas hesaplamalar sonucunda bulunan değerler bugünün yüksek teknolojik imkanlarıyla ulaşıldı değerlere şaşırtıcı derecede yakındır.
• Uluğ Bey’in himayesinde oluşan bilimsel birikim Osmanlı Bilim Dünyası ve Batı bilim dünyasını 17. yy a kadar etkilemiştir.
Uluğ Bey Medresesi ve Gözlemevinde çalışma imkanı bulan Kadızade-i Rumi ve Ali Kuşçu, eserleri ve yetiştirdikten talebeleri vasıtasıyla Osmanlı bilim dünyasını şekillendiren bilim adamlarıdır.
Fotoğraflar Anadolu Üniversitesi Türk Dünyası Bilim, Kültür ve Sanat Merkezi’nde çekilmiş, bilgiler oradan derlenmiştir.
kaynak:nkfu