Woody Allen Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Woody Allen Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Filmleri otobiyografik enstantanelerden oluşan Amerikalı yönetmen / oyuncu / yazar, kendi kişilikleriyle ilgili kaygıları olan entellektüelleri ele alarak yeni bir komedyen tipi yarattı.

Allen Stewart Königsberg adıyla gelenekçi bir Yahudi ailesinin oğlu olarak New York’ta doğdu. Babası orada burada bulduğu geçici işlerle hayatını kazanmaya çalışırken, annesi zaman zaman bir çiçekçinin muhasebe işlerini yürütürdü. Allen, henüz kolej öğrencisiyken filmlere espri “gag” üretmekle para kazanmaya başladı ve bu arada Bob Hope gibi ünlü komedyenlere de malzeme sattı. Allen, üniversite tahsilini, daha doğru dürüst başlamadan, bıraktı ve henüz 18 yaşındayken televizyon metinleri yazmaya başladı.

1961’den sonra: Komedyen Olarak Başarılı Olması Allen 60’lı yılların başında kendi üretimi skeçlerle gece kulüplerinde ve televizyon şovlarında sahneye çıktı. Filmlerinde de belirleyici olan, tipik komik figürünü, yani acayipliklerini hiç çekinmeden ortaya döken nörotik, entellektüel sıradan adam tipini geliştirmesi de bu zamana rastlar. Allen, ilk kez 1966 yılında Woody Allen – What’s Up Tiger Lily (Ne Haber Kaplan Lily) adlı filmi yönetti. Üç yıl sonra gençlerin suçluluğuna ilişkin bir taşlama olan Take the Money and Run (Parayı Al ve Kaç) adlı yapıt yönetmenliğini, senaryo yazarlığını ve başoyunculuğunu kendi başına yüklendiği ilk filmi oldu.

Tiyatro eserlerinden birinin sinema uyarlamasıyla, yönetmen olarak değilse de, oyuncu olarak adını uluslararası çapta duyurdu. Herbert Ross’un yönettiği Play It Againg Sam (Bir Daha Çal Sam) adlı bu film Humphrey Bogart kültüne bir taşlama niteliğindeydi.

1977: New York’ta Nörotik Bir Adam Allen ilk kez 1977’de Annie Hall adlı filmiyle doruğa erişti. Bu filmde başarılı bir televizyon komedyeni, ilişkisinin niçin yürümediğini anlamaya çalışır. Bu film, Allen’in daha sonraki filmleri için tipik olan taşlama, ruh analizi ve otobiyografi karışımından oluşuyordu. Film aynı zamanda, Allen’in, ikinci evliliği bozulduktan sonra tanıştığı oyuncu Diane Keaton’la yaşadığı birlikteliğin öyküsüydü. Annie Hall, aralarında en iyi yönetmen Oscar’ı da bulunmak üzere, dört Oscar ile ödüllendirildi. Hollywood stüdyo sistemine karşı duyduğu antipatiyi hiçbir zaman saklamamış olan Allen, ödül törenine katılmayı reddetti. Bir yıl sonra, İsveçli Ingmar Bergman’ın yapıtlarını çağrıştıran Interiors (İç Dünyalar) adlı filmi çevirdi. Bu filmde yaşlanmakta olan bir avukat, kendisinden genç bir kadınla birlikte olabilmek için ailesini terk eder. New York kentine aşkını ilan ettiği siyah/beyaz olarak çekilen Manhattan (1978) filmiyle Allen, Annie Hall konusuyla bağlantı kurdu. Bu filmin konusu, birkaç kadın arasında kaldığı halde hiçbirinde gerçek tatmini bulamayan bir televizyon yönetmeni çevresinde yer alır.

1985’ten Sonra: Ciddi Konular Allen, 80’li yılların ilk yarısında yeni ifade biçimleri aradıktan sonra, 1985’ten sonra kesin olarak ciddi ve melankolik yapıtlara eğildi, insanın büyük kentte hayatına bir anlam araması konusunun işlendiği Hannah and Her Sisters (Hannah ve Kız Kardeşleri, 1985) adlı film Allen’e en iyi senaryo dalında Oscar ödülünü kazandırdı. September (Eylül, 1987) adlı film ilişkiler arası çatışmayı işlerken, Another Woman (Bir Başka Kadın) filminde felsefe profesörü olan bir kadın hayatım eleştirel bir analize tabi tutar. Allen her iki filmde de oynamadı. Crimes and Misdemeanors (Suçlar ve Kabahatler, 1989) adlı kasvetli felsefi filmde suç konusu işlenmektedir.

1993’ten Sonra: Özel Hayatındaki Krizler Eş ve başoyuncu olarak Diane Keaton’ın yerine geçmiş olan oyuncu Mia Farrow ile birlikte son çalışması olan Husbands and Wives (Kocalar ve Karıları, 1993) adlı film, gerçek yaşamla filmi ayırmanın güçlüğünü ortaya koydu. Bu filmde Allen, 19 yaşındaki öğrencisine âşık olan evli profesör rolündedir. Allen’in evlat edindiği kızına âşık olduğunu itiraf etmesi aşağı yukarı aynı döneme rastlar. Farrow hayat arkadaşını bunun üzerine terk edince, Allen’in adı ilk defa basının dedikodu sütunlarına geçti. Manhattan Murder Mystery (Bir Cinayet Sim, 1993), Bullets Over Broadway (1994), Mighty Aphrodite (Sevimli Fahişe, 1995), Everyone Says I Love You (Herkes Seni Seviyorum Der, 1996), Deconstructing Harry (Yaramaz Harry, 1997) ve Celebrity (1998) Allen’in 90’lı yıllarda çektiği belli başlı filmlerdir.

Allen’in Olağandışı Filmleri:

1982 Zelig: Olağanüstü bir uyum kabiliyetine sahip bir Yahudi memurun hayali/belgesel biyografisi.
1984 The Purple Rose of Cairo (Kahire’nin Mor Gülü): Film içinde filmde başoyuncu beyazperdeden çıkıp en sadık hayranına aşkını itiraf eder.
1987 Radio Days (Radyo Günleri): Radyonun altın çağına ve ABD’de 30’lu ve 40’lı yıllardaki yaşama ilişkin anılar.
1992 Shadows and Fog (Gölgeler ve Sis): 20’li yılların Avrupa sinemasının anısına. Bu filmde hiçbir şeyden haberi olmayan bir vatandaş katil zanlısı olarak takibata uğrar. Franz Kafka’nın “Dava” adlı romanına bir gönderme.

Kısa Öyküleri: Eğrisi Doğrusu (Getting Even) (2010), Tüysüz (Without Feathers) (2009), Yan Etkiler (Side Effects (2009), Sırf Anarşi (Mere Anarchy)(2008)

kaynak:nkfu

Sen de Yorum yazmalısın bence.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir