Antonio Stradivari’nin Hikayesi

Antonio Stradivari’nin Hikayesi

Antonio StradivariAntonio Stradivari’nin Hikayesi; 1600’lü yıllarda (Antonio Stradivari d. 1644-ö. 1737) İtalya’nın Cremona şehrinde küçük bir oğlan çocuğu kapının önündeki basamaklara oturmuş, elindeki tahta parçasını bıçakla yontuyordu. Çocuklar bahçede oyun oynuyor, şarkı söylüyorlardı. Ama zavallı küçük Antonio şarkı söyleyemediği için onların araşma katılamıyordu. Sesi çok boğuk, kemanın yayını tutan elleri ise kaba ve beceriksizdi, Fakat bir de eline bıçak aldı mı, işte o zaman işler değişiyordu, Bıçağıyla neler neler oymuyordu ki ! Küçücük Venedik gondolları, kuklalar, bebekler…

Büyükler onun yaptıklarını görünce şaşırıyorlar; küçükler ise güzel oyuncakları çok seviyorlardı. Fakat Antonio’nun en çok gücüne giden şey arkadaşlarının alay etmeleriydi. Onlar ne küçükler gibi oyuncaklardan hoşlanıyor, ne de büyükler gibi oymaların değerini anlayabiliyorlardı…

Antonio çalışırken iki erkek kardeşi yanma oturup küçümseyerek onu seyrederlerdi. Bunlardan biri tatlı yumuşak sesiyle şarkı söyler, diğeri ise keman çalardı.

Ne zaman iki kardeş keman ve şarkı düetine başlasalar, etraflarına ahali toplanır, onları dinlerdi. Bir keresinde gurubun içindeki temiz giyinmiş bir adam çocuklara:

— Aferin çocuklarım, dedi Eğer bu şekilde çalışmaya devam ederseniz bir . gün mutlaka meşhur olursunuz.

O gittikten sonra Antonio merakla kardeşlerine sordu:

— Bu adam kimdir ?

— Amati mi? Bilmiyor musun? Dünyanın en güzel kemanlarını yapan usta. Babam daha geçen gün dükkânını gösterdi. Bizim şehre yerleşmiş.

Antonio birden elindeki bıçağını yere bıraktı.

— Belki ben de keman yaparak meşhur olurum.

Ağabeyleri gülüştüler.

— Ah Antonio, daha kemanın yayını bile tutmayı beceremezken nasıl olur da yapmaya kalkışırsın ?

Fakat o, bu gülüşlere hiç aldırış etmedi. Amati’nin evini sorarak ziyarete gitti. Ama uşaklar küçük çocuğu içeriye bırakmadılar. O cesaretini kaybetmeyerek tekrar Ustayı aradı.

Bir gün sokakta giderken sanatkâra rastladı. Derhal yanına gitti.

— Ah büyük usta, ne olur beni de dükkânına çırak olarak al, diye yalvardı. Oyma işine elim o kadar çok yatıyor ki, sizi hiç üzmeyeceğime de söz veriyorum.

Amati:

— Çocuğum, neden keman yapmak istiyorsun ? diye sordu.

— Çünkü musikiyi o kadar çok sevmeme rağmen sesim boğuk, parmaklarım kaim olduğu için ne söyleyebiliyor, ne de çalabiliyorum. Yine de her ne şekilde olursa olsun kalbimdeki sesleri ifade etmek istiyorum.

Büyük sanatkâr, Antonio’nun oymalarını görünce hemen dükkânına çırak olarak aldı. Hünerli çocuk aylarca ve yıllarca bıkmadan, usanmadan sabahın erken saatlerinden akşamlara kadar çalıştı durdu. En sonunda bir gün ona da ilk kemanım yapmak izni verildi. Amati usta onun yaptığı kemanı görünce hayret etti. Ses tonları ne kadar güzel ve yumuşaktı !…

— Bir gün benden daha güzel kemanlar yapacaksın, oğlum. Aferin, dedi.

Ve sözleri de doğru çıktı. Antonio yıllarca ustasının yanında çalışarak günden güne daha güzel kemanlar yaptı. Zamanla kendisi de bir dükkân sahibi oldu. Adı en meşhur keman ustası diye tanındı. Çünkü kalbindeki müzik sesini her ne şekü-de olursa olsun ifade etmek isteyen çocuk, Antonio Stradivari idi.

kaynak:nkfu

Sen de Yorum yazmalısın bence.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir