Etiket: mucizeleri

Nuh Peygamberin Hayatı

Müslümanlık inancına göre, ilk peygamber Hz. Adem’den sonra dördüncü peygamberdir. Adem’den sonra oğlu Şiyt, ondan sonra İdris, ondan sonra Nuh, peygamber olmuştur. Şiyt’e 50 sayfalık emir inmiş, Kâbe onun tarafından yapılmıştır. İdris elbiseyi, yazıyı icat etmiştir. Ondan sonra insanoğulları doğruluktan gene ayrılınca Nuh’a peygamberlik gelmiştir.

Kutsal Kitaplar’a göre, Lümek 182 yaşındayken, bir oğul sahibi oldu. Bu çocuğun kendisini rahata kavuşturacağını bildiğinden İbranice’de «rahat» anlamına, «Nuh» adını verdi. Nuh büyüdü, evlendi, dört oğlu oldu: Hâm, Sâm, Yâfes, Yâm. Nuh, yıllarca kavmini, Tanrı’nın birliğine inanmaya davet etti. Ancak, oğullarından, gelinlerinden, yakınlarından başka kimse ona inanmadı. Herkes, ihtiyar Nuh’la alay ediyordu. Bunun üzerine Tanrı, insanları cezalandırmaya karar verdi, Nuh’a da, emirlerini yerine getirmesini söyledi.

Tanrı buyruğuna göre Nuh, üç katlı büyük bir gemi yapacak, gemiye, yeryüzünde yaşayan bütün canlılardan birer çift (bir erkek, bir dişi) alacaktı. Nuh, çocuklarıyla birlikte, gemiyi yapmaya başladı. Yalnız, Yâm babasıyla alay ediyor, bu çalışmalara katılmıyordu. Nuh altı yüz yaşına geldiğinde gemi bitmişti. İlk yağmurlar başlayınca, bütün canlılar çifter çifter Nuh’un gemisine koştular. Yalnız Yâm yeryüzünde kalmakta ayak diredi. Kuvvetli bir dalgayla boğularak öldü.

Gemiye en son giren hayvan eşekti. Kapıya geldiği halde içeri girmiyordu. Nuh kızıp: «Gir ya İblis!» diye bağırınca, eşek de, onun kuyruğuna yapışmış olan İblis (Şeytan) da gemiye girdiler. Şeytan, böylece Tufan’da boğulmaktan kurtuldu, öteki canlıların arasına katıldı.

Kırk gün kırk gece seller gibi yağan yağmurlar bütün yeryüzünü kapladı, dağların üstüne çıktı. Nuh, gemisiyle, dalgalar arasında yüzüyordu. Yeryüzündeki canlıların hepsi boğulup öldüler. Tufan durunca sular çekilmeye başladı. Yüz elli günde toprak kurudu. Nuh’un, gemisi Cudi Dağı (Ağrı Dağı)na indi. Nuh, gemisinin penceresini açtı, suların çekilip çekilmediğini anlamak için bir kuzgun saldı. Hayvan geri dönmedi. Yedi gün sonra bir güvercin saldı. Güvercin ayak basacak yer bulamadığından geri döndü. Yedi gün sonra Nuh bu kuşu bir daha salıverdi. Güvercin bu sefer ağzında bir zeytin dalıyla döndü. Bunun üzerine Nuh, gemidekilere, son kalan erzak birbirine karıştırıp pişirerek aşure yaptı.

Gemidekiler yeryüzüne indiler. Bundan do layı Nuh’a ikinci Adem denildi. Sonraki in sanların hepsi, Nuh’un üç oğlundan türedi: Hâm’ın soyundan Afrikalılar; Yafes’in soyundan Türkler; Sâm’ın soyundan Araplar, İranlılar, Romalılar çoğaldılar. Nuh, Tufan’dan sonra 350 yıl daha yaşadı, 950 yaşında öldü

Kutsal Kitaplar’ın anlattığı bu Nuh hikâyesinin gerçek bir yönü var olduğu sanılıyor Bu arada, Tufan, bugün bilimin de kabul ettiği bir gerçektir. Öte yandan ünlü keşifçi Hillary’nin de bir ara katıldığı çeşitli heyetler, Ağrı Dağı’na çıkarak Nuh’un gemisini aramışlar, hattâ Ağrı’nın en yüksek vâdisinde boyutları, biçimi gemiye yaklaşan bir iz bulmuşlardır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , ,

Hz. Yunus Peygamber’in Hayatı

Hz. Yunus; Kutsal kitaplarda adı geçen, hayatı efsanelerle karışık peygamberlerden biridir.

Yunus Peygamber, Asurlular zamanında, bu ulusa ve bu ülkeye gönderilmiş bir peygamberdir. Ancak soyca Asurlu değildir; İbranilere, İsrailoğulları’na bağlıdır. Kendisinin; İsrailoğulları’nın 70 yıl süren esirliği devresinde Babil’e götürülmüş İsrailoğulları’ndan bir aileden Mezopotamya’da doğduğu tahmin edilmektedir.

Söylentiye göre Hz. Yunus, Allah tarafından, Asurlular devletinin başşehri olan Ninova halkını uyarmaya gönderilmiştir. Ninovalılar son derece refahlı, mesut bir ömür sürüyorlardı. Ancak bolluk ve rahatlık onların ahlakını bozmuştu. Hz. Yunus, onları doğru yola ve tek Tanrı inancına çağırdı. Lakin Ninova halkı kendisini umursamadı. Ahlâksızlıkta ve puta tapmakta devam etti. Peygamber, onları tanrısal bir ceza ile korkuttu: “Bu yoldan dönmezseniz, gazaba uğrayacaksınız; şehriniz batıp mahvolacak, gökten taş yağmuru yağacak…” dedi.

Ötekiler, bu tehdide de kulak asmadılar. Yunus, halktan ümidini kesti, yollara düşerek, şehirden ayrılmaya karar verdi. Dicle kıyısına indi, kalkmak üzere bulunan bir gemiye bindi. Ancak gemi, yola çıkmak istemesine rağmen kıyıdan bir karış bile ayrılmıyordu. Çünkü Hz. Yunus, Allah’ın izni olmadan ayrılmak istemişti ve peygamberler, Allah’dan emir almadıkça peygamberlikle görevlendirildikleri yeri terk edemezlerdi.

Gemi kaptanı: “Mutlaka gemide bir suçlu vardır; kur’a çekelim, suçlu kim ise ona vuracaktır; onu denize atarsak gemi yürür” dedi. Çekilen kur’a Hz. Yunus’a çıktı. Hz. Yunus: “Evet doğru, ben suçluyum” diyerek kendini suya attı. Büyük bir balık Hz. Yunus’u yuttu. Fakat Peygamber, Allah’dan af dilemiş olduğundan, balık kendisini hazmetmedi; sığ bir yere getirip, ağzından, tekrar karaya çıkardı. Ancak çok uzun bir süre hayvanın midesinde kalmış olmaktan dolayı vücudu pelteye dönmüştü. Allah onu korudu, iyileştirdi; yeniden kuvvete kavuşturdu ve tekrar vazifesinin başına gönderdi.

Bu işler oluncaya kadar, Hz. Yunus’un haber verdiği gün gelip çatmıştı: Bir gün Ninova şehrini kara bir duman kapladı. Fırtına ile birlikte ortalık simsiyah kesildi. Halk, dehşete düşüp Hz. Yunus’u anmaya, aramaya başladı. Hz. Yunus’un yalvarması ve halkın tövbe etmesiyle Allah, onları affetti; üstlerine yollayacağı felaketi kaldırdı. Artık Hz. Yunus da Ninova’ya ulaşmış bulunuyordu. Halka bütün tanrısal buyrukları birer birer anlattı, onlar da bunlara uydular. Ninova şehri, Yunus Peygamber’in nasihatlarına uyduğu sürece rahat ve huzur içinde yaşadı.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , ,

Hz. İdris Hayatı Kısaca

Hz. İdris; Kuran’da adı geçen peygamberlerden biridir. Ölümsüz olduğuna inanılır. Sünniler arasında yaygın olan inanışa göre Hz. İdris, Adem ile Nuh peygamber arasındaki bir tarihte ortaya çıkmış ve suhuf (sayfalar) aracılığıyla kutsal vahiyleri aktarmıştır. Ölmemiş, sonsuza değin Tanrı’yla yaşamak üzere bedeniyle birlikte Cennet’e alınmıştır. Gene yaygın inanışa göre yazı yazmayı, dikiş dikmeyi ve bazı kehanet biçimlerini insanlara öğreten, ilk kez cihad eden odur. Bu nedenle zanaatçıların ve İslam mücahitlerinin piridir.

İdris’in tarihsel kimliği kesin olarak belirlenememiştir. Bazı dilbilimciler İdris ve Hızır adlarının aynı kişiliği belirttiği görüşündedir. Hz. İdris’i Kitabı Mukaddes’teki Ezra’yla, Havari Andreas ya da Büyük İskender’in aşçısı Andreas’la özdeşleştirenler de vardır. Kitabı Mukaddes’teki Enoş’la İdris Peygamber arasında da birkaç çarpıcı benzerlik görülür. Her ikisi de bedenleriyle birlikte Cennet’e alınmış inançlı kişilerdir. 365 yıl yaşadıklarının varsayılması. ikisinin de eski güneş kültlerinden kaynaklanmış olabileceğini göstermektedir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,

Hz. Hud Hayatı Kısaca

Hz. Hud; İslam inanışında, Nuh tufanından kurtulanların soyundan gelen Âd kavmine gönderilen peygamberdir.

Kuran’a göre Yemen ile Umman arasında Ahkâf adlı bölgede yaşayan (Ahkâf: 21) Âd kavmi gelişkin bir uygarlık kurmuştu (Şuara: 133-134). Ama bu halk zamanla Tanrı’yı ve Tanrı yasalarını yadsımaya başlayınca (Fussilet: 25) Tanrı onlar arasından Hud’u peygamberlikle görevlendirdi (Şuara: 123-126). Hz. Hud, Tanrı’nın tek olduğunu (Araf: 65), ona ortak koşulamayacağını (Hud: 50), kendisinin de Tanrı’nın peygamberi olduğunu bildirdiyse de etkili olamadı (Araf: 67-69). Âd kavmi eski geleneklerini izlemeyi sürdürdü (Şuara: 136-137).

Bunun üzerine Hz. Hud, halkını uyararak Tanrı’nın azabını ve onları tümden yok edebileceğini hatırlattı (Hud: 54-57). Halk, Hz. Hud’dan önce mucizeler isterken, sonradan eğer doğru söylüyorsa sözünü ettiği azabı başlarına getirmesini söyledi (Araf: 70). Çok geçmeden korkunç bir kuraklık sonucunda pınarlar kurudu, yeşillikler soldu, Ahkâf ülkesinin ünlü bağları yok oldu. Hud, halkını son kez uyardı, tövbe etmelerini istedi(Hud: 54). Bu çağrı da sonuç vermeyince Âd kavminin üzerine uğultulu bir kasırga indi, insanlar köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibi devrildi (Kamer: 19-20). Yalnızca Hz. Hud ve kendisine inanan birkaç kişi Tanrı’nın rahmetiyle kurtuldu (Araf: 72).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,