Etiket: şiirleri ve eserleri hakkında bilgi.

Rudyard Kipling Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Rudyard KiplingRudyard Kipling; (1865-1936)

Tanınmış İngiliz şair, romancı ve hikâyecisidir. İngiliz dilini büyük bir ustalıkla kullanmıştır. 1907’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmıştır.

Kipling, Hindistan’ın Bombay şehrinde doğdu. Babası bir sanat okulunun müdürüydü. İlk beş yılını Bombay’ da geçiren Kipling, yerli dadısından gayet güzel Hintçe öğrenmişti. Ayrca, Hindistan’da yaşıyan hayvanlara dair çeşitli masallar, hikâyeler dinlenmişti. Beş yaşına bastığı zaman, İngiltere’ye okula gönderildi. Rudyard zayıf bir çocuktu. Annesinden, babasından uzak kalmak da onu çok üzmüştü, hastalandı. Babası gelip onu Fransa’ya götürdü, gezdirdi. Sonra gene İngiltere’ye döndüler. Rudyard Kipling, okula ancak 12 yaşında başlıyabildi. 17 yaşına bastığı zaman da gene Hindistan’a döndü. Babası Lahor müzesine müdür tâyin edilmişti. Rudyard Kipling «Lahor Sivil ve Askeri Gazetesi» nin yazı kadrosuna alındı, ilk şiir ve hikâyelerini bu gazetede yayınlamıştır.

Kipling, 1889’da Japonya – Amerika yolundan İngiltere’ye döndü, Londra’da yerleşti. Yolda Amerikalı bir genç kızla evlenmişti. 1891 ‘de «The Light That Failed» (Sönen Işık) adındaki romanını tamamladı. İnsanlığın ıstırabını gerçekçi bir üslûpla anlatan bu eser çok beğenildi. Karısiyle birlikte bir ara Amerika’da kaldıktan sonra İngiltere’ye döndü. 1901’de çalıştığı gazete adına Boer Savaşı’nı takip etmek üzere Afrika’ya gitti. Aynı yıl yayınlanan «Kim» adındaki romanı onu bütün dünyaya tanıttı. Bu eser, Hindistan’ın toplum hayatını, dini âdetlerini, özelliklerini, çeşitli törelerini büyük bir ustalıkla anlatır.

Kipling, Birinci Dünya Savaşı başladığı zaman siyasetle yakından ilgilendi. Kadınların seçim hakkına sahip olmalarını istemiyordu.

Siyasi davranışları yüzünden pek çok düşman kazandıysa da herkes onun yazarlıktaki ustalığını gene kabul ediyordu. Kipling, tek oğlunun savaşta ölmesine pek üzülmüştü. Savaşta ölenler için yazdığı bir şiir İngiltere’de ün saldı.

Kipling’in eserlerinde ilk göze çarpan özellik mizahla korku ve dehşeti birbirine büyük bir ustalıkla bağlamasıdır. Kipling’in okurları gülmek ve korku hislerini ayın anda duyar. Yazarın en güzel şiirleri «Seven Seas» (Yedi Deniz), «Five Nation» (Beş Millet), «The Years Between» (Aradaki Yıllar) «Songs For Youth» (Gençler İçin Şarkılar) adındaki kitaplarda toplanmıştır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Edirneli Nazmi Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Edirneli Nazmi; divan şairi (Edirne ? – 1555 ?).

Yaşamına ilişkin kesin bilgi yoktur. Lâtifi’nin (1491-1582) Şuara Tezkeresindeki bir iki anışdan yeniçeri olduğu, ahkâm kâtipliği yaptığı, “silahdarlar zümresinden” bulunduğu çıkarılmaktadır; asıl adı Mehmet olan sanatçının kendi şiirlerindeki bazı dokunuşlardan Yavuz Sultan Selim’in seferlerine katıldığı, Kanuni Sultan Süleyman‘ın ordusunda da görev aldığı anlaşılır. Bütün bunlardan daha önemli olan belgeler ise eldedir. Çağdaşı Tatavlalı Mahremi (öl. 1535-1536) yolunda “Türki-i Basit” amacına şiirler söyleme ilkesi, Arapça-Farsça hiçbir tamlama kullanmama özeni, Türkçeyi hırpalamadan aruza uydurma dikkati, şiirde ulusçu bilincin ilk seçkin örnekleridir. 50 bine yakın beyit yazdığı, özgün biçimler ve söz sanatları uyguladığı, değişik ölçü kalıplarını denediği halde yerinilecek nokta, ilkeleri ardından gitmeyenlerce orta bir sanatçı sayılarak dışlanmış, Türki-i Basit akımının izleyici bulamamış olmasıdır. Bu yoldaki örneklerinden 186 şiir M. Fuat Köprülü’nün ilgisiyle basıldı. Bir başka eseri kendine kadarki nazireleri derleyen bir antolojidir: Mecmuaun-Nezâir (yazma).

Divan-ı Türki-i Basit Edirneli Nazmi’nin, çağdaş Tatavlalı Mahremi (öl. 1536) yolunda aruz ölçüsü ve katıksız Türkçeyle (Türki-i Basit) yazdığı şiirlerin toplamı. Arapça, Farsça tamlamalar kullanılmadan yazılan bu ürünler, şiir dilinde Türkçülük anlayışının ilk örnekleri sayılır (296 şiir, 56 müfret: tek beyit). Prof. Fuat Köprülü tarafından bulunup (1926) yayımlandı (1928): Milli Edebiyat Cereyanının İlk Mübeşşirleri ve Divan-ı Türki-i Basit.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

George Gordon Byron Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

George Gordon ByronGeorge Gordon Byron; İngiliz şairidir (Londra 1788-Yunanistan’da Mesolongion 1824).

Köklü ve soylu bir İngiliz ailesinin oğludur. 1798’de kendine Newstead Malikânesi ile Lordluk unvanı miras kaldı. Aberdeen’ de, Harrow School’da ve Cambridge’te okudu. İlk şiirlerini içeren Hours ouj idleness (Avarelik Saatleri) 1807, adlı eseri Edinburgh Review’un sert eleştirilerine hedef oldu, şair buna şiddetli bir taşlama olarak English Bards and Scotch Critics (İngiliz Ozanları ve İskoç Eleştiriciler) 1809, ile karşılık verdi. Ergin yaşta Lordlar Kamarası’na girdi. Portekiz, İspanya, İtalya, Malta, Arnavutluk, Yunanistan ve Türkiye’yi kapsayan iki yıllık bir Akdeniz gezisine çıktı, Çanakkale Boğazı’nı karşıdan karşıya yüzerek geçti, bu yolculuktan kendisine büyük ününü sağlayan Childe Harold’s Pilgrimage’nin (Çocuk Harod’un Kutsal Ziyareti) 1812 ilk bölümüyle döndü. The Giaour (Gavur), The Fiancee (Nişanlı Kız), The Pirati (Korsan). Lara, The Siege of Corinthı (Korent Kuşatması) 1813-1815 arasında yazdığı ateşli ama oldukça melodramatik şiirlerdir. 1816’da İngiltere’den ayrılıp Belçika’ya geçti, bir süre Brüksel ve Waterloo’da kaldı, oradan İsviçre’ye gidip şair Shelley ile yaşadı. The Prisoner of Chillon (Chillon Mahkûmu), Çocuk Harold’un üçüncü bölümü, The Dream (Düş), The Stances to Augusta (Augusta’ya Serzenişler) bu dönem içinde kaleme aldığı şiirlerdir. Ekim 1816’da İtalya’ya geçip Manfred’i bitirdi, Çocuk Harold’un dördüncü bölümünü tamamladı (1817); Beppo (1818); Mazeppa (1819); The Prophesy of Dante (Dante’nin Kehaneti) 1819; Don Juan (1821); iki manzum dinsel oyun: Cain (Kabil) 1821 ile The Heaven and the Earth (Gökyüzü ve Yeryüzü) 1823, İtalya’da yazmış olduğu öteki eserleridir. Daha sonra, The Deformed Transformed (Sakatın Dönüşümü) 1823 ile de şairlik yaşamını noktaladı. Serüven düşkünü, hırçın mizaçlı, geçimsiz bir kişiydi. Yunan kültürü hayranı, Türk düşmanıydı. Temmuz 1823’te Yunanistan’da Mesolongion’a ayak bastıysa da ateşli bir salgın hastalığa yakalanarak 19 Nisanda öldü. Romantik edebiyatın ölümsüz ustaları arasında yer alan bir şairdir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

İbrahim Efendi Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

İbrahim Efendi; (Oğlanlar Şeyhi), Olanlar Şeyhi İbrahim olarak da bilinir (d. 1591, Eğirdir -ö. 1 Mart 1655, İstanbul), vahdet-i vücut (varlığın birliği) felsefesini işleyen şiirleriyle tanınmış Osmanlı mutasavvıftır.

Eğirdirli bir tüccarın oğluydu. Genç yaşta İstanbul’a giderek Eğrikapı’daki Halveti tekkesi şeyhi Hakikizade Osman Efendi’ye bağlandı. Yedi yıl onun yanında kaldıktan sonra Aksaray’da Halveti tarikatından Gavsi tekkesine şeyh oldu. Halifelerinden Gaybi Sunullah’ın Sohbetname’sinden anlaşıldığına göre, İbrahim’in bir sözü üzerine atası Tap-tap Şah Ali “bu oğlancık şeyhtir” demiş ve İbrahim bundan sonra “Oğlanlar Şeyhi” olarak anılmaya başlamıştır, İbrahim’in divan edebiyatı kurallarına uymayan az sayıda gazeli ve aruzla yazılmış kasideleri vardır. “Olmuşam” adlı redifli kasidesinde Ebu Hanife’ye, Emevilere ve Abbasilere ağır sözler söyleyerek Şiiliğe yakınlık duyduğunu göstermiştir. Hece ölçüsüyle yazdığı ilahilerinde Yunus Emre’nin etkisi görülür. En tanınmış yapıtı olan Dil-i Dana adlı kasidesi Melamiler arasında kutsal sayılır. Ölümü konu alan ve tekkelerde okunan Devriye’si de ünlü yapıtlanndandır. Divan’ından başka Tasavvufname ya da Vahdetname adlı mesnevi biçiminde bir risalesi vardır. Bazı kaynaklar Müfid-i Muhtasar adlı bir başka risalesinden de söz ederler.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , ,

Ted Hughes Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Ted HughesTed Hughes; asıl adı Edward j. Hughes (d. 16 Ağustos 1930, Mytholmroyd, Yorkshire, İngiltere), İngiliz şair. Hayvanların kurnazlığını ve vahşiliğini duygusallığa kapılmadan yansıtan şiirleriyle tanınır. Olayları kavrayışında keskin bir zekânın izlerinin görülmesine karşın, insanlara daha çok, onların hayvansı yanlarını öne çıkararak yaklaşmıştır. Yorkshire’ın West Riding yöresine özgü lehçesi şiirlerine ayrı bir hava katar. Pembroke College’da (Cambridge) okurken folklora ve antropolojiye karşı duyduğu ilgi birçok şiirine yansımıştır.

1956’da ABD’li şair Sylvia Plath ile evlendi. 1957’de onunla birlikte ABD’yi ziyaret etti. İlk şiir kitabı The Hawk in the Rain (Yağmur Altındaki Şahin) aynı yıl, ikinci kitabı Lupercal 1960’ta yayımlandı. 1965’ten sonra Londra’da yayımlanan Modern Poetry in Translation adlı derginin yayın yönetmenleri arasında yer aldı. İngiliz şiirinde açtığı çığırda payı olan Thom Gunn ile birlikte yayımladığı Selected Poems’den (1962; Seçme Şiirler) sonra kendi şiirlerini Selected Poems 1957-1967 (Seçme Şiirler 1957-1967) adlı yapıtta topladı. Fotoğrafçılar ve ressamlarla birlikte Under the North Star (1981; Kuzey Yıldızı Altında) gibi çok sayıda kitap yayımladı. Remains of Elmet (1979; Elmet’in Anıları) adlı yapıtında çocukluğunu anlattı.

Şiirleri Türkçede Seçilmiş Şiirler (1987) adıyla yayımlanmıştır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Ted Hughes Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Ted HughesTed Hughes; asıl adı Edward j. Hughes (d. 16 Ağustos 1930, Mytholmroyd, Yorkshire, İngiltere), İngiliz şair. Hayvanların kurnazlığını ve vahşiliğini duygusallığa kapılmadan yansıtan şiirleriyle tanınır. Olayları kavrayışında keskin bir zekânın izlerinin görülmesine karşın, insanlara daha çok, onların hayvansı yanlarını öne çıkararak yaklaşmıştır. Yorkshire’ın West Riding yöresine özgü lehçesi şiirlerine ayrı bir hava katar. Pembroke College’da (Cambridge) okurken folklora ve antropolojiye karşı duyduğu ilgi birçok şiirine yansımıştır.

1956’da ABD’li şair Sylvia Plath ile evlendi. 1957’de onunla birlikte ABD’yi ziyaret etti. İlk şiir kitabı The Hawk in the Rain (Yağmur Altındaki Şahin) aynı yıl, ikinci kitabı Lupercal 1960’ta yayımlandı. 1965’ten sonra Londra’da yayımlanan Modern Poetry in Translation adlı derginin yayın yönetmenleri arasında yer aldı. İngiliz şiirinde açtığı çığırda payı olan Thom Gunn ile birlikte yayımladığı Selected Poems’den (1962; Seçme Şiirler) sonra kendi şiirlerini Selected Poems 1957-1967 (Seçme Şiirler 1957-1967) adlı yapıtta topladı. Fotoğrafçılar ve ressamlarla birlikte Under the North Star (1981; Kuzey Yıldızı Altında) gibi çok sayıda kitap yayımladı. Remains of Elmet (1979; Elmet’in Anıları) adlı yapıtında çocukluğunu anlattı.

Şiirleri Türkçede Seçilmiş Şiirler (1987) adıyla yayımlanmıştır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

İrfan Paşa Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

İrfan Paşa, tam adı Mehmed Hayreddin İrfan paşa (d. 1815, İstanbul – ö. 25 Kasım 1888, İstanbul), Osmanlı devlet adamı ve divan şairidir.

Şıkk-ı evvel defterdarı Hafız Halil Efendi’ nin oğludur. İlk derslerini üvey babası Hasanbeyzade Ali Rıfat Bey’den aldı. Arapça ve Farsça öğrendi. Defterdar Mektubi Kalemi’ne memur olarak girdi. Daha sonra Mısır kapı kethüdası Necib Efendi’yle (sonradan Paşa) Edirne ve Vidin valisi Ağa Hüseyin Paşa’nın kâtipliklerini yaptı. Darphane-i Âmire defterdarı Ali Rıza Efendi’nin mühürdarı oldu (1853). Mansure Defterdarlığı Mektubi Odası’nda memur olarak bulundu (1836). Maliye Nezareti’nin kurulmasından sonra sırasıyla mektubi odası mümeyyizliğine ve serhalifeliğine getirildi, iki kez de mektupçuluk görevini üstlendi. Bunu maliye müdürlüğü ve maliye Anadolu defterdarlığı görevleri izledi. 1858’de Rumeli ve Anadolu defterdarlıkları birleştirilip Maliye Müsteşarlığı’na dönüştürülünce, müsteşar olarak kurumun başına getirildi. Kısa süre sonra bu görevden emekli oldu. Ancak bir yıl sonra yeniden memuriyete döndü ve Muhakemat-ı Cezâiye Dairesi başkan yardımcılığı, Edirne valiliği (vezir rütbesiyle), Muhakemat-ı Cezâiye Dairesi başkanlığı, Memurin Muhakemat Dairesi ve Temyiz Mahkemesi başkanlığı, Heyet-i Âyan ve Sicill-i Ahkâm-ı Memurin Komisyonu başkanlığı gibi görevler üstlendi. Emekli olduktan üç yıl sonra öldü.

Yergi ve nükteye düşkün bir insan olan İrfan Paşa, daha çok çağının toplumsal yaşamını eleştirdiği şiirleriyle dikkati çekmiştir. Bazı şiirleri ile mektupları 1870’te Mecmua-i İrfan Paşa adıyla basılmıştır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Sōgi (Iio Sōgi) Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Iio Sōgi; (d. 1421, Japonya – ö. 1 Eylül 1502, Hakone, Japonya), Budacı keşiş ve renga (zincirleme dize) şiirinin büyük ustasıdır. Çağının en büyük Japon şairidir.

Yoksul bir ailenin çocuğuydu. 1457’den önceki yaşamı bilinmemekle birlikte, sonraki yazılarından anlaşıldığına göre Kyoto’da Zen keşişi olarak hizmet etmiş, 30 yaşlarında renga şairliğini meslek seçmişti. Taşradaki geleneksel renga ustalarının yanı sıra, saray soylularından da ders aldı. Gördüğü bu eğitim şairliğine hem katkıda bulundu, hem de onu sınırladı. Yapıtları arasından kendi yaptığı seçmelere bakıldığında Sogi’ nin aristokrat gelenek içinde son derece yaratıcı ve başarılı olduğu görülür, ama bugünkü ünü daha basit ve kişisel şiirlerindeki yoğun duygusallıktan kaynaklanır.

Sogi gezginci bir şairdi. Kırk yıl boyunca zamanının bir bölümünü başkentte, bir bölümünü de taşra kentlerinde geçirdi. 1466-72 arasında savaşın Kyoto’da yol açtığı yıkım yüzünden genellikle Japonya’nın doğu bölgelerinde yaşadı. En verimli dönemi 1473’te Kyoto’ya dönüşüyle başladı. Şiirlerini birçok kitapta topladı; evi kentteki edebiyat etkinliklerinin merkezi haline geldi. 1480’de Küşü’ye yaptığı yolculukta her zamanki gibi gezgin bir rahip olarak değil, her yerde hayranlarınca onuruna şölenler verilen ünlü bir kişi olarak karşılandı. Bu yolculuğunu Tsukuşi no miçi no ki (Tsukuşi Yolu Öyküsü) adlı yapıtında anlattı.

Sogi’nin ünü temelde Minase Sangin Hyakuin (1486; Minase’de Üç Şairin Yazdığı Yüz Şiir) ve Yuyama Sangin Hyakuin (1491; Yuyama’da Üç Şairin Yazdığı Yüz Şiir) başlıklı iki renga’dan kaynaklanır. Bu yapıtların her ikisi de, Sogi’nin öncülüğünde üç şairin kısa dörtlükler söyleyerek atışmasıyla oluşmuştur. Sogi’nin 90’ı aşkın yapıtı arasında renga derlemeleri, günlükler, şiir eleştirileri ve elkitapları vardır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , , ,

Bernhard Severin Ingemann Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Bernhard Severin Ingemann; (d. 28 Mayıs 1789, Torkilstrup – ö. 24 Şubat 1862, Soro, Danimarka), tarihsel roman yazarı ve şairdir. Danimarka’nın ortaçağ tarihini yücelten yapıtları kuşaklar boyu okunmuştur.

Kopenhag Üniversitesi’nde okuyan Ingemann, Almanya ve İtalya’da gezdikten sonra 1822’de Soro Akademisi’nde öğretmen oldu. 1846’dan başlayarak aynı yerde yöneticilik de yaptı. Bu dönemde altı yapıttan oluşan bir tarihsel roman dizisi yayımladı; bunların ilki Valdemar den store og hans Maend (1824; Büyük Waldemar ve Adamları) ile sonuncusu Dronning Margrethe (1836; Kraliçe Margrethe) manzum, öbür dördü düzyazıydı. Ingemann ayrıca, başka dillere de çevrilmiş olan ilahiler yazmıştır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Hüsrev-i Dehlevi Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Hüsrev-i Dehlevi; asıl adı Ebü’l-hasan Emir Bin Emir Seyfeddin Mahmud Şemsi Emir Hüsrev olarak da bilinir (d. 1253, Patyala, Pencap – ö. 1325, Delhi), şair ve tarihçidir. Hindistan’da Farsça yazmış en büyük şairlerden biri olarak kabul edilir.

Delhi sultanı Şemseddin İltutmuş’un hizmetindeki bir Türk emirinin oğluydu. Dokuz yaşında babasını yitirdi ve büyükbabası tarafından yetiştirildi. Yaşamını Delhi sultanlarının, özellikle de Balaban ve oğlu Muhammed Han’ın koruyuculuğunda geçirdi. Gençliğinde Delhi’deki Çiştiye dervişlerinden Muhammed Nizameddin’in müritleri arasına katıldı; ölünce de onun yanına gömüldü.

Özellikle gazelde Sadi’nin üslubunu benimseyen ve müzikle de yakından ilgilenen Hüsrev’in yapıtları arasında, Tuhfetü’s-Sigar, Vasatü’i-Hayat, Gurretü’l-Kemal, Bakiyye-i Nakiyye ve Nihayetü’l-Kemal adlarını taşıyan beş divanı, Nizami’nin hamsesine nazire olarak yazdığı ve İslam edebiyatının genel temalarını işlediği Matlaü’l-Envar, Şirin ü Hüsrev, Mecnun ü Leyli (1828), Ayine-i İskenderi ve Heşt Bihişt adlı mesnevileri yer alır. Şiirlerinin yanı sıra Tarih-i Âlâî olarak da bilinen Kazainü’l-Fütuh gibi düzyazı yapıtları da vardır. Nuh Sipihr ve Tuğlukname adlı tarihsel şiirleri çok ünlüdür.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Jarosław Iwaszkiewicz Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Jarosław Iwaszkiewicz; (d. 20 Şubat 1894, Kalnik, Ukrayna, Rus Çarlığı – ö. 2 Mart 1980, Stawisko, Varşova yakınları, Polonya), Polonyalı şair, roman, deneme ve oyun yazarıdır.

1912’de Kiev Üniversitesi’nde hukuk öğrenimine başladı; aynı zamanda müzik konservatuvarına devam etti. 1918’de Varşova’ ya yerleşti ve lirik şairlerin oluşturduğu Skamander adlı grubun kurucuları arasında yer aldı. İki yıl (1923-25) Sejm (Ulusal Meclis) başkanı Maciej Rataj’ın özel sekreterliğini yaptı. Dışişleri Bakanlığı’na girerek Kopenhag ve Brüksel’deki Polonya elçiliklerinde görev aldı (1932-36). Sonraki yıllarda yeniden edebiyata döndü ve daha önce şiir kitaplarıyla edindiği ünü pekiştirdi.

II. Dünya Savaşı sırasında eşi Anna ile birlikte Stawisko’daki kır evinde sakin bir yaşam sürdü. Savaştan sonra siyasal etkinliklere katılmaktan kaçındı. Ama 1953’te Polonya Barışı Koruma Komitesi’ nin başkanı olmayı ve Sejm’de parti dışı üye olarak yer almayı kabul etti. İki kez (1943-49 ve 1959-72) Polonya Yazarlar Birliği’ne başkanlık etti. 1955’ten sonra aylık edebiyat dergisi Tworczosc’ın genel yayın yönetmenliğini yaptı.

Iwaszkiewicz’in Oktostychy (1919), Ksiega dnia i ksiçga nocy (1922; Gecenin ve Günün Kitabı) ve Wiersze zebrane’de (1968; Toplu Şiirler) yer alan şiirleri, daha çok lirik bir yaklaşımla Polonya kır yaşamını aktarır. Deneme, oyun, yaşamöyküsü, öykü, roman ve çeviri dallarında verdiği çeşitli yapıtlar arasında Opowiadania (1954; Öyküler) adlı öykü kitabı ve 1914’ten 1945’e değin Polonya toplumunun yaşadığı çalkantıları ele aldığı Sfawa i Chwala (1956-63, 3 cilt; Ün ve Onur) adlı roman sayılabilir. Türkçede Sevdalılar (1971) adlı bir kitabı daha yayımlanmıştır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Juvenal (Iuvenalis) Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Juvenal (Iuvenalis); (d. İS 55-60 ?, Aquinum, İtalya -ö. 127 ya da sonrası ?), yergili şiir türünde ürün veren en büyük Romalı şairdir. Quis custodiet custodes ipsos? (Koruyucuları kim koruyacak?) gibi birçok epigram ve deyişi, yaygın bir kullanım kazanmıştır.

Yaşamı. Çağdaşları arasında, luvenalis’ten söz eden tek yazar Martialis’tir. Martialis, arkadaşı Iuvenalis’in güzel konuşan (facundus) biri olduğunu ve geçimini zenginlerin bağışlarıyla sağladığını yazar. Ayrıca Iuvenalis’in, ölümünden çok sonra yazıldığı sanılan birkaç yaşamöyküsü de vardır. Ama bu yapıtlar, yer yer gerçeklere dayansalar da, genellikle çelişik ve gerçek dışı bilgilerle dolu, oldukça kısa kaynaklardır.

Bu sınırlı kaynaklardan elde edilen bilgilere göre, Iuvenalis varlıklı bir aileden geliyordu. Bir süre orduda subay olarak görev yaptıktan sonra, İmparator Domitianus döneminde (İS 81-96) devlet hizmetine getirildi. Sonraki yıllarda terfi edemeyince, saray ileri gelenlerinin devlet görevlilerinin terfilerini usulsüz bir biçimde engellediğini ileri süren bir yergi kaleme aldı. Bu yüzden, büyük olasılıkla Syene’ye (bugün Assuan, Mısır) sürüldü ve mallarına el kondu. Domitianus’un bir suikast sonucu öldürülmesi üzerine Roma’ya geri döndü (96). Parası ve işi olmadığından, bir süre Romalı zenginlerin gönülsüz bağışlarıyla geçinmek zorunda kaldı. Ama birkaç yıl sonra durumunu düzeltti. 11. Yergi’sinde verdiği otobiyografik bilgilerden, ileri yaşlarında Roma’da oldukça rahat bir yaşam sürdüğü ve Tibur’ da (bugünkü Tivoli) bir çiftliği olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, kötümserliğini sürdürmesine karşın sonraki yergilerinde daha yumuşak bir hava göze çarpar.

Yergileri. Iuvenalis 16 yergili şiirinde, çevresine büyük korku salan İmparator Domitianus’un ve onu izleyen Nerva (96-98), Traianus (98-117) ve Hadrianus’un (117-138) dönemlerinde Roma’daki yaşamı ele alır. Bu şiirler, çeşitli aralıklarla beş ayrı kitap olarak çıkmıştır. 100-110 arasında yazılan ve 1-5. yergileri içeren Birinci Kitap’ ta, Domitianus’un acımasız yönetimi anlatılır (bu kuşku ve korku dönemi, Iuvenalis’in çağdaşı tarihçi Tacitus’u da kırgınlığa sürüklemiştir). Çok uzun olan 6. Yergi’yi kapsayan İkinci Kitap’ta, 115 yılının çeşitli güncel olayları anlatılır. 7-9. yergileri içeren Üçüncü Kitap, cömertliğiyle edebiyatın umut ışığı olmuş bir imparatora (bu imparatorun, başarılı yazarlara destek olmak için bir edebiyat enstitüsü kuran Hadrianus olduğu anlaşılmaktadır) düzülen övgüyle başlar. 10-12. yergileri içeren Dördüncü Kitap’ta, herhangi bir tarihsel dönemle ilgili bir araştırmaya rastlanmaz. 13-16. yergilerin toplandığı Beşinci Kitap’ta ise, 127 yılına ilişkin iki gönderme yer alır.

Iuvenalis yergilerinde. Roma kentindeki toplumsal yozlaşmayla insanların budalalıklarını ve acımasızlıklarını hedef alır. 1. Yergi’de, zenginliğin kötüye kullanılmasının, suçların ve kötü alışkanlıkların iyice arttığını, bu durumda yergi yazmamanın olanaksız olduğunu, ama henüz hayatta olan nüfuz sahibi insanlara saldırmanın tehlikesi yüzünden örneklerini artık yaşamayan kişiler arasından seçtiğini açıklar. Bazen bu ilkeyi bozup çağdaşlarını hedef alsa da, örneklerini geçmişten seçmesi sayesinde Roma’da yozlaşmanın kaynağının çok eskiye dayandığını ortaya koyabilmiş ve kendisini çağdaşlarından gelebilecek bir karşı saldırıdan korumuştur.

Iuvenalis 2. ve 9. yergilerinde erkek eşcinselleri alaya alır. 3. Yergi’de bir arkadaşının ağzından. Yunanlılar ve öbür göçmenlerin bozduğu kalabalık Roma’da bağımlı ve aşağılayıcı bir yaşam sürmektense, sakin bir taşra kasabasına çekilmenin daha iyi olduğunu dile getirir. 5. Yergi’de başkasına bağımlı yaşayan bir kişinin, koruyucusu tarafından yemeğe çağrıldığı ender günlerde katlanmak zorunda kaldığı hakaretleri anlatır. 4. Yergi tavaya sığmayan çok büyük bir kalkanbalığının nasıl pişirileceği gibi saçma bir sorunu tartışmak için, Domitianus’un dalkavuk senato üyelerini toplantıya çağırışını konu alır.

Toplam 600 dizeyi aşan 6. Yergi, Romalı kadınların budalalıklarını, kendini beğenmişliklerini, acımasızlıklarını ve cinsel sapkınlıklarını hedef alır. 7. Yergi, çalışmalarının karşılığını alamayan yazar ve sanatçıların yoksulluk ve çaresizliğini anlatır. 8. Yergi’de ise, soyluluğun babadan oğula geçmesine karşı çıkar. Iuvenalis’in en büyük şiirlerinden biri zenginlik, güç, uzun yaşam, kişisel güzellik, şan ve şeref gibi tutkuları ve bunların insanı sürüklediği düş kırıklıklarını ya da tehlikeleri anlatan 10. Yergi’dir. Iuvenalis’e göre, insanın Tanrı’dan tek dileği “sağlam vücutta sağlam bir kafa ve cesur bir kalp” olmalıdır. 11. Yergi’de eski bir arkadaşını sakin ve rahat bir yemek için evine çağırır ve zenginlerin aşırı gösterişli şölenleri üzerine bir tartışma açar. 12. Yergi, gerçek dostluk ile çıkara dayanan dostluğu birbirinden ayıran kısa bir şiirdir. 13. Yergi’de Iuvenalis, bir arkadaşı tarafından dolandırılan bir adamı, bu tür olayların herkesin başına gelebileceğini söyleyerek, alaycı bir biçimde avutur. 14. Yergi’de çocuklarına açgözlülük aşılayan anne babalan yerer. 15. Yergi, Mısır’da bir insanın parçalanarak yendiği bir ayaklanmayı konu alır. Iuvenalis’e göre bu olay, insanların hayvanlardan daha acımasız olduğunu gösterir. 16. Yergi’de paralı askerlerin ayrıcalıklarını anlatır, ama şiirin 60. dizeden sonrası günümüze ulaşamamıştır.

Iuvenalis’in şiirleri, teknik açıdan çok başarılıdır. Birkaçı dışında yergilerinin açık ve güçlü bir yapısı vardır. Şiirleri, duyulara yönelik bir ses ve ritim anlayışıyla yazılmış ustalıklı dizelerle, sözünü sakınmayan parlak deyiş ve epigramlarla doludur. Quiscustodiet custodes ipsos ? ve Maxima debetur pueso reventia gibi epigramları, Iuvenalis’ in adını bile duymamış insanlarca sonradan yaygınlıkla kullanılmıştır. Bir yergisinde ise, cildini türlü krem ve merhemlerle korumaya çalışan zengin bir kadını anlattıktan sonra şöyle sorar: “Bu bir yüz mü, yoksa bir çıban mı?” Çarpıcı ve iğrenç sahneleri de, akıldan silinmeyecek kadar canlı bir biçimde betimler. İmparatorun gözden düşmüş adamlarının heykellerinin eritilerek kap kaçak yapılışı; karısı sarhoş olan ve mermerlerin üzerine kusan bir adamın tiksintiyle gözlerini kapayışı; kansı tarafından zehirlenen İmparator Cladius’un başını sallayıp dudaklarından salyalar akıtarak “Cennet’e gidişi”; iktidarsız damadın, gelinin yanına parayla tutulmuş bir adam yollayıp sızlanarak kapıda bekleyişi, bu canlı sahnelerden bazdandır.

Etkisi. Iuvenalis’in yapıtları, ölümünden sonra bir süre için unutuldu. Sonraki dönemlerde, Iuvenalis gibi tutkulu bir öfkeyle dolu ilahiyatçı Tertullianus ve başka Hıristiyan yazarlarca, ayrıca edebiyat üzerine araştırmalar yapan putperestlerce okundu ve alıntılandı. 350-420 arasında, yergileri üzerine günümüze de ulaşabilen bir yorum hazırlandı. Yergilerinin o zamana değin korunmuş tek metni de, o dönemde çoğaltıldı. Böylece başlayan ilgi ve hayranlık yüzyıllar boyunca sürdü. Giovanni Boccaccio, Nicolás Boileau ve Lord Byron gibi yergi yazarları, Iuvelanis’ten önemli ölçüde etkilendiler. Samuel Johnson, London: A Poem’de (1738; Londra: Bir Şiir) 3. Yergiyi, The Vanity of Humarı Wishes (1749; İnsan Arzularının Boşluğu) adlı şiirindeyse 10. Yergi’yi örnek aldı. Zamanla, kurum ya da kişileri sert, öfkeli ve kötümser bir üslupla alaya alan yergi tarzı Iuvenalis’in adıyla anılmaya başladı. Bu tarzın en büyük örneğini, Gulliver’s Travels’la (1726; Gülliver’in Seyahatleri) Jonathan Swift verdi. 20. yüzyılda Karl Kraus’un I. Dünya Savaşı sonrası Avusturyası’ndaki toplumsal çürümeyi ortaya koyan yazıları ve Louis-Ferdinand Céline’in zenginleri ve yoksulları taraf tutmadan yeren yapıtları Iuvenalis’in öncüsü olduğu yergi geleneğini sürdürür.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , , , ,

Nishiyama Sōin Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Nishiyama Sōin; (d. 1605, Higo – ö. 5 Mayıs 1682, Kyoto?, Japonya), erken Tokugava dönemi (1603-1867) renga (zincirleme dize) şairidir. Haikai (komik renga) türüne incelikli bir anlatım kazandıran Danrin okulunun kurucusudur. Haikai’leri, Matsunaga Teitoku’nun zekice yazılmış hafif haikai’leriyle Matsuo Başo’ nun daha ciddi ve estetik haiku’ları arasında bir köprü oluşturur.

Gençliğinde Küşülü bir büyük toprak sahibine samurai (savaşçı) yetiştiren Soin, bir süre sonra efendisinin yüreklendirmesiyle edebiyata yöneldi. 1622’de Kyoto’ya gitti. 1633’e gelindiğinde, bir renga ustası olarak adını duyurmuştu. Zamanla haikai türüne de ilgi duydu ama ilk haikai derlemesi Soin senku’yu (Soin’den Bin Dize) ancak 1673’te yayımlayabildi.

Soin senku’daki şiirler Teitoku tarzında yazılmış olmakla birlikte, o zamana değin yazılmış haikai’lerden çok daha incelikli bir anlatıma sahipti. Soin, eski haikai okulunu yetersiz bulan İhara Saikaku ve Okanişi İçu gibi genç şairlerin etrafında toplanması üzerine 1675’te Danrin okulunu kurdu. Çok sayıdaki şiir kitabı arasında Soin gohyakku (1676; Soin’den Beş Yüz Dize) ve Baio Soin hokku şu (1681; Yaşlı Ay Soin’in Haiku Derlemesi) yer alır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Tore Ørjasæter Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Tore Ørjasæter; (d. 3 Mart 1886. Skjâk -ö. 29 Şubat 1968, Skjâk, Norveç), balad, halk ve doğa şiiri geleneğine bağlı Norveçli şairdir.

Ørjasaeter’in en önemli yapıtları, birey ile toplumsal mirası arasındaki çatışmayı konu alır. 1941’de toplu yapıtlarının gözden geçirilmiş basımı içinde bir destan üçlemesi olarak yayımlanan Gudbrand Langleite (1913), Brumillom (1920) ve Skuggen (1927; Gölge) adlı kitapları da bu temayı işler, Ørjasaeter’in en güzel şiirlerinden bazıları, bireyin özgürlük ve dayanışma özlemini simgeleyen bir su damlasının denize doğru yolculuğunu anlatan bir dizi şiirden oluşan Elvesong (1932; Irmağın Türküsü) içinde yer alır.

1930’larda Avrupa şiirinde ortaya çıkan modernist eğilimler Ørjasaeter’in yapıtlarına da yansımıştır. Ama, Livet skal vinne (1939; Yaşam Kazanmalı) gibi kitaplarının başlıklarının da gösterdiği gibi, bu dönem yapıtlarında insan ruhuna duyduğu inanç ağır basar. II. Dünya Savaşı’ndan sonra yayımlanan Ettersommar (1953; Pastırma Yazı) ve Klârhaust (1963; Aydınlık Sonbahar) adlı kitaplarında ise, biçimsel açıdan modernist bir çizgiye yöneldiği görülür. Ørjasaeter ayrıca Christophoros (1948) ve Den lange bryllupsreise (1949; Uzun Süren Balayı) gibi bazı oyunlar da yazmıştır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Paul Van Ostaijen Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Paul Van Ostaijen; (d. 22 Şubat 1896, Anvers – ö. 18 Mart 1928, Namur yakınları, Belçika), Belçikalı şair ve edebiyatçıdır. Flamanca yazdığı öncü (avant-garde) yapıtlarıyla Belçika ve Hollanda’da etkili olmuştur.

Belediyede memurken (1914-18) gazete ve dergilere yazmaya başladı. İlk kitabı olan Music-Halrdeki (1916) şiirlerinde modern kent yaşamını işledi. I. Dünya Savaşı’nın ve Alman dışavurumculuğunun etkilerini taşıyan ikinci kitabı Het sienjaal’le (1918; Sinyal) Flandre’daki “insancıl dışavurumculuk” adlı hareketin esin kaynağı oldu. Siyasal eylemlere katılması yüzünden Berlin’e gitmek zorunda kaldı (1918-21). Kentteki siyasal ve sanatsal ortamın yanı sıra karşılaştığı güçlüklerin etkisiyle nihilizmi benimseyerek dadacı şiirler yazdı (Bezette Stad [1921; İşgal Altındaki Kent]). Ama kısa süre sonra “saf şiiri” amaçlayan ve “organik dışavurumculuk” denen kendi şiir sistemini geliştirerek Gedichten’de (1928; Şiirler) yayımladığı en iyi ve en özgün şiirlerini yazdı. Van Ostaijen sanat ve edebiyat konusundaki denemeleri ve eleştiri yazılarıyla da etkili oldu (Kritief proza [1929-31, 2 cilt; Eleştirel Yazılar]). Vogelvrij (1927; Kuş Gibi Özgür), De bende van de stronk (1932) ve Diergaarde voor kinderen van nu (1932; Bugünün Çocukları İçin Hayvanat Bahçesi) gibi yapıtlarında topladığı düzyazıları daha çok onun yaratıcı düş gücünü yansıtan grotesk çizgiler ve yer yer Kafka‘nın yapıtlarıyla benzerlikler taşır. Kafka’nın kısa düzyazılarından beşini 1925’te Flamancaya çeviren van Ostaijen Flandre’a döndükten sonra kitap ticaretiyle uğraştı. Daha sonra Brüksel’de sanat ürünleri ticareti yaptı (1925-26).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Christopher Okigbo Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Christopher Okigbo; (d. 1932, Ojoto – ö. 1967, Nijerya), Nijeryalı şairdir. Klasik şiir bilgisinin etkisiyle Afrika edebi geleneklerinin dışına çıkmaya çalışmış ve kişisel bir anlatıma yönelmiştir. Müzikalitesiyle dikkat çeken, inceden inceye işlenmiş, uyarıcı ve genellikle belirsiz dizeleri ve zor anlaşılır üslubu, Yunan ve Latin yazarlarının yanı sıra Ezra Pound ve T.S. Eliot‘ın, ayrıca Kitabı Mukaddes ve İbo mitolojisinin etkilerini yansıtır.

1956’da Ibadan Üniversitesi’nde Batı klasikleri öğrenimini tamamladıktan sonra öğretmenlik ve kütüphanecilik yaptı. Bir süre Nijerya federal araştırma ve enformasyon bakanının özel sekreterliğini yaptıktan sonra, Uganda’da çıkan uluslararası edebiyat dergisi Transition’ın Batı Afrika yayın yönetmenliğini üstlendi. 1966’da Dakar’daki Siyah Sanatları Şenliği’nde şiir dalında birincilik ödülünü kazandı, ama edebiyatın etnik grup ya da ırk temelinde değerlendirilmesine karşı olduğunu belirterek ödülü almayı reddetti.

Okigbo, ölümünden sonra yayımlanan toplu yapıtları Labyrinths with Path of Thunder’a (1971; Labirentler ve Gökgürültüsünün Yolu) yazdığı önsözde, bütün şiirlerinin tek bir bütünün parçası olduğunu belirtir. Gerçekten de Okigbo’nun şiirleri kişisel bir dinin parçalan gibidir. Okigbo, kendisinin Irmak Tanrıçası Idoto’nun rahibi olan büyükbabasının ruhunu taşıdığına inanıyor ve ondan devraldığı rahipliği şiirleri aracılığıyla sürdürmek istiyordu. Heavensgate (1962; Cennet Kapısı), Limits (1964; Sınırlar), Distances (1964; Uzaklıklar), Silences (1965; Sessizlikler) ve Path of Thunder (1965; Gökgürültüsünün Yolu) adlı kitaplarındaki dizeler, T.S. Eliot’ın yer yer kesintiye uğrayan ritmini ve “The Waste Land” (1922; “Çorak Ülke”) gibi şiirlerindeki dinsel arayışın izlerini taşır.

Okigbo ve romancı Chinua Achebe’nin Enugu’da bir yayınevi kurma girişimleri, Okigbo’nun 1967’de Biafra’nın Nijerya’dan bağımsızlığı için savaşırken ölmesi üzerine yarım kaldı.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Giambattista Basile Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Giambattista Basile; (d. y. 1575, Napoli -ö. 23 Şubat 1632, Giugliano, Campania, İtalya), Napolili asker, kamu görevlisi, şair ve öykü yazarıdır. Napoli lehçesiyle yazılmış 50 öyküden oluşan Lo cunto de li cunti (1634; Öykülerin Öyküsü) adlı yapıtı, halk masallarına dayalı ilk derlemelerden biridir. Yapıt sonraki masal yazarları arasında 17. yüzyılda Fransa’da Charles Perrault, 19. yüzyılda Almanya’da Grimm Kardeşler ve 18. yüzyılda da İtalya’da commedia dell’arte oyun yazarlarından Carlo Gozzi için önemli bir kaynak olmuştur.

Gençlik yıllarında asker olan Basile 1608’de Napoli’ye yerleştikten sonra yönetimde görev aldı. Ardından Ferdinando Gonzaga’nın Mantua sarayına girdi; daha sonra da sırasıyla bazı küçük İtalyan devletlerinin valisi oldu. Napoli’deki görevi sırasında yöre halkının folkloru, gelenekleri, edebiyatı, müziği ve lehçesine hayran oldu. Napoli’yle ilgili her konuda ciddi olarak çalışmaya başladı. Derlediği masallara yerel bir çeşni katarak, bunları çağının etkili yazarlarından Giambattista Marino’nun süslü ve şatafatlı tarzında, canlı bir Napoli üslubuyla işledi.

Lo cunto de li cunti Basile’in ölümünden sonra, adındaki harflerin yeri değiştirilerek uydurulan Gian Alesio Abbattutis takma adıyla yayımlandı. Ana çerçevesi Boccaccio’nun II Decamerone’sıni andırdığı için yapıt ilk yayımcısı tarafından II Pentamerone olarak anıldı.

Lo cunto de li cunti’de bir prens ve onun prenses rolü yapan ama aslında köle olan karısı, beş gün boyunca kendilerine 50 öykü anlatan 10 kadın tarafından eğlendirilir. Kadınların anlattıkları arasında “Çizmeli Kedi”, “Rapunzel”, “Kül Kedisi”, “Kar Beyaz ve Gül Kırmızı”, “Üç Portakal”, “Güzel ve Hayvan” gibi tanınmış öyküler de vardır. Öykü anlatmanın son gününde gerçek prenses ortaya çıkar, kendi öyküsü nü anlatır ve sahtekâr köleyi kovar.

Basile İtalyanca ve İspanyolca şiirler de yazmıştır. Le muse napolitane (1635), Napoli töreleri üzerine manzum yergili diyaloglardan oluşur.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Thomas Otway Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Thomas Otway; (d. 3 Mart 1652, Trotton, Midhurst yakınları, Sussex – ö. 14 Nisan 1685, Londra, İngiltere), İngiliz oyun yazarı ve şairdir. Yapay kahramanlık trajedilerinin yaygın olduğu bir dönemde insan duygularını işlediği yapıtlarıyla duygusal tiyatronun öncülerinden biri olmuştur. Başyapıtı olan Venice Preserv’d (Kurtarılmış Venedik) dönemin en büyük tiyatro olaylarından biri sayılır.

Bir süre Winchester College’da ve Oxford’da öğrenim gördü. Ama 1671’de öğrenimini yarıda bırakarak Londra’ya gitti. Orada Aphra Behn’in oyunlarından birinde rol aldıysa da sahne korkusuna kapılarak oyunculuğu bıraktı. Uyaklı manzum bir trajedi olan ilk oyunu Alcibiades (Alkibiades), Eylül 1675’te Dorset Garden Tiyatrosu’nda sahnelendi. Bu oyunda Draxilla rolünü oynayan ünlü oyuncu Elizabeth Barry’ye çılgınca âşık oldu. Evli olan Barry’ye yazdığı altı imzasız aşk mektubu ölümünden sonra, 1697’de bir derlemede yayımlandı. Haziran 1676’da sahnelenen ve uyaklı kahramanlık oyunlarının en iyisi olan ikinci oyunu Don Carlos büyük başarı kazandı. Racine’in Berenice’inden (1670) uyarladığı Titus and Berenice (Titus ve Berenike) ve Moliere’in Les Fourberies de Scapin’inden (1671; Scapin’in Dolapları, 1944) uyarladığı The Cheats of Scapirı (Scapin’in Hileleri) 1677’de birlikte yayımlandı.

1678’de Felemenk’te bir İngiliz alayında görevlendirilen Otway, ilk komedisi Friendship in Fashion (Moda Dostluklar) sahnelendiğinde yurtdışındaydı. Plutarkhos’tan bir öykü ile Romeo ve Jüliet’in uyarlamasının ilginç bir karışımı olan sonraki oyunu Caius Marius (Gaius Marius) 1679’da sahnelendi. 1680’de otobiyografik nitelikteki etkileyici ve karamsar şiiri The Poet’s Complaint of His Muse (Şairin Kendi Esin Perisinden Şikâyeti) yayımlandı. Serbest nazımla yazdığı The Orphan (Yetim) adlı aile trajedisi 1680’in başlarında sahnelendi ve büyük başarı kazandı. Askerlik deneyimlerinden esinlenerek yazdığı The Souldier’s Fortune (Askerin Yazgısı) aynı yıl 1 Mart’ta sahnelendi. Gene serbest nazımla yazdığı Venice Preserv’d ilk kez 1682’de Dorset Garden Tiyatrosu’nda sahnelendi. Bu oyun 19. yüzyılın ortalarına değin, Shakespeare’ in yapıtları dışında, en çok sahnelenen manzum oyun oldu.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , , ,

Giovanni Pascoli Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Giovanni Pascoli;  (d. 31 Aralık 1855, San Mauro di Romagna [bugün San Mauro Pascoli], Şardinya Krallığı – ö. 6 Nisan 1912, Bologna, İtalya), klasik yapıtlar konusunda uzman Sardinyalı bilgin ve şairdir. Şiirlerindeki biçimsel yetkinliği, ritmik üslubu ve yenilikçi anlatımıyla crepuscolarismo akımını etkilemiştir.

İlk edebi yapıtı Myricae (1891; Ilgınlar) büyük başarı kazanmıştır. Doğayı ve aile yaşamını konu alan kısa, zarif, müzikal şiirlerinde Pascoli gençlik yıllarının duygusal sorunlarını da yansıtır. Benzer temalara dayalı ikinci kitabı Canti di Castelvecchio (1903; Castelvecchio Şarkıları) ise en başarılı yapıtı sayılır. Pascoli’nin öbür yapıtları Latin edebiyatından esinlenen, daha biçimsel Poemi conviviali (1904; Şenlik Şiirleri) ile Vergilius’un Georgica’sından, Carducci’nin yapıtlarından ve Fransız simgecilerinden izler taşıyan Poemetti (1897. yb Primi poemetti [1904; ilk Kısa Şiirler]) ve Nuovı poemetti’dir (1909; Yeni Kısa Şiirler). Latince şiirleriyle çeşitli ödüller kazanan Pascoli, Gabriele D’Annunzio tarafından Latincenin, Augustus döneminden beri en usta şairi olarak nitelendi. Son yıllarında, Poemi del Risorgimento (1913; Risorgimento Şiirleri) gibi milliyetçi ve tarihsel şiirler yazdı. Wordsworth, Shelley, Tennyson gibi ingiliz şairlerden çeviriler de yapan Pascoli’ nin adına 1962’de bir edebiyat ödülü kondu ve doğduğu yere onun adı verildi.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , ,

Okot p’Bitek Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Okot p’Bitek; (d. 1931, Gulu – ö. 19 Temmuz 1982, Kampala, Uganda), Ugandalı şair, romancı ve sosyal antropologdur. Afrika’nın en iyi şairlerinden biri sayılır.

Gençliğinde çok değişik alanlara ilgi duymuştu. Akoli dilinde bir roman yayımladı. Bir opera yazdı ve Uganda futbol takımında oynadı. İngiltere’de Bristol Üniversitesi’nden eğitim sertifikası aldı; Aberystwyth’teki Wales University College’da hukuk, Oxford’da sosyal antropoloji öğrenimi gördü. 1964-66 arasında Kampala’daki Makerere Üniversitesi’nde ders verdi. Uganda Ulusal Tiyatrosu ve Ulusal Kültür Merkezi’nin yöneticiliğini yaptı (1966-68). Daha sonra Kenya’ya giderek Nairobi’deki Ken-yatta University College’da araştırmacı ve öğretim üyesi olarak çalıştı (1971-78). Ardından 10 yıl boyunca Nijerya’daki Ife Üniversitesi’nde ders verdi ve 1982’de ülkesine döndü.

İlk şiir kitabı Song of Lawino’da (1966; Lawino’nun Şarkısı) kültürler arasındaki çatışma temasını işledi. Kitaptaki şiirler, okuma yazma bilmeyen bir kadının, davranışları geleneksel erkeklik kavramlarına uymayan üniversite mezunu kocasının tuhaflıklarından duyduğu üzüntüyü dile getiriyordu. İkinci kitabı Song of Ocol’da (1970; Ocol’un Şarkısı) ise, p’Bitek kocanın yanıtını dile getirdi. 1971’de, Song of a Prisoner (Bir Mahpusun Şarkısı) ile Song of Malaya’dan (Metresin Şarkısı) oluşan Two Songs’u (İki Şarkı) yayımladı.

p’Bitek’in Akoli kültürü üzerine bazı yazılan Africa’s Cultural Revolution (1975; Afrika’nın Kültür Devrimi) adıyla kitaplaş-tınldı. The Horn of My Love (1974) hem İngilizce, hem de Akoli dilindeki şiirlerini. Hare and Hornbill ise (1978; Tavşan ile Boynuzgaga), p’Bitek’in derleyip İngilizceye çevirdiği Akoli halk öykülerini içerir.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

John Oldham Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

John Oldham; (d. 9 Ağustos 1653, Shipton Moyne, Gloucestershire – ö. 9 Aralık 1683, Holm Pierrepont, Nottingham yakınları, İngiltere), klasik yerginin ingiltere’deki ilk taklitçilerindendir.

Oxford Üniversitesi’nden mezun olduktan (1674) sonra Croydon Okulu’nda öğretmenliğe başladı (1676). Şiirleriyle, kendisini Croydon’da ziyaret eden Rochester kontunun hayranlığını kazandı. 1677’de, Prenses Mary (sonradan İngiltere kraliçesi II. Mary) ile Oranje prensi Willem’in (sonradan İngiltere kralı III. William) evliliği üzerine bir şiir yazdı, ama sarayın dikkatini çekmeyi başaramadı. Kısa yaşamının geri kalan bölümünü Londra’da soyluların çocuklarına özel ders vererek geçirdi. Augustus dönemi İngiliz şiirinin gelişiminde Oldham’ın önemli bir yeri vardır. En ünlü yapıtı, dört yergili şiirden oluşan Şatyrs Upon the Jesuits’dir (1681; Cizvitler Üzerine Yergiler). Juvenalis’in küfürlü üslubuna öykünen bu yapıtlar, güçlü bir etki yaratmakla birlikte yer yer bir melodramı andırır, kaba imgelerle doludur ve Oldham her yerde aynı düzeyi tutturamaz. Oldham’ın yergilerindeki yenilik, kişilere yönelik birer taşlama olmaktan çok, genel konulara eğilmelerinde yatar.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,

Baba Tahir Üryan Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Baba Tahir Üryan; (d. y. 1000, Luristan ya da Hemedan – ö. 1055’ten sonra, Hemedan, İran), Fars edebiyatının en sevilen ilk şairlerinden biridir.

Yaşamı hakkında çok az şey bilinmektedir. Bir olasılıkla Hemedan’da yaşamıştır. Üryan (Çıplak) lakabı, gezgin bir derviş ya da gizemci olduğunu düşündürür. Söylentiye göre cahil bir oduncu olan şair, bir süre devam ettiği medresede, eğitimden ve incelikli düşünceden yoksun olduğu için öğrencilerin ve hocaların alay konusu oldu. Felsefi gerçeklerin kendisine vahiy yoluyla gösterilişinden sonra okula döndü ve gördüklerini anlatarak orada bulunanları bilgeliğiyle şaşırttı. Şiirlerini Farsçanın Lur lehçesiyle yazan şair, derin felsefi anlamlarla yüklü bir içtenlik ve ruhaniliği uyumlu ve akıcı bir dil içinde sergileyen dübeytileri (çifte beyit) ile ünlüdür. Rubai tarzındaki dörtlüklerden oluşan bu şiirlere, rubai ölçüsü kullanılmadığından dübeyti adı verilmiştir. Yayımlanan Divan’ında (1927, yay. haz. Hasan Vahid Destgirdi) 296 dübeyti yer alır. Ayrıca tasavvufi özdeyişleri de çok ünlüdür. Bugün hâlâ İran’da çok sevilen Baba Tahir adına Hemedan’da görkemli bir türbe yapılmış, yaşamı ve kerametleri menkıbe kitaplarına konu olmuştur.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , ,