Etiket: hakkında 3

Gaius Julius Caesar (Sezar) Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Gaius Julius Caesar (Sezar) [Mö. 108-44]

Tarihteki önemi ve yeri büyük olan Romalı bir komutan ve devlet adamıdır. Asil bir aileden gelen Gaius Julius’un oğludur. Annesi Aurelia, asil olmayan bir ailedendi. Caesar, politik davranışlarında çoğunlukla halk tarafını tutmuş, Rmalı asillerin halk üzerinde baskılarını kaldırmaya çalışmıştır.

Caesar MÖ. 83’de Marius taraftarlarından 1. Cornelius Cinna’nın kızı Cornelia ile evlenmesi, onun, Marius partisine yaklaşmasına, Sulla ve Mariusçular arasındaki çekişmeye katılmasına yol açtı. Caesar Roma’dan çıkmaya zorlandı. Caesar ancak Sulla’nın (MÖ. 78) ölümünden sonra Roma’ya dönebildi. Sonra hatiplik öğrenimi için Rodos’a ünlü öğretmen ve hatip Apollonius Molo’nun yanına gitti. Beş yıl sonra Roma’ya döndü, kendini tamamiyle siyasete vererek Pompeius tarafını tuttu, cömertliğiyle halkın sevgisini kazanmaya çalıştı.

Caesar MÖ. 68’de, Cornelia’nın ölümü üzerine yüksek bir hayat seviyesi ve geniş bir çevresi olan Pmpeia adlı genç bir kadınla evlendi. Mö 6’de konsüllükten önce gelen bir rütbe olan praetorluğa yükseldi. Bu sırada, Batı Hispania’daki ayaklanmayı bastırarak elde ettiği ganimetlerle borçlarını ödedi, kendini konsüllüğe seçtirmek için Roma’ya gitti. MÖ 59 yılında, muhafazakar Marcus Bibulus ile birlikte konsül seçildi. Aynı yıl, o sıralar Anadolu’dan dönen Pompeius ve Crassus ile anlaşarak “Birinci Triumvirlik” i kurdu.

Konsül olarak Roma’yı tek başına idare etmeye çalışan Caesar, Senato’yu ikinci planda bıraktı. Yeni bir kanunla fakir vatandaşlara ve Pompeius’un terhis edilen askerlerine toprak dağıttı. Vergilerin üçte birini bağışlayarak subayları kendi tarafına çekti. Nihayet 5 yıl içinde kendini Dalmaçya (İllirya), Kuzey İtalya ve Güney Fransa valiliklerine seçtirdi. Kuvvetli rakipleri olan Cicero ile Cato’nun Roma’dan uzaklaştırılmasını sağladıktan sonra, MÖ 58 de Gallia’ya girdi, sekiz yıl içinde Ren nehrinden Pireneler’e kadar bütün ülkeyi ele geçirdi. Tam bir zaferle sonuçlanan Gallia seferinden sonra Caesar aldığı zengin ganimet ve tecrübeli ordusu sayesinde, Roma’nın n güçlü adamı oldu.

Caesar ve Kleopatra’nın İlişkisi

Caesar’ın Öldürülmesi

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , ,

Alfred Sisley Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Alfred Sisley; İngiliz kökenli Fransız ressamıdır. (Paris 1839-Moret-sur-Loing 1899).

1862’de Paris Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğrenim görmeye başladı. Monet ve Carto’un etkisinde resimler yaptı. 1863’te Fontainebleau yakınlarındaki Chailly-en-Biere’de ardından da Marlotte’de açık havada resim çalıştı. 1867’de Honfleru’da Bazille ile çalışmaya başladı. 1870’te Fransa-Prusya Savaşı başlayınca kısa bir süre için Londra’ya gitti. O günden sonra resim çalışmalarını temel bir uğraş olarak sürdürmeye karar verdi. Londra’ dan döndükten sonra Paris çevresindeki küçük köylerde resim yaptı. Bu resimlerinde Monet, Renoir ve Pissaro’ ya yaklaşan bir üslubu benimsedi. 1874’te izlenimciler sergisine katıldı. 1875-1879 arasında Sevres’da yaşadıktan sonra 1879 Moret yakınlarında 1882’de Moret-sur-Loing’e yerleşti ve kısa geziler dışında yaşamının sonuna kadar burada kaldı.

Öteki birçok izlenimci ressamın aksine, eleştirmenler tarafından hiç beğenilmeyen ve bir türlü yoksulluktan kurtulamayan Sisley, temelde bir manzara ressamıdır. Başlangıçta Carot’un etkisinde gri tonların egemen olduğu kar manzaraları yaptı. 1873’ten sonraki resimlerinde ise daha parlak ve canlı tonları kullandı. Öteki izlenimci ressamların aksine resimlerinde uyumlu ve yumuşak tonları yeğledi. Sanatının değeri ancak ölümünden sonra anlaşılabildi.

Başlıca eserleri: Nehirdeki Sandallar, Bougival (1873; Jeu de Paurma Müzesi, Paris), Sis (1874), Port-Marly’deki Sel Baskını (1876; Jeu de Paurme Müzesi, Paris), Marly Karda Havuz (1876), Louvencinnes’de Kar (1878; Jeu de Paume Müzesi; Paris), Mort, Loing Kıyıları (1888), Oise Kıyıları (1891; Ulusal Güzel Sanatlar Müzesi, Cezayir).

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , ,

Hızır Reis (Barbaros Hayrettin) Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

BARBAROS [Hızır Reis] (1473-1546),

Barbaros Hayrettin Paşa Türk amirallerinin en büyüğüdür. Asıl adı Hızır Reis’tir. Bütün dünyanın bildiği ve kullandığı Barbaros adı tartışmalı bir lâkaptır. Bu adın «Kızıl Sakal» anlamına gelen İtalyanca «Barbarossa» veya Fransızca «Barbe Rousse» tan Türkçeleştirilerek Barbaros haline geldiğini söyleyenler bulunduğu gibi, Hızır Reis’in, büyük kardeşi Baba Oruç’la karıştırılması sonunda Baba Oruç adının «Barbaros» şekline getirilmesinden dolayı olduğunu ileri sürenler de vardır. Nitekim Oruç Reis’e de «Barbaros» denir. Onun için, «Baba Oruç» adının Barbaros’a çevrilmiş olması akla daha yakın görünmekte, «Kızıl Sakal» dan geldiğinin bir yakıştırmadan ibaret olduğu fikrini kuvvetlendirmektedir.

Barbaros, Eceovalı Yakup adında bir sipahi subayının oğludur. Yakup Ağa, 1462’cle Midilli adasının fethi sırasında Fatih Sultan Mehmet‘in sipahileri arasında bulunmuş, fetihten sonra Midilli’de yerleşip kalmıştır. Orada dört oğlu dünyaya geldi. Oğullarının adı İshak, Oruç, Hızır ve İlyas’tır.

Barbaros (Hızır) kardeşi İlyas’la gemi seferleri yaparken Rodos civarından geçtikleri sırada gemileriyle birlikte Rodos şövalyelerinin eline esir düştü. Bir müddet Rodos zindanına kapatıldı, bir kolayını bulup kaçmaya muafakkak oldu. O tarihlerde Oruç ise kendi başına korsanlığına başlamıştı. Barbaros Rodos korsanlarının elinden kurtulduktan sonra bir müddet Antalya’da Şehzade Korkut’un hizmetinde bulundu, sonra Korkut tarafından desteklenerek büyük kardeşi Oruç’la birleşip o da korsanlığa başladı.

Osmanlı devletinin korsan gemilerine Anadolu kıyılarında dolaşmayı yasak ettiği tarihten sonra iki kardeş Tunus’taki Cerbe adasına gittiler, orayı kendilerine üs yaptılar. O sıralarda Tunus’ta Benihafs Hanedanı hüküm sürüyordu. Barbaros ve Oruç, korsanlık suretiyle ele geçirdikleri ganimetlerin beşte, birini bu hanedanın hazinesine bağışlamak şartiyle Halk-ul-Vaad kalesinde barınmak müsaadesini aldılar. Artık faaliyetlerini genişletiyorlar, Akdeniz’de Ceneviz, Venedik, Fransız ve İspanyol gemilerini, bu memleketlerin kıyılarını hedef tutarak servet ve şöhret kazanıyorlardı. 1516’da Cezayir Kalesi’ni İspanyollar’ın elinden aldılar, orada küçük bir hükümet kurdular.

Oruç Reis, bu hükümetin başına geçti. Fakat az bir zaman sonra, Cezayir’e hücum eden Araplar ve İspanyollarla vuruşurken 1519’da Tlemsen’de şehit düştü.

Barbaros’un Yükselişi

Barbaros Cezayir’de kalmıştı. Ölen kardeşinin yerini o aldı, hükümetin başına geçti. Aynı tarihlerde Yavuz Sultan Selim de Mısır’ı fethetmiş bulunuyordu. Barbaros Kuzey Afrika’daki durumunu sağlamlaştırmak için Cezayir’i Osmanlı Saltanatının emrine bıraktı. Yavuz Sultan Selim bu iş için Barbaros’a Beylerbeyi pâyesi vermiş, iki bin yeniçeriyle top ve daha başka harp malzemesi göndermişti.

Barbaros artık bir Osmanlı paşası olmuştu. Durumu büsbütün kuvvetlenmişti. Bundan dolayı, karşılaştığı hücumlar daha da arttı. Fakat Barbaros bu hücumların her birine karşı giriştiği savaşta hep üstün geliyor, etrafa saldığı korku ve dehşet nispetinde şöhreti artıyor, adı ve menkıbeleri bütün Akdeniz kıyılarına yayılıyordu. Kanuni Sultan Süleyman, tahta geçtikten sonra ( 1520), Akdeniz hakimiyeti için o zaman Türkiye’den sonra Avrupa’nın en güçlü devleti olan İspanya ile mücadele halinde olduğundan onu İstanbul’a davet etti. Barbaros donanmasıyla geldi, hünkârın huzuruna kabul edildi. Her biri bir deniz kurdu olan 18 kaptanı da yanında getirmişti. O zaman Kanuni Sultan Süleyman Barbaros’u Kaptanı Deryalığa tâyin etti. Barbaros Hayrettin Paşa bu makamda 13 yıl kadar kaldı, Osmanlı donanmasına, birbiri peşi sıra şanlı zaferleriyle birinciliği kazandırdı.

Barbaros’un Zaferi

Barbaros Hayrettin, Yunan adalarından bir çoğunu, Kandiye’yi, Messina’yı, İtalya’nın birçok kıyılarını zaptetti. Avrupalılar’ın tertip ettikleri deniz Haçlı Seferleri’ni bozdu. Akdeniz’in o devirdeki en değerli amirali sayılan Andrea Dorya‘yı meşhur Preveze Deniz Savaşı’nda yenerek Türk denizcilik tarihinin en şanlı sayfalarını yazdı. Preveze Deniz Savaşı’na katılan Birleşik Haçlı Donanması, Barbaros’un donanmasından kat kat üstün sayıdaydı. Barbaros düşman gemilerinin büyük bir kısmını batırdı. 1538 eylülünün 28’inde olan Preveze Deniz Savaşı dünyanın en büyük deniz savaşlarından biri, Türk denizcilerinin ebediyen iftihar edecekleri zaferlerin en ihtişamlısıdır. Bu savaş Barbaros’un Akdeniz’de yenilmez müthiş bir kuvvet olduğunu bir kere daha ortaya koydu. Başta Venedikliler olmak üzere Akdeniz’e sahili olan bütün devletler Osmanlı İmparatorluğu ile iyi geçinmeye baktılar. Bu arada Venedikliler 300.000 altın savaş tazminatı vererek barış yaptılar.

Fransa Kralı I. François, Kanuni Süleyman‘ dan yardım istediği zaman da Barbaros Türkler’in denizlere hâkimliğini cihana bir kere daha tasdik ettirmişti. Donanmasıyla Nice’e gitti, orayı zaptetti. V. Karl (Charles Quint) in donanmasını perişan ederek Fransız hükümdarını kurtardı. Barbaros, Osmanlı hükümetine, birçok zaferlerle beraber, Cezayir ve Tunus’u da kazandırmış, ondan sonra, uzun zaman Akdeniz hâkimiyetini elinde tutan büyük denizciler yetiştirmiştir. 1546 temmuzunun dördüncü günü, yetmiş üç yaşında, İstanbul’da öldü, Beşiktaş kıyılarına gömüldü.(Barbaros Hayrettin Paşa Türbesi)

Akdeniz’i yıllarca avucunda tutan, sayısız zaferler, ölçüsüz hazineler elde eden Barbaros, oğlu amiral Hasan Paşa’ya servet olarak altmış bin altınla iki bin köle bırakmıştır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

İdil Biret Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

İdil Biret İdil Biret; piyano sanatçısıdır (Ankara 1941).

Çok küçük yaşta üstün bir müzik yeteneği gösterdi. Yedi yaşındayken dönemin hükümetinin çıkardığı özel bir yasayla gönderildiği Paris’te Nadia Boulanger ile birlikte çalıştı. 10 yaşında girdiği Paris Devlet Konservatuvarı’nın yüksek solfej bölümünü, bir yıl sonra birincilikle bitirdi. 1953’te aynı okulun piyano ve piyano eşliği bölümlerine girerek 1957’de ikisini de en iyi derecelerle bitirdi. Paris, Londra ve Brüksel yanında, başta Almanya ve İsviçre olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde konserler verdi. 1961’de sekiz konser için çağrıldığı Rusya’da on altı konser verdi. 1962’de Boston, 1963’te Londra Senfoni orkestralarıyla çaldı. Montreal, Persepolis, Atina ve Doğu Berlin’de konserler verdi. İstanbul Festivali’nde Menuhin ile birlikte Beethoven çaldı (1973). 1974’te Polonya Barış Nişanı, 1976’da ise Fransız “Chevalier d’Ordre National Merite Nişanı”nı kazandı. 1978’de Belçika’da Kraliçe Elizabeth yarışmasında seçici kurul üyeliği yaptı. 1980’de Avustralya’da seksen konser düzenledi. 1983 istanbul Festivali’nde Leningrad Senfoni Orkestrası eşliğinde çaldı. Beethoven senfonilerinin, Franz Listz tarafından yapılmış uyarlamalarını, 1986 Montpellier Festivali’nde seslendirdi ve bu uygulamayı dünyada gerçekleştiren ilk piyano sanatçısı oldu. Devlet sanatçısı (1983) ve Boğaziçi Üniversitesi onursal doktorluk (1986) unvanlarını aldı.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

İbrahim Ethem Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

İbrahim Ethem; Afganistan’ın Belh şehrinde doğan İbrahim Ethem, Milâdî 778 tarihinde Şam’da vefat etmiştir. İlk mutasavvıfların büyüklerindendir.

Önceleri çok zengin iken bir gün her şeyini bırakarak bütün vakitlerini Allah’a ibadete verdi. Gıdasını temin edecek kadar çalışır, elinin emeğini yerdi. Allah katında büyük bir mertebeye eriştiği rivayet edilen İbrahim Ethem, Rabbından çok korkar, O’nun yarattıklarına karşı daima iyi muamelede bulunurdu. Alim ve âbit bir insandı. Kendisinin pek çok kerametleri anlatılır. Rivâyetlere göre bir balık İbrahim Ethem’in denize düşen iğnesini ağzında getirerek kendisine geri vermiştir.

İbrahim Ethem’in İğnesi

(Sağdan Vali gelir. Arkasında balıkçı… İbrahim Ethem gelenleri görmez. Vali bir kaç adım atıp durur.)

VALİ- Selamün aleyküm ey yüce velî…
İBRAHİM ETHEM- (Soluna dönerek) Aleykümüsselâm… Ey koca Vâlil..
VALİ- Belh’den bir nâme aldım. Belh Sultanı, seni, rahat bir araba içinde oraya göndermemi istiyor.
İBRAHİM ETHEM- Boşuna zahmet!.. Ben burada, yumuşak kumların şiltesi üzerinde çok rahatım…
VALİ- Olmaz! Göndermeye mecburum!
İBRAHİM ETHEM- Zorla mı?..
VALİ- Gerekirse zorla… Belh’e dönmelisin!.. İlle dervişlikse muradın, orada sürdürmelisin dervişliğini!..
İBRAHİM ETHEM- Sarayda mı?
VALİ- Senin gibi bir Sultan oğlu, Sultan oğlu bir Sultan, lâyık mı ki, böyle dağlarda, kırlarda, deniz kenarlarında, kayalıklarda seril sefil dolaşsın?..
(Balıkçı hayretten elleriyle başını kavrar)
VALİ- Eski Belh Sultanı İbrahim Ethem, şimdi kumluklarda söküklerini dikiyor. Görülmüş, duyulmuş iş mi bu?..
İBRAHİM ETHEM- (Başparmağı ile şehadet parmağı arasında iğnesi görünen sağ elini valiye uzatarak) Daha neler var bu dünyada görülecek, duyulacak!..
VALİ- Nedir o elindeki?
İBRAHİM ETHEM- Dikiş iğnesi…
VALİ- Bir zamanlar kılıcınla dağları bölerken şimdi bir iğneye mi kaldı işin ?..
(ibrahim Ethem ayağa kalkar. Gömleğini yere bırakır, iğnesi daima parmaklarında…)
İBRAHİM ETHEM- (İğneyi valiye uzatarak) Bu iğne o kılıçtan daha kuvvetlidir.
VALİ- (İğneyi İbrahim Ethem’in parmaklarından kopararak) Aklını da bozmuşsun sen!.. Zaten insan aklını bozmadan senin yaptıklarını yapar mı?
İBRAHİM ETHEM- İyi bildin! Aklımı bozdum. (Elini gırtlağını götürür) Boynumu buradan kesip başımı çöplüğe attım. Şimdi beni çöplük çöplük dolaştırıp başımı mı aratacaksınız? istemiyorum! Sizin olsun!
VALİ- Gelmezsen seni askerlere tutturacağım! Elini, kolunu bağlatacağım! Yemeğini bile ağzına kaşıkla verecekler… Belh ‘e gideceksin! Eğer keramet sahibi isen zincirlerini kırar, havava uçar, kaçarsın! Razı mısın?
İBRAHİM ETHEM- Razı değilim!
VALİ- Keramete güvenmiyor musun yoksa?
İBRAHİM ETHEM- “Yok”a güvenilir mi? Ben “var”da yok olmaya bakıyorum. Hiç “yok”da var olmayı düşünebilir miyim?
VALİ-Ya senin için havada uçuyor, suda yürüyor diyenlere ne buyurulur? Bunlar keramet değil mi?
İBRAHİM ETHEM- Bunlar oyuncak!.. Havada sinek de uçuyor, suda kurbağa da zıplıyor. Keramet bunlarda değil, acizlikte… Toprak üstünde sürünemeyecek kadar acizlikte… (Elini uzatır) Ver bana iğnemi!
VALİ- Vermeyeceğim! Yoksa keramet iğnede mi?
İBRAHİM ETHEM- Olabilir! Allah isterse o iğnenin ucuyla bana üzüm taneleri gibi yıldızları toplatır.
VALİ- Yaaa?.. Demek keramet bu iğnede…
(Vali hızla yürüyüp siyah fonun önüne gelir. İğneyi denize fırlatır, bu sesleri…)
(Balıkçı dehşetle atılıp İbrahim Ethem’in omuz başına geçer. İbrahim Ethem, sol yanını denize vermiş, dimdik bir kaya…)
İBRAHİM ETHEM- (Sağ elini denize uzatmış, en yüksek sesiyle) Balıklar!.. Getirin iğnemi bana!..
(Uzun durak… Vali, kaşları çatık, dehşetler içinde denize bakıyor. Balıkçı bir atılışta İbrahim Ethem’in önüne geçer, iki büklüm, gözlerini sulara saplar. İbrahim Ethem, nereye baktığı belirsiz, kaskatı…)
BALIKÇI- (Aynı iki büklüm vaziyette, elini uzatmış var kuvvetiyle) Bakın, bakın! Bir balık, kafası su yüzünde, ağzında iğne, bize doğru geliyor!..
(Balıkçı koşar, siyah fonun önünde diz çöker, elini uzatarak iğneyi alır, kalkar döner, delilikten aşkın bir hayret tavrıyla iğneyi İbrahim Ethem’e uzatır. İbrahim Ethem son derece sakin, vekarlı…)
İBRAHİM ETHEM- (iğneyi alırken) Emanete kıydım. Sırrı açığa vurdum. Demek bu dünyada nöbetim sona erdi artık…
(Uzun durak… Balıkçı daima şaşkın ve büyülenmiş, vali kaskatı, somurtmakta… İbrahim Ethem aynı vekar içinde…)
İBRAHİM ETHEM- (Balıkçı ve Valiye) Hoşça kalın dostlarım!.. Sen koca Vali; Belh ‘e selâm gönder, şen olsunlar!.. Sen de dertli balıkçı, bana iğnemi getiren balığı ağına düşürmekten sakın!.. Ağ atmayı bırak, Allah’ın ağına düş!..

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

Tuğrul Bey Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Tuğrul BeyTuğrul Bey;Selçuklu İmparatorluğumun kurucusu ve ilk hükümdarıdır (? 993-Rey 1063).

Babası Mikail, dedesi Selçuk Bey’dir. Kardeşi Çağrı Bey ile dedeleri Selçuk Bey’in gözetiminde yetiştirildiler. Selçuk Bey’ in ölümünden sonra amcaları Arslan Yabgu’nun yanında bulundular. Amcaları tutsak düşünce iki kardeş, Oğuzların başında, Gazneliler ve Karahanlılarla savaşa başladılar. Tuğrul Bey tutsak alındıysa da Çağrı Bey, Karahanlıları yenerek Tuğrul Bey’i hapisten kurtardı. 1030’da Gazneli Mahmut’un ölümü üzerine düzenli ordu birlikleriyle Gazneli topraklarına saldırılar düzenlemeye başladılar, toprak isteğinde bulundular. 1031-1037 arasında süren bu saldırılara, Sultan Mesut gereken önemi vermedi.

1037’de Çağrı Bey, Merv Kenti’ni ele geçirdi. Burada Selçuklular adına hutbe okuttu. Ertesi yıl da Nişapur ele geçirilince, Tuğrul Bey devletin başına getirildi. Kardeşi Çağrı Bey de ordu komutanı oldu. Selçuklu ilerleyişine karşı Sultan Mesut, 1038′ de Horasan’a bir ordu gönderdi. Bu ordu, Serahs yakınlarında ağır bir yenilgiye uğratıldı. Tuğrul Bey batıya yöneldi ve Rey alındıktan sonra, başkent yaptı. 1040’ta iki ordu Dandanakan‘da yeniden karşı karşıya geldi. 23 Mayıs 1040’ta yapılan savaşta, büyük Gazneli Ordusu ağır bir yenilgiye uğrayınca Selçuklular geniş bir imparatorluk haline geldiler, Selçuklu Orduları bir yandan İran’da Şiilerle, bir yandan da Bizanslılarla savaşmaya başladılar. Batıya ilerleyen ve komutanlıklarını Çağrı Bey, Kutalmış ve İbrahim İnal gibi beylerin yaptığı bu ordular, İran’ın tümünü kısa zamanda ele geçirdikten sonra, Azerbaycan, Irak-ı Acem ve Irak’ı Arap bölgelerini de topraklarına kattılar. Böylece Abbasi Devleti ile sınırdaş oldular.

Bağdat’ta etkinliklerini sürdüren ve halifeye her istediklerini yaptıran Şiilere karşı, tek karşı koyacak güç, Selçuklular idi. Bu yüzden, Halife Kaim Biemrillah, Tuğrul Bey’e elçi göndererek, onun Bağdat’a gelmesini istedi. 1055’te Bağdat’a gelen Tuğrul Bey’i halife coşkuyla karşıladı ve adına hutbe okuttu. Tuğrul Bey, öncelikle hac yollarının güvenliğini sağlayarak Müslüman dünyasında saygınlık kazandı. Ayrıca halifelik merkezini de Şiiler’in baskısından kurtardı. Halife, ikinci kez kurtarıldıktan sonra Tuğrul Bey’e, doğunun ve batının hükümdarı ve dinin direği anlamına gelen bir unvan verdi. Bu arada Tuğrul Bey halifenin kızıyla evlendi. Ölümünden sonra Selçuklu Devleti’nin başına Çağrı Bey‘ in oğlu olan yeğeni Alparslan geçti.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , ,

İhap Hulusi Görey Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

İhap Hulusi Göreyİhap Hulusi Görey; tam adı (d. 1898, İstanbul – ö. 27 Mart 1986, İstanbul), Türk afiş sanatının ilk önemli temsilcilerinden. Heykelci Yavuz Görey’in ağabeyidir.

İlk ve orta öğrenimini Kahire’de İngiliz okullarında yaptı. 1911’de ailesiyle İstanbul’a döndü. 1920’de resim öğrenimi için Almanya’ya gitti. Beş yıl Münih’te resim ve afiş çalışmaları yaptı. Almanya’da gerçekleştirdiği yapıtlarından bir bölümünü İstanbul’a göndererek 1923’te Galatasaray Lisesi’nde ilk kişisel sergisini açtı. 1925’te Türkiye’ye dönünce bir süre serbest çalıştı. Mizah dergisi Cem’de karikatür çizdi. 1927’de Dışişleri Bakanlığı’na memur olarak girdi. 1928’de yeniden afiş çalışmalarına başladı. Bakanlıktan ayrılarak 1929’da İstanbul’da bir atölye kurdu. Bu sıralarda yapmaya başladığı Tayyare Bileti (sonra Milli Piyango) tasarımlarını kesintisiz 1975’e değin sürdürdü. Ayrıca Akbaba dergisi için karikatürler, Sümerbank, T.C. Ziraat Bankası, Türk Hava Kurumu için de afişler yaptı. 1940-50 arasında Tekel ürünleri için çok sayıda etiket tasarımı gerçekleştirdi. 1932’de, bugün hâlâ kullanılan Kulüp Rakısı etiketini ve Latin harflerinin kabul edilmesinden sonra basılan ilk alfabenin kapak tasarımını hazırladı. Bu arada çeşitli turizm şirketleri için, özellikle Mısır, Almanya, İsviçre gibi ülkeleri tanıtan afişler yaptı ve broşürler hazırladı.

Gerçekçi bir anlayışla çalışan İhap Hulusi yapıtlarında az renk kullanmış, figürlerini genellikle aile ve arkadaş çevresinden seçmiştir. Yapıtlarını 1966’da Şişli Terakki Lisesi, 1975’te Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu, 1984’te Ankara Milli Piyango İdaresi sanat galerilerinde sergilemiştir. 1978’de Grafikerler Meslek Kuruluşu onur üyeliğine seçilmiştir. 1965’te “İstanbul’un Tiplerinden” adında bir dizi hazırlayan İhap Hulusi, suluboya ve manzara çalışmalarından başka son döneminde hat sanatında da denemeler yapmıştır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , , ,

Turgut Reis Aslen NERELİ , kimdir , kaç yaşında ,biyografisi , hakkında

Turgut ReisTURGUT REİS (1485 – 1565), Osmanlı İmparatorluğumun genişleme çağında, deniz savaşlarında büyük başarı göstererek dünya ölçüsünde ün kazanan büyük bir Türk denizcisidir.

Turgut, Menteşeli fakir bir köylünün çocuğu idi. Önceleri çobanlık yaptı, sonraları ok atmayı, güreşmeyi de öğrenerek kabına sığmaz bir delikanlı oldu. Bir korsan gemisine levent yazıldı. Delikanlı, bilgisiyle, pek gözlülüğü ile kısa zamanda reis oldu, o sıralarda Akdeniz’i titreten Barbaros Hayrettin’in yanına girdi.

Sayısız akınlara katılarak hepsinde büyük yararlıklar gösterdi, bu arada Preveze Savaşı’nda, kendisine düşen ödevi başarı ile yaptı. Zaferden sonra, 1540’ta Korsika’da dinlenirken, Cenova donanmasının beklenmedik bir saldırısına uğrayarak, Salih Reis’le birlikte esir düştü. Üç yıl kadar düşman gemilerinde forsa olarak çalıştı. 1543’te Barbaros, Cenova’yı kuşatarak Salih Reis’le birlikte Turgut Reis’i de kurtardı.

Turgut Reis, gene Barbaros’un yardımı ile, küçük bir donanma kurdu. İtalya kıyılarını kasıp kavuruyor, Akdeniz’de başka bayrak dalgalandırmıyordu. Başında Cenevîzliler’in bulunduğu birleşik Avrupa donanması Turgut’un Cerbe adasındaki üssünü bir gün ansızın bastılar. Turgut Reis kalasları yan yana dizip üzerlerini yağladıktan sonra, gemilerini bu kalaslardan kaydırarak, adanın arka tarafından denize indirdi.

Turgut Reis, bu başarıdan sonra İstanbul’a çağırıldıysa da, onu çekemeyenlerin yüzünden kendisine ancak üçüncü derecede bir sancakbeyliği verildi. Turgut Reis bir süre sonra görevinden ayrıldı, Tunus Beyi’nin yanında çalışmaya başladı. Kanunî Süleyman, ona Trablus’u alırsa, kendisini oraya vali yapacağını bildirdi. Turgut Reis 1554’te Trablus’u aldıysa da Saray gene sözünde durmadı, valilik başkasına verildi. Yaşlı deniz kurdu, bir gün Edirne’de padişahın atının dizginlerini tutarak Trablus valiliği vaadinî ona hatırlattı. Kanunî Süleyman, bunun üzerine ona Beylerbeylik (paşalık) rütbesiyle Trablus valiliğini verdi. 11 yıl kadar bu görevde kalan Turgut Reis (Paşa) 80 yaşında Malta savaşına donanma komutanı olarak katıldı, bu savaşta vurularak öldü. Mezarı Trablus’tadır.

Turgut Reis, Osmanlı İmparatorluğu’na hizmet eden Türk denizcilerinin Barbaros’la birlikte en büyüklerinden biridir. Doğru sözlü, bilgili, dürüst bir komutan olarak tanınmıştır.

kaynak:nkfu

Etiketler, , , , , , , , , ,